İKİNCİ HADİS İSTEYENLERİN RIZASI İÇİN ARACI KABUL ETMEK (Tevessül)
“Atiyye- Evfi” Ebu Said el Hudri’den, Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu naklediyor: Kim namaz kılmak için evinden çıksa ve bu sırada, şu duayı okursa, Allah'ın rahmetiyle karşılaşır ve bin melek onun için bağışlanmasını isterler.1 (...)
“Rabbim, senden Salihlerin hürmetine, senden sana ilettiğim arzularım hürmetine istiyorum. Ben itaatsizlik, iyi geçinmemek, riya ve sem’ihi açısından evimden çıkmadım. Ben senin gazabından kaçınmak ve rızanı kazanmak için çıktım. Senden beni ateşten korumanı, günahlarımı bağışlamanı diliyorum. Zira günahları senden başka kimse bağışlayamaz.”
Söz konusu hadis, çok açıktır. İnsanın Allah’tan istekte bulunduğu zaman, hak menzil ve makamını ve Salihlerin şe’nini, kendisiyle rabbi arasında vesile kılabileceğini ortaya koyuyor. Hadisin, bizim maksadımıza yönelik olduğu da açıktır.
ÜÇÜNCÜ HADİS PEYGAMBER (S.A.A) KENDİNE ARACI KABUL ETMEK
“Hz. Adem (a.s) Allah'ın emrine muhalefet1 ettikten sonra, Allah'tan aldığı kelimeler ile Tevbe etti. Nitekim Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor: (...)2
“Derken Adem, rabbinden (bir takım ) kelimeler aldı. (Allah'da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz o, tövbeleri kabul edendir. Esirgeyendir.3
Müslüman muhaddis ve müfessirlerden bir bölümü, ayette açıklanan kelimelerin tefsirinde, aşağıdaki hadislere dayandırarak bazı görüşler belirtmişlerdir ki onların metinleri dikkat edilmeyle anlaşılıyor.
“Taberani” “El- Mü’cem üs Sagır” kitabında ve “Hakim Nişaburi” Müstedrek-i Sihah’da, “Ebu Naim İsfahani ve Beyhaki: Delail’ün Nübüvve kitabında ve İbn-i Esakiri Şami” kendi tarihinde ve Suyuti: El Darrül Mensur’da ve ayrıca Ruh’ul Meani’de4 Ömer İbn-i Hattap senediyle, Peygamber (s.a.a) in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: (...)
“Adem günah işleyince, başını gökyüzüne dikti ve şöyle dedi: (Ya Rab!) senden Muhammed’in hakkına beni bağışlamanı istiyorum. Allah ona; Muhammed kimdir? Diye sordu: Adem cevap verdi: Beni yarattığında ve başımı arşa diktiğimde arşta şöyle yazıldığını gördüm: “Allah’tan başka mabud yoktur ve Muhammed onun Resulüdür.” Kendi kendime şöyle düşündüm: Muhammed onun yarattıklarının en büyüğüdür ki, Allah onun adına, kendi isminin kenarında yer vermiştir.” Bu sırada ona şöyle vahyolundu: O senin zürriyetinin en son peygamberidir. Şayet o, olmasaydı, seni yaratmazdım.”5
BU HADİS HAKKINDA BİZİM GÖRÜŞÜMÜZ
1-”Kur'an-ı Kerim’de, bizim aramızda yaygın olanın aksine, kelime lafzı, zatlara- şahıslara ait olmuştur. Örneğin:
a- (...) “Allah, sana Allah'tan olan kelimeyi (İsa’yı) tasdik eden Yahya’yı müjdeler.” (Al-i İmran/38)
b- (...) “Ya Meryem, doğrusu Allah, kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. (Al-i İmran/45)
“Meryem oğlu İsa, ancak Allah'ın peygamberi ve kelimesidir. (Nisa/171)
Deki Rabbimin kelimelerini yazmak için denizler mürekkep olsa, elbette deniz tükeniverirdi. (Kehf:108)
Deki yedi deniz daha eklenerek yardım etse, yinede Allah'ın kelimelerini yazmakla tükenmez.” Lokman/27)
Söz konusu ayette “kelimat” lafzının yazılmasına dikkat ederek kelimelerin yazılmasında. Amaç, vesile- aracı kabul edilen “mukaddes zatların ve şahsiyetleri olduğunu söyleyebiliriz. Kaydedilen rivayette ise şahsiyet sahibi insanlardan, sadece “Muhammed”in ismi geçmektedir bu nedenledir ki, Şii rivayetlerinde, bu gerçek iki çeşit nakledilmiş kimi vakit “kelimat” lafzı bu mukaddes zatların isimlerine dikkat edilmiştir ve imi zamanlarda da onların nurani ruhlarına kast edilmiştir.
İşte her iki tefsirde: Adem arşta yazılan bir kısım yazılar gördü, onları aracı kıldı. O’na şöyle denildi: “O isimler Allah'ın değerli yarattıklarının isimleridir. Onlar Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’in isimleridir Adem, tövbesinde onları aracı edinmiştir.”1
Şimdi de diğer hadisleri Adem’in o beşlerin nurani benzerlerini gördüğünü anlatıyor. Bu rivayetlerden haberdar olmak için “Burhan” tefsirine bakınız.2
2- Hadis ve tarih kitaplarına bakıldığında, Hz. Adem’in Hz. Peygambere tevessül etmesi meşhur ve bilinen bir konu olduğu anlaşılmaktadır. Zira İmam Malik Peygamberin hareminde Mensuru Devanegi’ye şöyle demiştir. Peygamber seninde ve baban Adem’inde tevessül aracıdır.3
İslam şairleri bu gerçeği dile getirip şöyle demişler:
Muhammedei vasıtasıyla Allah, Adem’in duasını kabul etti.
Ve Nuh’u geminin içerisinden kurtardı.
Adem’in günahı Onların vasıtasıyla bağışlandı.4
Allah dergahının vasıtası ve parlak yıldızı olan kimselerdir.
DÖRDÜNCÜ HADİS: PEYGAMBERİN PEYGAMBERİ ARACI KABUL ETMESİ
(…) “Esad kızı Fadime vefat edince, Allah Resul (s.a.a)’ü onun ölümünden haberdar olduktan sonra onun başının ucunda oturdu ve şöyle buyurdu: Ey annemden sonraki annem, Allah sana rahmet eylesin, sonra Üsame, Ebu Eyyüb, Ömer bin Hattab ve siyah bir köleydi, kabir hazırlamaları için çağırdı, kabir hazırlanınca, Allah Resulü kendi eliyle lahd (mezarın içinde kazılan mezar beşiği) kazdı onun toprağını da kendi elleriyle çıkardı. Sonrada kabrin içine yanı üzerinde uzandı ve şöyle dua etti.
Öldüren ve dirilten Allah, diridir. Ölmez, peygamberin ve benden önceki peygamberlerin hakkına; annem Esad kızı Fatma’ya mağfiret eyle, onun yerini geniş kıl!”
“Hülasatül Kelam” kitabının yazarı şöyle diyor: 1
“Bu hadisi Taberani “Mu’cemi Kebir ve Evsat” kitabında, İbn-i Haldun ve Hakim’de nakletmişlerdir ve onun sahih olduğunu da tastik etmişlerdir.
“Seyyid Ahmed Zeyniye Dehlani” “Eddureru Esensiye fi Reddi Akıl Vehbiye” kitabında şöyle yazıyor.2
“Tanınmış Muhaddis İbn-i Ebi Şeybe, Cabir’de bu hadisi nakletmişler.”
Yine İbn-il Abdulbirr, Abbas’tan ve Ebu Naim Enes’ten naklettiler bu konuların tümünü Celaleddin Suyuti kendi “Cami ul Kebir” kitabında anlatmıştır.
Yazar bu iki hadis kaydedildiği şekilde iki kitaptan nakletmiştir. Bazısı söz konusu duayı içine alır, bazısı da almaz.
1- “Hilyetil Evliya”, “Ebu Naim İsfahani” c/3. s/121.
2- “Vifa ul Vifa” “Semhudi” c/3 s/899
Dostları ilə paylaş: |