1923-1946 Döneminde İşçi Hareketi 1923 l Mayıs kutlamalarının hemen ardından İstanbul'da sol güçlere yönelik olarak başlatılan baskı ve tutuklamalarla Mütareke yıllarının canlı ve çoğulcu yapısı ağır bir darbe yemiştir. Böylece 1925'te Takrir-i Sükûn Kanunu uygulaması ile daha kesinleşecek ve 1920lerin sonundan itibaren büsbütün ağırlık kazanacak bir baskı ve yasaklama dönemine girilmiştir.
Temmuz 1924'te grevci tramvay işçilerine karşı süngülü jandarmaların kullanılması, ardından Şark Demiryolları grevcilerine karşı da benzer biçimde şiddet kullanılması, yeni rejimin işçi eylemlerine ve örgütlenmesine ilişkin tutumunu ortaya koymuştur. Aynı yıl içinde posta dağıtımcılarının, Ayvansaray Un Fabrikası ve dokuma fabrikaları işçilerinin daha yüksek ücret, daha iyi iş koşulları ve çok uzun o-lan çalışma saatlerinin kısaltılması için giriştikleri grevler hep başarısızlığa uğratılmıştır.
Mart 1925'te çıkarılan ve temel olarak tüm muhalefeti yok etmeyi ve demokratik direniş ve örgütlenmeleri yasaklamayı a-maçlayan Takrir-i Sükûn Kanunu sonrasında Ağustos 1925'te bazı Şirket-i Hayriye işçilerinin grev girişimi dışında basına yansıyan bir işçi eylemi olmamıştır. 1924'te Türkiye Amele Birliği'nin kendi merkezinde yapacağı l Mayıs kutlamalarına bile izin verilmemiştir. Aynı şekilde
Cibali Tütün
Fabrikası
işçileri toplu
halde, 1923.
TETTVArşivi
Ağustos 1924'te kurulan Amele Teali Ce-miyeti'nin(->) 1925 l Mayıs'ını kutlamak için yaptığı tüm başvuru ve girişimler engellenmiş ve l Mayıs broşürleri hazırlayan ve dağıtan Türkiye Komünist Partisi (TKP) mensuplarından 38 kişinin tutuklanıp İstiklal Mahkemesi'nde 7-15 yıllık cezalara çarptırılması ile örneklenebilecek çapta bir baskı uygulanması yoluna gidilmiştir.
Bu arada daha 1925'te Türkiye Amele Birliği dışında başlatılan, sonra bu birlik içine taşınan ve Mayıs 1924'te Amele Birliği'nin kapanıp birkaç ay sonra Amele Teali Cemiyeti'nin kurulmasından sonra bu dernek içinde sürdürülen işçi örgütlerinin etkinleştirilmesi ve birleştirilmesi çalışmalan hep rejimin istemediği sonuçlar vermiştir. Komünistlerin öne çıkması, alternatif bir iş yasası taslağının hazırlanması, işçi tabanında yeni kıpırdamşlar olması karşısında önce Amele Teavvün Cemiyeti adlı bir alternatif örgüt kurdurulmuş, daha sonra bu tür örgütlerin (Amele Teali Cemiyeti, 1928) tümüyle yok edilmesi yoluna gidilmiştir.
Ne var ki, tüm bu önlemlere rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) iktidarının işçi eylemlerini tümüyle durdurması yine de mümkün olmamıştır. 1926 ve 1927'de liman işçileri, 1927'de ayrıca tütün işçileri, 1928'de demiryolu, dokuma, tütün, demir-çelik ve tramvay işçileri, 1929'da tramvay ve tütün işçileri, 1931'de Feshane ve tütün işçileri, 1932'de Seyr-i Sefain İdaresi işçileri, 1933'te Süreyyapaşa Mensucat Fabrikası işçileri, 1935'te Kuruçeşme Depoları işçileri, 1936'da yine Süreyyapaşa Mensucat Fabrikası işçileri direniş ve grevler yapmışlardır. Bunlar karşısında bulunan çözüm, baskının daha da artırılması, 1933' te grevin özel bir yasa çıkarılarak yasaklanması, 1935'te çıkarılan bir kanunla her yıl tüm yasaklamalara rağmen çeşitli giz-
Dostları ilə paylaş: |