Değerli taşlar, insanlık tarihi boyunca kimi zaman güzelliğin, kimi zaman da zenginliğin ve asaletin simgesi, bazen bir evlilik teklifinde, ba-zen özel günlerde, bazen bir yatırım aracı, bazense bir kıyafetin tamam-layıcısı olarak insanoğlunun her zaman gözdesi ve vazgeçilmezi olarak işlenmiş, üretilmiş ve kullanılmıştır.
Hayatın ve tarihin bütün macerası taşların sırrında saklıdır. Altay Türklerinin yaratılış efsanelerinde ve mitolojik anlatılarda görüldü-ğü gibi taş, yeryüzü, insanlar, bit-kiler ve hayvanlar yaratılmadan önemli bir işlev üstlenmiştir.
Anadolu’nun çeşitli kül-türlerindeki taşla ilgili inançlar incelendiğinde tarih öncesi de-virlerdeki aterien kültür devrin-de, taşın önemli bir yeri vardır.
Sümer, Akad, Babil gibi kültürlerde yer alan ve önemli iş-levler üstlenen taş, Anadolu’ da Hititlerde ve daha sonraki kültürlerde hep vardır.
Yeryüzünün tarihi kadar eski olan değerli taşların, yarı değerli taş-ların ve organik kökenli taşların oluşumu doğanın bir mucizesi gibidir. Ana malzemesi taş olan yerkabuğunda-karada ve denizde-doğadaki mineraller ile kimyasal karışımların sonucunda bazen etkileşimle veya fiziksel olarak basınçla, bazen fosilleşmeyle, bazen de kalkerli (kireçtaşı) kabuklar sebebiyle kendiliğinden meydana gelmektedir.
Doğada kendiliğinden oluşan bu güzel ve nadide taşlar dayanıklı-lıkları, kesilebilmeleri, parlatılabilmeleri, güzellikleri, ışığı yansıtmaları, ışığı kırmaları ve nadir bulunmaları gibi özelliklerine göre değerlendiril-mektedir.
______________________________________
*. Zile Belediye Başkanı.
Zile’de bazı yaşlı kadınların yeşil renkli yeşim taşı yüzükler taktı-ğını hepimiz biliriz. Gücüne inanılarak bilinçli bir şekilde takılan bu yü-zükler sinirleri gevşetici, vücut dengesini sağlayıcı, böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı oluşu ve kanamayı durdurucu özelliği için takıl-maktadır. Eski ustaların özenle yüzüklere taktıkları bu taşların önemli bir bölümü Zile’den çıkarılmaktadır.
Mücevher yapımında ve hastalıkların tedavisinde kullanılan değerli ve yarı-değerli taşlar, asırlardan beri insanoğlunun ilgisini çekmiş ve bunların türlerini, özelliklerini, yontma tekniklerini ve ticari değerlerini öğrenmek önemli bir sorun olarak görülmüştür.
Zile’de
zeberced taşı karanlık yerlerden geçerken duyulan korku-yu yenmek için takılmaktadır. Zile ve köylerinde yaygın olarak nazara karşı çocukların omzuna
mavi taş dikilmekte, Her türlü ağrıyı kestiğine inanılan
bakır taşı da üstte taşınmaktadır.
Takılar için muhteşem bir kaynak teşkil eden bu taşların dünya üzerinde birbirinden farklı yüzlerce cinsleri bulunmakta ve keşfedildikleri zamanlardan beri günümüzde de halen kişisel süs eşyaları, takılar, uğur taşları vb. sebeplerle kullanılmaktadırlar. Yüze yakın renkte ve binlerce farklı tonda bulunan değerli taşlar, yarı değerli taşlar ve organik kökenli taşlar dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de yüzyıllardır kuyum-cuların, takı sektörünün, takı tasarımcılarının ve takı sevdalılarının göz-desi olmaya devam etmektedir.
Dünya mücevherat üretimi ve satışında önde olan ülkemiz; dünya kuyumculuk sektöründe ilk 5’de, mücevher tüketiminde ilk 3’de, üretim ve ihracatta İtalya’dan sonra ikinci sırada, turistlerin en çok mücevher sa-tın aldığı ülkeler arasında da birinci sırada yer almaktadır.
2023 yol haritasında, altın ve mücevher merkezi konumuna gelme-si hedeflenmekte olan ülkemizin, coğrafi konumu da dikkate alındığında önümüzdeki yıllarda, mücevherat alanında dünya pazarında lider bir ko-numa gelmesinin kaçınılmaz olduğu gözlemlenmektedir.
Mücevherat sektöründe özellikle son yıllarda büyük ilgi görmeye başlayan yarı değerli taşlardan bazılarının (Ağaç opali, Kalsedon, Jasper, Agat, Oniks ve daha birçok yarı değerli taşın ) Zile’mizde çıkıyor olması bizleri ziyadesiyle heyecanlandırmaktadır.
İlçemizde bulunan ve değerlendirilmeyi bekleyen yarı değerli taş-ları işlemek ve popüler hale getirerek ilçedeki işsizliğin önlenmesi için bir üretim alanı yaratılması ve bölgemizden çıkartılan taşların ekonomiye kazandırılması amacı ile İş-kur ortaklığı ile meslek edindirme kurslarımız düzenlenmektedir.
Bu kapsamda Zile’mizde yapmış olduğumuz fizibilite çalışmaları sonucunda Zile Halk Eğitim Merkezi bünyesinde Yarı Değerli Süs Taşı İşleme Atölyemiz faaliyete geçmiş olup Hem İlçemize hem de ilimizde yeni bir sektörün oluşması sağlanmıştır.
Bunun yanı sıra yapılan bu ürünlerin teşhir ve satışı için Kayma-kamlığımızın köylere hizmet götürme birliği destekleri ile “Zelve” satış mağazası açılmıştır.
Bu sektörün ilimiz ve ilçemize kazandırılmasında büyük emekleri olan Sayın Valimiz Cevdet Can’a, İl Genel Meclis Başkanımız Sayın Adem Dizer’e ve değerli meclis üyelerine, İlçemize Taş işlemeciliği ko-nusunda tecrübelerini ve desteklerini esirgemeyen İlçe Kaymakamımız Sayın Erdoğan Turan Ermiş’e, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Murat Kü-çükali’ye ve Halk Eğitim Müdürümüz İbrahim Üçkölüoğlu’na teşekkür-lerimi sunuyorum.
Mehmet YARDIMCI
ZİLE GÜZELLEMESİ
İlk ışıkla ağır ağır kente gir
Duyarsın sesini hüznün çilenin
Sun Fatiha mezarlıktan geçerken
Gelmiş geçmiş eşrafına Zile’nin
Selamın ver önce bu güzel şehre
Suyu gibi duru güzel diline
Ilgıt ılgıt esen seher yeline
Toprağında tarih kokan Zile’nin
Sonra kalesinden var seyran eyle
Surlarda tarihin sesini dinle
An Sezar’ı ‘Veni Vidi Vici’yle
Yorgundur bünyesi yaşı Zile’nin
Bir zaman Sezar’la savaşlar etti
Günü geldi çetelerle didişti
Türkülerle Onbeşli’yi sevk etti
Şehidi gazisi boldur Zile’nin
Evliyanın alimlerin yurdunun
Her bir sözü ferman gibi ulunun
Sivasî – Muallim Dede yolunun
Kaybolmaz tarihte izi Zile’nin
Mercimek tarlası eski efsane
Şeyh Nusret Sultan, Şeyh Ahmet Dede
Koca Kayser Sultan, Helvalı Dede
Ereni evliyası boldur Zile’nin
Dibi çıkmaz sessiz sakin sokakta
Eski evler hep gözlerden ırakta
Örtmüş kanadını soğukta kışta
Anı deryasıdır evler Zile’nin
Açılır seherde bükün gülleri
Öter gün batımı aşk bülbülleri
Çalar âşık tezeneyle telleri
Bulunmaz bir eşi güzel Zile’nin
Âşık dile gelir mezar taşında
Yufka ekmek anamızın aşında
Umur görmüş pınarların başında
Güleç olur genç kızları Zile’nin
Cümbüş çalar coşku ile yiğitler
Saza söze yatkın olur hep gençler
İnce sazla düğün dernek ederler
Türküleri yürek yakar Zile’nin
Kör Hüseyin suyu tadı doyulmaz
Celep Pınarında esvaplar yunmaz
Kepir Pınarında turnalar durmaz
Suyu seli boldur güzel Zile’nin
İlkyazda her evde pişer madımak
İşgefeyi kim yapıyor hele bak
Keşkek, bat, helle çorbası, ıspanak
Yemek çeşidi de boldur Zile’nin
Parsılarda tenteneden perdeler
Şinavatta kara üzüm cibreler
Dastarlarda ince sergi yeygiler
Şimdilerde mazi oldu Zile’nin
Ölçülmez ne ayla ne yılla yaşın
Cevher kıymetinde toprağın taşın
Şükür Hakk’a boldur ekmeğin aşın
Bereketli olur güzü Zile’nin
Yardımcı’yı gurbet elde koymayın
Olur olmaz sözlere de uymayın
Kem sözleri sakın ola duymayın
Toprağı da bekler beni Zile’nin
AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ
YAYIN İLKELERİ
1. Akra Kültür Sanat ve Edebiyat dergisi, hakemli bir dergi olup dört ayda bir ya-yımlanır.
2. Dergimizde yayımlanan yazıların her türlü (düşünsel, ilmî, hukukî vb.) sorum-lulukları yazarlarına aittir.
3. Dergimizde tarihî, felsefî, dinî, edebî ve her türlü sosyal içerikli yazılar yayım-lanır.
4. Dergimizdeki yazılar iki bölüm hâlinde yayımlanır:
a. Hakemsiz yazılar (1. Bölüm)
b. Hakemli yazılar (2. Bölüm)
Ayrıca ikinci bölümden sonra gerekli durumlarda il veya ilçe dosyası eklenir.
Yazı kurulundan geçen hakemsiz yazılar, kitap tanıtımları, il ve ilçe dosyaları ha-kemlere gönderilmez. Bu tür hakemsiz yazıları yayın kurulu değerlendirir.
5. Gönderilen yazılarda yazı sahibinin görev yaptığı kurumu, akademik unvanı, adı-soyadı, açık adresi, telefon numarası ve elektronik posta adresleri bulunmalıdır.
6. Akra Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi’nde yabancı dillerde (İngilizce, Alman-ca, Fransızca...vb.) yazılmış makalelere de yer verilir. Bu tür makalelerde yazıldığı dilin özeti ve Türkçe özet de bulunmalıdır.
7. Türkçe makalelerde Türkçe, İngilizce özet ve anahtar kelimeler bulunmalıdır. Hikâye türü yazılarda, kitap tanıtım yazılarında, il ve ilçe dosyalarında bu şart aranmaz.
8. Sübjektif yönü ağır basan ve toplumumuzun mukaddes değerlerini aşağılayıcı yazılar dergimizde yayımlanmaz.
9. Gönderilen yazılarda yazım birliğin sağlanması amacıyla Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu esas alınmalıdır, ayrıca jargon ve gereksiz teknik dilden kaçınılmalıdır.
10. Yazılarda görülen yazım hatalarına yazı kurulu tarafından kısmen müdahale edilir. Ancak, belirgin hataların düzeltilmesi durumunda yazarına gerekli bilgi verilir.
11. Yayın kurulunca uygun görülen yazılar iki hakeme gönderilir. İki hakemden olumlu rapor alan yazılar yayım listesine alınır. Raporların biri olumlu, biri olumsuz olması durumunda yazı, üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü ha-kemin vereceği rapora göre hareket edilir.
12. Hakemlere gönderilen yazılar hakemler tarafında bir ayın içinde değerlendirilip yayın kuruluna gönderirler.
13. Düzeltme raporu alan yazılar, raporla birlikte yazarına gönderilir. Rapor doğrultusunda hareket edilmemesi durumunda yazılar değerlendirmeye alınmaz.
14. Hakemli yazılara telif ücreti ödenmez.
15. Resimler sıra ile numaralandırılmalıdır. Gerekli görüldüğü takdirde resimlerin altına gerekli açıklamalar yapılmalıdır.
Gönderilen yazılarda uyulması gereken kurallar:
1.Gönderilen yazılar 11 punto ve Times New Roman karakterinde, sağa ve sola yaslanmış olarak düzenlenmelidir.
2. Dip notlar Times New Roman karakterli ve 9 punto olup ya sayfa altında veya yazının sonunda sıra numarasına göre düzenlenmelidir.
3. Yazarın adı yazı başlığının altında olmalı ve akademik unvanı (*) yıldız karakterli dip not olarak verilmelidir.
4. Hangi kaynaklardan yararlanıldıysa “KAYNAKÇA” başlığı adı altında alfa-betik sıraya göre ve yazar adı başa gelecek şekilde yazının sonunda verilmelidir.
5. Kaynaklar yazı içinde gösteriliyorsa yazarın adı ve yayının yılı sayfa sayılarıyla birlikte parantez içinde ‘Tanpınar’ın (2006: 202-228) da belirttiği gibi’ şeklinde gösterilmelidir.
6. Başka eserlerden alınan alıntılar tırnak içine alınmalı ve alındığı sayfa veya sayfalar bibliyografik künyede belirtilmelidir. Bir yazara ait aynı yılda basılmış yayınların yılları (2014a), (2014b) şeklinde gösterilmelidir.
7. Dip notlarda kullanılacak kaynakçalarda künyeler şu şekilde olmalıdır:
a. Telif kitaplarda, yazar adı ve soyadı, kitap adı, baskı sayısı, basıldığı kurum, basım yeri, basım yılı ve sayfa numarası şeklinde bir sıra izlenerek verilmelidir.
ör: Orhan Okay, Sanat ve Edebiyat Yazıları, 3. bs., Dergâh Yayınları, İstanbul 2011, s. 49.
b. Çeviri kitaplarda yazar adı ve soyadı, kitap adı, çevirenin adı, baskı sayısı, basıldığı kurum, basım yeri, basım yılı ve sayfa numarası şeklinde bir sıra izlenerek verilmelidir.
ör: Şebüsteri, Gülşeni Raz, (çev. Abdülbaki Gölpınarlı), 1.bs., Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1985, s. 13.
c. Kısaltmalarda TDK Yazım Kılavuzu (2012) esas alınmalıdır.
ör:
Adı geçen eser: age.
Adı geçen makale: agm.
Bakınız: bk.
Baskı veya basım: bs.
Cilt: c.
Çeviren veya çevirenler: çev.
Hazırlayan veya hazırlayanlar: haz.
İsa’dan Önce: İÖ
İsa’dan Sonra: İS
Milattan Önce: MÖ
Milattan Sonra: MS
Sayfa: s.
Sayı: S
Türkçe; T.
Türkiye Cumhuriyeti: T.C.