Resulullah (s.a.a.) Hakkında /73
kıpırdamıyor ve Resulullah'ın (s.a.a.) torunu cennet genç- lerinin efendisi kendisine yardımcı bulamıyordu.
Daha sonra iş öyle bir hadde varıyor ki Allah'ın Kitabını parçalıyorlardı. Velid-i Emevi küstahça, Kur'anı parçalaya- rak, şöyle diyor: "Kıyamet günü Rabbinin huzurunda de ki: 'Velid beni okla parça parça etti.",ı
Onlar bununla da yetinmeyerek başka şehirlerdeki minberlerde de Hz. Ali'ye (a.s.) lanet okunmasını emrettiler gerçekte ise onların Resulullah' a lanet okumaktan başka hedefleri yoktu. Onların bu ameline ise kimse itiraz etmiyordu. O'na lanet okumaktan kaçınanlar ya kılıçtan geçiriliyor veya ipe çekiliyor ya da bedeni parçalatılıyordu.
Veya daha kötüsü açıkça halkın önünde şarap içip zina ediyorlar, müzik çaldırıp dansöz oynatıyorlardı. Bu konuda ne söylesek azdır.
Görüldüğü gibi, İslam Ümmetinin durumu, bu insanlar zamanında böylesine haktan sapıyor, alçalıyor ve İslam'a uygun olmayan bir tutum sergiliyordu. Ve bu da Peygamberimizin yüce şahsiyeti ve masumluğunu ortaya koymaktadır. Bizim burada anlatmak istediğimiz de işte budur.
Burada ilgimizi çeken ilk şey, üç halife Ebu Bekir, Ömer ve Osman'ın hadis yazmayı ve nakletmeği yasaklamış olmalarıdır.
Ebu Bekir kendi hilafeti döneminde halkı toplayarak şöyle söylüyor; "Siz Peygamber' den hadisler nakledip ihtilaf ediyorsunuz. Sizden sonrakiler ise daha fazla ihtilaf
------------------------
1- Hayat'ul-Hayvan, c. 1, s. 72, Müruc'üz-Zeheb, c. 3, s. 216.
74/ Zikir Ehline Sorun
edecektir. Öyleyse sizler Peygamber'in hadislerini nakletmeyin. Eğer birisi size birşey soracak olursa şöyle söyleyin: Bizimle sizin aranızda Allah'ın Kitabı vardır, onun helalini helal, haramını ise haram bilin.'"
Aynı şekilde, Ömer bin Hattap da halkın Peygamber'den duyduğu hadis-i şerifleri nakletmesini yasaklamıştı.
Kurza bin Kab der ki:
"Ömer bin Hattap bizi Irak' a gönderdiğinde yolun bir bölümünü bizimle birlikte geldi ve dedi ki: "Biliyor musunuz niçin sizinle geldim?"
Biz; "Herhalde bize saygı gösterdiğin içindir." dedik.
Ömer şöyle dedi: "Bundan başka, size şunu söylemek istedim: Siz öyle bir şehre gidiyorsunuz ki, ondan arı vızıltısı gibi Kur'an sesleri duyulmaktadır. Sakın onları hadislerle meşgul ederek Kur'an okumaktan alıkoymayın. Kur'an'ı onlara tecvitle okuyun. Resulullah'tan hadis nakletmeyi azaltın; bunun bir vebali olacaksa, ben vebaline ortağım."
Kurza der ki: "Ömer'in bu sözünden sonra artık tek bir hadis dahi nakletmedim."
Irak' a varınca da halk ondan hadis nakletmesini istediler. Ama Kurza; "Ömer bunu bize yasakladı." dedi.2
İbrahim bin Abdurrahman bin Avf der ki:
"Ömer bin Hattap, ashabı her yerden toplayarak onlar-
----------------------
1- Zehebi, Tezkiret'ül-Huffaz, c. 1 , s. 2-3.
2- Sünen-i İbn-i Mace, c. 1, s. 12; Sünen-i Daremi, c. 1 s. 85; Tezkiret'ül-Huffaz, c. 1, s. 7.
Resulullah (s.a.a.) Hakkında /75
dan Resulullah'ın hadislerini halka nakletmemelerini isteyerek; "Ben ölünceye kadar yanımda kalacak ve benden uzaklaşmayacaksınız." dedi. Onlar da, o ölünceye kadar ondan ayrılmadılar.'"
Hatip Bağdadi ve Zehebi Tezkiret 'ül-Huffaz' da şöyle naklederler: "Ömer bin Hattap, ashaptan Ebu Derda, İbn-i Mes'ud ve Ebu Mes'ud Ensari'yi Resulullah'tan fazla hadis naklettikleri için Medine' de hapsetti? Yine, Ömer bin Hattap ashaptan, yanlarındaki hadis kitaplarını getirmelerini istedi. Onlar, Ömer'in hadislerdeki ihtilafları ortadan kaldırmak için onları bir araya toplamak istediğini zannederek kitaplarını getirdiler. O da hepsini yaktı. 3
Ondan sonra Osman geldi. O da aynı yolu devam ettirerek halkı uyarıp şöyle dedi: "Hiç kimsenin Ebu Bekir ve Ömer'in zamanında duyulmayan rivayetleri nakletmeye hakkı yoktur.,"4
Onlardan sonra sıra Muaviye bin Ebu Süfyan'a geldi. Muaviye hilafet makamını ele geçirir geçirmez minbere çıkarak dedi ki:
"Ey insanlar! Ömer zamanında duyulmayan bir hadisi sakın Resulullah'tan nakletmeyin."5
Peygamberimizin hadislerinin naklolunmasındaki yasa-
----------------
1- Kenz'ül-Ummal, c. ıo, s. 292.
2- Tezkiret'ül-Huffaz, c. 1, s. 7; Hatib Bağdadi, Takyid'ul-İlm, s. 51.
3- İbn-i Sa'd, et-Tabakat'ul-Kubra, c. 5, s. 188.
4- Müntahab-u Kenzi'l-Ummal (Müsned-i Ahmed'in hamişinde), c. 4, s. 64.
5- Hatib Bağdadi, Şeref-u Ashabi'l-Hadis, s. 91.
76 / Zikir Ehline Sorun
ğın içinde, mutlaka zamanın şartlarının gerektirdiği bir sır vardır. Yoksa, Ömer bin Abdülaziz zamanına kadar devam eden bu yasağın başka ne sebebi olabilir ki?!
İşte burada şu neticeye varabiliriz ki, Ebu Bekir ve Ömer, Peygamber'in hilafet hakkındaki net hadislerinin etraftaki şehir ve kasabalara ulaşarak gerçeğin ortaya çıkıp kendilerinin şeriata aykırı olarak hilafete oturduklarının ve hilafetin Ali bin Ebi Talib'in hakkı olduğunun anlaşılmasından korktukları için Peygamberimizin hadislerini yasakladılar. Bu konuda daha fazla bilgi için "Doğrularla Birlikte" adlı kitabımıza başvurabilirsiniz.
Ömer bin Hattab' ın hilafet konusunda farklı ve çelişik tutumları gerçekten insanı hayrete düşürmektedir. Bir yerde, Ebu Bekir'e kendisi halktan zorla biat aldığı halde şöyle dediğini görüyoruz: "Ebu Bekir'e biat çok acele bir karardı, Allah onun şerrini bertaraf etti." Başka bir yerde ise, kendisinden sonra halife seçimi için altı kişilik şura oluştururken şöyle diyor: "Eğer hilafeti Ali bin Ebi Talib'e verseler, halkı mutlaka doğru yola hidayet eder." Halkı hidayet edebilecek tek şahsın Ali bin Ebi Talip olduğunu itiraf ediyorsa, peki neden onu halife olarak tayin etmiyor?!
Böylece en azından ümmet-i Muhammed' e hayırlı bir hizmet yapmış olurdu. Ama görüyoruz ki, hemen görüşünü değiştirip oylar eşit olduğunda Abdurrahman bin Avf'ın tarafını tercih ediyor. Bir başka yerde de; "Ebu Hüzeyfe'nin azatlısı Salim yaşıyor olsaydı, onu size halife olarak tayin ederim." diyor.
--------------
I- Tarih-i Taberi, c. I, s. 227. Ebu Hanife bu rivayete dayanarak Arap olmayanların da halife olabileceğini söylemiştir ve böylece
Dostları ilə paylaş: |