Yahya Arıkan Bir tane birinci önergeyi bir arkadaş takip etsinler



Yüklə 188,71 Kb.
səhifə4/5
tarix04.01.2019
ölçüsü188,71 Kb.
#90083
1   2   3   4   5

Sevgili arkadaşlarım şunu özellikle belirtmek istiyorum çok vaktinizi almak istemiyorum, doktorların, mühendislerin, avukatların çeşitli toplantılarına katıldım. Biraz da mesleğim aynı zaman da basın mensupluğa da var, biraz da görev dolayısıyla katıldım inanın onların hiçbir toplantılarında mesleklerinin saygınlığı konusunda bir endişelerini duymadım. Hiç kimse kalkıp da neden doktorluk saygın bir meslek değil demedi. Halbuki doktorların içinde de kendi meslek yasalarına, ahlak kurallarına aykırı işler yapanlar oluyordur değil mi? Peki niçin muhasebeciler bu kadar çok eleştiriliyor veya toplumda saygın değil. Bakın yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Ben İstanbul’a yeni geldim Kocaeli’nden geldim yaklaşık 2 sene oluyor. 1998 yılı gelir vergisi beyannamesi ekine müşterim olan bir tercüme bürosunun stopaj yoluyla kesilen vergiler listesini ekledim. Türkiye’nin 114 tane vergi dairesinde 500’ü aşkın müşterinin listesi. Bunun içinde 300000 liradan 500000 liradan başlayan stopajlar var. Götürdüm vergi dairesi ismini söylemeyeceğim, dediler ki bütün bu listedeki müşterilerin sizin adınıza tahakkuklarını veya ödentilerini bize getirmeniz lazım. Beyefendi dedim bu mümkün mü, bakın Edirne’den Kars’a, Sinop’tan İskenderun’a 114 tane vergi dairesi var. Siz bana buradan kendi dairenize yatırdığım makbuzları bulamıyorsunuz ki bu vergi daireleri buna nasıl verir bunu? Veya ben bu kadar müşteriyi arayacağım 300000 liralık 500000 liralık mahsupları stopajları belgeleyeceğim. Araştırdım, odaya gittim sağ olsun arkadaşımız yardımcı oldu 169 sayılı genelgeyi buldu ve bu genelge çok farklı şekillerde uygulanıyor. Araştırdık İstanbul ve Kocaeli’ndeki vergi dairelerinin pek çoğu bu tahakkuk fişleri ve özetleri istemiyor, sadece bizim beyanname ekinde sunduğumuz listeye itibar ediyor. Ama nedense buradaki bir vergi dairesi bağlı bulunduğumuz vergi dairesi bunları istiyor. Çıktım vergi dairesi müdürüne, haklısınız dedi yerden göğe haklısınız ama bunu dedi odanız dile getirsin gündeme getirsin, genelge böyle diyor. Şimdi oradan defterdarlığa gittim, dediler ki bakın böylesine özel bir işlem olabilir mi? Vergi dairesi müdürünün bana söylediği aynen şu, gidin dedi defterdarlık yetkilileri bize özel .... ceza versin. Desin ki işte bunları toplamayın yani bunların hepsine tek tek gerek yok, biz o zaman istemeyiz. Neyse defterdarlıkla ilettiğim konu, biz bunu bakanlığa soracağız. Şimdi bu yeknesaklığın sağlanması için odamızın kesinlikle bu konuları gündeme getirmesi lazım, bütün vergi dairelerindeki uygulamanın tek tip olması gerekiyor. Onun için de odaya çok büyük görev düşüyor. Bir başka yaşadığım olayı üzülerek anlatmak istiyorum.

- Lütfen

- Bağlıyorum, bağlıyorum. Bir gün büroma tipik devlet memuru kılığında iki tane beyefendi geldi. Dediler ki biz bir mali müşaviri arıyoruz ismini söylediler, bu bölgede bürosu varmış dediler. Ben şimdi yeni olduğum halde meslektaşlarımı tanıyorum, çevredeki meslektaşları tanıyorum dedim. Öyle bir isim yok, ama yine de sorayım bir arkadaşa. Kapıdan çıkarken dediler ki bu galiba yeminli mali müşavir. O zaman dedim, yeminli mali müşavir arkadaşlarım var, buyurun ben telefon edeyim sorayım size, yardımcı olayım. Açtım bir tane yeminli mali müşavir arkadaşıma telefonu bu arkadaşlar yanımda odamda oturuyorlar. Arkadaşım dedi ki sen nereden tanıyorsun ne işin var senin onunla. Şimdi karşımdaki insanlar birbirine bakıp bir takım işaretler yapmaya başladılar. Arkadaşım bana o kişinin olumsuz bir kişi olduğunu anlattı, tabi ki yanımdaki insanlar bunu anladılar ve dediler ki beyefendi biz mali şubeden geliyoruz bu insan işte şöyle, şöyle bir işe karıştı ve biz bunu arıyoruz, bürosunu da taşıdı. Üzülerek belirttiğim, eğer burada yeminli mali müşavir odasından yönetici arkadaş varsa doğrulasın, bana bu arkadaşların söylediği, geçen sene sadece bu tür olaylara karıştığı için 18 tane yeminli mali müşavir belgesi iptal edildi, dendi. Şimdi böyle bir ortamda saygınlık nasıl bekleriz arkadaşlar? Eğer biz toplumda saygı görmek istiyorsak önce kendimize saygı duyacağız, önce mesleğimize saygı duyacağız, örgütümüze saygı duyacağız, örgütümüz kendini ancak bu şekilde kanıtlar. Bakın gelecek günler Türkiye’de ekonomik ve demokratik mücadele açısından çok zor günler olacak. Eğer biz bu ülkede yaşamak istiyorsak insanca yaşamak istiyorsak her şeyden önce bu hakların bilincinde olacağız ve kendi örgütümüz olarak sonuna kadar mücadele etmezsek yarın çok zor günler bizi bekliyor. Hepinize saygılar sevgiler sunuyorum.

- Teşekkürler. Sayın Kenan Öztürk. Kenan Öztürk burada mı? Arkadaşlar süreyi iyi

kullanalım yani yeterlilikle ilgili önergeler var, lütfen çok kısa.

- Kenan Öztürk

- Sayın divan, değerli konuklar, değerli meslektaşlarım şimdiye kadar konuşan arkadaşlar birçok şeyi özetlediler bir çok konuda görüşlerini dile getirdiler. Çoğuna katılmakla birlikte katılmadığımız konular da var. Fakat bunlara girmeden fazla da yakınmamıza neden olmadan bir takım somut öneriler de bulunmaya çalışacağım. Somut önerilerim şudur, bir kere ekonomiye birinci yerden tanık olan meslek grubu olarak yaratılan katma değerin hesabını yapan ve bunun içerisinde sürecine müdahale eden topluluk olarak ekonomik baskı gücü oluşturmak zorunda olduğumuzu söylemek istiyorum. Bu nedir? Ülkedeki ekonomik kararların alınması sırasında bize de danışılması ve ekonominin genel gidişatı hakkında fikrimizin bilgimizin soruşturulması anlamına gelir. Bu nasıl olur? Bu gücü elinde bulunduran 14 bin üyesi bulunan bir örgütün akademik kökenini araştırma merkezi ve dokümantasyon merkezi oluşturabilmesiyle sağlıklı bir bilgi bankası ve demokratik mücadele edebilme gücüyle olur.

Değerli meslektaşlarım mesleğe her yıl binlerce meslektaşımız giriyor. Mesleğe giren meslektaşlarımızın daha işin başında milyonlarca liralık donanım, alt yapı gibi harcamalar söz konusu. Mesleğe giren arkadaşlarımızın başlangıçtaki bu harcamalarının masraflarını odamızın ya da meslek mensuplarımızın oluşturabileceği yardımlaşma sandığı, dayanışma fonu ve benzeri etkinliklerin verilmesi bu sorunun çözülmesi yönünde gerekli adımın atılmasını öneriyorum. İletişimde güçlü olabilmeyi öneriyorum. Hepimiz burada konuşan arkadaşların çoğu şeyden bahsetti 900 kişi 15 bin kişi içerisinde genel kurula katıldı. Bu, iletişimde güçsüzlüktür. Fakat güçlü olarak kullanamıyoruz. İnternet adreslerini oda üyesi meslektaşların internet adreslerinin toplu olduğu bir adresimiz dahi yok ve bu alanda da eksikliğimiz var. Medyayı kullanamıyoruz, ne kadar sinevizyonda bir takım şeyler görsek de baskı gücü olmak anlamında medyayı da kullanamıyoruz. Bir de gündemin 9. maddesinde olmasına rağmen konuşma ve söz hakkı bulduğum için özellikle durmak istiyorum. Meslek standartları karar tasarısı. Değerli meslektaşlarım, mesleğin standartlarını oluşturmada büro standartlarını oluşturamayız. Mesleğin standartının oluşabilmesi için meslektaşların bu kürsüde konuşurken birbirine güven duymuş olmaları gerekir. Denetim kurulu raporları, mali tablolarımız bu denetimden yoksunsa bunun çözümü konusunda da düşünmeliyiz. Bunun çözümü de çok basit bir şey şudur arkadaşlar, kalite normlarını yönetim anlayışımıza egemen kılmamız. Kalite normlarını yönetim anlayışımızda, prosedürlerimizde oda yönetimine profesyonel çalışan insanlar aldığımızda bunları uygulayabilirsek burada birbirimize karşı güvensizliğimizi gidermiş oluruz. Bu nasıl olur? Odanın bütün üyelerinin katılımıyla ya da ilgili komisyonların katılımıyla oluşturabileceği satın alma komisyonları, işe alma komisyonları ve bir çoğunun standartlar çerçevesinde belirlemiş tanımlar icabı bir çoğunun da çözülebilmesi mümkündür.

- Lütfen toparlayabilir misiniz?

- Toparlıyorum efendim.

- Arkadaşların ilgisi dağıldı çünkü.

-Bunların zorunlu olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlar ülkede bir takım şeyler istemeyen geniş kesimleri rahatsız eden bir takım oluşumlar meşrulaşmaktadır. Bu nedenle demokratların birliği adı çağdaş demokrat olsun, demokratik platform olsun ya da şu olsun bu olsun çok zorunluluk arz etmektedir. Bunu koşullar dayatmaktadır, bu koşulların dayatmasına hiç kimse kulaklarını tıkayamaz tıkamamak durumundadır. Bugün tıkadığımız zaman yarın meydanlarda bunun hesabını bize insanlar sorar. Bunun için demokratların birliği zorunludur diyorum. Bunu şunun için de söylüyorum. Ülkede bir takım şeylere müdahale edemiyoruz, 14 bin kişilik bir oda mensubu olarak ben bazı şeylerden utanç duyuyorum. İsmail Beşikçi’den başlayarak gelen düşünce suçu konusu kavramında etkin bir yaklaşımımız ve gücümüz olmamıştır. Bugün Oral Çalışlar, yarın Doğu Perinçek, yarın başkaları. Tayyip Erdoğan’lar, insan hakları savunucusu olarak ondan da bahsetmek zorundayım. Düşüncesinden dolayı hiç kimse hiçbir şekilde ceza konusu olmamalıdır. Bu konuda da demokratik kitle örgütü gücümüzü, mesleki baskı gücümüzü kullanabilmeliyiz ve komisyonlarımız araştırma komisyonlarımız bir takım şeylerin alt yapısını hazırlamalı, oluşturmalı ve dayatmalıdır diyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

- Teşekkürler. Sayın ......... İskenderoğlu. Yok herhalde. Sayın Ozan Ataoğlu. Değerli arkadaşlar, değerli bir mesajınız vardır diye, ama arkadaşlarımın tahammülü kalmadı fazla haklı olarak. Lütfen birkaç cümle ile özetleyelim.

- Ozan Ataoğlu

- Sayın divan, sayın konuklar, saygıdeğer meslektaşlarım. Odamızın bu 10. olağan genel kurulunda sayıları üye sayısını aşan stajyer arkadaşlarımızın sorunlarına değinmek istiyorum. Mesleğimizin gelişebilmesi ve belli bir standardı yakalayabilmesi için mesleğe genç dinamik ilgili ve dürüst insanların girmesi gerekiyor ve bunların yollarının açılması gerekiyor. İşte bu noktada mesleğe girişler stajyerlerimizin sorunlarını irdelemek gerekiyor. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür, ülkemizde hiçbir meslekte olmadığı kadar yüksek meblağlara ulaşan staj kayıt ücretleri ve staj dosyası ücreti alınmaktadır. Bugünkü staj kayıt ücreti 5 milyon liradır ve mavi dosya. Bunun maliyeti nedir diye sormak istiyorum. Stajyerlerimizin vergi ve SSK prim maliyetlerinin yüksek olduğundan çalışmış oldukları serbest muhasebeci mali müşavir yanında ... zorunda kalıyorlar. Onların her dediğini yapmak, ofis boy elemanı olarak kullanılmak zorunda kalıyorlar. 4 yıllık üniversite mezunu insanlar 2 yıllık staj süresi boyunca çalışmış olduğu mali müşavirlere ve ailesine karşı bir yük oluşturuyor. 2 yıllık staj dönemim boyunca 95 ve 97 yılları arasında odaya ödemiş olduğum kayıt ücreti ve staj dosyası ücreti karşılığında kendi adıma hiçbir bülten gönderilmemiştir. Peki bu alınan paralar nereye aktarılıyor diye sormak istiyorum. Sayın oda başkanımızın mali çözüm dergisindeki 41. ve 44. sayısındaki yazılarında tüm stajyerlerin zorunlu eğitime tabi tutulması gerektiğini hedefler arasına almış olduğunu yazılarında belirtiyor. Aradan geçen zamana karşın bugün bile aynı hedefleri çiziyor. Peki bu geçen süreç içinde ne yapıldı bunun hesabı ne zaman verilecek kim verecek?

- Toparlar mısınız değerli arkadaşım.

- Tabİi. Meslektaşlarım eğitim stajyerler içinde gerekiyor biz değerli meslek mensupları içinde gerekiyor. Odamızın 10. olağan genel kurul çalışma raporunda çok acıyla gördüğüm bir manzarayı iletmek istiyorum. 30 Nisan 1999, TESMER İstanbul şubesi 30 Nisan 1999 tarihli gider ve gelir tablosu. Böyle bir gelir ve gider tablosu olamaz. Gider ve gelir tablosu belli bir dönemi kapsar. Onun için diyorum ki meslek mensubu zorunlu eğitime tabi tutulmalıdır, diyorum ki meslek mensubu ve stajyerler zorunlu eğitime tabi tutulmalıdır. Onun için diyorum ki lisans düzeyinde eğitim almayan insanlar mesleğe girmemelidir. Onun için diyorum ki stajyerlerden alınan eğitim ücretlerinin onlara yansıtılması gerekmektedir. Onun için diyorum ki tüm meslek mensuplarımızın eğitime tabi tutulması gerekiyor. Teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum.

- Teşekkürler. Değerli arkadaşlarım sabrınız için teşekkür ediyorum. Oldukça verimli bir toplantı yaptığımızı düşünüyorum ilginizden belli. Daha fazla da sabrınızı taşırmak istemiyoruz. Gruplar adına söz alan arkadaşlardan geçen sefer olduğu gibi sondan itibaren arkadaşlara söz veremeyeceğiz . Eşit bir biçimde davrandık bütün gruplardan bilgi olsun diye söylüyorum 2’şer arkadaşlarımız, bir tanesi de sözlü olmak üzere söz aldılar özgürce kürsü özgürlüğünü kullanarak görüşlerini ifade ettiler. Diğer arkadaşlarımızdan da vakit olursa izin isteyen arkadaşlarımız vardı onlar şayet vaktin kalmadığını dikkate alarak konuşmaktan imtina ederlerse 3 tane grup adına 12er tane arkadaşa daha 5’er dakika söz verip bu kısmı kapatmak istiyorum. Sayın Müge Onat, Sayın Gülizar Özcina özveri istiyorum. Ben yeterlilik önergesini oylamaya sunmak istemiyorum, ısrarla arkadaşlarımızdan yazı geliyor bu anlamda gruplardan birer arkadaşlarımıza 5’şer dakikalık söz veriyorum. Sayın Mustafa Öcalan buyurun.

- Mustafa Öcalan



- Sayın başkan teşekkür ediyorum. 10. olağan genel kurulun mesleğimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Yaklaşık 7 saatten beri burada arkadaşlarımızı dinliyoruz. Onun için de bu saatten sonra benim söyleyeceğim şeylerin çok fazla bir ehemmiyetinin sizlerin neslinde sağlıklı bir biçimde algılanabileceğini düşünmüyorum. Dolayısıyla gerçekten kısa kesmeyi düşünüyorum. Şimdi burada arkadaşlarımızın genel olarak bir çok hususu dile getirdiler, bu hususlara hiç girmek niyetinde değilim. Burada bir şey ifade edilmedi onun mutlaka ifade edilmesi gerektiğini düşündüğüm için söz almayı uygun gördüm. Bir defa 10 yıldır bir meslek örgütü 10 yaşında. Dolayısıyla burada belirli insanlara teşekkür borcumuzun olduğunu düşünüyorum. 3568 sayılı yasanın çıkışına kadar burada mücadele eden ve yaşça bizden büyük olan değerli üstadlarımız var bunlara teşekkür ediyorum. Bunların bir kısmı aramızda ve belki de önemli bir kısmı aramızdan ayrıldılar ve şu anda hayatta değiller. Yine 3568 sayılı yasanın yasalaşma sürecinde desteklerini esirgemeyen ve bu noktada kararlılığını gösteren merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı da burada hayırla yad etmek istiyorum kendilerine Allah’tan rahmet diliyorum. Diğer bir başka teşekkürü kuruluş sürecinde gerçekten ağır bir görevi yerine getiren geçici kurul üyesi arkadaşlarımıza yapıyorum ve aynı manada odaların kuruluş sürecinde zor bir görevin üstesinden gelen bir çok yönetici arkadaşımıza da teşekkür ediyorum ki bu yönetici arkadaşlarımızın bir çoğu halen aramızdalar. Bir başka teşekkürü de elbette bu işin çilesini çeken siz değerli arkadaşlarımıza yapılması gerektiği kanaatindeyim. Şimdi burada elbette söyleyeceğimiz çok şey vardı, ama eminim bu söylediklerim şu anda sağlıklı bir ortam olmadığından dolayı yargı bulmayacak. Dolayısıyla çok kısaca 2-3 kelime ile bitirmeye çalışıyorum. Buraya gelmeden önce gerçekten çok karamsar bir ruh hali içersindeydim, çok sıkıntılı bir halim vardı. Taa ki oda başkanım sayın Yahya Arıkan mikrofonu alana kadar. Sayın Arıkan öyle bir tablo çizdi ki, bu tablo içerisinde adeta uçtuğumu hissettim. Yani gerçekten kafamdaki bir takım şeylerin kendi vehmim olduğunu zannetmeye başladım, ağır iş yükünden kaynaklanan bir depresif hal olduğunu gerçekten düşünmeye başladım. Gerçekten çok mutlu bir tablo çizdiler. Meğerse bizim hiç de önemsenecek bir problemimiz yokmuş, her bir şey toz pembeymiş, işte birkaç tane form kaldırılıyormuş, bir takım levhaların tasdiği bize veriliyormuş ve gelecek güzel şeylere gebeymiş. Sonra bazı arkadaşları dinlemeye başladım baktım ki durum öyle değil, herkes benim gibi depresif bir halde. Yani hasta sayımız bir hayli fazla. Bunu meslektaşlar konuşmaya başladıktan sonra gördük. Dolayısıyla ben burada sözü daha çok fazla uzatmadan çok somut bir öneride bulunmak istiyorum, o somut öneri de şu olacak. Yönetici arkadaşlarımız özel bir fon oluştursunlar ve bu fonla özel bir hastane yapsınlar. Çünkü bakıyorum da hepinizin tedaviye ihtiyacı var. Hepinize çok teşekkür ediyorum, sağ olun var olun.

- Teşekkürler. Sayın ......



- Sayın başkan, sayın konuklar, sayın meslektaşlar. Sevinçle geldim, söz hakkı aldığım için çok mutluyum size hitap edebilme şansı bulduğum için. Söz almayacaktım aslında ama benim konuşacağım gündeme eşit olarak hiçbir eleştiri ya da söz alınmadığı için söz hakkını kullanmakta ısrarlı oldum. Şu, sayın oda başkanının buradaki sunuş konuşmasında tek tek cümleler halinde geçen konular üzerine düşüncemi aktarmak istiyorum. Diyor ki oradaki şeylerde özelleştirmeler peşkeşe dönüşmemelidir. Sosyal güvenlik kurumları birleştirilmelidir, gelir dağılımı düzeltilmelidir, yasa dışı çetelerle mücadele edilmelidir. Spot geçildiği için farklı düşünüyorum ben. Özelleştirmeler peşkeşe çekilmemeli değil özelleştirmeye karşıyım. Eğitim ve sağlık gibi temel haklar tüm alanlar devletin alanı olmaktan çıkarılamaz. Gelir dağılımı için mücadele edilmelidir deniyor etmeliyiz. Bakın evvelki gün sayın Cumhurbaşkanını ziyaret eden odalar birliği temsilcilerine sayın Cumhurbaşkanı şöyle dedi: “Taleplerinizin takipçisiyiz, yeter ki siz postu deldirmeyiniz”. Ülkemizde işçiler, emekçiler, memurlar postu deldirdiler. Sayın Cumhurbaşkanının onlar için düşüncesini çok merak ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı açıklamalarında demişti ki kriz .... olanlar için, gelin Çankaya Köşkünde misafirim olun, sorunlarınızın çözümünü almadan gitmeyin. Ben bu konudaki düşünceyi de odanın demokratik bir odanın emeği ile geçinen insanların yanında saf tutması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum. Emeği geçen insanlar yanında oda saf tutmalıdır. Bu şeyin tek bir satırında sendikalaşma üzerine tek bir sözcük yoktur. Mesleğimizi yaşarken her gün karşı karşıya kaldığımız vergi idaresindeki çalışan kamu emekçileri için grevli toplu sözleşme hakkı verilmesinin burada yer alması gerekirdi. Bunun altında mutlaka 12 Eylül generallerinin yapmış olduğu 12 Eylül anayasasının ve o anayasaya uygun olan çıkarılan yasaların değiştirilmesi için mücadele edilmesi gerektiği yazılmalıydı konulmalıydı. Demokratik ve laik cumhuriyete karşı çağdışı yönetimleri getirmek isteyen ....... akımlara göz yumanların ..... Bir demokratik kitle örgütünün zararlı akım sözcüğünü kullanmasını çok tehlikeli buluyorum. Zararlı akım, çünkü sayın Cumhurbaşkanı için örneğin uluslararası tahkime karşı çıkmak zararlı akım. Zararlı akımsa, ben zararlı akım olduğunu düşünüyorum. Bakın bir arkadaşımız dedi ki mesleğin bağımsızlığı gitti dedi, ben bırakın mesleğin bağımsızlığını devletin bağımsızlığı gittiği düşüncesindeyim. Kuzey Irak’ta ve Yugoslavya’da süren savaşa Türkiye aktif olarak katılıyor ve TBMM’de bu konuda hiçbir karar alınmadan Atatürk “bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir” diyor ama bugün Türkiye Cumhuriyetinin geldiği nokta bu bağımsızlığın oldukça zedelendiğini ortaya koyuyor düşüncesindeyim. Genel kurullarımızda bu konularında ayrıntılı olarak konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Yasa dışı çetelerle aktif mücadele edilmeli deniyor, bunun yanlış olduğunu düşünüyorum ben. Bu yanlışlıkla ilgili bir şey düşünüyordum. Yasa dışı sözcüğü ne demek, bütün çetelere karşı mücadele edilmelidir. Bütün çetelere karşı mücadele edilmelidir. Sayın başkan yazısında sade vatandaşların huzur ve güvenliğinin birinci önde tutulması gerektiğini söylüyor. Ben sade vatandaştan değil bütün yurttaştan huzur ve güvenliğin önde tutulmasını istiyorum. Bu çerçevede bu kitapçığa bu Muzaffer İlhan Erdost’u , Oral Çalışlar’ın ve düşünce suçlarıyla yargılananlarla ilgili tek bir sözcük girmemesini eleştiriyorum protesto ediyorum. Çevremiz temizleneceğine kirleniyor diyor, çevremiz. Bizim odamız çevremizi kirletenin kapitalizm olduğunu buraya koyabilmeliydi, böyle bir cümle de geçmemeliydi. İşte bunun için Bergama köylülerinin ..... sahip çıktığını buraya yazabilmeliydi. Sosyal güvenlik kurumlarının yok edilmesi amaçlanıyor. Kesinlikle buna karşı mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum. Ben sosyal güvenlik kurumlarının birleştirip ortadan kaldırılmasını değil, biz buraya en iyi siz biliyorsunuz en iyi meslek mensupları olarak siz biliyorsunuz, 40 yıl çalışıp bir gün bile sigortalı yapılmayanları biliyorsunuz bizim TÜRMOB’un faaliyet raporunda da var emeklilik yaşı düzeltilmelidir, bu gibi argümanları ortaya sunmadan oda emeğin yanında bunları ortaya koyan açıklıkla ortaya koyan bir çalışma yapmalıdır diye düşünüyorum.

- Lütfen toparlayın.

- Bitiriyorum. Safımızı sadece sayın Cumhurbaşkanının yaptığı gibi postu deldirmeyenler olarak iş adamlarını patronları olarak görmemeliyiz. Safımızı gerçekten bu ülkede postu deldirenlerin yanında tutmalıyız diye düşünüyorum. Bakın kriz nedeniyle 100 binlerce işçi işten atıldı. 100 binlercesi daha işten atılacak. 100 binlercesi sizinle mümkünse yasaya aykırı olarak zorunlu izne çıkarılıyor. İşte oda bu gibi durumlarda bunları açıkça ortaya koyan bir şekli olmalıdır. Serpil arkadaşımın dediği gibi demokrasi mücadelesi işte bu alanlarda tavır koymakla ortaya konulur soyut bir şekilde değil.

- Sayın konuşmacı lütfen.

- Son cümlem sayın başkan. Bakın postu deldirmeyen cümlesine taktım ben...

- Yahya Arıkan



- A, B, C formlarının gerçekten angarya olarak kabul ettiğimiz her şeyin kaldırılmasından yanayız. Biraz önce bir arkadaşımla görüştüm, ya dedim şu genel kurulda isterdim ki buradaki üye arkadaşlarımız dostlarımız şu angaryaları kaldırın diye bir yön çizmesi gerekiyordu. Yıllık bildirimler angarya dedik son veriliyor. A, B, C formları angaryadır, hep birlikte dile getiriyoruz, bu konunun olgunlaştığını önümüzdeki dönem bununda kalkacağını ifade ediyoruz. Eğer siz aylık verdiğiniz katma değer beyannamesini, muhtasar beyannamesini, muhasebe tutmayı da angarya olarak görüyorsanız, ona göre bize bir yön verin. Konuşmamda ifade ettim. Biz İstanbul oda yönetimi olarak TÜRMOB’u aklayarak bir iş yapmak gibi derdimiz yok. Sayın genel başkana her attığımız adımda her yaptığımız çalışmada bilgi verdiğimizi ifade ettik. Ama değerli arkadaşlarım eğer bu TÜRMOB’u aklamaksa ben TÜRMOB’u da aklarım, Maliye Bakanı’nı da aklarım. Yeter ki meslektaşların sorunları çözümlensin. Neden gocunuyorsunuz onu anlamıyorum. Yani sizler adına bir iş yapmaktan dolayı bu rahatsızlık nedendir, anlamak mümkün değil. Biz ertelenmesi olayında ... bitmesinden yana değiliz. Gerçekten sizlerin tespit ettiği her konunun ortadan kaldırılmasıyla ilgili açış konuşmamda ifade ettim, gelin hep birlikte omuz omuza bunları tek tek ortadan kaldıralım dedim. Bir oda başkanı arkadaşım ifade etti, ..... kaldıralım denildi. Daha geçen Ankara odasının toplantısından sonra çağdaş demokrat odaları olarak TÜRMOB yönetimini ziyarette bulunduk, 9 tane dosyanın gündeme alınmasını söyledik. Yani bazı arkadaşlarımızın dediği gibi, yıllar önce söylediğimiz bu yasanın anti demokratik yönlerini, olumsuz yönlerini bir tarafa gömerek sizlere yutturmak unutturmak gibi düşüncemiz yok değerli arkadaşlarım. Ama bunlar bir plan ve program çerçevesinde yapılacak olan konulardır. Staj sistemindeki yaşanan sıkıntıları hep birlikte yaşıyoruz. Ama gönül isterdi ki, son 3 dönemdir staja giren arkadaşlarımızın yılardır yapamadığımız yeniliklerin de burada anlatılmasını isterdim. Evet her yerde bunun öz eleştirisini verdik, bugün yeni staja başlayan arkadaşlarımıza bir kere mesleğe başlangıç anlamında bir çanta içerisinde geleceği ile ilgili bilgileri aktarmaya başladık, onlarla toplantılara başladık. Bunlar yeter mi? Yetmez. Konuşmamda ifade ettim meslek içi eğitimin hem meslektaş için, hem stajyer için mutlaka yapılması gerekiyor. TÜRMOB’a aktardığımız 9 tane dosya içerisinden bir tanesi meslek yasasıdır değerli arkadaşlarım. Ben zamanın darlığından dolayı burada muhasebecilerin bir gecede mali müşavir olma sorununa girmek istemiyorum, ama yürekten inanıyorum ki açış konuşmamda ifade ettim, bu meslek gelecekte muhasebe denetim mesleği olacak. O nedenle serbest muhasebeciliğin mutlaka kaldırılması gerekli olduğunu ifade ettim. Birbirimize polemik yaparak, çemberin altından cımbızla laf çekerek birbirimize sataşarak yol almamız mümkün değil. Ama aramızdaki fark şu değerli arkadaşlarım, biz 24 sat meslekle yatıyoruz meslekle kalkıyoruz. Üzüldüğüm bir nokta var hayallerimiz sizlerden daha geniş değerli arkadaşlarım. Hayallerimizin % 10’unu dahi düşünemiyorsunuz sizler. Ama her şeye rağmen yapıcı bir şekilde bu genel kurulu tamamlamak istiyorum. Arkadaşlarım diyorlar ki bize komisyonlarda görev vermedi diyorlar. Gerçekten 98-99-2000 yılında kayıp bir yıl olarak görüyoruz, onca yaptığımız olumlu şeylere rağmen. Ama önümüzdeki süreçte 9 tane dosya konusunda geçici vergi olayında olduğu gibi İstanbul’daki tüm meslek mensuplarının görüşlerini alarak, odalar platformunda götüreceğimizi ifade ediyoruz ve gelin demokratik platforma buradan çağrıda bulunuyorum meslekte birlik gibi danışma meclisinde yer alın, eğer amaç koltuk değilse üretimse gelin burada hep birlikte üretelim, bu mesleği daha güzel yerlere götürelim.

Sayın Arığ lokalle ilgili birkaç arkadaşım ifade etti, bir kapalı kapılar olayına değinerek konuşmamı tamamlamak istiyorum. Özellikle üst kattaki yönetim odasının içerisinde neler olduğu şeklinde bir serzenişi var. Tabii konuyu bilmediği için insanların eleştiri yapması çok doğaldır. Biz bu lokali ruhsat almak için yaklaşık birkaç yıldır mücadele ediyoruz. Turizm Bakanlığı, bu tür işletmelerde kapalı bir bölüm olmasını istiyor, bu nedenle yapılan bir bölümdür. Bizim odamız herkese açık, bürokrasimiz herkese açık yeter ki sizler gelin değerli arkadaşlarım. Lokal ile ilgili eleştirilerinizin bir çoğu yönünde saygı duyuyoruz haklı buluyoruz. Bir yönetici olarak gelip buralarda bu konularda mutluluk duyduğumuzu zannedersiniz. Bu konuda ne yapılması gerekiyorsa bu genel kurul sonucunda yapılacaktır. Ama benim bir karamsarlığım var. Bugün İstanbul’un belki bir çok arkadaş bilmiyor, bilen arkadaşlar biliyor, İstanbul’un en nadide semtlerinden birinde açılan lokal yaşatılamadıysa başka bir yerde lokalin yaşatılması konusunda pek aynı şekilde düşünemiyorum. Konuşma yapan tüm arkadaşlarıma içten teşekkür ediyorum. Özellikle mesleğin geleceği ile ilgili çok önemli önerilerde bulunan arkadaşlarım oldu. Yine bir arkadaşımın ifade ettiği gibi bu 15 bin kişilik örgütü ayağa kaldırma konusunda yürekten katılıyorum. Gelin hep birlikte birbirimizi kırmadan darıltmadan omuz omuza daha saygın bir mesleği birlikte oluşturmak adına birlikte olalım diyorum. Katkı sunan, emek gösteren bu güne kadar yapılan oda mali genel kurul içerisinde en görkemli genel kurula destek veren siz değerli üyelere şahsım ve yönetim adına sevgi ve saygılar sunuyorum. Teşekkür ederim.


Yüklə 188,71 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin