İTALYA ELÇİLİĞİ BİNASI
Maçka'yı Teşvikiye'ye bağlayan Maçka Caddesi üzerinde, Nişantaşı Kız Lisesi'nin kuzeyinde, Beşiktaş'a doğru eğimli geniş bir arazi içindedir. Günümüzde endüstri
meslek lisesi ve Anadolu teknik lisesi olarak kullanılmaktadır.
İstanbul doğumlu mimar Giulio Mon-geri tarafından yapılmıştır. Osmanlılarla ilk diplomatik ilişkileri kuran Venedik Cum-huriyeti'nden başka, Napoli, Floransa, Sicilya, Ceneviz, Sardunya gibi İtalyan cumhuriyetlerinin Pera'da değişik tarihlerde kullandıkları binalar ve elçilik konudan olmasına rağmen, italyan Birliği'nin sağlanmasından sonra, yeni ve güçlü İtalyan devletini temsil edebilecek nitelikte bir elçilik binaları yoktur. Venedik Sarayı, İtalya' nın kuzeyini işgal altında tutan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nün elindedir. Konsolosluk hizmetleri Meşrutiyet Cadde-si'ndeki Casa dTtalia binasında sürdürülmekte, elçilik konutu olarak Ayaspaşa'da Park Otel'in yerindeki köşk kullanılmaktadır. İtalya'nın talebi üzerine 1900'de Osmanlı bakanlar kurulunda, İstanbul'da İtalya devletine ait bir elçilik binasının bulunmadığı görüşülmüş, inşasına izin verilmesinin iki ülke arasındaki iyi ilişkileri daha da geliştireceği düşünülerek, durum padişaha arz edilmiştir. Bunu takip eden yıllarda Maçka'da inşaata başlanmış, ancak araya I. Dünya Savaşı girmiş ve bunun sonucunda 1918'de Avusturya-Macaristan împaratorluğu'nun tarih sahnesinden silinmesi üzerine Venedik Sarayı tekrar asıl sahipleri olan italyanlara geçmiştir. Bu gelişmeler üzerine elçilik, Venedik Sarayı'na taşınmış, Maçka'daki yapının inşaatı bırakılmıştır.
Yapı, Tekel Genel Müdürlüğü tarafından tütün deposu olarak kullanıldığı 1940' lı yılların sonunda, İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar'ın girişimi ile konservatuvara tahsis edilmek üzere TBMM tarafından bedelsiz olarak İstanbul Belediyesi'ne verilmiştir. Böylece, belediyenin alım için tahsis ettiği 300.000 lira, yapının tamamlanmasına ayrılmıştır. Yarım kalmış iç mimarisi, 1950'li yılların başında mimar Mahmut Bilen tarafından dönemin sade üslubuna uygun olarak tamamlanmaya çalışılmış, bu sırada giriş değiştirilerek mermer kaplanmıştır. 1970'te tekrar elden geçirilen binanın giriş ve 1. kadarına, kat yüksekliğinden yararlanarak iki ara kat ilave edilmiştir. 1984'te Bayındırlık Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapının yeniden düzenlenmesi ve ek binalar yapılması için mimari proje yarışması yapılmış, finansman sorunlarından dolayı uygulanmaya konulmamıştır.
Arka (doğu) cephesi köşelerinde 7,5x 7,5 m'lik alanların dışarıda bırakıldığı 54x 29 m ölçülerinde bir tabana oturan, caddeye paralel kuzey-güney doğrultusunda konumlanmış, kagir bir yapıdır. Günümüzde, bodrum ve ilave edilmiş ara kadarla birlikte altı kadıdır. Denize bakan doğu cephesi köşeleri üzerinde, kule şeklinde, priz-matik kütleli iki çatı mekânı vardır. Plan şeması, zemin katta, batı cephesi aksında yer alan giriş holünden beş basamak çıkılarak ulaşılan merkezi bir hole açılan salonlardan meydana gelmektedir. Kuzey cephesinde bulunan ana merdivenlerle
ulaşılan üst kat planlan da benzer bir şemaya göre çözümlenmiştir.
Ancak, yapının asıl özelliği, tamamlanmamış ve değişikliklere uğramış iç düzenlemesi değil, anıtsal monoblok kütlesi ve özenle ele alınmış cephe düzenlemeleridir. Dış mimariye büyük ^önem veren ve Sa-nayi-i Nefise Mektebi Âlisinde mimari proje hocalığı yaparken öğrencilere, "önce cepheleri görelim" diyen Mongeri için, birçok İtalyan asıllı mimarın eseri bulunan İstanbul'da, İtalyan Elçiliği binası şüphesiz heyecan verici bir tasarım olmalıdır. Nitekim yapının cephe çizimlerini yaşamının son yıllarına kadar çalışma masasının karşısında tutmuştur. Günümüzde kayıp olan bu özgün çizimler tespit edilebilirse, mimarlar tarafından tartışılan bir konu olan ve alt katlarda yarım kaldığı düşünülen cephe düzenlemesinin nasıl tasarlandığına ışık tutulabilecektir. Tütün deposu olarak kullanıldığı yıllarda, yapıda bir araştırma yapan Prof. Maruf Önal, inşaat sırasında muhtemelen şantiye ofisi olarak kullanılan çatı katının duvarında, beyaz zemin üzerine renkli yağlı tebeşirle 1/1 ölçeğinde Mongeri tarafından etkileyici bir teknikte çizilmiş ve ölçülendirilmiş olan yapı cephesindeki konsolların detay çizimlerini tespit etmiş, belgesel değer taşıyan bu resimlerin koruma altına alınması için İtalyan Elçiliği de dahil olmak üzere ilgilenebileceklere başvurmuş, ancak bir sonuç a-lamamıştır.
30 m yüksekliğindeki cephelerle büyük boyutlu konsol sırasının taşıdığı kat silmesi yapıyı kararlı bir biçimde ikiye ayırmaktadır, bu silmenin altında kalan ve tamamlanmamış olduğu düşünülen taş kaplanmış cephe bölümünde zemin katta dikdörtgen, 1. katta kare biçiminde pencereler yer alır. 3. ve 4. kat cephesi iki kat yüksekliğinde ve profilli tabanlara oturan Korint başlıklı pilastrlarla sınırlanmış dikdörtgen panolar içinde düzenlenmiştir. Bu şekilde yedi modüle ayrılan giriş cephesinde 3-kat pencereleri, yine Korint başlıklı kolonlarla taşıtılan ve aynalarında madalyonlar bulunan yuvarlak kemerli üçlü gruplar şeklindedir. Bu pencere düzenini iki yanında tutan aynı biçimdeki pilastrlara oturan profilli bir hatıl ve bununda üzerinde, 4. kat seviyesindeki içinde daire formunda bir pencere olan büyük ölçülerdeki yuvarlak bir kemer düzenlemeyi tamamlar. Ortadaki beş modülde tekrarlanan ve cephe mimarisinin önemli vurgusu olan Rönesans üslubundaki bu sistemin üzerinde büyük boyutlarda armalar yer alır. Her iki taraftaki son modüllerde ise, 4. kat seviyesinde ikili pencereler vardır. Profilli bir kat silmesi ile ayrılan 5. kat, cephe düzenlemesi bütününde, ikili gir-land sırası ve yatay dikdörtgen pencereleri olan bir friz etkisi vermektedir. Cephe, dekoratif konsollarla desteklenen geniş bir silme ile tamamlanmıştır.
İstanbullu ve İstanbul hayranı mimar Mongeri'nin Maçka İtalyan Elçiliği binası, monoblok kütle düzeni, boyutları ve Rönesans mimari üslubunun ağırlıkta olduğu cephe düzenlemesi ile imparatorluğun
son yıllarında İstanbul mimarisinin en görkemli örneklerindendir.
Bibi. T. Bertele, // Palazzo Degli Ambasci-atori Di Venezia A Constantionopoli e Le Sue AnticheMemorie, 1932, Bologna, s. 389; Cumhuriyet Devrinde İstanbul, 1949, İst., s. 158; B. Unsal, "Mimarlığımız 1923-1950", Mimarlık, S. 2 (1973), s. 34-35; F. Irez-H. Aksu, Boğaziçi Sefarethaneleri, 1992, ist., s. 66; C. Can, "istanbul'da 19. Yüzyıl Batılı ve Levanten Mimarların Yapıları ve Koruma Sorunları", (Yıldız Teknik Üniversitesi, yayımlanmamış doktora tezi), 1993, s. 335-352.
CENGİZ CAN
Dostları ilə paylaş: |