Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə472/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   468   469   470   471   472   473   474   475   ...   877
İŞSİZLİK

Osmanlı döneminde, İstanbul'da 19. yy'ın ortalarına kadar geniş çaplı bir işsizlik olgusundan söz edilemez. Kentteki meslek ve iş örgütlenmesinin sıkılığı, gediklerin varlığı, kente girişin denetlenmesi ve kısıtlanması, hangi işler için ne ölçüde bir is-

tihdama ihtiyaç olduğunun önceden saptanıp fazlasının kent kapılarında durdurulmaya çalışılması gibi önlemler işsizliğin İstanbul'da yaygınlaşmasını engellemiştir (bak. istihdam; işçiler).

17. ve özellikle 18. yy'larda dönem dönem İstanbul kapılarına yığışan; kapıları ve yasakları da aşarak kente dolan kalabalıklar olmuşsa da, çeşitli önlemlerle olayın önü alınmaya çalışılmış, bir işsizler ordusunun doğmaması için özel dikkat gösterilmiştir.

Kentin önemli sayıda işsizle karşılaşması 19. yy'ın ortaları, özellikle de 1858 son-rasmdadır. İşin örgütlenmesine ve istihdamın denetlenmesine yönelik yapıların, örgütlerin çözülmesi ve yaşanmakta olan toplumsal kargaşa, İstanbul'a işsizlerin yığılmasına yol açmıştır. Kentin çeşitli yerlerinde kurulan ve yer yer günümüzde de gözlenen "amele pazarları", yani kentin belli semt ve meydanlarında hamallık, inşaat işçiliği, ırgatlık vb işler için kendilerine teklif gelmesini bekleyenlerin buluştuğu yerler, 19. yy'ın sonlarında çoğalmış olmalıdır.

I. Dünya Savaşı sırasında İstanbul işçilerinin önemli bölümü cepheye sürüldüğünde yerleri kadın ve çocuk işçilerle doldurulmuş, Cumhuriyet kurulduğu sıralarda da toplumsal bir sorun yaratacak bir işsizlikle karşılaşılmamıştır. 1927-1928'de İstanbul'da bazı özel ve devlet işyerlerinin modernleştirilmesi sırasında çok sayıda işçinin işsiz kaldığı gazete haberlerine yansımıştır. Yine 1927-1928'de İstanbul'da önemli sayıda iflas olayı vardır. 1928'de 400 iflas ve 1.000 kadar işyeri tatili olmuş; bu durum da belli sayıda işçinin işsiz kalmasına yol açmıştır. 1929-1933 arasında yaşanan dünya ekonomik bunalımının etkileri Türkiye'de de duyulmuş, bu etkiler en fazla İstanbul'da bulunan sanayiyi ve iş-

yerlerini etkilemiş, 1930'larda özellikle tekstil alanında önemli bir işsizlik olgusu ortaya çıkmıştır. 1933'te işçiler arasında yapılan siyasal ajitasyon faaliyetinin ana temalarından biri de işsizlikle mücadeledir.

II. Dünya Savaşı yıllarında savaşa girmeden yaşanan savaş ekonomisi, bir süre için ekonomiyi güçlendirmiş, bazı sanayi dallarının gelişmesini olumlu etkilemiş, bunda savaş yılları boyunca işçilerin düşük ücretle ve ağır koşullarda çalıştırılmalarının büyük payı olmuş, ancak bu durum işsizliği de önlemiştir. Savaş sonrasında İstanbul'da 1950'lerde, özellikle dokumacılık, iplik vb tekstil alanında yayılan kriz, beraberinde işsizlik getirmiştir. Gerek tekstil ürünleri ithalinin, gerekse genel ekonomik krizin yarattığı darboğaz İstanbul'da pek çok küçük atölye ve işletmenin kapanmasına, burada çalışanların işsiz kalmasına neden olmuştur. 1949-1950'lerde mevcut sendikaların bir bölümünün başlıca uğraşı -sonuçsuz da kalsa-işsizliği önlemek ve hükümeti uyarmak i-çin mitingler yapılmasına çalışmak, işsizlikten şikâyet etmektir. 1949 sonu 1950 başlarında, o dönemlerde İstanbul imalat sanayiinin en önemli kollarından olan tekstilde baş gösteren kriz sonucunda, işçilerin ücretleri de düşürülmüş ve işçiler işsizlikle tehdit edilmiştir.

İşsizlik tekstil dalıyla sınırlı kalmamış, çivi, cıvata vb imalatına, yani metal işkoluna da atlamış, bu işkolunda da ücretlerin düşürüldüğü görülmüştür. Aynı dönemde Anadolu'da tarım kesiminde yaşanan ürün kıtlığı ve tarımsal yapı değişmeleri kırsal kesimden binlerce kişinin İstanbul'a akmasına yol açmış, 1950 başlarında kentte ciddi bir yedek işsizler ordusu oluşmuştur.

1950'de İstanbul'da İş ve İşçi Bulma Kurumu'nakayıtlı, yani resmi olarak 15.405 işsiz vardır. Bu sayı 1951'de 22.773'e, 1952' de 33.500'e varmıştır. Gerçek işsiz sayısının bunun çok üstünde olduğu, 1951'de çalışma bakanının tüm Türkiye çapında 1.000.000'u aşkın işsiz olduğunu kabul-

lenmek zorunda kalmasından da bellidir. İşsizliğin en ağır biçimde yaşandığı İstanbul sanayi işçileri arasında, bu durumun yan sonucu da, işte kalanların yedek işsizler ordusu rekabeti yüzünden gerek ücret gerekse iş koşulları açısından aşırı sömürülmeleri olmuştur.

1957-1958'de İstanbul'da yeni bir işsizlik dalgası yaşandı. Sadece lastik işkolunda irili ufaklı 160 işyeri işi tatil etti. 8.000 işçi işsiz kaldı. Cam işkolunda 16 işyeri kapandı, 1.000'e yakın işçi kapı dışarı edildi. 1959'da, lastik işkolunda başlayan işsizlik, bütün işkollarına yayılma istidadı gösterdi. İşçiler mal stoklarının birikmesi, işletme sermayesi veya kredi noksanı, piyasadaki bunalım nedenleriyle işten çıkarılıyorlardı. 1959 sonlarında İstanbul İş ve İşçi Bulma Kurumu'nda, her iş-kolundaki çoğunluk sendikasının davet edildiği, gündemi işsizlik olan bir toplantı yapıldı. 1958 başında, İstanbul'da resmi işsiz sayısı 40.000'i aşıyordu. Öte yandan ülkenin çeşitli yörelerinden İstanbul'a göç aynı dönemde olağanüstü hızlanmıştı. 1958'de, kentin 850.000 civarında olan nüfusunun, yaz aylarında mevsimlik işçi olarak gelenlerle 2.000.000'a yaklaştığı tahmin ediliyordu. Bunlar düşük ücretlerle günübirlik işlerde, büyük çoğunluğuyla inşaat ve yol işlerinde çalışıyorlardı. Asıl işsizlik ise imalat sanayiinin bazı dallarında, sanayi işçileri arasındaydı.

1960 askeri müdahalesinden sonra İstanbul'da özellikle devlete ait işyerleri, kamu iktisadi kuruluşlarında siyasi nedenlerle işçi çıkarmalara rastlandı. Sendikacılar ve aktif işçiler, işten çıkartılanların başında geliyordu. Ancak bu durum, kentte bir işsizlik dalgası yaratabilecek boyutlara varmadı.

Dönem dönem değişik işkollarında işsizlik görülmekle birlikte 1960-1980 arasında İstanbul'da görülen işçi çıkarmaların önemli bölümü sendikal siyasal nedenlerle oldu. Bu dönemde canlanan ve giderek mücadeleci bir nitelik kazanan işçi hareketi işverenlerin işyerlerindeki öncü

işçileri bir yolunu bulup tasfiye etmesi sonucunu doğuruyor; zaman zaman işten çıkarılanlarla dayanışma için yapılan grevler, direnişler görülüyordu (bak. işçi hareketi; işçi örgütlenmesi; işçiler).

İstanbul'da İş ve İşçi Bulma Kurumu' na başvuranların (resmi işsizlerin) sayısı 1960'ta 48.448, 1963'te 40.369, 1965'te 33.267, 1967'de 46.320, 1970'te 67.096, 1974'te 67.574 olmuş, 1970'lerin sonlarında daha da yükselmiştir. 1976'dan itibaren yatınmların azalması, atıl kapasitede çalışma sorununun büyümesi 1980-1981'de işsizliğin doruk noktasına çıkmasına neden olmuştur. 1981'de Devlet Planlama Teşki-latı'nın (DPT) bir raporunda Türkiye'de 2.223.000 işsiz bulunduğu (tarımdaki gizli işsizler hariç) yer almakta, bunların 250.000'den fazlasının İstanbul'da olduğu hesaplanmaktadır. 1980 askeri müdahalesinden sonra işten çıkarmaların kolaylaştırılması, çalışma, sendika, grev vb yasalarının bu yolda değiştirilmesiyle, özellikle İstanbul'da işsizlik artmıştır. Sadece 1981' de İstanbul'da 60.000'den fazla işçinin işten çıkarıldığı hesaplanabilnıektedir. 1985 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre İstanbul'da işsiz sayısı (faal nüfusa dahil olup da iş arayan açık işsizler) 141.000' dir. 1990'da bu sayı 170.000'i bulmaktadır.

İstanbul gibi belirli ve tanımlanmış bir işe bağlı olmadan çalışan akışkan bir işgücünün var olduğu, sayımlarda bile tespit edilemeyen bir mevsimlik ya da geçici işçi kitlesinin bulunduğu bir metropolde gerçek işsizlik rakamları resmi istatistiklerin çok üzerindedir.

Mayıs 1994'te Türkiye, Cumhuriyet'ten bu yana yaşanmamış boyutlarda bir ekonomik bunalıma girerken ve bir üretim bunalımının kapıda olduğu gözlenirken, 1994 Nisan-Mayıs aylarında, İstanbul'da sadece imalat sanayii ve işçi kesiminde değil tüm hizmet kesimleri ve ekonominin her alanında çalışanlar arasında işsizlik, bugüne kadar görülmemiş bir hıza ulaşmıştır. İki ay içinde İstanbul'da bir bölümü geçici (mecburi izin), bir bölümü ise kesin olmak üzere 40.000 kadar çalışanın üretim dışı kaldığı hesaplanmakta ve asıl büyük işsizliğin Temmuz 1994'ten itibaren yaşanacağı, bundan da en fazla imalat sanayii, ba-sın-yayın işkolu, özel hizmetler sektörünün etkileneceği hesaplanmaktadır.

İSTANBUL


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   468   469   470   471   472   473   474   475   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin