10.SINIF DİL VE ANLATIM DERS NOTLARI
SUNUM NEDİR?
İnsan hayatı, bir toplumun içinde mevcuttur. Bu toplumda her an insanlarla iletişim içindeyiz.
Konuşurken, yazarken, bakarken, velhasılı her zaman bir iletişimle, bir sunumla karşı karşıyayız.
Lokantayı seçerken bile garsonların servisine dikkat ederiz. Garsonun dış görünüşü, işteki ustalığı müşteriye karşı tavrı o lokantayı seçmemizde birinci derecede etkilidir. Yemekler çok güzel ve kaliteli olabilir; ancak onu sunan bunu gerektiği gibi sunmuyorsa yani kendisi bal; yüzü sirke satıyorsa, yemekler ne kadar kaliteli olsa da asla bir daha orayı tercih etmeyiz.
Öğretmenlerimiz derslerde cd, vcd, tepegöz, slayt, internet, bilgisayar gibi teknolojilerden yararlanırlarsa; dersi daha iyi sunmak için gayret ederlerse bizim dersi daha iyi anlamamızı sağlarlar.
Sonuç olarak hayatımızın her köşesinde karşılaştığımız sunum konusunu bilmek ve en etkili biçimde kullanmamız gerekir.
Bilgileri yenileyen, pekiştiren, hatırlatan, önemli noktaları öne çıkaran; bir çalışma sonucunu açıklayan; laboratuvar araştırmalarını sunan, anket sonuçlarını ifade eden; önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşmalara sunum adı verilir.
Sunumda amaç; bilgileri yenileme, araştırma ve anket sonuçlarını değerlendirme, bilime katkıda bulunmadır. Sunumlarda dinleyici kitlesinin, konuya ilgi duyan kişilerden oluşur ve sunumda eldeki teknik imkânlardan yararlanmaya özen gösterilir.
Sunumdan önce yapılması gerekenler
Sunumu yapan kişinin sunumdan önce bazı noktalara dikkat etmesi gerekir.
- Öncelikle bir konu seçilmelidir. Bu konu güncel olmalıdır.
- Sunumun hazırlığında bol ve değişik kaynaktan yararlanmak faydalıdır.
- Sunum yerinin daha önceden görülmesi gerekir.
- Prova yapma, kullanacağı malzemelerin kontrolü sunumu yapan kişinin amacına ulaşmasında yararlı olacaktır.
Sunum sırasında yapılması gerekenler
- Sunum esnasında ciddi, ağırbaşlı, temiz ve derli toplu görünüm önemlidir.
- Sunum yapacak kişi konuşma anında ses tonuna, jest ve mimiklerine, sahneyi veya kürsüyü rahat kullanmaya özen göstermelidir.
- Konuşmacının dinleyicilerle, başta bakışlar olmak üzere, vücut diliyle iletişim kurması daha etkili olur.
- Konuşmacı ses ve kelimelerin doğru telaffuza özen göstermesi gerekir.
- Sunumda, bilgisayar, cd, disket, projeksiyon cihazı, slayt makineleri, mikrofon gibi teknolojik araçlardan faydalanabiliriz.
- Görsel malzemenin en az espri kadar konuşmanıza ilgi ve tat katacağını unutmamalıyız.
Görsel malzemenin kullanılış amacı:
Dinleyicilerin verilen bilgileri iyi algılamaları için
Fikirleri, kavramları vb. anlatırken zaman kazanmak için
Yanlış anlamalardan kaçınmak için
Fikirleri sağlamlaştırmak için
Tat ve espri katmak için
İyi hazırlanmış görsel malzemeyi, konuşmacı konuyla güzel ve uyumlu bir şekilde kullandığı zaman başarılı olur. Aksi durumlarda görsel araçlar dinleyicinin dikkatini dağıtabilir. Başka konuşmacı görsel malzeme kullanıyor diye değil, sizin konuşmanız görsel malzeme gerektiriyorsa kullanmalısınız.
Rakamlar, söylendiklerinde anlaşılmaları güç şeylerdir. Görsel olarak sergilendiklerinde daha kolay anlaşılır.
Konuşmada; %55 görüntü, %38 ses, %7 sözler etkili olduğuna göre buradan slaytın önemi daha iyi ortaya çıkar..Bu yüzden sunum esnasında, slaytlarda, konunun önemli yönlerini belirten özlü, açık ve etkili ifadeler yer almalıdır.Slayt metinlerini dinleyiciler dikkatle okurlar.Slaytlarla konuşma eş zamanlı olarak verilmelidir.
- Sunumda, gerektiğinde daha önce hazırlanmış bazı belgeler, grafikler ve şekiller kullanılabilir.
Malzemeleri bir başkası kullanacak ise konuşmacı ile malzemeleri kullanan kişi arasında uyum kaçınılmazdır.
- Sunumda gereksiz ayrıntılara girilmemesi gerekir.
Sunum sonrasında yapılması gerekenler
- Sunum yapan konuşmacı sunumdan sonra dinleyicilerin soru sormalarına müsaade etmelidir.
- Konuşmacı sorulan sorulara tartışmaya girmeden doyurucu, açık ve net cevaplar vermelidir.
İyi bir sunum için nelere dikkat etmeli?
1) Sunumdan önce kendinizi topluluğa kısaca tanıtın. Nerede okudunuz, nerede o işe başladınız, nasıl ilginizi çekti, vs vs. Bu toplulukla aranızda bir bağ kurulmasını sağlar, bir iletişim kanalı otomatik olarak açılır. Akademik hava koklamış kişilerce düzenlenen seminerlerde ekseriyetle bir oturum başkanı tayin edilir ve o sizi kısaca tanıtır ama böyle birisi yoksa siz gereğini yapın. İhmal etmeyin. Sunuma gelen herkes sizi tanıyor mu zannediyorsunuz? (20dk'dan kısa sunumlarda 1-2 cümleyi geçmeyin)
2) Sunumdan önce mutlaka ama mutlaka seyircili prova yapın! Kim oldukları önemli değil, sadece sizi dinlesinler kafi. Bu sayede konuya, slaytların sırasına ve ne kadar süre harcadığınıza hakim olursunuz.
Bir provadan sonra sunum performansınızın nasıl arttığına siz de şaşacaksınız.
3) Asla sunumda söyleyeceğiniz tüm lafları copy-paste edip perdeden bunları tek tek okumayın! Örnek bir slaytta sadece ana hatlar yazıyor olmalı. Slaytı metinle doldurup bir de bunları perdeye bakıp tek tek okuyarak kendinizi küçük düşürmeyin. Burada yabancı bir sitede kullanılan "sunum dosyanızı teleprompter gibi kullanmayın" lafını tekrar etmekte fayda var Düşünün, zaten uzun olan bu blog mesajını alsam tek bir slayta kopyalayıp-yapıştırsam ve yüzümü perdeye çevirip kelime kelime bu metni okusam nasıl olurdu? Böyle bir hataya düşmeyin.
4) Sunuma kimler gelecek? Bilgi düzeyleri nedir? Sunum dozajını bu parametrelere göre ayarlayın, milleti uyutmayın, emeğinizi rezil etmeyin Yaptığınız işe büyük bir hevesle bağlı olduğunuzdan ne var ne yoksa sunmak istiyor olabilirsiniz, ama inanın dinleyiciler buna hazır olmayabilir ve aşırı doz geri tepebilir.
5) Görünüm çok önemli değil ama sırıtan bir şeyler giymemeye özen gösterin. Biryantinli saçlar, yakası bağrı açık altın kol düğmeli bir gömlek vs gibi felaketlerden kaçının, maça 2-0 yenik başlamayın. Sizi izleyenler kendini beğenen bir tip olduğunuzu sanmasın, antipati duymasın.
6) Slaytları numaralandırın, 21/45 gibi hem o anki slayt numarasını hem de toplam adeti gösterecek şekilde izleyicilere bilgi sunun. Böylelikle daha ne kadar sabretmeleri gerektiğini kestirebilsinler. Bu işlemi sunum yazılımları otomatik yapıyor, üşenmeyin.
7) Lütfen MS Office'in Ataç karakteri gibi komik clipartlar kullanmayın. Modaları çoktan geçti. Comic Sans gibi komik ötesi fontları da kullanmayın. Estetik eksiği olan grafik öğeleri sunumdan silin atın.
Yanar döner grafiklerden, aşırı sayfa animasyonlarından ise şiddetle kaçının. Arka plan rengine ve onun üzerine yazdığınız metnin rengine özen gösterin, hiç beceremiyorsanız beyaz üstüne siyah yazın bitsin gitsin.
8 ) Çok küçük font kullanmayın! Sakın! Kod içeriğini vesaireyi gösterecekseniz zoom özelliği olan bir yazılım kullanın ki en arkada oturanlar da metni okuyabilsin.
9) Sunum süresi: 15-20 dk en ideal süredir. Derin olmayan bir konuda 20 slayt bu sürede prova yaptıysanız mis gibi sunulabilir. Ama detaylı bir konu anlatıyorsak ve oturumu düzenleyenler bize süre verdilerse ne olacak? 45 dakikayı aşmayın. Aslında sadece maksimum 20 dk ilgilerini size odaklayabilirler. Elbette bazı istisnalar var ve bazı taktikler ile 1-2 saat sıkılmadan dinlemelerini sağlayabilirsiniz:
- Esprili bir anlatım, slayttakinden bağımsız bir konuyu gündeme getirmek
- Konu içeriğinin iyi anlaşılmasını sağlayacak günlük yaşamdan seçilmiş basit benzetme ve örnekler.
- Multimedya, fotoğraf, illüstrasyon içeren slaytlar (aynen film sunulan otobüs yolculuklarının insana kısa gelmesi gibi). Aman ha; sesli videolardan kaçının.
- Anlattığınız şeyin pratik uygulamalarını göstermek. Mesela, AJAX anlatıyorsanız ve laf uzadıysa bahsettiğiniz örneğin gerçek bir uygulamasını göstermek için sunumdan çıkıp tarayıcınıza başvurun
- Hata yapın. Örneğin bir kod sunuyorsanız, bırakın ilk seferde çalışmasın. İzleyenler bu sayede size tekrar odaklanırlar ve hatanızı sizinle birlikte aramaya kalkarlar.
- 2 yönlü "full duplex" iletişim. Anlattığınız konu ne kadar ilgi çekici ve uyku kaçırıcı da olsa seyircilerinizin de sunumda ses çıkartmalarına müsaade edin, onları özendirin. İstedikleri yerde soru sorabilsinler(ama vakit alacak soru soranlara müdahale edin, cevabı sonra vereceğinizi söyleyin).
İzlemeye gelenlerin gözlerine bakmayı ihmal etmeyin. Onlara sorular yöneltin.
10) Tam hakim olmadığınız bir konuda sunum vermekten kaçının. Cevabını veremeyeceğiniz soruları kalkıp sunumunuza eklemeyin. Ve yavaş tempo ile masal anlatır gibi konuşmayın, canlı ve hızlı konuşun.
- Sunumun en başında sunumun bir kopyasını internete koyacağınızı belirtin. Internete koyamayacağınız bir içerik ise bunu da belirtin.
- Çalışmanızla ilgili materyali, tablo ve grafikleri el altında bulundurun. Birisi sorar, lazım olur, sunuma koymanız gerektiğini hatırlarsınız veya laf bir şekilde oraya gelir.
- İlk slaytlardan birine "içindekiler" başlığı ile sunumda izleyeceğiniz rotayı ve ana başlıkları sunun.
- Sunumunuzu kayıt edin Böylelikle nerelerde hata yaptığınızı ve konuşmanızın nerelerini düzeltebileceğinizi görebilirsiniz. Bir mp3 çalar kafi.
- Sunumdan önce masaüstünüzü ve flash diskinizi temizleyin; Splash screen'deki Lisanslı kullanıcı hanesinde "Ali Baba" yazmadığına emin olun Böyle yazıyorsa bari PDF yapın, onu sunun.
- İlk defa bir kitleye sunum yaptığı her halinden belli olan bir "acemiyi" gördüğünüzde ona destek çıkın, işini kolaylaştırın Sunumdan sonra yaptığı hatalar varsa özel olarak kendisine fısıldayın.
- İşin erbabının güzel sunumlarını internetten çekin ve dersler alın. Profesyonel firmaların (mesela Nokia, Novell gibi) veya işin erbabının sunum slaytlarını yine internetten çekip kullandıkları fontlara,imajlara, slaytlarının yapısına dikkat edin.
TARTIŞMA NEDİR – Tartışmanın Özellikleri – Tartışmanın Konusu – Tartışma Nasıl Yapılır?
Bir grubu (veya çoğunluğu) ilgilendiren, daha önceden belirlenen bir konu hakkında farklı düşünceleri olan kişilerin konuyla ilgili görüşlerini açıklamak, konuyu (veya sorunu) çözmek, muhatabın zayıf yönlerini aramak amacıyla bir araya gelerek yaptıkları karşılıklı konuşmaya tartışma denir.
Tartışma konusu; üzerinde konuşmaya ve araştırma yapmaya değer nitelikte olmalı, kanıtlanmış konular üzerinde ısrar edilmemeli, normal bir ses tonuyla konuşulmalı, saygılı olunmalı, dedikodu etmekten, bağırıp çağırmaktan, konu dışına çıkmaktan ve konuşanın sözünü kesmekten kaçınılmalıdır.
Tartışmaları bir başkan yönetir. Tartışmada başkanın görevlerini hatırlayarak başkana yardımcı olmakla bir anlamda tartışmanın kurallarına da uyulmuş olunur.
Tartışmalarda başkanın görevleri
1. Konuyu özellikleri ve sınırlarıyla dinleyicilere belirtmek.
2. Konuşmacıları dinleyicilere tanıtmak.
3. Tartışmayı başlatmak.
4. Konuşmacıların konu dışına çıkmalarını engellemek.
5. Herkese eşit konuşma süresi vermek.
6. Konuşmacılara yerine göre sorular yöneltmek.
7. Tarafsız olmak.
8. Tartışma kurallarına uymayanları uyarmak.
9. Kısa özetler yaparak konuyu toparlamak.
10. Tartışmanın sonucunu açıklamak.
TARTIŞMA YÖNTEMİ “Tartışma” herhangi bir konunun, iki yada daha çok kimse tarafından, karşılıklı konuşarak, birbirlerinin dinleyerek ve eleştirerek incelenmesine yönelik bir yöntemdir. Bu yöntem, öğrenci etkinliğine daha fazla yer verdiği için, eğitimciler tarafından büyük bir kabul görmektedir. Önemli olan, farklı görüşlerin olması ve bunların özgür bir ortamda ifade edilebilmesidir. Bu açıdan bakıldığında, tartışma yönteminin değişik tekniklerle uygulanması olanaklıdır. Bir yaşayış biçimi olan demokrasiye insanların alışabilmesi, küçük yaşlarda yapılacak “demokrasi alıştırmaları” ile gerçekleşir. Bunu da sınıfta uygulanan “tartışma yöntemi” ile sınıf dışında uygulanan “ders dışı etkinlikler” ve özellikle, “kendi kendine yönetim örgütü” sağlar.
A) Tartışma Teknikleri:
a) Beyin Fırtınası , yaygınlıkta kullanılan tartışma tekniklerinden biridir. Burada, ele alınan konuyla ilgili olarak herkes düşüncelerini belirtir, bunların bir listesi oluşturulur ve sonra listede yer alan görüşlerin tartışması yapılır. Beyin fırtınası, özellikle çok sayıda görüş üretmenin gerekli olduğu tartışma durumlarında kullanılan bir tekniktir. Ancak, bu tekniğin başarılı biçimde uygulanabilmesi için çoğulcu, eşitlikçi ve kalıtımcı bir ortamın bulunması zorunluluğu vardır. Örneğin, “Türkiye’de trafik kazalarının önlenmesi” konusunda bir beyin fırtınası yapılıyorsa, önce herkesin aklına gelen olası önlemler sıralanmalı; ardından bunların ayrıntıları tartışılarak, işlevsel çözümler üretilmelidir.
b) Vızıltı Kümeleri , iyi bir hazırlıktan sonra tartışma yapmaya dayanır. Burada, alt konulara yada farklı görüşlere göre küçük kümeler oluşturulur, bu kümeler kendi konularını ayrıntılı olarak tartışarak hazırlık yaparlar, ardından öğrenci kitlesinin tümüne kümelerin sözcüleri görüşlerini sunarlar. Genelde “vızıltı22” ve “vızıltı66” en sık kullanılan tekniklerdir. Bunlardan vızıltı22 tekniğinde iki kümenin sözcüleri ikişer dakika kullanarak görüşlerini açıklarlar.
TARTIŞMA METODU
Tartışma, herhangi bir grubun, bir başkanın yönetimi altında belli bir düzen içinde hepsini ilgilendiren sorular üzerinde ve belirli bir amaca dönük karşılıklı görüşmelerdir. Sınıflarda çokça yer verilen her metottur. Tartışma metodu, öğrencilerin ilgilerini uyandırır. Anlayışlarını değerlendirme, gerçekleri kavrama, eleştirici düşünme kabiliyetini geliştirir.
İyi Bir Tartışmanın Özellikleri :
Tartışma, bir sohbet değil amaçlı bir konuşmadır.
Tartışmanın başarıyla sonuçlanması için üyelerin konuştukları konular üzerinde yeterli bilgilerin bulunması ve konuşmaların bulgulara dayanması gerekir.
Tartışmanın konusunun anlamı olmalıdır.
Tartışma bir sonuçla bitmelidir. Herhangi bir sonuca ulaşılamadığı zaman konuşulanlar toplanmalıdır.
Tartışmada Liderin Rolü : Tartışmanın sohbet düzeyinden daha yüksek bir seviyeye çıkması için liderin etkili olması gerekir. Bunun için; Hoş bir giriş yaparak, neyin nasıl tartışılacağı konusunu açıklayarak tartışmayı başlatmalıdır. Herkesi katılmaya teşvik ederek, gruptaki konuşmacıları enerji ile kontrol alfanda tutarak tartışmanın başarıyla devamını sağlar. Yarar gördüğü takdirde konu dışına çıkılmasına izin verir. Tartışmayı zaman zaman özetler, değerlendirmesine yardım eder. Sonunda bütün fikirleri, sonuçları özet halinde birbirine bağlamaya çalışır. Lider tartışmada rolünün sınırlı olduğunu bilmelidir. Tartışmacıya yol açmalıdır.
Sözcünün Rolü: Grup çalışmaların çoğunda başkandan başka bir de sözcüye ihtiyaç duyulabilir. Sözcü önemli hususları not eder. Liderin isteği üzerine zaman zaman özetler.
Tartışmaya Katılanların Rolü: Tartışmaya katılanlar, açık ve kesin olarak konuşmalıdırlar. Suniliğe yer vermeden açık ve yalın bir üslupla konuşurlarsa daha başarılı olacaklardır.
Tartışmanın Değerlendirilmesi: Öğrenci, tartışmayı sürdürmesini öğrendikçe ve tecrübe kazandıkça tartışmanın değeri artacaktır.
TARTIŞMA TÜRLERİ
KONFERANS
Hazırlıklı ve plânlı konuşma türlerindendir. Herhangi bir bilimsel alanda, topluluk karşısında yapılan konuşmalara Konferans denir. Konferansı verecek kişi, kelimelerin telaffuzuna, (diksiyona) ve dil bilgisi kurallarına dikkat etmelidir. Verilmek istenen düşünceler; açık, anlaşılır ve orijinal olmalıdır.
Konferans verilirken konuşmacı, yazdıklarını kâğıttan okumamalıdır. Sanki, söyleşi yapıyormuş gibi konuşmalıdır. Arada sırada, yeri geldiğinde kâğıda bakmalıdır. Konuşmacı, gözlerini dinleyicilerin üzerine çevirmeli, böylece onların kendisini ilgiyle izlemelerini sağlamalıdır. Ayrıca, konuşmacı; temiz giyinmeli, ciddî olmalı, kibar davranmalı, güzel konuşmalıdır. Ses tonunu yerine göre ayarlamalı, vurguyu iyi yapmalıdır. Konferans verilmeden önce, bir başkası konferansçıyı bütün özellikleriyle dinleyicilere tanıtmalıdır.
Konuşmacı; dinleyicileri sıkıcı ve bıktırıcı söz ve tavırlardan uzak durmalıdır. Ayrıca, el, yüz ve vücut hareketlerini konunun anlamına uygun olarak yerinde ve uyumlu yapmak zorundadır. Hatiplik yeteneği olmayan konuşmacıların, vereceği konferansın etkisiz ve başarısız olacağı da unutulmamalıdır.
Konferansta dikkat edilecek bir diğer özellik de zamana uymaktır. Bir saati aşan konferansların dinleyici üzerinde etkisinin azaldığı bir gerçektir. Konferansçı, bu gerçeğe dikkat etmeli, bir saatten az bir sürede konferansını bitirmelidir. Ayrıca, konferansçı; yersiz, taşkın el ve kol hareketlerinin konuşmanın değerini düşürdüğünü unutmamalıdır.
Konferans hazırlanırken öncelikle yapılması gereken iş, konferansın sunulacağı konuda geniş bir kaynak taramasına girişmek olacaktır. İncelenecek konuda ansiklopedilerden başlayarak değişik yazı ve incelemeler gözden geçirilmeli, böylelikle sağlam ve derli toplu bir malzeme hazırlanmalıdır. Bu malzemeye konferansçı kendi görüş ve düşüncelerini de katarak öncelikle konferansın plânını düzenlemelidir.
Bilimsel toplantılarda söylenen ve akademik hitabet türüne giren söylevler (nutuklar) de konferans sayılır.
Konferans plânı şöyle düzenlenebilir:
(a) Hitap cümlesi.
(b) Konunun sunuluşu.
(c) Konferansın amacı.
(ç) Konunun açılması ve anlatılması.
(d) Sonuç.
(e) Sorular ve cevaplar.
Konuşmaya, konferansı düzenleyenlere ve dinleyicilere saygı bildiren ve iltifat edici sözlerle başlanmalıdır. Sonra konunun çerçevesi çizilmeli ve ortaya konmalıdır. Bundan sonra konuşmacı, amacına göre konusunu açmalı, o konudaki çeşitli görüşleri kırıcı ve tahkir edici olmayan ifadelerle belirtmelidir.
Konuşmacı, bayağı ve argo sözler kullanmaktan kaçınmalıdır. Zaman zaman canlı örnekler ve fıkralarla, konuşma tarzının değiştirilmesiyle, ses tonuna verilecek iniş ve çıkışlarla dinleyicilerin dikkatini ve ilgisini uyanık tutmaya çalışmalıdır.
Konferansta bir konunun bütün yönlerinin ve ayrıntılarının verilme-sinin mümkün olmadığı unutulmamalıdır. Konuyu fazla dağıtmak, dinleyicinin konuşmayı takip edememesine neden olur. Çok fazla ayrıntı, herkesi aynı ölçüde ilgilendirmeyeceği için dinleyiciyi sıkar.
Konferans, anlatılanların kısaca özetlenmesi, maksadın verilmesi ve dinleyicilere saygı ve iltifat eden sözlerle bitirilmelidir. Sorulacak sorular da kısaca ve soranı incitmeden cevaplanmalıdır.
SEMİNER
Belirli bir bilim dalındaki gelişmeleri, belli bir bilgi düzeyine sahip kimselere tanıtmak amacıyla düzenlenen ve konunun değişik bölümleri, bu bilim dalında otoritesi ve yeteneği kabul edilen kişiler tarafından açıklanan toplantılardır.
Yüksek öğretim kurumlarında lisans / lisansüstü öğrenci ve öğreticilerin katılımıyla yapılan seminerler, bu tanıtımın dışındadır. Bunlar yüksek öğretim kurumlarında, öğretim üyesinin yönetimi altında, öğrencilerin yaptıkları araştırmalarla ilgili rapor hazırlama, tartışma biçiminde yürütülen toplantılardır.
AÇIK OTURUM
Konusunda uzman kişilerin bir masa çevresinde toplanarak tartışmasına Açık Oturum denir.
Açık oturumda tartışılacak konu, toplumun tümünü ya da bir bölümünü ilgilendirmelidir.
Açık oturum; bir salonda izleyici önünde ya da televizyon ve radyoda dinleyici önünde yapılmaktadır. Açık oturumda izleyicilerin sorularını almak ve cevaplamak da mümkündür. Bu takdirde açık oturum, "forum" a dönüşmektedir. Televizyon ve radyodan tartışmayı izleyen kişiler, açık oturuma telefon sorularıyla katılabilir.
Açık oturum bir "başkan" tarafından yönetilir. Konunun ortaya atılması, giriş konuşmasının yapılması, soruların düzenli olarak sorulması vb. durumlar başkanın idaresinde yapılır. Bu nedenle, başkan, açık oturumdan önce plân yapmak zorundadır. Ayrıca, başkan; tartışma sırasında meydana gelebilecek tatsız ve çirkin saldırıları da önlemelidir. Oturum sonunda ise, ortaya çıkan karşıt ya da aynı düşünceleri özetleyerek oturumun genel değerlendirmesini yapmalıdır. Bu nedenle başkan, açık oturumun temel ögesidir.
Açık oturumda bir yarışma havası yoktur. Başkan, konuyu belirtir, konuşmacıları tanıtır. Ele alınan konu ile ilgili bilgileri verir. Sonra konuşmacılara ara ile sorular yöneltir. Konuşmacılar da görüşlerini belirtirler. Gerekli bilgileri verirler. Bu arada diğer konuşmacılar da konuşmakta olanın sözlerini özenle dinleyip, gerekli notu alırlar. Gerekirse, konuşmacının bazı görüşlerine katılmadıklarını nedenleri ile birlikte belirtirler.
Oturuma katılacak kişilerin konularında iyi hazırlanmış olmaları açık oturumun kalitesini artırır. Ayrıca, konuşmacıların diğer konuşmacılar ve izleyiciler karşısında saygılı olmaları da çok önemlidir.
PANEL
Bir konuşmacı grubunun dinleyiciler önünde, genellikle bilimsel, sosyal ya da siyasî bir konuyu tartışmak amacıyla yaptıkları toplu görüşmelerdir.
Panelde bir başkan bulunur. Başkan, konuşmacıların ortasında yer alır. Konuşmacılar, bir masanın çevresinde toplanırlar. Panelde en az üç, en çok altı konuşmacı bulunur. Genellikle, küçük salonda ve az bir dinleyici önünde yapılan panellerde mikrofon bulunmaz. Ama, geniş bir topluluk önünde panel yapılacaksa konuşmacılar, mikrofon kullanmak zorundadır.
Panel tartışması sonunda dinleyiciler, konuşmacılara konuyla ilgili çeşitli sorular sorabilirler.
FORUM
Bir başkanın yönetiminde, toplumu ilgilendiren bir konuda, farklı gruplardan oluşan dinleyicilerin söz sırası alarak konuşma kuralları içerisinde yaptıkları tartışmalara forum denir.
Forum, panelin devamında yapılacaksa başkan, panelin süresini bir saat, forumun süresini de yarım saat olarak sınırlayabilir. Bu durumda panelden sonra forum yapılacağı konuşmalara başlanmadan duyurulmalıdır.
Forum, toplu tartışmaların başlı başına bir çeşidi sayılmamakla birlikte, dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif ve farklı bakış açılarıyla düşünmelerini sağlar. Foruma davet edilen uzmanların görüşlerine de müracaat edilerek ortaya çıkabilecek yanlış anlayışların önüne geçilir.
Esasen forumdan amaç belli kararlara varmak değil, konuyu değişik anlayışlarla, farklı boyutlarıyla ortaya koymaktır.
Forumda söz alan dinleyiciler, konuyla ilgisi olmayan özel sorunlarına değinmemelidir. Sorular kısa, açık ve net olmalı, tartışma saygı kuralları içerisinde, kırıcılıktan uzak, samimî bir hava içerisinde yapılmalı, tartışmadan beklenen amaca yardımcı olunmalıdır.
MÜNAZARA
Herhangi bir konu üzerinde zıt düşüncelerin karşılıklı olarak savunulmasına Münazara denir. Münazarada önemli olan "savunma" dır. Taraftarı az olan bir düşünce, iyi savunulduğu zaman çok kişi tarafından takdir edilebilir.
Münazara için genellikle üçer ya da dörder kişilik iki grup kurulmalı-dır. Gruplardan birisi işlenecek konuya olumlu, diğeri ise olumsuz yönden savunmalıdır. Yani, bir grup"tez", diğer grup ise"antitez" i almalıdır. Ayrıca, münazara yapacak kişileri değerlendirecek bir "jüri" seçilmelidir. Jüri, ya başlangıçta ya da münazara yapılacağı gün seçilebilir.
Olumlu tezin savunulması, olumsuzdan daha kolay olduğu için, konuşmaya, olumlu tezi savunan gruptan biri başlamalıdır. Konuşmacıların savunmalarının gücü kadar, taraflı ve tarafsız dinleyicilerin gösterilerinin de jüri üzerinde etkisi bulunur. Ancak, taraf tutan dinleyicilerin, karşı taraf konuşmacılarının moralini bozacak nitelikte gösteride bulunmaları doğru değildir.(K. GARİPOĞLU, Kompozisyon Bilgileri, s. 31)
Münazaraya katılacak kişilerle, jüri üyeleri münazara tekniği konusunda bilgilendirilmelidir. İki grup da kendi aralarında iş ve konu bölümü yapıp münazara gününe kadar hazırlıklarını tamamlamalıdır. Konuşmacılara, araştırma için en az 2-3 hafta süre verilmelidir.
Gruptaki her kişi savundukları konunun değişik alt konuları hakkında konuşmak zorundadır. Birden fazla kişi, aynı alt konuyu savunamaz. Münazarada yazılı metne bakarak okuma olmaz. Savunulan konu; sözlü ele alınmalıdır. Konuşmacıların, konularını bir kâğıda yazıp okumaları çok yanlıştır.
Münazarada etkili savunmanın önemli olması gibi, belli zaman içinde konuşmak da önemlidir. Bu nedenle konuşmacılara eşit zaman dilimleri verilmelidir. Bu zaman, genellikle 5-15 dakikadır. Ayrıca, münazarayı izleyen grup da çok önemlidir. Konuşmacılar; konularını savunurken izleyicilerin büyük bir sessizlikle konuları dinlemesi gerekmektedir. Konuşmacıların tutarsız bir düşüncesi, yanlış yerde yapılmış bir mimik hareketi izleyicilerde tepkiye neden olmamalıdır. İzleyiciler savunulan düşüncenin doğruluğunu ya da yanlışlığını onaylayacak davranışlardan uzak durmalıdır. Ancak, böylece jürinin doğru ve tarafsız değerlendirmesi mümkün olur.
Dostları ilə paylaş: |