İZMİR PALAS
312
313
İZZET EFENDİ TÜRBESİ
ladı. 1951'de Türk Sanat Tarihi Enstitüsü' nü kuran Izer, 1971-1984 arasında Paris ve Nis'te yaşadıktan sonra yurda döndü. Türk resminde modernleşme sürecini başlatan önemli sanatçılardan biri olan Izer, geliştirdiği kendine özgü resim anlayışıyla kübizm, dışavurumculuk ve soyut sanat başta olmak üzere farklı akımları istanbul sanat ortamında polemikler yaratarak tartışmaya açtı.
îzer'in resimlerinde vazgeçemediği bir konu olarak ısrarla ele aldığı istanbul teması, sanatçının değişik dönemlerinde farklı yaklaşım açılarıyla irdelediği bir olgudur. 1923-1927 arasında Çallı kuşağının izlenimci resim anlayışı çerçevesinde "gerçekçi" istanbul görüntüleri boyayan sanatçı, 1928-1948 döneminde kübist ve dışavurumcu bir yaklaşımla "soyutlamaya" yatkın şehir manzaraları üzerinde çalıştı. Izer' in 1950'ye dek istanbul konulu resimlerinde Boğaziçi'ni bir tür çıkış noktası olarak kullandığı ve bir arayış dönemine girdiği görülür. Sanatçının oldukça koyu renklerle boyadığı bu resimlerde, Kız Kulesi, Dolmabahçe Sarayı gibi mimari elemanları yorumlama çabası vardır. Izer sanılanın aksine soyut resme oldukça geç başlamış bir sanatçıdır. 1950'den sonra "Sultanahmet Camii'nin Camlan", "Boğaziçi" gibi kompozisyonlarında sanatçı istanbul'a özgü görsel değerlerden yola çıkarak soyut resme yönelmiştir, îzer'in renk öğesini özellikle vurguladığı bu çalışmalarında kaotik bir boyama tarzını tercih etmesi, istanbul'la girdiği yoğun ilişkinin sonucudur. Bu ilişkiyi açımlayabilmek için sanatçının tutkularından yola çıkarak bir yorumlamaya gitmek gerekir. Izer istanbul' un tarihi değerlerinden yola çıkarak "geleneğe" dayalı modern bir resim yapılabileceğine inanmıyordu. Sanatçı bu yüzden kendini istanbul'un belirli dışsal özelliklerine değil, içsel değerlerine yakın hissetmiştir. Sultanahmet Camii'nin vitraylarından süzülen ışık, Boğaziçi'nin hareketli dalgaları, minarelerle kubbelerin yatay-di-key ilişkisi gibi istanbul'un içsel yoruma dayalı özellikleri, tzer'in resim serüveninde yol gösterici olmuştur. 1984-1988 arasında yine istanbul temasım ele alan Izer, bu kez fantastik denilebilecek bir yaklaşım içinde peri kızlarının gezindiği Boğaziçi kompozisyonları gerçekleştirmiştir. NECMI SÖNMEZ
Dostları ilə paylaş: |