Komisyonun Çalışmaya Başlamasının Geciktirilmesi
Araştırma Komisyonunun kuruluş tarihi 26 Temmuz 2016’dır. 26 Temmuz 2016 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nun 118. Birleşimi ile kabul edilen araştırma komisyonu kurulmasına dair karar 2 Ağustos 2016 tarihli ve 29789 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kuruluşundan itibaren sorumluların bulunmasına ve gerçeğin açığa çıkarılmasına dair tarihi bir görev üstlenen Komisyonun ivedilikle çalışacağına dair beklentiler yazılı ve görsel medya ile kamuoyunda paylaşılmış ve kamuoyunda büyük bir beklenti oluşmuştur.
Somutlaştırmak gerekirse, bu hususun Anadolu Ajansı’nın 31 Temmuz 2016 tarihli haberinde yansıması “17 kişiden oluşacak Komisyon'da AK Parti'ye düşen 10 üyelik için bugüne kadar hiçbir komisyonda ulaşılamayacak kadar talep geldi. AK Parti'li yaklaşık 120 milletvekili, süre uzatımıyla 4 ay çalışacak Komisyon'da üye olarak görev yapmak için başvuruda bulundu… Grupların kendilerine düşen üyelikler için tespit ettikleri isimleri TBMM Başkanlığı'na sunması halinde, 4 Ağustos Perşembe günü Genel Kurul'da okunmasıyla Komisyon oluşumu tamamlanacak.” 1 şeklinde olmuştur.
Ancak geçen çok kısa süre zarfında 26 Temmuz 2016 tarihli TBMM Genel Kurulu’nda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın; “Bir yandan yargıda devam eden bir süreç var, o devam edecek, o pek çok hakikati eminim ki ortaya çıkaracaktır. Çünkü şu anda ifadeleri alınıyor, pek çok kamera kayıtları, pek çok bilgisayar kayıtları, telefon kayıtları, pek çok yazılı evrak, pek çok bilgi, belge toplanmış durumda. Bunların tasnifi, bunların analizi, değerlendirilmesi, bugün sahip olduğumuz bilgiler dışında eminim ki bu darbe teşebbüsünü gerçekleştiren Fetullahçı terör örgütü hakkında Türkiye içerisindeki nüfuzu, gücü hakkında da bize çok fikir verecektir, çok şeyi ortaya çıkaracaktır. Ama bu devam ederken Meclisimizin millet adına konuya vaziyet etmesi, bu konuyu enine boyuna araştırması da son derece önemli.” şeklindeki beyanlarından anlaşılan gerçeğin araştırılması ve açığa çıkarılması heyecanı, yerini hızla AKP’de yükselen kaygılara bırakmıştır.
3 Ağustos 2016 tarihinde AKP Grup Başkanvekili Bülent TURAN’ın “Bizde de çok sayıda milletvekili arkadaşımız görev almayı talep etti. Biz de olumlu karşılıyoruz. Adli soruşturma devam ediyor, ifadeler alınmadan, Meclisin bu konuda adım atması makul olmayacağı kanaatindeyiz. O yüzden iddia edilen geciken bir süreç söz konusu değil. Adli, emniyet soruşturması, diğer işler devam etsin, belgeler ortaya çıktığı zaman göreceksiniz, tüm partilerimizin verdiği üyelerle birlikte en ince araştırmaları yapacaktır. Şu an komisyon kurulmasının bir anlamı yok. O yüzden diyoruz ki, en azından Anayasa’nın öngördüğü süreler var. Onlara bağlı kalmak kaydıyla, İçtüzük’e bağlı kalmak kaydıyla gelecek hafta tekrardan değerlendireceğiz. Şu an komisyon kurulsa neyi inceleyecek. Bunu gecikme olarak değil, sağlam durma olarak değerlendirmek lazım”2 değerlendirmesinden AKP’nin darbe girişimini araştırma komisyonunun çalışmaya başlamasından rahatsız olma noktasına geldiği anlaşılmıştır.
Bülent Turan’ın bir sonraki hafta yeniden değerlendireceklerini beyan ettiği Komisyonun kuruluşu meselesinde ipi koparan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya dönüşü uçakta yaptığı ve 11 Ağustos 2016 tarihli gazetelerde yer alan “Komisyonlardan pek bir şey çıkacağına inanmıyorum”3 açıklaması olmuştur. Cumhurbaşkanının bu açıklaması ile TBMM Genel Kurulunda oluşan uzlaşının, orada kaldığı, izleyen sürece yansımayacağı, yani komisyonun gerçekleri ortaya çıkaracağı beklentilerinin yerini umutsuzluğa bırakmasına neden olmuştur. Komisyonun çalışmalarını bir anlamda etkisizleştiren ve fiilen komisyonu sona erdiren süreç bizzat Cumhurbaşkanının AKP grubuna müdahalesi ile olmuştur. O hafta da TBMM açık olmasına rağmen AKP komisyon üyelerini bildirmediği için Komisyonun fiilen göreve başlaması mümkün olmamıştır.
Günlerce süren Komisyona üye vermeme direnci, 17 Ağustos 2016 Salı günü Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Değerli arkadaşlarım, geçmişle hesaplaşalım, 15 Temmuz darbe girişimiyle de hesaplaşalım, hesabını soralım. Bakın bu süreçte en dik duran kurum Türkiye Büyük Millet Meclisi oldu. Darbe olduğunda burası bombalandı, tahribatlarını hâlâ hepimiz görüyoruz ama bu Parlamento sabaha kadar darbecilere karşı direndi, onurlu durdu, vatandaşın onurunu korudu, hep beraber. Grubu olan 4 siyasi parti de onurlu bir duruş sergiledi. 4 siyasi parti de darbeye karşı ortak bir metin hazırladı ve 4 siyasi partinin genel başkanları bu metinleri imzaladı. Dolayısıyla Parlamento bu bağlamda, darbeye karşı görevini yaptı. Ve bir şey daha yaptık. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri bir araştırma önergesi verelim dediler. Bu darbe girişimini araştırmamız lazım. Bu nasıl oldu, bunu sorgulamamız lazım. Ben, bombalar altında eğer bu Parlamentonun onurunu koruyorsam bu işi araştırmak, soruşturmak da benim görevimdir dedi. 26 Temmuz’da Türkiye Büyük Millet Meclisinde oy birliğiyle karar alındı, evet bu konu araştırılsın, araştırma komisyonu kurulmasına karar verildi. Bugün 17 Ağustos, MHP, HDP ve CHP araştırma komisyonuna üyelerini verdiler, üye vermeyen sadece Adalet ve Kalkınma Partisi. Şimdi şu soruyu sormak zorundayım Binali Beye: Neden arkadaş, siz bu araştırma komisyonuna milletvekili görevlendirmiyorsunuz? Hangi gerekçeyle görevlendirmiyorsunuz? Bunu araştıracaksak, buyurun araştıralım.”4 şeklindeki partimizin görüşlerini grup toplantısı aracılığı ile paylaşılmasıyla vurgulanmıştır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışı üzerine AKP 19 Ağustos 2016 tarihinde zorlamayla komisyon üyelerini belirlemiş ve TBMM Genel Kurulu’nda yapılan seçim işlemi ile Komisyon kurulabilmiştir. Ancak bu seferde TBMM’nin tatile girecek olması ”bahanesiyle” Komisyonun çalışmaya başlaması Ekim 2016 ayına ertelenmiştir. TBMM İçtüzüğü’nün tatil ve ara verme sırasında komisyonların çalışması başlıklı 25. maddesi uyarınca hangi komisyonların tatil ve ara verme sırasında çalışacağı, Başkanın teklifi üzerine Genel Kurulca tespit edilmektedir. İçtüzüğün açıkça imkân tanımasına rağmen AKP Komisyon’un çalışmasını kasten istememiş ve bunu sandalye sayısı çoğunluğu ile sağlamıştır. Bir başka deyişle, Adalet ve Kalınma Partisi’nin üyelerinin birbirinden dahi şüphe ettiği süreçte ihtiyaç duyduğu “stratejik zaman kazanma” çabası ile Komisyon TBMM’nin tatilde olduğu gerekçesiyle çalıştırılmamıştır. Milletimize yönelen, insanların yaşamlarını kaybettiği darbe girişimi karşısına konulan gerekçe “meclisin tatile girmiş olması” olarak gösterilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tatilin bahane olarak ileri sürülmemesi gerektiğini, bu sürecin ivedilikle ve titiz bir araştırma ile neticelendirilmesi gerektiğine dair ısrarlı görüşlerimiz yok sayılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |