İÇIİ, ŞERiF
(20 Aralık 1899, istanbul - 6Şubat 1956, istanbul) Bestekâr ve udi.
Beşiktaş'ta doğdu. Ortabahçe mahalle mektebinden sonra Beşiktaş Âfitâb-ı Maarif Rüşdiyesi'ni bitirdi. Musikiye çok küçük yaşlarda heves etti. Ciddi nitelikli ilk musiki derslerini, ailesinin desteğiyle, komşuları olan Nakiye Hanım adlı bir hocadan aldı.
1921'de, Neyzen ihsan Bey'in kurup yönettiği Beşiktaş Musiki Kulübü'ne girdi. Ölene kadar ayrılmaz bir ikili oluşturacakları kemani Hakkı Derman'la bu cemiyette tanıştı; musiki bilgisini ve icracılığmı ilerletme imkânı buldu.
Askerlikten sonra yerleştiği Ankara'da iktisat Vekâleti'nde memuriyette bulundu. Aynı zamanda piyasada ud çalıyordu. Şöhreti gittikçe arttı ve sanatsever çevrelerde aranan bir isim haline geldi. 1938'de yayın hayatına başlayan Ankara Radyosu'n-da Eşref Kadri takma adıyla ud sanatçısı olarak görev yaptı.
1946'da bakanlıktan ve radyodan istifa ederek, Maksim Gazinosu'nda çalışmak ü-zere istanbul'a döndü. Bu tarihten ölümüne kadar geçen 10 yılda gerek istanbul Radyosu'nda, gerekse istanbul eğlence âleminin merkezleri olan gazinolarda u-duyla büyük bir şöhret kazandı. Özellikle istanbul hayatıyla bütünleşmiş fasıl mu-sikisi(-0 alanında, Hakkı Derman, Şükrü Tunar gibi isimlerle, hafızalardan silinmeyecek olan üstün nitelikli icra örnekleri verdi.
1924'te başladığı bestekârlık hayatında, 70'ten fazla esere imzasını attı. ilk e-seri, "Gelmeseydim âleme görmeseydim ben seni" mısraıyla başlayan uşşak şarkıydı, içli, bestekârlıktaki asıl ününü, 1927' de Süleyman Nazif in şiirinden bestelediği "Derdimi ummâne döktüm âsumane inledim" zemin mısralı hicaz şarkıyla elde etti. Yaşadığı dönemin önde gelen bestekârlarından biri olarak, Şevki Bey lirizmini çağrıştıran çok sayıda eseri hafızalara yerleşti ve topluma mal oldu. Eserlerinin birçoğu Münir Nureddin, Müzzeyen Senar gibi dönemin seçkin ses sanatkâr-lannca plaklara okundu.
içli, yaşadığı yılların istanbul hayatında önemli bir yer tutan sinema sanatına da
B"
Gözlem
Yayıncılık
Arşivi
musikisiyle katkıda bulundu. Türk sinema tarihine geçen "Aldatılan Kadın", "Emi-rin Gözdesi" ve "Şeyhin intikamı" gibi filmlere, enstrümantal ve sözlü müzikler besteledi.
Gece sahilden açıp sandalı enginlere biz/ Uyuyan Marmara 'nın koynuna girsek ikimiz mısralarıyla başlayan nihavent eseri, aşk estetiği ile istanbul estetiğini iç içe düşünerek bestelediği örnek bir istanbul sarkışıdır. Genel olarak lirik ve mahzun aşk şarkıları bestekârı olan Içli'nin, kimi eserlerinde belirgin bir Anadolu duyarlılığını yansıtan türküvari bir tarzı denediği görülür.
Uşşak "Hasret dolu ahım sana hüsranımı söyler", hüzzam "Hicran yine hicran mı bu aşkın sonu", "Yine bir sızı var içimde akşam oldu diye", "Sen de Leyla'dan mı öğrendin cefakâr olmayı" ve "Türlü derde ben deva buldum elimle çok zaman"; karcığar makamının kullanılışı açısından rahatlıkla bir başyapıt olarak nitelenebilecek "Mestoldu gönül gözlerini gördüğüm akşam", hüseyni "Ezelden aşi-nanım ben ezelden hem-zebâmmsm", saba "Düş ben gibi bir aşka sadakat ne imiş gör" ve buselik "Dün gece bir bezm-i meyde ah edip anmış beni" gibi sarkılan, çok ünlenmiş eserleri arasındadır.
70 eseri kapsayan Hüzzam Faslı adlı bir nota kitabıyla üç ciltlik bir güfte mecmuası yayımlamış olan içli, çok iyi bir nota yazarıydı. Uzun yılların birikimi ve büyük bir emeğin ürünü olan elyazması nota koleksiyonu, ölümünden sonra Ankara Radyosu'nca satın alındı.
Şerif Içli'nin kendisinden sonra gelen aile fertlerinden de musikiyle uğraşanlar çıktı. Kızı Sadiye içli ses sanatkârı, yeğeni Selâhattin içli ise bestekâr olarak ün kazandılar.
Şerif içli, istanbul Radyosu'nda bir canlı yayın sırasında geçirdiği kalp krizi sonucunda, yakın arkadaşı Eczacı Hakkı Derman ve Dr. Nevzad Atlığ'ın müdahalesine rağmen kurtarılamayarak, udu kucağında olduğu halde öldü. Kabri, Feriköy Me-zarlığı'ndadır.
BibL Ş. içli, Hüzzam Faslı, ist., 1951; M. Ro-na, 50 Yıllık Türk Musikîsi, ist., 1960; M. N. Özalp, Türk Musikîsi Tarihi, Ankara, 1989; Öz-tuna, BTMA, I.
MEHMET GÜNTEKlN
Dostları ilə paylaş: |