Ünden bugüN


-1923 Döneminde İşçi Hareketi



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə455/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   451   452   453   454   455   456   457   458   ...   877
1919-1923 Döneminde İşçi Hareketi

İstanbul 1919-1923 döneminin büyük bir bölümünü işgal altında geçirmiştir. İstanbul işçileri bir yandan Anadolu'daki savaşa ilişkin tutum alır ve savaşın sonucunu beklerken, öte yandan 1908-1913 dönemi işçi hareketinin birçok birikimi yeni biçimler altında canlanmıştır. Uluslararası işçi hareketinde II. ve III. enternasyonaller arasındaki karşıtlık ve rekabetlerin, komşu bir coğrafyada Sovyet Devrimi ile yaşanan altüstlüklerin doğrudan etkilediği koşullarda sendikal ve politik hareket 3 önemli yıl geçirmiştir.

1919'un ilk haftalarından başlayarak İstanbul işçileri savaş yıllarında kaybettik-

lerini geri almak için çeşitli eylemlere girişmişlerdir. Şirket-i Hayriye ve Telefon Şirketi işçileri grev tehdidinde bulunmuş, Reji, belediye temizlik, fırın işçileri, Haliç vapurları çalışanları, limanda çalışan hamallar ise greve gitmişlerdir. 1919'un bir başka önemli olayı, mayıs ayı içinde yapılan ve İzmir'in işgalinin kınandığı protesto mitingleridir; özellikle 30 Mayıs'ta Sultanahmet'te yapılan büyük mitinge işçiler kitlesel bir biçimde katılmışlardır (bak. Sultanahmet mitingleri). 1920'de işçi grevleri tramvay ve Tünel, Kasımpaşa Tersanesi, Kazlıçeşme deri işçileri, gazete mürettipleri ve Haliç vapurları çalışanlarıyla devam etmiş; özellikle tramvay grevleri kısa aralıklarla tekrarlanmıştır. 1921' de Şirket-i Hayriye, Kadıköy tramvay, Elektrik-Tünel-Tramvay Şirketi, Zeytin-burnu fabrikası işçilerinin ve mürettiple-rin grevleri yıl ortasında bir genel grev o-lasılığını gündeme getirmiştir. İstanbul 1922 başlarında başarısız bir tramvay grevine ve daha sonra belediye çöpçülerinin grevine sahne olduktan sonra l yılı aşan hayli sakin bir dönem geçirmiştir. Eylül-Ekim 1923'te yeni bir kımıldanma olmuş, matbaa işçileri, Bomonti Bira Fabrikası, Dolmabahçe Gazhanesi, Şark Şimendiferleri, liman, tramvay ve Terkos işçileri art arda greve gitmişlerdir. 1919-1922 grevlerinde ücret artışları, iş koşullarının düzeltilmesi, iş saatlerinin kısaltılması, gece mesaisi için fazla ücret, çalışanlar arasında eşitlik sağlanması, işçi çocukları için o-kul açılması gibi talepler önde iken, Anadolu'da savaşın sonuçlarının kesinlik kazandığı 1923 sonbahar grevlerinde, yabancı işverenlere karşı bir öfke patlaması, eylemlerin başlıca gerekçesini oluşturmuştur. Bu öfke bazı eylem hazırlıkları ve eylemlerde Müslüman olmayan işçilerin işten çıkarılması taleplerine kadar gitmiştir.. 1923 öncesinde de dönemin tüm işçi eylemlerinde emperyalist güçlere karşı çıkış unsurunun, artan bir milliyetçi vurgunun kendini gösterdiğini söylemek doğru olacaktır.

Dönemin dikkat çekici bir işçi eylemi kategorisi l Mayıs kutlamalarıdır. Özellikle 1921 ve 1922 l Mayısları, İstanbul' un tarihinde daha önce görülmemiş ve 1970lere kadar görülmeyecek yaygın bir katılım ve coşku ile kutlanmıştır (bak. Bir Mayıs kutlamaları).

İstanbul'da mütareke yıllarında -bir yönüyle savaş öncesi dönemin uzantısı olarak- başlıca üç çevre işçi hareketine yön vermeye çabalamıştır: İlk olarak İttihad ve Terakki'nin devamı olan ya da Anadolu' daki Kemalist hareketle doğrudan ilişki içindeki örgütler (başlıcaları, Resmi Türkiye Komünist Fırkası, Osmanlı Mesai Fırkası, Amele Siyanet Cemiyeti, İstanbul Umum Amele Birliği); ikinci olarak III. Enternasyonal çizgisine yakın örgütler (başlıcaları, Beynelmilel İşçiler İttihadı, Aydınlık çevresi, Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, Türkiye İşçiler Derneği, Türkiye Komünist Partisi); üçüncü olarak Sosyalist İşçi Enternasyonali çizgisinde ya da bağımsız örgütler ve bireysel girişimler

fbaslıcalan, Türkiye Sosyalist Fırkası, Sosyal Demokrat Fırkası, Müstakil Sosyalist Fırka Türkiye İşçi Sosyalist Fırkası).

Bu üç çevrenin işçi hareketi içindeki ağırlıkları bir dönemden ötekine değişmiştir Ne var ki, İştirakçi Hilmi ve arkadaşlarının 1919-1921 arasındaki sürükleyici çalışmaları dışında sırtını Anadolu'ya ve işgal koşullarında bile olsa devlet kurumlarına dayayan, bağımsız bir işçi hareketinin gerekliliğini reddeden milliyetçi çizgi en büyük etkinliğe sahip olmuştur. Üstelik bu çevre, gerekli bulduğu her türlü ittifakı ve kimlik tanımını büyük bir pragmatizm içinde gerçekleştirerek özel bir avantaj elde etmiştir.

III. Enternasyonal yanlısı örgütler dünyadaki dengeleri altüst eden bir gelişmenin Türkiye'deki destekçileri ya da uzantıları olmalarına karşın, dönem içinde bir dizi elverişsiz etki ile yüz yüze gelmişlerdir: 1) Savaş süresince, özellikle savaşın sonlarında İstanbul işçilerinin etnik dağılımının hızla değişmesi ve en deneyimliler grubunun önemli bir bölümünü oluşturan Rum, Ermeni, Yahudi vb işçilerin sayısında hızlı bir düşüş olması, 2) yerli olsun, yabancı olsun patronların ve işgal kuvvetlerinin en sert tepkilerinin bu gruba yönelmesi, 3) bu çevrenin kendi içinde derin görüş ve kişilik ayrılıklarının varlığı, 4) Mustafa Suphi ve arkadaşlarının Türkiye yolunda öldürtülmesi ile önder kadronun kaybı, bu kapsamda belirtilebilecek unsurlardır.

İştirakçi Hilmi ve çevresi bu iki büyük gücün rekabeti koşullarında, geniş işçi kitlelerinin günlük sendikal mücadelelerini de yönlendirebilecek, karizmatik bir liderliğe duydukları susuzluğu ve işgal kuvvetleri arasındaki çelişkileri iyi değerlendirerek hızla güç kazanmıştır. 1910'ların Osmanlı Sosyalist Fırkası'ndan daha sol ve anlaşılır bir programla ortaya çıkan daha sonra Marksist hareket içinde yer alacak bazı aydınların da desteğini alan Türkiye Sosyalist Fırkası, birçok durumda doğrudan doğruya bir sendika işlevini görerek çok sayıda işçiyi üye yapmıştır. İştirakçi Hilmi ve arkadaşları, parti çalışmalarıyla 1919-1921 dönemi boyunca çeşitli işçi isteklerini patronlara ve kamuoyuna duyuran bir sendikal kuruluş gibi ekonomik mücadele ile iç içe olmuşlar, başta tramvay grevi olmak üzere birçok grevi yönetmişler, özellikle 1921 -ve bir ölçüde de 1922- l Mayıs gösterilerinin örgütlenmesinde büyük rol oynamışlardır. Türkiye Sosyalist Fırkası daha önce Türkiye' de hiçbir başka örgütün başaramadığı a-dımı da atarak, Sosyalist İşçi Enternasyo-nali'nin Türkiye temsilciliğini onaylatmış ve 1919 ve 1920 kongrelerine Türkiye adına temsilci yollamıştır.

1919-1923 döneminde işçi hareketi bakımından özel önem taşıyan bir sorun, çeşitli işçi örgütleri arasında birliğin sağlanmasıdır. Bu alanda daha çok III. Enternasyonal yanlıları tarafından daha 1919 ortalarında başlatılan bir dizi toplantı ve hazırlığın ısrarla engellendiği görülmektedir. Türkiye Sosyalist Fırkası'mn gücünün zir-

vesinde iken uzak durduğu çalışmalar, işgal kuvvetlerine, milliyetçi güçlere ve patronlara (İstanbul Ticaret Odası) yakın çevrelerce kesin olarak baltalanmıştır. Bu a-maçla en açık örneği İstanbul Umum (daha sonra Türkiye) Amele Birliği olan bazı özel dernek ve birlikler kurdurulması yoluna bile gidilmiştir. 1922 ve 1923 l Mayıs gösterilerinin düzenlenmesi için sağlanan geniş tabanlı işbirliği ise süreklilik kazanamamıştır.




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   451   452   453   454   455   456   457   458   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin