Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə218/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   214   215   216   217   218   219   220   221   ...   877
İBRAHİM PAŞA SARAYI

130

131

İBRAHİM PAŞA TÜRBESİ

nün hayvanat bahçesi (Arslanhane) olduğunu ve bir bölümünün de dokuma işine tahsis edildiğini eklemiştir, ibrahim Paşa Sarayı'nın ne zaman Defterhane olduğu bilinmemekle birlikte, daha 1755 öncesinde bir bölümünün Defterhane olarak kullanılmaya başlanmış olması mümkündür. Diğer taraftan Atmeydanı'nın bir tasvirini yapan Antoine-Ignace Melling, 1819'da ibrahim Paşa Sarayı adının hâlâ kullanıldığını belgelerken, yapının 1820 ve 1886'da Defter-i Hakanı Nezareti olarak tanındığını kanıtlayan belgeler de bulunmaktadır.

ibrahim Paşa Sarayı, Topkapı Sarayı(-») dışında günümüze gelebilmiş tek 16. yy Osmanlı sarayı olmasının yamsıra devlet ricaline ait istanbul sarayları içinde ayakta kalan tek örnektir. Bugüne gelemeyen bütün vezir ve hanedan saraylarının aksine kagir olan yapı, yüzyılların tahribatına karşı durabilmiş; bulunduğu yerin öneminin yamsıra, çeşitli tören ve eğlencelere, yabancı elçilerin ağırlanmasına ev sahipliği yapması nedeniyle de hafızalarda yer etmiş; hanedana evlilik yoluyla akraba olmuş bir dizi sadrazam, kaptan-ı derya ve beylerbeyi arasında el değiştirirken, ibrahim Paşa'nın adı her nasılsa unutulmamıştı.

Müstahkem görünüşlü olan saray, Osmanlı saraylarının geleneksel kabul edilen mekân organizasyonunu yansıtmaktadır. Özgün haliyle, meydana doğru alçalan bir alanda inşa edilmiş, dört avlu etrafında örgütlenmişti. Atmeydanı'na bakan cephesinin toplam genişliğinin 140 m dolayında olduğu hesaplanmaktadır.

/. Avlu: Bugün Tapu ve Kadastro Dai-resi'nin arkasında kalan birinci avlu, aslında bir cephesi ile Atmeydanı'na açılıyordu. Avlunun iki yan cephesinde yer alan kapılar ile sarayın ikinci ve üçüncü avlularına geçiliyordu. Gene meydana paralel u-zanan üçüncü cephenin bir yanında ise, günümüze kalmamış olan bir at merdiveni ile ulaşılan asıl giriş bulunuyordu. Bu kapıdan yalnız padişah ata binmiş olarak geçebiliyordu. Bu avlunun sağındaki kapının yanında, Defter-i Hakani Emini Server Dede'nin türbesj bulunuyordu. Sarayın çöküş ve parçalanış sürecinde, önce Defterhane binası bu avluda inşa edilmişti. Daha sonra da Tapu ve Kadastro Dairesi'ne bağlanan sarayın bu bölümü özgün yapısını kaybetmiş bulunmaktadır.

ü. Avlu: Bugün de sarayın özgün dokusundan geriye kalan tek avludur ve esas olarak Türk ve islam Eserleri Müzesi'nin büyük iç avlusuna denk düşmektedir. Birinci avludan daha yüksek seviyede olan ikinci avluya bir dizi merdiven ve kapıdan geçerek ulaşılmaktadır, ikinci avlu minyatürlerde, padişahın görüntülendiği balkonun sağında, gösterilerin rahatça izlenebileceği, ama dışarıdan içerisinin görünmemesini sağlayacak ahşap kafesli bir seyirliğin arkasına isabet eden ağaçlıklı bir alan olarak resmedilmektedir.

Saray ile meydan arasındaki seviye farkı nedeniyle ikinci avlunun meydana bakan doğu cephesi bir istinat galerisi üzerine oturtulmuştur. Bu istinat galerisi beşik tonozlu kemerlerle birbirlerine ve mey-

dana açılan mekânlardan oluşur. Meydan cephesinde bodrum kadarının dükkân ve ahır olarak kullanılmış olması muhtemeldir. Her halükârda, bu mekânların sarayla .bağlantısı yoktur. Galerinin hemen arkasında ikinci avlunun toprak zemini yükselmektedir.

ikinci avlunun zemin katında güney, baü ve kuzey cephelerini, birbirine açılan koğuşlar biçiminde, tonozlu mekânlar çevirir. Bu mekânları avluya ve bugün arkada yıkılmış olan sarayın diğer bölümlerine bağlayan kapılar bulunmaktadır. Halen girişin üzerinde yer alan köşk, minyatürlerde resmedilen ve muhtemelen padişah dışındaki hanedan üyelerinin törenleri izledikleri köşktür. Ancak bugün burada görülen mimari parçalar zaman içindeki birçok değişikliğin ve onarımın izlerini taşımaktadır.

ikinci avlunun batı ve kuzey yönünde, ikinci katta yer alan mekânlar da, batıda tonoz, kuzeyde kubbelerle örtülmüştür, içlerinde ocakların da bulunduğu bu mekânların önünde kubbeli bir revak bulunmaktadır.

Sarayın ve ikinci avlunun güneyinde, doğrudan doğruya padişahların Atmeydanı'na geldiklerinde eğlenceleri seyrettikleri yer ise divanhanedir. Bu bölümün birçok kaynakta "kasır", "köşk", "taht" olarak söz edilen ve minyatürlerde görülen şahnişini de son restorasyonlarda yeniden inşa edilmiştir. Kaynaklardan, divanhane duvarlarının kaşilerle bezeli olduğu anlaşılmaktadır. Divanhanenin avluya bakan cephesi ise tartışma konusudur. Burası harap vaziyette yakın zamana kadar gelmiş, ancak duvara gömülü kırmızı sütun izleri bulunduğundan, kırmızı boyalı ahşap kemerlerle birbirine bağlı ahşap sütunlarla çevrili olacak biçimde restore edilmiştir. Divanhanenin ardında, bir kapıyla geçilen kışlık divanhane ya da iç divanhane bulunmaktadır. Kışlık divanhanenin güney cephesinde görülen bir kapı ise, burada ek bir bina olduğunu düşündürmektedir.

///. Avlu: Ana cepheye dik gelen sarayın kuzey cephesinin bir bölümünü oluşturan üçüncü avlu, sarayın en küçük avlu-suydu. Avlunun üç cephesini alt katta avlu kenarlarına dik beşik tonozlardan oluşan koğuşlar, üst katta eşit büyüklükteki kubbeli odalar ve önlerinde revaklar çeviriyordu. Üçüncü avlunun dördüncü (batı) cephesi ise sarayın dördüncü avlusunun bulunduğu bölüme bitişikti. Burada dikkati çeken önemli bir nokta, 1582'de yapılan sünnet düğünü öncesinde gerçekleştirilen yoğun yenileme faaliyeti sırasında ana girişin buraya aktarılmış olmasıdır. Bugün bu avlunun yerinde Adalet Sarayı Arşiv Dairesi bulunmaktadır.

IV. Avlu: Üçüncü avlunun arka cephesine bitişik olan bu bölüm, 1939'da Adliye Sarayı'na yer açmak için tamamen yıkılmıştır. Yıkım öncesi yapılan mimari çizimler ile fotoğraflardan, dördüncü avlunun da eşit büyüklükteki kubbeli odalar ve bu odaların önlerinde revaklar ile çevrili olduğu anlaşılmaktadır.

Sarayın iç mekân kullanımına dair çok

sağlıklı bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Osmanlı saraylarının genel mekân organizasyonu temel alınarak bazı saptamalarda bulunmak; kule, hazine, mutfak, hamam, hela ve ahır gibi mekânları yerleştirmek mümkün olabilmektedir. Bibi. T. Gökbilgin, "ibrahim Paşa", ÎA, V/2, 908-915; Z. Orgun, ibrahim Paşa Sarayı, ist., 1939; S. Çetintaş, Saray ve Kervansaraylar Arasında ibrahim Paşa Sarayı, ist., 1939; N. Atasoy, ibrahim Paşa Sarayı, ist., 1972.

TÜLAY ARTAN




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   214   215   216   217   218   219   220   221   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin