289
HEYKEL, Muhammecl Hüseyin
siyasî olayları ve bunun yanında I. Dünya Savaşı öncesinden başlayarak Mısır'ın genel siyasî hayatını anlatmıştır. 15. Hâke-zâ hulikat (Kahire İ955). Heykel'in ikinci ve son romanıdır. 16. ei-İmbaraturiy~ yetü'l-İslâmiyye (Kahire 19611.17. eş-Şarku'l-cedîd (Kahire 1963). 18. 'Oşmdn b. 'Affân beyne'I-hilâle ve'1-mülk (Kahire 1964). 19. el-îmân ve'1-mcfrile ve'l-ielsefe (Kahire 1964). 20. Kısas Mışriy-ye (Kahire 1969) (son beş eseri Heykel'in ölümünden sonra oğlu Ahmed Heykel yayımlamıştır).
BİBLİYOGRAFYA :
Muhammed Hüseyin Heykel. R Eukâti'l-fe-râğ, Kahire 1925, s. 273; a.mlf.. Müzekkirât fi's-siyâseti'l-Mtşriyye, Kahire 1951-53, II, 78-113, 216-217; a.mlf.. Hazret-i Muhammed Mustafa (trc. Ömer Rıza Doğrul). İstanbul 1948, s. 14-57, 460, 477-478; a.mif., Şeuretü'l-edeb, Kahire, ts.,s. 7-8, 25-27, 33-35, 79-98, 112-113, 121 vd.; ed-Duktûr Muhammed Hüseyin Heykel, Ahmed Lutfı es-Seyyid, Kahire 1958; Şevki Dayf. ei-Edebü't-'Arabiyyü'l-mu'âştr fi Mtşr, Kahire 1961, s. 270-277; 8. Johansen. Muhammad Husain Haykal, Europa und der Orîent im Weltbild eines âgyptischen Libe-ralen, Beirut 1967; Tâhâ Umrân Vâdî. ed-Duktûr Muhammed Hüseyin Heykel: hayâtühû ue türâşühü'l-edebî. Kahire 1973; Enver el-Cün-dî. A'lâmü'l-kami'r-râbi' 'aşer el-hicr't. Kahire 1981,1, 131-137; Hamilton A. R. Gibb, "The Egyptİan Novel", Studies on the Ciuitization oflstam(ed. S. I. Shaw-W R. Polk), Princeton 1982, s. 286-319; C. D. Smith. İslam and the Search forSocial Order İn Modern Egypt, New York 1983, s. 54, 181; a.mlf., "Hakadhâ Khuli-qat: The Triumph of the Irratîonal in the Fic-tion of Muhammad Husayn Haykal", Edebiyat, 1/2, Philadelphia 1976, s. 177-197; a.mlf.. "Love Passion and Class in the Fiction of Muhammad Husayn Haykal", JAOS, XClX/2 (1979), s. 249-261; Mehdî Allâm, el-MecmaHy-yûn fi hamsine 'âmen. Kahire 1986, s. 269-270; I. Gershoni-J. P. Jankowski, Egypt, İslam, and the Arabs: The Search /ör Egyptİan Na-tionhood, 1900-1930, New York-Oxford 1986; Seyyid Ahmed el-Mahzencî. Nazra tahlîliyye /î kitâbât Dr. Muhammed Hüseyin Heykel, Kahire 1987; Hüseyin Fevzî en-Neccâr. ed-Duktür Heykel ve târîhu di 1888-1956, Kahire 1988; Ahmed Zelet, ed-Duktûr Muhammed Hüseyin Heykel beyne'l-hadâreteyni'l-İslâmiyye ue'l-Ğarbiyye, Kahire 1988; et-Menâr, XXVII, Kahire 1344-45,s. 119-121;XX]X(1346-47),s. 115-117; es-Siyâsetü'l-üsbû'İyye, Kahire 22 Şubat 1930, s. 3-4; 1 Mart 1930, s. 10; 8 Mart 1930, s. 3-4; Tâhâ Hüseyin. "el-Merhûm ed-duktûr Muhammed Hüseyin Heykel", MMLA, XII (1961), s. 287-293; I. Gershoni. "Imagining the East: Muhammad Husayn Haykal's Changing Representacions of East- West Relations 1928 -1933",/WS, XXV/3{I991). s. 209-251;Ch.Wial. "Muhammad Husayn Haykal", £/*(İng.). VII, 441-442; J. Brugmann. An Introduction to the History of Modern Arabİc Literatüre in Egypt, Leiden 1984, s. 250; Rahmi Er. "Muhammed Husayn Heykel ve Onun Dil ve Edebiyatla İlgili Bazı Görüşleri", DTCFD, XXXVII (1995), s. 599-623. m
Iffil Hilal Görgün
r
HEYSAMİYYE
~l
Kerrâmiyye âlimlerinden
Ebû Abdullah Muhammed
b. Heysam'ın
(V. Al. yüzyıl)
görüşlerini benimseyenlere
verilen ad (bk. KERRÂMÎYYE).
HEYSEM b. ADI
L
Ebû Abdirrahmân el-Heysem
b. Adî b. Abdirrahmân
et-Tâî el-Buhtürî el-Kûfî
(ö. 207/822)
Ahbâr ve ensâb âlimi.
J
Muhtemelen 114 (732) yılında Kûfe'de doğdu. Ailesinin memleketine nisbette Menbicî, doğum yerine nisbetle de Kûfî diye anılır. Kûfe'de yetişen Heysem bir süre Mekke ve Mısır'da bulundu. Asıl şöhretini kazandığı Bağdat'a Ebû Ca'fer el-Mansûr'un hilâfeti döneminde (754-775) gitmiş olmalıdır (Leder, Das Korpus, s. 294}. Çeşitli rivayetlerden Halife Mehdf-nin (775-785) yakın çevresinde bulunduğu. Halife Hâdî-İlelhakve veliaht Hârû-nürreşîd ile de ilişkilerinin devam ettiği anlaşılmaktadır. 183 (799) yılında hapiste vefat eden İmam Mûsâ el-Kâzım'ın bir suikast sonucu öldürülüp öldürülmediğinin tesbiti için cesedini inceleyen kişiler arasında bulunması, muhtemelen Abbasî sarayı ile olan bu yakın ilişkisinden kaynaklanıyordu.
Neseb ilmine vâkıf olan Heysem, kendisinin Araplar'ca asil kabul edilen Tay kabilesine mensup olduğunu iddia etmiş, bu sayede Benî Haris kabilesinden bir hanımla evlenmiştir. Ancak özellikle meşhur şair ve mizah ustası Ebû Nüvâs ile girdiği tartışmalardan sonra iddiasının uydurma olduğu anlaşılınca Benî Hârisliler onun asalet bakımından hanımına denk olmadığını söylemiş, rivayetlerinde yer alan ve Benî Abbas'ı, özellikle de Abbas b. Abdül-muttalib'i yerme şeklinde anlaşılabilecek bazı unsurları da öne sürerek hanımından ayrılması ve hapsedilmesi için uğraşmışlardır [a.g.e., s. 302-308)- Bundan dolayı Hârûnürreşîd döneminde itibarını kaybeden ve muhtemelen 184 (800) yılında hapse atılan Heysem [a.g.e., s. 298) Emîn'in hilâfetine kadar (809) hapiste kaldı. Şiîler'le ilişkilerinin bulunması ve hilâfetle ilgili görüşlerinin Hâricîler'in gö-
rüşlerine yakın olmasının da hapsedilmesinde rol oynadığı tahmin edilmektedir. Heysem 1 Muharrem 207'de (27 Mayıs 822) Vâsıt yakınlarındaki Femüssılh'ta vefat etti (Sem'ânî, II, 96). Ölüm tarihinin 206 (821-22) veya 209 (824-25) olduğu da rivayet edilmektedir.
Heysem b. Adî Araplar'ın ahbânnı. me-nâkıbmı, mesâlib (kusurlar. ayıplar)ve me-âsirini (iyilikler), ensâbını, ilimlerini, şiir ve sözlerini nakleden meşhur bir râvidir. Rivayetlerinin büyük bir kısmını Abbasî halifelerinden Ebû Ca'fer el-Mansûr. Meh-dî-Billâh. Hâdî- İlelhak ve Hârûnûrreşîd'in huzurunda kurulan ilim meclislerinde elde eden Heysem'in nakilde bulunduğu âlimler arasında Ebü'l-Cerrâh Abdullah b. Ayyaş b. Abdullah el-Hemedânî el-Kûfî, Hişâm b. Urve. Mücâlid b. Saîd. Muhammed b. İshak, Muhammed b. Ab-durrahman b. Ebû Leylâ. Saîd b. Ebû Arûbe, Hammâd er-Râviye, Şu'be b. Hac-câc. Avâne b. Hakem vardır. Kendisinden de Ebû Hassan Hasan b. Osman ez-Ziyâ-dî, A'lâ b. Mûsâ, İbn Sa'd. Kasım b. Saîd b. Müseyyeb, Ali b. Amr el-Ensârî ve Ahmed b. Ubeyd en-Nâsih rivayette bulunmuşlardır.
İbnü'n-Nedîm, Câhiliye devrinde ve İs-tâmî dönemde Leylâ ve Mecnûn gibi aşk hikâyelerini derleyenlerden bahsederken İbn De'b, Şarki b. Kutâmîve Hişâm b. Muhammed el-Kelbî'nin yanında Heysem b. Adî'nin de adını zikretmektedir. Ya'kübî. Belâzürî. İbn Kuteybe, Taberî ve Mes'ûdî gibi tarihçilerle Vekî" b. Halef. İbn Abdü-rabbih ve ünlü Mutezile kelâmcısı Câhiz onun eserlerinden nakillerde bulunmuşlardır. Heysem'in. fıkıh ve hadis âlimlerine dair yazdığı kaydedilen tabakat kitabının hadisçiler tarafından ağır şekilde tenkit edildiği ve hadiste zayıflık ve yalancılıkla suçlandığı belirtilmektedir.
Heysem'e nisbet edilen ve onun ders halkalarında anlattığı hikâye ve kıssalarla ilgili olarak tutulan notlardan meydana geldiği sanılan altmışa yakın eserin hiçbiri her ne kadar tam olarak günümüze ulaşmamışsa da bunlardan bir kısmı muahhar müellifler tarafından eserlerinde kaynak olarak kullanılmış ve böylece kısmen nakledilmiştir. Meselâ Muhammed b. Ahmed el-Endelüsî el-Mâlikî. Ha-tîb el-Bağdâdî'nin Dımaşk'a getirdiği kitaplar arasında Heysem'in ed-Devle, et-Tabakât, et-Târih ve Kitâbü Luğati'l-Kur'ân adlı eserlerini zikretmektedir. Abdülkerîm b. Muhammed es-Sem'ânî ile Kâtib Çelebi de onun Tabakâtü'1-fu-kahâ* ve'1-muhaddisîn adlı bir eserini
290
HEYSEM b. KULEYB
kaydederler. Zehebî'nin Târihu'l-İslâm'ı-nın önemli kaynaklarından birinin, onun Târîhu'l-Heysem b. Adî adlı eseri olduğu adı geçen kitabın mukaddimesinden anlaşılmaktadır. İbn Kesir sık sık sözünü ettiği bir Kitâbü'l-Havâric'öen İktibaslarda bulunur. Safedî de eserinin kaynakları arasında Tevârîhu'l-Havâric adlı bir kitabı zikretmekte, öte yandan Mes-"ûdî, Heysem'i Haricîler konusunda eser yazanlar arasında göstermektedir. Yine Safedî ve Kâtib Çelebi, Heysem'in ıUm-mâlü'ş-şurat li-ümerâ'i'l-'lrâk ve Târî-hu'l-Acem ve Benî Ümeyye adlı eserlerini kaydettikleri gibi Ya'kübî. İbn A'sem el-Kûfî ve Mes'ûdî de onu. herhangi bir kitabının adını belirtmeksizin tarihe dair eserlerinin kaynakları arasında zikretmektedirler. Ebü'l-Ferec el-İsfahânî de muhtemelen Heysem'e ait olan bir Kitâ-bü'1-Mesâlib'ûen iktibaslarda bulunmaktadır (tam referansları için bk. Leder, DasKorpus, s. 31-32). Bazı kitaplarının sadece ismi bilinen Heysem'in eserlerinden yapılan İktibaslar bir araya getirildiğinde bunlardan bazılarının muhtevası hakkında sınırlı da olsa bilgi edinme imkânı ortaya çıkmaktadır. Meselâ İbn Ke-sîr'in eserinde uzun pasajlar halinde naklettiği malumat onun Kitâbü'1-Havâ-ric'i hakkında fikir verebilecek durumdadır. Aynı şey İbn A'sem el-Kûfînin naklettiği rivayetler için de geçerlidir (a.g.e., s. 33).
Heysem b. Adî"den yapılan rivayetlerin konulan İbnü'n-Nedîm'in zikrettiği kitap isimleriyle doğrudan ilgilidir. Bu rivayetler, Hz. Peygamber devrinden başlayarak Abbasî Halifesi Hâdî-İlelhak zamanına kadar (785-786) oldukça geniş bir dönem hakkında tarihî malumat vermektedir. Bu bilgiler arasında Emevîler'in Abbasîler tarafından İktidardan uzakiaştınlma-sı, Emevîler dönemindeki Şiî hareketleri ve özellikle Abdülmelik b. Mervân dönemi (685-705) önemli bir yer tutmaktadır. Heysem'in rivayetlerinde açık bir Emevî düşmanlığı göze çarpmadığı gibi Abbasî hanedanına mensup kişilerden de "şanlarına yakışır" bir şekilde bahsedilmemek-tedir. Heysem'den gelen rivayetler içinde aşk şiirleri de önemli bir yekun tutmaktadır. Bunun yanında ondan "ilkler" (evâil) hakkında "evvelü men" diye başlayan bir dizi rivayet nakledilmiştir. Kişiler hakkındaki rivayetler onların doğum ve Ölüm tarihlerinin, halife ve valiler için yönetimde bulundukları sürelerin tesbiti açısından oldukça önemlidir. Heysem'den yapılan rivayetlerin bir bölümünde ise bir kişinin
veya bir olayın mümkün mertebe geniş bir şekilde tanıtımı hedeflenmektedir. Bundan dolayı zaman zaman bazı rivayetler vak'ayı anlatmaktan çok bir çeşit anekdot halini almaktadır. Bu türden rivayetler olaya şahit olan bir kimsenin ifadesiyle nakledilmekte, bu da olayın gerçekten meydana geldiği intibaını güçlendirmektedir (a.g.e.,s. 34-41). Heysem'den gelen haberlerin bir kısmında yer alan alaycılık ve polemik, onun hayatında önemli rol oynayan ve kişilerin ayıp ve kusurlarını dile getirmekten ibaret olan "mesâlib" türü rivayetlerde ortaya çıkar (a.g.e., s. 34-41) Heysem'den nakledilen bu konuyla ilgili rivayetlerin önemli bir kısmının toplu olarak bulunduğu bir eser eksik de olsa Kahire'de mevcuttur (Dâ-rü'l-kütübi'l-Mısriyye, Edeb, nr. 9604). İb-nü'l-Kelbî"den ve Heysem'den gelen rivayetlerin yer aldığı bu eser yanlışlıkla sadece İbnü'l-Kelbî'ye nisbet edilmektedir (Sezgin, I, 270). Fuat Sezgin, Hüseyin Ali Mahfûz'un hazırladığı el-Mahtûtâtü'l-'Arabiyye li'l-eIrâk adlı kitabına dayanarak aynı eserin başka bir nüshasına da işaret etmektedir. Brockelmann'm Kren-kovv'un özel kütüphanesinde bulunduğunu söylediği (GALSuppL, 1, 213), ancak Krenkovv'un terekesinin muhafaza edildiği Hamburg Staatsbibliothek'te mevcut olmayan kitap da aynı eser olmalıdır. Mamafih bu eserin Heysem'in Ki-tâbü'l-Mesâlib'i olmayıp ondan önemli bir kısmın nakledildiği bir derleme olması kuvvetle muhtemeldir (Leder, Das Korpus, s. 228-229, 235, 245).
Heysem'in muahhar müellifler tarafından kaynak olarak kullanılan veya kaynaklarda sadece isimleri zikredilen bazı eserleri şunlardır: Büyûtâtü'l-'Arab, Büyû-tâtü Kureyş, Nesebü Tay, Târîhu'1-eş-râli'l-kebîr, Târîhu'l-eşrâîi'ş-şağir, Kitâb ü'1-Meşâlib, Kitâbü'I-Mu
ve 'Ömer ve'1-hulefâ'i'l-Ümeviyyîn beyne Yezîd b. cAbdilmelikve İbrâhîm b. el-Velîd, el-Fetretü'1-Ümeviyye, Ah-bârü'd-devleti'l-cAbbâsiyye (Özellikle Ebû Ca'fer el-Mansûr döneminden bahseder, ayrıca Mehdî-Bİllâh, Hâdîve Hârû-nürreşîd hakkında bilgi verir), Kitâbü Medîhi ehli'ş-Şâm, Kitâbü Hilfi Kelb ve Temîm ve hilfi Zühl ve hilfi Tay ve Esed, Kitâbü Meşâlibi Rebfa, Kitâbü Ahbâri Tay ve nüzûlühe'l-cebeleyn, Kitâbü'l-Vüfûd, Kitâbü'n-Nisâ\ Kitâbü Tabaköti men reva 'ani'n-nebî min aşhâbih, Kitâbü Havâtimi'l-hulelâ3, Esmâ*ü beğâyâ Kureyş fi'1-câhiliyye ve esmâ'ü men veledne, Kitâbü Fahri ehli'l-Kûfe caid ehlİ'l-Başra, ed-Devle, Kitâbü Luğaü'l-Kur'ân (İbnü'n-Nedîm, s. 112-113; Yâküt, XIX, 309-310; Leder, s. 31-33; Abdülazîzed-Dûrî, s. 42-43). BİBLİYOGRAFYA :
Câhiz, el-Beyân ue't-tebyîn, I, 131-133,347-361; İbn Kuteybe, e/-Macâr<7(Sâvî),s. 234;Mes-'ûdî, Mürûcü'z-zeheb (Meynard). !, 10; İbnü'n-Nedîm. e/-F(7ıris£(Teceddud|.s. 112-113;Hatîb. Târihu Bağdâd, XIV, 50-54; Sem'ânî. el-Ensâb, II, 95-96; Yâküt. Mu'cemü'l-üdebâ', XIX, 304-310;İbnü'l-Esîr. el-Lübâb, I, 123;İbnü'l-Kıftî. İn-bâhü'r-ruuât, III, 365; İbn Hallikân, Vefeyât, VI, 106-114; Zehebî. A'lâmü'n-nübelâ', X, 103-104;a.mlf., Mizânü'i-iHidal, IV, 325;Safedî. el-Vâfİ. XXVII, 167; Yâfiî. Mir'âtü'i-cenân, II, 32-34; İbn Kesîr. el-Bİdâye, X, 261; İbn Hacer, Li-sânü't-Mîzân, VI, 209-210; a.mlf., Jabakâtü'l-müdeilisîn, Kahire 1322, s. 22; İbn Tağriberdî. en-NücCtmü'z-zâhire,\l, 184; İbnü'l-İmâd. Şeze-rât, II, 19; Yağmûrî, Nûrü't-kabes et-Muhtasar mine'l-Muktebes fi ahbâri'n-nuhât ue'l-üdebâ' ue'ş-şu'arâ' ue'(-cu/emâ*(nşr R.Sellheim), Wies-baden 1964, s. 293; Brockelmann, GAL, I, 145-146; Suppi, I, 77, 213;a.e (Ar.|, III, 34; Hediy-yetü.'I-'arifin, II, 511; Kehhâle, Mu'cemü'l-mü-'ellirın, XIII, 156; Ziriklî, eM'/âm. VIII, 104-105; Sezgin, GAS, I, 270, 272; W. Werkmeister. Quel-lenuntersuchungen zum Kitâb a/-Vqd al-Fa-rid des Andalusiers İbn *Abdrabbİh: 246/ 860-328/940, Berlin 1983, s. 373-382; S. Leder, Das Korpus al-Haitam ibn 'Adi (st. 207/ 822), Frankfurt 1991; a.mlf.. "AuthorshLp and Transmİssion in Unauthored Literatüre, The Akhbar Attributed to al-Haytham ibn 'Adi", Oriens, XXXI (1988), s. 67-81; Abdülazîzed-Dû-rî, Bahş fi neş'eti cilmi't-târih ıinde'l-ıArab, Beyrut 1993, s. 37, 42-43, 52, 134, 244, 359, 361; Awad M. al-Jemaey, "Al-Haytham Ibn'Adi", Hl, Vll/2 (1942). s. 105-109; Khalil Athamina. "The Sources of ai-Balâdhuri's Ansâb al-Ashrâf", Jerusalem Studies İn Arabic and İslam, V, Je-rusalem 1984, s. 237-262; Ch. Pellat. "al-Hay-b.'Adr.EFlİng.), 111,328.
ffl Cevat Îzgi
r
L
HEYSEM b. KULEYB
(bk. ŞÂŞÎ, Heysem b. Kuleyb).
1
J 291
HEYSEM!
r
HEYSEMI
~1
Ebü'l-Hasen Nûrüddîn Alî b. Ebî Bekr
b. Süleyman el-Heysemî
(ö. 807/1405)
Mecma£u 'z-zevâ3id adlı eseriyle tanınan muhaddis.
L
Receb73S'te (Mart 1335) Mısır'da Fus-tat ile Mukattam dağı arasındaki Sahrâ'-da doğdu. Oradaki Ebü'l-Heysem köyüne nisbetle Heysemî diye anılır. Onun bu nis-besinin hemşehrisi Ahmed b. Hacer el-Heytemî'nin (ö 974/1567) nisbesine benzemesi sebebiyle bazı müellifler iki âlimi birbirine karıştırmış, Brockelmann ve Fuat Sezgin de Heysemî'nin adını Ebü'l-Ha-san Ali b. Ebû Bekir b. Hacer el-Heytemî şeklinde yazmışlardır (GAL, II, 91 ıSuppl., II. 82: GAS, I, 148, 171, 190, 196). Kettânî bu yanlışa dikkat çekmiştir {er-Risâletü'l-müstetrafe, s. 374). Heysemî'nin babasının Fustat Sahrâsı'nda ticaretle meşgul olduğu kaydedilmektedir.
Heysemî, ilk öğreniminden sonra on beş yaşında iken tahsil için Kahire'ye gitti. Çeşitli hocalardan faydalandığı sırada kendisinden on yaş büyük olan Zeynüd-din el-lrâkî ile tanıştı. Zamanla hem ilimde rehberi ve hocası hem de hâmisi olan Irâki ile Kahire, Haremeyn. Kudüs, Dı-maşk, Ba'lebek, Halep, Hama, Humusve Trablus gibi ilim merkezlerine seyahatler yaptı; bütün hac ziyaretlerinde onunla birlikte bulundu. Hemen hemen aynı âlimlerden aynı eserleri beraber okudular. Heysemî'nin diğer hocaları arasında İbn Abdülhâdî Muhammed b. Abdullah b. Muhammed, Jbnü'l-Mülûk Muhammed b. İsmail b. Abdülazîz, kendisinden Şahîh-i Buhârıy'ı okuduğu Muzafferüd-din Muhammed b. Muhammed b. Yahya el-Attâr, Şahîh-i Müslim'i ve Ahmed b. Hanbel'in eJ-Müsned'ini okuduğu İbnü'l-Habbâz Muhammed b. İsmail b. İbrahim, Ebû Davud'un es-Sunen'ini okuduğu Ahmed b. Ebû Bekir b. Ömer el-Meydûmî, Muhammed b. İsmail b. Ömer el-Hame-vî ve İbn Kayyim ez-Ziyâiyye diye bilinen Abdullah b. Muhammed b. İbrahim anılabilir. Heysemî en çok faydalandığı hocası Zeynüddin el-lrâki'nin birçok kitabını, hatta derslerde birlikte takip ettikleri eserleri ondan bir kere daha okumuş, imlâ* meclislerinde yazdırdığı hadisleri kaydetmiş ve bütün eserlerini istinsah etmiştir. Irâki hayatta olduğu sürece Heysemî onun şahsına ve hadis alanındaki otoritesine olan saygısından dolayı hadis
rivayetinden kaçınmıştır. Irâki de Heyse-mî'yi çok sevmiş, kızı Hatice ile onu evlendirmiş, bu evlilikten birkaç çocukları olmuştur. Heysemî, Ahmed b. Hanbel'in e/-Müsned'inde bulunup Kütüb-i Sitte'de yer almayan hadisleri bir araya getirme İşini ve daha sonraki çalışmalarını İrâki'nin tavsiyesi ve yardımıyla yapmıştır.
Irâki'den hadis okumaya gelenler Hey-semî'den de faydalanma imkânı bulmuşlar ve bu sayede başta Irâkİ'nin oğlu İb-nü'l-Irâkî Ebû Zür'a Veliyyüddin, Takıy-yüddin el-Fâsî, Ahmed b. Ebû Bekir el-Bûsîrî. İbn Merzûkel-Hafîd. İbn Hacer el-Askalânî ve Bedreddİn el-Aynî gibi isimler olmak üzere pek çok talebe ondan ders almıştır (Necmeddin İbn Fehd, s. 536, ayrıca bk. İndeks). Bunlar arasında İbn Hacer el-Askalânî'nin ayrı bir yeri vardır. İbn Hacer, lrâki"den öğrenmek istediği birçok ilmî konuda Heysemî'nin yardımını görmüş, Heysemî'nin MecmaVz-zevd'id'inin üçte biriyle Zeva'idü Müs-nedi Ahmed'in dörtte birini diğer talebe arkadaşlarıyla beraber, Beyhaki'nin es-Sünenü'1-kübrâ'smın üçte birini de tek başına ondan okumuştur. Heysemî, bu kabiliyetli öğrencisinin Mecmo'u'z-zevd'id'i tenkide hazırlandığını duyduğu zaman ona gücendiğini ima etmiş, o da hocasını üzmemek için bu çalışmasından vazgeçmiştir. İbn Hacer, Irâkî ite Heysemî arasındaki sıcak ilişkiden hayranlıkla söz etmekte, Heysemî'nin elli altı yıl boyunca Irâki'ye ve ailesine hizmet ettiğini belirtmektedir.
Heysemî 29 Ramazan 807 (31 Mart 1405) tarihinde Kahire'de vefat etti ve Bâbülberkükıyye'nin dış tarafına defnedildi. Kaynakların bir kısmında 19 Ramazan 807'de (21 Mart 1405) öldüğü kayde-dilmekteyse de bunun bir okuma hatasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Kaynaklarda Heysemî'nin sakin tabiatlı, gösterişten hoşlanmayan, iyilik sever, zühd ve takva sahibi bir kimse olduğu belirtilmektedir. Heysemî'nin, Irâki ile birlikte çeşitli hocalardan okuduğu kitapları onun gibi doğrudan rivayet etme yetkisine sahip olduğu halde bunları Irâkî'den okumuş gibi rivayet etmesi, hocasına duyduğu derin saygı yanında alçak gönüllü bir âlim olduğunu da göstermektedir.
Eserleri. A) Zevâid Çatışmaları. 1. Gü-
yetü'î-makşad fî zevaldi Ahmed. irâki'nin tavsiyesi üzerine 776 (1374) yılında kaleme aldığı bu kitabında Heysemî, Ahmed b. Hanbel'in ei-Müsned'indeyer alıp Kütüb-i Sitte'de bulunmayan ha-
disleri bir araya getirmiştir. Eser üzerinde, Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi'nde 1981 -1988 yılları arasında Seyfürrahman Mustafa, Abdurrahman Muhammed Si-râc gibi araştırmacılar doktora çalışması yapmışlardır. 2. Keşfü'l-estârcan zevd-'idi'l-Bezzâr. Takıyyüddin İbn Fehd, eserin adının el-Bahrü'z-zehhâr fî zevd'i-di'1-Bezzâr olduğunu söylemekteyse de (Lahzu't-eihâz, s. 239-240] el-Bahrü'z-zehhâr Bezzâr'ın e7-Müsned'inin diğer adıdır (DİA, VI, 113). Heysemî bu kitabında, Bezzâr'ın el-Müsned'İnde bulunduğu halde Kütüb-i Sitte'de yer almayan 3698 rivayeti bablanna göre sıralamış, Bezzâr'ın hadislere dair kısa değerlendirmelerini aynen, uzun açıklamalarını kısaltarak almış, ayrıca Buhârî'nin ta'-likleriyle Ebû Davud'un el-Merâsîl'de ve Tirmizî'nin eş-Şemâ'il'Ğe topladığı rivayetlerle Nesâî'nin es-Süneni dışındaki nakillerini de bu eserde bir araya getirmiştir. Habîbürrahman el-A'zamî tarafından dört cilt halinde neşredilen (Beyrut I 399-1405/1979-1985) Keşfü'1-estâr'da-ki hadislerin alfabetik fihristini hazırlayanlardan Ebû Ya'lâ el-Kuveysînî çalışmasına Fihrisü ehâdîşi Keşfi'l-estâr 'an zevâ'idi'l-Bezzâr^ale'l-Kütübi's-sitte (Beyrut 1408/1988), Muhammed Eymen eş-Şebrâvî ise Hidâyetü'l-muhtâr ilâ tertibi Keşfi'l-estâr can zevâ'idi''I-Bez-zâr adını vermiş. Ahmed el-Küveytî de eserin çeşitli fihristlerini yaparak Fehd-risü Keşfi'l-estâr adıyla yayımlamıştır (Beyrut 1408/1988). 3. el-Makşadü'l-'alî (a'/â) fî zevâ'idi Ebî Ya'lâ el-Mevşılî. Mevsılî'nin el-Müsned'mde bulunup Kütüb-i Sitte'de yer almayan 2030 hadisin bablarına göre tertip edildiği bu eserin bir nüshası Üsküdar Hacı Selim Ağa Kü-tüphanesi'nde kayıtlıdır (nr. 233). Medine el-Câmiatü'l-İslâmiyye'de kitap üzerinde bir doktora çalışması yapan Nâyif b. Hâşim ed-Daîs, daha sonra eserin tam metnini ihtiva eden bu çalışmasını yayımlamıştır (Cidde 1402/1982). el-Mak-şadü'l-'alî Seyyid Kisrevî Hasan tarafından da neşredilmiştir (I-1V, Beyrut 1413/ 1993). 4. Mecma'u'l-bahreyn fîzevâ'i-dİ'1-Mu'cemeyn. Heysemî, Zevâ'idü Ma'cemeyi't-Taberânî adıyla da anılan bu eserinde Taberânî'nin eİ-Mı/cemü'ş-şağîr ve e/-Mutcemü'i-evsa('ındayer aldığı halde Kütüb-i Sitte'de bulunmayan rivayetleri tesbit etmiş; ayrıca Tırmi-zî'nin eş-Şema'ii'inde ve Nesâî'nin es-Sünenü'l-kübrâ, 'Amelü'i-yevm ve'J-leyle, et-Tefsîr gibi eserlerinde bulunup Kütüb-i Sitte'de yer almayan rivayetleri
292
HEYSEMÎ
de bu kitabında bir araya getirmiştir. Hafız Muhammed Abdullah Hakemî, Medine el-Câmiatü'1-İslâmiyye'de eserin bir kısmı üzerinde (Kitâbü'ş-Şalât, Ebvâ-bü'1-imâm'a kadar) doktora çalışması yapmış (1406/1986) ve bu çalışmanın I. cildi yayımlanmıştır (Tâif 1412/1992). Eserin tamamı ise Abdülkuddûs b. Muhammed Nezîr tarafından biri fihrist olmak üzere dokuz cilt halinde neşredilmiştir (Riyad 1413/1992], 5. Mecmactt'z-zevâ:>id* ve menbcfu'l-ievü'id. Heysemî bu eserini yukarıda zikredilen dört zevâid ile ei-Bedrü'l-münîfi (aş. bk.) tamamladıktan sonra kaleme almıştır. Zevâid kitaplarının en meşhuru olan bu eser önce taş baskısı olarak bir cilt (Deh I i 1308/ 1891), daha sonra Hüsâmeddin el-Kud-sî'nin tashihiyle on cilt (Kahire 1351-1353; Beyrut 1967) halinde yayımlanmıştır. Muhammed Dervîş de eseri, hadisleri numaralayıp bir önceki baskının cilt ve sayfalarını göstermek suretiyle Buğyetü'r-râ'id tî tahkiki MecmaVz-zevcPid adıyla neş-retmiştir ([-X, Beyrut 1414/1994). 6. Me-vâridü'z-zam'ân ilâ zevâ'İdİ İbn Hibbân. İbn Hibbân'ın ei-Müsnedü'ş-şa-Jıi/t'inde bulunup Şahîhayn'ûa yer almayan 2647 hadisi ihtiva etmektedir. Eserin mukaddimesinde Heysemî, İbn Hibbân'ın sahih hadisleri bir araya getirmedeki ölçüsüne güvenerek senedlerden sahâbî-ler dışındaki râvileri çıkarmayı düşündüğünü, fakat hocası Irâki'nin oğlu İbnü'l-İrâki'nin uyarısı üzerine eserdeki bazı hadislerin muhaddislerce tenkit edildiğini dikkate alarak senedleri aynen muhafaza ettiğini söylemektedir. Önce Muhammed Abdürrezzâk Hamza tarafından bir cilt halinde yayımlanan eseri (Kahire, ts.; Beyrut, ts., Dârü'l-kütübi'l-ilmiyye; Medine, ts., el-Matbaatü's-Selefiyye) daha sonra Yûsuf Abdurrahman el-Mar'aşlî. bu baskıya göre eserdeki hadislerin fihristini hazırlayıp Fihrisü e hadîsi Mevd-ridi'z-zam'ân ilâ zevâ'idi İbn Hibbân adıyla neşretmiştir (Beyrut 1407/1987). Şuayb el-Arnaût tarafından iki cilt halinde yayımlanan eseri (Beyrut 1414/1993), Hüseyin Selîm Esed ed-Dârânîve Abduh Ali el-Kûşek titiz bir çalışmayla biri fihrist olmak üzere dokuz cilt halinde neşret-mişlerdir (Dımaşk 1411-1414/1990-1993]. 7. Zevâ'idü İbn Mdce 'ale'l-kütübi'l-hamse. Eserin bir nüshası Haydarâbâd Âsafiye Kütüphanesi'nde bulunmaktadır (Brockelmann, GAL SuppL, II, 82). 8. Buğyetü'l-bâhiş can zevâ'idi Müsne-di'1-Hâriş. Heysemî bu çalışmasında. Haris b. Ebû Üsâme'nin (ö. 282/896) kendisine tamamına yakın kısmı ulaşan, fakat
günümüze pek az bir bölümü gelmiş olan Müsned'inin (Dârü'l-kütübi'z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 55/2, vr. 183a-197a, nr. 101/ 16) Kütüb-i Süte'de bulunmayan 1136 kadar rivayetini bir araya getirmiştir. Son tarafı eksik olan Dârü'l-kütübi'l-Mısriy-ye'deki( Hadis, nr. 705, 138 varak) yegâne nüshası üzerinde Hüseyin Ahmed Salih el-Bâkerî Medine el-Câmiatü'l-İslâmiyye'-de bir doktora çalışması yapmış (1405/ 1985) ve Haris b. Ebû Üsâme'nin Müsned'inin eksik kısımlarını onun başka ki-taplardaki rivayetlerinden faydalanarak tamamlamaya çalıştığı bu eserini iki cilt halinde yayımlamıştır (Medine 1413/1992]. 9. el-Bedrü'I-münîr ü zevâ'idi'7-Mu1-cemi'l-kehîr. Taberânî'nin, sahâbî râvi-lerin adlarına göre sıraladığı 25.000 kadar rivayeti ihtiva eden el-Mıfcemü'l-kebîr'imn (1-XXV, nşr. Hamdî Abdülme-cîd es-Seîefî, Bağdat 1978-1983) bablara göre tertip edildiği bir çalışmadır. Kettâ-nî"nin üç cilt olduğunu söylediği (er-Risâ-tetü't-müstetrafe, s. 374) eserin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir.
Dostları ilə paylaş: |