Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə592/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   588   589   590   591   592   593   594   595   ...   877
KAHVEHANELER

388

389

KAHVEHANELER

semai kahvehaneleri olarak bilinen en geniş grubu oluştururlar. Tanzimat sonrasında gündelik hayata giren kıraathaneler de bu gruba dahildir. Açık mekân türünü meydana getiren kahvehaneler ise istanbul'un sahilde ya da manzaraya hâkim tepelerinde kurulup yalnızca yaz aylarında faaliyet gösteren işletmelerdir. Bu grubun içinde yer alan seyyar kahvehaneler, mahalle ve çarşı aralarında kahveci esnafı tarafından geçici bir süre kurulup kaldırılan, sürekli yer değiştirdiği, için belli bir mekâna bağlı bulunmayan kahvehanelerdir, istanbul'da açılan ilk kahvehanenin yeri ve tarihi konusunda birbiriyle çelişen farklı bilgiler mevcuttur. Hüseyin Ayvansa-rayî'rün Mecmuâ-i Tevârib'inde ilk kahvehanenin açılışı nedeniyle düşülen "Kahvehane mahall-i eğlence" şeklindeki tarih 959/1551'i karşılamaktadır, ibrahim Peçe-vî ise 962/1554 tarihini vermektedir. Her iki kaynağın da birbirine yakın tarihler vermesi, en azından istanbul'daki ilk kahvehanenin 16. yy'ın ortalarında 1550-1554 arasında faaliyete geçtiğini göstermektedir. Buna karşın yer konusunda belli bir

Allom'un bir deseninde Tophane'de bir kahve içi (üstte) ve John Frederick Lewis'in betimlemesiyle istanbul'da bir kahve. R. Walsh, Constantinople and the Scenery ofthe Seven Churches of Asia Minör, 1838 (üst), Leıvis's

Ittusîraîions of Constantinople, Londra, 1838. Galeri Alfa

fikir birliğine varılamamıştır. Ebuzziya Tev-fik'in Halıcılar Köşkü'nü ileri sürmesi, tarihsel açıdan tutarlı değildir. Bu konuda ü-zerinde birleşilen görüş, tarihçi Peçevî'ye ait olup ilk kahvehanenin Tahtakale'de a-çıldığı şeklindedir. Peçevî'nin verdiği bilgiye göre Halep'ten Hakem ve Şam'dan Şems adlı kişiler istanbul'a gelerek Tahtakale'de birer kahvehane açmışlardır.

Tahtakale, 16. yy'da istanbul'un en karmaşık nüfus yapısına sahip yerleşim bölgelerinden biridir. Ayrıca Haliç'teki ticari iskelelerle bağlantılı olması nedeniyle İstanbul'un dış dünyaya açılan önemli kültür kapılarındandır. Orta ve Uzakdoğu ticaretinin son durağı olan Tahtakale, bu ö-zelliğinden ötürü nüfus bileşimi Arap ve iranlı Müslümanlar, Hintliler, Kuzey Afrikalılar ve ispanyol Yahudileri tarafından meydana getirilen kozmopolit bir kültür dokusuna sahiptir. Değişik ırk ve dine mensup tüccarların, denizcilerin ve en önemlisi Doğu ile Batı arasındaki kültürel ilişkide önemli rol oynayan seyyah dervişlerin uğrak yeri olan Tahtakale, bu dışadö-nük dinamik yapısıyla ilk kahvehanelerin

faaliyete geçmesi için gerekli toplumsal zemine de sahiptir. Nitekim bu bölge kısa sürede han ve çarşılardaki ticaret hayatının uzantısı olarak gelişen esnaf kahvehaneleri ile geleneksel gösteri sanatlarını icra eden sanatçıların toplandığı lonca kahvehanelerinin odaklandığı bir bölge özelliğini kazanarak istanbul'un suriçindeki başlıca kozmopolit merkezlerinden birisi durumuna gelmiştir.

Mahalle kahvehaneleri, istanbul'un en yaygın kültür mekânları arasında tarihsel süreklilik gösteren belirgin bir grup oluşturur, istanbul'da gündelik hayatın en dar yaşama alanını meydana getiren mahallenin, kendi içinde homojen bir kültürü barındırması ve bunu geliştirerek sürdürmesi mahalle kahvehanelerinin yaygınlaşmasıyla gerçekleşmiştir. 16. yy'dan itibaren İstanbul'da yaygınlaşan mahalle kahvehanelerinin gündelik hayata sosyokültürel a-çıdan önemli katılarda bulundukları görülmektedir. Bunlardan birincisi, mahalle ölçeğinde sivil mekân (köşk-konak) ile dini mekân (cami-tekke) arasında yaşanılan içedönük geleneksel hayat tarzının bu kahvehaneler aracılığıyla dışadönük bir kültürel yapılaşma sürecine girmesidir. Bunun anlamı, mahalle sakinlerinin sivil ve dini mekânlardan bağımsız olarak sokak kültürünü tanımaları ve bu merkezler aracılığıyla şehir hayatına doğrudan katılabilme olanağım elde etmeleridir. Mahalle kahvelerinin ikinci önemli özelliği ise, mahalle hayatını ilgilendiren idari karar merkezini bünyesinde barındırmasıdır. Daha önce mahalle imamının görev yaptığı sivil ya da dini mekânlarda odaklanan bu merkezin süreç içinde kahvehanelerde yoğunlaşması, ortak katılımın artmasına ve kültürel paylaşımın dengeli bir şekilde gelişmesine yol açmıştır.

Mahalle kahvehaneleri istanbul'un en yaygın'kültür mekânları olmalarının yanı-sıra bu merkezlerin tarihsel prototipini temsil etmeleri bakımından da önemlidirler. Bu açıdan mahalle kahvehanelerinin tarihsel kökeninde cami teşkilatına bağlı o-larak kurulan ve namaz vaktini bekleyenler için ayrılmış mekânların, daha sonra kahve alışkanlığının yaygınlaşmasıyla birer kahvehaneye dönüşmeleri yatmaktadır. Dini merkez etrafında şekillenen ve daha çok birer sohbet mekânı özelliği kazanan bu kahvehanelerin zamanla mahalle dokusu içinde bağımsızlaştıkları, bulundukları toplumsal çevrenin seçkin kişileri tarafından meydana getirilen kültür birikimi etrafında asıl kimliklerini buldukları söylenebilir. Mahalle hayatının gelenek ve göreneklerden kaynaklanan toplumsal değer yargıları, bu mekânlara devam eden insan tipini de belirlemiştir. Başlangıçta aynı toplumsal kökenden gelen devlet görevlilerinin, mahalle sakinlerinin saygı duydukları yaşlı kimselerin devam ettikleri bu kahvehaneler zamanla mahalle dokusunun çözülerek bünyesine farklı kültür gruplarını almasıyla değişik yaş ve statüye sahip insanların toplandıkları mekânlar haline dönüşmüşlerdir. 19. yy'da mahalle tulumbacılığının ortaya çıkması ise,

bu kahvehanelerin yanında İstanbul'un altkültür gruplarına mensup insanların devam ettikleri mekânların da mahalle ölçeğinde faaliyet göstermelerine neden olmuştur.

16. yy'dan itibaren mahalle kahvehanelerine paralel şekilde gelişen esnaf kahvehaneleri, şehrin iktisadi hayatı içinde oluşan üretime dayalı kültür geleneğinin ortaya çıkarttığı mekânlardır, istanbul'un başlıca ticaret bölgeleri içinde yer alan Haliç kıyılan ile Beyazıt-Aksaray gibi çarşı ve hanların yoğun şekilde bulundukları kesimler, bu kahvehanelerin başlıca faaliyet alanlarıdır. Esnaf kahvehaneleri birbirinden farklı özellik gösteren başlıca iki ana gruba ayrılabilir. Bunlardan birincisi, Haliç kıyısı boyunca Eminönü-Ayvansaray a-rasında bulunan ve müşterilerinin çoğunluğu taşımacılık ile inşaat sektöründe çalışan alt tabaka insanlarına hizmet veren kahvehanelerdir. Söz konusu bölgenin aynı zamanda istanbul'un liman kesimi olması, burada taşımacılığa dayalı işkollarımn gelişmesini sağlamıştır. Hamallar ve kayıkçılar gibi gedik sahibi esnaf zümresi yanında duvarcı ustaları, mezar taşı yontucuları, ırgatlar ve seyyar satıcılar da bu esnaf kahvehanelerinin kültürel ortamım belirlemiştir. Ticarethane sahibi olmayan ve belli bir müesseseye bağlanmayan esnaf zümresinin toplandığı bu mekânlar, aynı zamanda belli işkollarımn kendi aralarında kümelendikleri merkezler şeklinde gelişmişlerdir. Her işkolunun ayrı bir kahvehanede toplanması, bir bakıma bu mekânları gündelik işçi talebine cevap veren kurumlara dönüştürmüştür. Geleneksel mesleklerin zamanla önemini kaybetmeleri bu kahvehanelerin de sonunu hazırlamış ve yerlerini köyden şehire göç olgusuyla artan işgücü talebini karşılamak a-macıyla kurulan ırgat pazarlarına bırakmışlardır. Fütüvvet geleneklerini yaşatan Haliç'teki bu kahvehaneler, lonca sistemine göre belirlenen iç düzenlemeleriyle esnaf kethüdaları tarafından idare edilmişlerdir. Kültürel açıdan en belirgin özellikleri değişik ırk ve dine mensup alt tabaka insanlarının ortak mekânları olmalarıdır, ikinci grup esnaf kahveleri ise, Beyazıt-Aksaray eksenindeki ticaret bölgesinde odaklanmışlardır. İstanbul'un en önemli ticaret bölgesi olan bu kesimde Kapalıçarşı ve o-nu kuşatan hanların bünyesinde faaliyet gösteren bu mekânlar, daha çok buradaki dükkân sahibi esnafa hizmet vermişlerdir. Farklı işkollarımn yerleştiği meslek hanlarının bir parçası olan bu kahvehaneler, Ka-palıçarşı'daki ticarethanelerle organik bir ilişki içindedirler. İstanbul'un orta ve üst tabakalarına mensup esnaf zümre tarafından kullanılan bu mekânları, istanbul'un ilk ticaret büroları olarak kabul etmek mümkündür.

İstanbul'un gündelik hayatında iz bırakmış esnaf kahvelerinden birisi, suriçin-de Çelebi Alaeddin Mahallesindeki Karagöz sanatçılarının toplandıkları yerdir. Kare planlı geniş bir mekân olan bu kahveye 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar "hayalci esnafı" devam etmiş, bu tarihten

/it- ff


\İlf II

Bartlett'in

betimlemesiyle

bir liman

kahvesi (üstte)

ve istanbul'da

bir

kahvehanenin



içinden

görünümü.

Pardoe,


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   588   589   590   591   592   593   594   595   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin