Arz edilecek makam immib genel sekreterliĞİ



Yüklə 53,64 Kb.
tarix16.09.2018
ölçüsü53,64 Kb.
#82483

ARZ EDİLECEK MAKAM

IMMIB GENEL SEKRETERLİĞİ

KONU

SteelOrbis 2011 Güz Konferansı & 65. IREPAS Toplantısı

YER VE TARİH

St.Petersburg – 25-27 Eylül 2011

HAZIRLAYAN

GÜNER ÖZDEMİR (İMMİB ÇELİK ŞUBESİ)


SteelOrbis 2011 Güz Konferansı & 65. IREPAS Toplantısı, 25-27 Eylül 2011 tarihleri arasında St.Petersburg'da gerçekleştirilmiştir. Bahse konu konferans, uzun çelik piyasasında 60 farklı ülkeden, 300'den fazla katılımcıyı bir araya getirerek dünyanın en önemli pazarlarındaki gelişmelerin aktarıldığı bir etkinlik şeklinde düzenlenmiştir.

İREPAS KOMİTE TOPLANTILARI - TİCARET FİRMALARI TOPLANTISI





  • 20 Eylül 2011’de IMF dünya 2011 yılı büyüme tahminlerini %4,3’ten %4’e düşürdü. Buna göre 2010 yılında % 5 olan küresel büyümeye göre, bir puanlık düşüşü öngörülmekte.

Soru: Küresel bazda çelik pazarında aşağı yönlü bir hareket bekleniyor mu?

Şu anda uzun ürünlerde Rusya iç pazarı halen güçlü. Çin, ABD pazarlarında sorun görünmüyor. Güney Amerika pazarı özellikle kur farklarından dolayı iyimserlik hakim, bu bölgede ticaret gittikçe bölgeselleşiyor. Türk iç pazarı ise dünya çapında en iyi performansı gösteriyor.

Avrupa pazarında ise gelişmeler pek iç açıcı değil, Yunanistan borcunu ödeyebilecek durumda değil, bu ülkede %30-35’lik bir devalüasyon riski olduğu belirtiliyor. Devalüasyon olursa bunun talebi düşüreceği öngörülüyor. Avrupa pazarında çelik fabrikaları Almanya’da gerçek kapasitenin %40’ıyla, diğer AB ülkelerinde ise %60’ıyla çalışıyor

Soru: Küresel talep ve fiyatlar üzerindeki etkisi ne olur?

Şu anda gerçek ekonomiyle finansal durum arasındaki farkı görmek lazım. Bankacılık alanı oldukça karamsar. Bankalar birbirine güvenmiyor. Bu güvensizlik aşılınca talebin yukarı yönlü olacağı tahmin ediliyor. Geçen seneye göre bu yıl çelik üretiminde %10’luk bir artış kaydedildi. ABD ve Çin geçen seneye göre daha çok fazla üretiyor. Küresel bazda kapasite kullanım oranı %78



Soru: Krizin €/USD paritesi üzerindeki etkisi ne olur?

€/USD paritesi çelik fiyatları üzerinde oldukça etkili olur. € ‘da gözlenecek azalışın bütün fiyatlarda azalışa yol açacağı düşünülmektedir.



Soru: Kuzey Amerika ve ABD’de uzun ürünler piyasası ne durumda?

Kuzey Amerika ve ABD pazarı halen krizin etkisinde. İnşaat demiri ve filmaşinde durum karışık, inşaat demirinde ithalat eskisi kadar yüksek montanlı değil, filmaşinde ise eskisi kadar yüksek stoklar tutulmuyor. Bu yüzden daha pahalı olmasına rağmen yerli fabrikalardan temin etme yoluna gidiyorlar.

ABD Başkanı Obama’nın yeni istihdam planı “American Jobs Act” yoluyla okul yapımı ve altyapı yatırımları gibi alanlara yönelecek 450 milyar dolarlık planla sisteme oldukça büyük bir parayı enjekte edileceğini açıklaması, çelik sektörü açısından bir şans olarak değerlendiriliyor.

Soru: Güney Amerika ve Afrika pazarları ne durumda?

Özellikle Kuzey Amerika talebinde yaşanan düşüşün Brezilya ve Meksika gibi Güney Amerika pazarlarına ihracat olarak gönderilmesi söz konusu. G.Amerika Pazarı bu bakımdan izlenmesi gerekli bir Pazar.

Afrika ise düşük tonajlarda çalışılan bir Pazar olmasına karşın gözardı edilmemesi gereken bir diğer bölge. Burada açık hesap, vadeli ödeme yapısı hakim, bu durumda %10-120’lik şirketin kendi riski üzerinde tutması (self-retention) söz konusu. Ayrıca Somali’deki korsanlık nedeniyle oldukça pahalıya geliyor.

Kuzey Afrika’daki karışıklıkların etkisi konusunda Libya, Fas ve Tunus’un durulmaya başladığı değerlendiriliyor. Bu gelişmeler ışığında yakın gelecekte bu pazarların daha da iyi performans gerçekleştireceği öngörülüyor.



Soru: Arap baharının etkileri nelerdir?

Arap baharının Ortadoğu’daki etkisinin inşaat demiri talebinde %50’lik bir düşüşe yol açtığı değerlendiriliyor. Bu durumun etkisini Eylül’de de sürdürdüğü ve 4. Çeyrek rakamlarında da dalgalanmalar beklendiği ifade ediliyor.

Türkiye’nin bu bölge fiyatları için gösterge olduğu ayrıca hurda fiyatlarının fiyatlar üzerinde etkisinin önemli olduğunun altı çiziliyor. Ayrıca Bahreyn, S.Arabistan, Katar ve Kuveyt’te hükümetlerin piyasaya para enjekte etmeleri bekleniyor.

Soru: Hurda fiyatları bu finansal krizden nasıl etkilendi?

Bu krizden sonra artık Avrupalılar hurda fiyatlarını belirleyemez hale geldiler. İtalya, İspanya ve hatta Almanya inşaat konusunda iyimser değil.

Eski formülün artık tutmadığı yani eskiden olduğu gibi talepte yaşanan gevşemenin hurda fiyatlarında gevşemeye yol açmadığı bildiriliyor. Bunun nedeni olarak ise dünya üretiminde yaşanan artışlar gösteriliyor. Bu çerçevede hurda fiyatlarında uzun dönemlik trendde bir düşüş beklenmesi pek mümkün görünmüyor zira hurdanın büyük bir kısmı Çin tarafından ithal ediyor – Çin faktörü burada da karşımıza çıkıyor.

Ayrıca hurda fiyatları ve demir cevheri fiyatlarında paralel bir ilerleme söz konusu- normalde bunun tersi olması gerekirken – bunun nedeni olarak demir cevheri tedarikinin büyük firmalarca yapılması ve fiyatları kontrol etmek için üretimlerini buna göre ayarlamaları gösteriliyor. Ayrıca Çin’in demir cevherinin büyük bir kısmını kontrol ettiği belirtiliyor. 2014 yılında yeni yatırımların da devreye girmesiyle demir cevherinde kapasitenin talebi aşacağı ve bu tarihten sonra demir cevheri fiyatlarının düşebileceği öngörülüyor.

2004’ten itibaren hurda fiyatlarında %400, kütük fiyatlarında %200, demir cevheri fiyatlarında ise %800’lik artışlar gerçekleştiği ifade ediliyor – bu da demir cevherinin diğer emtialarla eşit oranda artmadığı belirtiliyor.

Soru: Bağımsız Devletler Topluluğu -BDT (CIS) ülkelerinden Türkiye’ye gelen kütükler konusu

BDT eskiden rekabetçi değildi. Türk çelik fabrikaları hem iç talebe hem de ihracata cevap veriyordu.

Ramazan döneminde BDT ülkelerindeki fabrikalar bakımdaydı, artık çalışmaya başladıkları için BDT ülkelerinden Türkiye’ye daha fazla ihracat yapabilecek kapasiteler olacağı değerlendiriliyor.

Soru: Neden kütük fiyatları inşaat demirine göre daha yüksek seyrediyor?

Türkiye’de iç pazarda inşaat demiri kütüğe göre daha fazla talep ediliyor. İnşaat demiri fiyatları bir ara dünya fiyatlarının üzerinde seyrediyordu, artık iç piyasadaki fiyatlar da düştü.

Hurdada 20$ düşüşün kütük fiyatları üzerinde 4$’lık bir düşüşe yol açtığı ifade ediliyor.

Kütük fiyatları talebe göre belirleniyor.

Farklı ülkelerde inşaat demiri ithalat vergilerine tabi oluyor. Kütük satın almak inşaat demirine göre %10 daha ucuza geliyor. Bazen fabrikalar kapasite düşürünce ya da bakımdayken kütük ithal ederek inşaat demiri üretiyorlar. Kütük ve inşaat demiri arasında fiyat marjı gittikçe açılıyor.

Soru: Bazı trading firmaları faaliyetlerinde kanun dışı aktivitelerle karşı karşıya kalıyor. Bunları karşılayacak sigorta bulmak mümkün müdür?

Hayır, zira sigortalar hırsızlık türü aktivitelere karşı korunma sağlıyor. Coface, AIG türü sigortalar ise ülke bazında risk hesaplaması yapıyor. Burada uyanık davranmak trading firmaya düşüyor- gerçek olamayacak kadar iyi tekliflere dikkatle yaklaşmakta fayda var.



Soru: Çin konusunda çelik endüstrisi ne yöne gidiyor?

Çin dünya üretiminin %50’sini tek başına gerçekleştiriyor. Çin sanayi kendi kullanımı için inşaat demirini 100$ daha aşağı almak istiyor. Çin’de fiyatlar %15 oranında düşük tutuluyor(?)



GLOBAL PİYASALARA BAKIŞ

IREPAS Başkanı Uğur Dalbeler tarafından konferans açılış konuşması yapıldı. 2008 yılına göre tüketim rakamlarının hala umut verici olduğunu, dünyanın pek çok yerinde, özellikle gelişmekte olan piyasalarda tüketimin sağlıklı olduğu ifade edildi. 2008 yılından itibaren sektörün oldukça oldukça kontrollü gittiği, gereksiz risklerin alınmadığı belirtildi. Afrika, Ortadoğu ve Latin Amerika pazarlarında halen talep artışı görüldüğü ifade edildi.



Global Piyasalar ve Makro Ekonomi - Kim Marti Subirana, Grupo CELSA

IMF küresel büyüme tahminini 20 Eylül’de aşağı doğru revize etti. Küresel aktivite yavaşladı. Gelişmiş ülkelerde durum pek parlak değil, ABD’de hükümet talebinden kişisel talebe geçiş durdu, Euro bölgesinde finansal kriz devam ediyor, Almanya’nın ekonomisinin AB ekonomisinin itici gücü olma özelliği zayıflamış durumda. 2010’da %5 civarında gerçekleşen küresel büyümede 2012 beklentisi %4 olarak belirlendi, ancak gelişmekte olan ülkelerde %6’lık büyüme beklentisi iyi bir haber.

Riskler: AB finansal krizi ve halen güçsüz giden ABD ekonomisinde yeni bir düşüş ihtimali var, bu riskleri dengelemek için alınabilecek iki tedbirden birisi hükümet talebinden kişisel talebe geçişin sağlanması, diğeri ise yüksek bütçe açığı veren ülkelerin dış talebe, yüksek dış ticaret fazlası olanların ise iç talebe dayanmaları gereğidir.

Revize edilmiş IMF büyüme tahminlerine bakılacak olursa, geçen yıla göre daha düşük olmakla birlikte halen pozitif görünümün devam etmektedir.

ABD ve AB’de türbülans devam ediyor ancak dünyanın geri kalanında durum fena değil.

Bölgelere göre inşaat dağılımına bakılacak olursa Çin, Hindistan, ASEAN ülkeleri, Güney Amerika, Afrika, Ortadoğu bölgelerinde artışlar görülürken AB ve Nafta bölgelerinde düşüşler kaydedilmektedir.

2011 nihai ürünler tüketim rakamları incelendiğinde 1,35 milyon tonluk tüketimin 604 bin tonluk kısmının Çin tarafından tüketildiği, 2012 yılında 1,44 milyon tonluk tüketim beklendiği, bunun da 635 bin tonluk kısmının Çin tarafından tüketileceği öngörülmektedir.

Uzun ürünler tüketiminde ise Asya pazarlarının uzun vadede güçlü bir yükselişi desteklediği görülmektedir.

Dünya uzun ürünler tüketiminin 2011 yılının ilk 6 aylık rakamlarına göre küresel bazda %9 artış görülmüştür, bölgeler bazında artışlar incelendiğinde ise BDT ülkeleri %22 artışla ilk sırada yer alırken, %10 Artışla Doğu ve Güney Doğu Asya ikinci sırada, AB ise % 8 artışla üçüncü sırada yer almıştır.

Küresel ekonomik iyileşmede biraz yavaşlama görülmekle birlikte, halen devam etmektedir. Uzun ürün talebinin aynen devam edeceği, Latin Amerika, Ortadoğu, Afrika ve Güneydoğu Asya pazarlarının güçlü olacağı ancak ABD ve AB pazarlarının geride kalacağı öngörülmektedir.

Hurda fiyatlarında artış eğiliminin uzun dönemde de devam etmesi beklenmektedir. Artan maliyetlerin bu artış trendini destekleyeceği düşünülmektedir.

GCC Çelik Piyasası’nın Görünümü - Abdulaziz Hashim, Qatar Steel

Özellikle Katar ve S.Arabistan’da ekonomik krizden çıkış oldukça hızlı gerçekleşmiştir. Petrol fiyatlarındaki artışlar çelik sektörü yatırımlarını desteklemektedir. Bu kapsamda çelik kapasitesi genişleme trendindedir. İnşaat sanayinde genel görünüm iyi durumdadır. Hızla artan genç nüfusun eğitim, barınma, iş olanakları için hükümetler altyapı ve sanayi yatırımları kapsamında harcamalarına hız vermektedirler. Bu kapsamda bölgede 2011 yılında 140 milyar dolarlık proje yatırımı yapılmış, bu rakamda 2012’de %7 ila 10 arasında bir artış beklenmektedir.

Bölgedeki riskler: petrol fiyatlarında olası düşüşler, jeopolitik gelişmeler, AB’deki finansal krizin derinleşmesi durumunda bölgenin kredi olanaklarının sınırlanması, ABD’nin kredi notunun düşürülmesi sonucunda ABD hazine bonolarına yapılmış olan yatırımların değerlerinin düşmesi, kurun dolara sabitlenmesinin ithalat maliyetlerinde artışa ve yüksek enflasyona yol açması.

Bölgede kütükte arz talebi karşılayamamaktadır, bu yüzden ithalat yapılmaktadır. Halihazırda bölge üreticileri talebin %68’ini karşılayabilmektedir, bu oranın %90’a çıkartılması hedeflenmektedir.

Özellikle Katar, BAE ve Bahreyn’de DRI/HBI kapasitelerinde artışlar olacaktır.

Elektrik ark ocağı bazlı üretim artışı bölgede metal talebini artırmıştır- 2015 yılında bu talebin 2010’a oranla ikiye katlanması beklenmektedir. 2010 yılına kadar hurda fazlası veren bölge, bu yıldan sonra elektrik ark ocaklı tesislerden gelen talep nedeniyle hurdada net ithalatçı konumuna gelmiştir.

Sonuç olarak:


  • Artan petrol fiyatlarıyla birlikte bölgenin bütçe fazlası vermesi nedeniyle ekonomik büyümesinin güçlü olması beklenmektedir

  • Bölgede hükümetlerce yürütülen büyük ölçekli sosyal, iskân ve altyapı yatırımlarının 1.8 trilyon dolara ulaşmasının, önümüzdeki yıllarda inşaat demiri talebinin ortalama %5-7 civarında olmasını destekleyecektir.

  • Bölgedeki çelik kapasitesi artışının bölgenin inşaat demiri ithalatına bağımlılığını azaltmış ve yerel fabrikaların fiyatlar üzerindeki kontrol gücünü artırmıştır.

  • Halihazırda yerel elektrik ark ocağı kapasitesindeki artış kütükte bölgenin kendine yeterliliğini artırmıştır.

  • Elektrik ark ocağı kapasitelerindeki artış hurda ve DRI/HBI olarak metalik talebi artırmıştır.

KOMİTE BAŞKANLARIYLA PANEL

Hammadde Komitesi

Kriz finansal kapasiteleri etkilemiştir ve bu finansal krizin etkilerinin gö zönünde bulundurulması gerekmektedir.

Kriz olmasına karşın küresel hurda talebinde düşüş olmamıştır, sanayide yeni yatırımlar nedeniyle 2006’dan beri küresel çelik üretiminde artış gözlenmektedir. 2008’den beri ise çelik üreticilerinin hammadde stoklarını düşük düzeyde tutmayı tercih etmeleri nedeniyle hammadde tedarikçileri de aynı yolu takip etmektedirler.

Hammadde tedarikçileri de artık kendileri de düşük fiyatlı hurda temin edemediklerini ifade etmektedirler.

Şu andaki €/USD paritesinin tedarikçilerin durumunu kolaylaştırdığı, eğer hammadde fiyatlarında ciddi bir düşüş gerçekleşirse bunun nihai ürün fiyatlarında düşüşlere yol açacağı düşünülmektedir.

Ticaret Firmaları Komitesi

Öncelikle İtalya, İspanya ve hatta ABD’nin ekonomik krize girme ihtimalleriyle karamsar başlayan komite çalışmasının, Ortadoğu, Latin Amerika ve Afrika gibi dünyanın diğer pazarlarında görülen talep artışlarıyla daha pozitif bir yaklaşıma ilerlediği belirtilmektedir.

ABD’de Obama yönetiminin yeni istihdam planı “American Jobs Act” yoluyla altyapı, otoyol ve okul yapımı gibi yollarla sisteme para enjekte etmesinin, bu ülkedeki çelik talebine de olumlu yansıyacağı değerlendirilmektedir.

Filmaşin ve İnşaat Demiri Tedarikçileri Komitesi

Filmaşin ve İnşaat Demiri konusunda AB yüzünden potansiyel problemler yaşanabileceği ifade edilirken, G.Amerika, Güneydoğu Asya ve Afrika gibi gelişmekte olan pazarlarda ise artışlar yaşandığı ifade edilmektedir. Kütük ve hurdada bazı sınırlamalar yaşanmakla birlikte, ithal maddelere talebin artacağı değerlendirilmektedir.

Stok seviyelerinin düşük tutulması ve yüzünden alıcıların tam üretim sırasında satın aldıkları ifade edilmektedir.

Hammadde tedariğinin bütün çelik fabrikaları için düşünülmesi gereken bir konu olduğu ve bunların fiyat politikalarının hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkileneceği belirtilmektedir.



Kütük Tedarikçileri Komitesi

Diğer ürün gruplarıyla karşılaştırıldığında kütük konusunun daha stabil gittiği belirtildi. Önde gelen tedarikçi ülkelerin Rusya, Ukrayna ve Türkiye olduğu ifade edildi.

Bu kapsamda kütük talebinin halen yeterli olduğu, önde gelen tedarikçi ülkelerdeki iç talebin güçlü olması, hammadde fiyatlarındaki stabiliteden dolayı maliyetlerin belli seviyede bulunması ve özellikle operasyonlarda tedbirli yani minimum riskle çalışılması gibi nedenlerle kısa dönemde de bir düşüş beklenmediği bildirilmektedir.

Kütük ve hurda fiyatları arasındaki marjın daralmasından dolayı pek de memnun olunmadığı belirtilmektedir.

Bu yıl sıcak haddelenmiş kangal ile inşaat demiri fiyatları arasında ayrışma yaşandığı, bu durumun sanayi üretimi (yassı ürünler - beyaz eşya, otomotiv) ve altyapı üretimi (uzun ürünler - inşaat demiri) arasındaki dengeden kaynaklandığı düşünülmektedir. Uzun ve yassı ürün üretim maliyetlerinin de birbirinden farklı olduğu belirtilmektedir.

Soru: AB ekonomisinin çelik pazarları üzerindeki etkileri ne olabilir?

Bunun etkilerinin sadece AB sanayi üzerinde etkili olacağı düşünülmektedir. 2008 yılından beri zaten %60 kapasiteyle çalışıldığı için, bu dönemde de fazla bir değişiklik yaşanması beklenmemektedir.



Soru: Euro’nun Dolar karşısında değer kaybetmesi, Güney Avrupalı çelik üreticilerinin Türk üreticilere karşı üstünlük sağlamasına yol açar mı?

İtalya, Yunanistan gibi pazarlardaki üreticilerin %60 kapasiteyle çalıştıkları ve küçük miktarlarda çalıştıkları düşünülecek olursa bu pek de olası bir durum değildir. Örneğin Yunanistan pazarına bakacak olursak, üretmek için hammadde satın alması gereken üreticilere Yunanistan’ın kredi ratingleri düşüldükten sonra Yunan bankalarına kimse kredi vermemektedir. Bu ise üretimlerini olumsuz etkilemektedir. Euro oldukça dalgalı bir seyir izlediği doğrudur ancak senaryoları buna dayandırmak pek mantıklı görünmemektedir.



Soru: Uluslararası talep durumu, enflasyonist baskılar, kurlardaki dalgalanmaların traderlar üzerindeki etkisi ne olur?

Şu anda stok tutma riski traderlar üzerinde bulunmaktadır. Bu nedenle stoklarına ve bilançolarına çok dikkat etmeleri gereklidir.



Soru: Ulusal korumacılık önlemleri ve ticaret politikası önlemleri nedeniyle inşaat demiri ticaretini zayıflatabilir mi?

Bu durum inşaat demiri ticaretinin farklı pazarlara yönelmesi gibi bir fırsatı da beraberinde getirebilir. Zaten gelişmiş pazarların yoğun olarak kullandıkları bu önlemlerin, gelişmekte olan ülkelerce de uygulanmaya başlandığı görülmektedir. Korumacılık bu dönemde pek olası bir model değil. Bu konuda Mısırlı üreticilerin talebiyle Türk çeliğine karşı açılmış olan anti-damping davasının, son kullanıcı üzerine etkilerinin ev fiyatlarını yükseltme gibi negatif yansımaları olacağından hareketle reddedilmesi iyi bir örnektir.



Soru: Gelecekte hangi çelik pazarlarının daha iyi durumda olması öngörülmektedir?

Güneydoğu Asya – özellikle Çin’de yakalanan yüksek büyüme oranlarının özellikle uzun ürünlerde metro gibi altyapı yatırımları yoluyla önemli fırsatlar teşkil ettiği görülmektedir. Buna ek olarak G.Kore ve Hindistan pazarında da gelişme beklenmektedir. Singapur’un yeniden faaliyete geçtiği görülmektedir.



Soru: ABD tarafından Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalanması beklenen (Kolombiya, G.Kore) ve önerilen (Ortadoğu, Tayvan) yerler hakkında herhangi bir yeni gelişme var mıdır?

Bu ekonomik durumda ABD senatosundan bunların geçirilmeleri pek de mümkün görülmemektedir.



Soru: Arap baharının çelik piyasaları üzerindeki etkisi nedir?

Arap yarımadasında halen çelik talebi devam etmektedir. Mısır, Libya, Yemen’de de durum düzeldikçe alım yapmaya devam edecekleri düşünülmektedir.



Soru: ABD hurda fiyatları stabil hale gelse de inşaat demiri fiyatları dalgalanmaya devam etmektedir. Hurda piyasalarının stabil hale geldiğini söyleyebilir miyiz? Beklentiler ne yöndedir?

Bu konuda göz önüne alınması gereken farklı faktörler vardır, ABD hurda sanayi döviz fiyatlarındaki dalgalanmalar, vb. gelişmeleri takip etmektedir. ABD yıllık 20-22 milyon tonla en büyük hurda ihracatçısı, dünya çelik sanayiinin önde gelen tedarikçisidir. Ayrıca ABD’de önemli bir iç talebin yanı sıra, Akdeniz havzasında Türkiye gibi önemli hurda ithalatçısı ülkelerle de çalışılmaktadır. Şu sıralar gelecekteki hurda fiyatlarını tahmin etmek oldukça güçtür. Hurda talebi çelik üretimine bağlıdır, genişleme yıllarında hurda ve çelik üreticileri kapasitelerini genişletiyor, şu sıralar %75 kapasiteyle çalışılmaktadır. Hurda fiyatları uluslararası düzeyde belirlenmektedir.



Soru: Çin Demir Çelik Birliği (CISA) demir cevheri fiyatlarındaki artışın çelik fiyatlarını desteklediği, ancak piyasada tedarik durumunun kritik olduğu ifade edilmektedir, bununla ilgili bir yorum var mıdır?

Çin’de fazla kurulu kapasiteden dolayı inşaat yapmaya mecburlar, aksi halde çelik üretimini düşürmeleri gerekecektir. Çin’deki satış fiyatları sürdürülebilir seviyede değil – buradaki fabrikalarda hissedarlara temettü dağıtma zorunluluğu olmadığı için düşük marjinlerde çalışabilmelerinin katkısı var, demir cevheri fiyatları halen çok yüksek, Çin barınma fiyatlarını mümkün olan en düşük seviyede tutabilmek için enflasyonu kontrol altında tutmaktadır.
Yüklə 53,64 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin