Ticari uyuşmazliklarda arabuluculuk ve arabuluculukta avukatin rolü



Yüklə 202,96 Kb.
səhifə1/4
tarix27.01.2018
ölçüsü202,96 Kb.
#41031
  1   2   3   4

Mayıs 2017

TİCARİ UYUŞMAZLIKLARDA ARABULUCULUK

VE ARABULUCULUKTA AVUKATIN ROLÜ

-ANTALYA-
GİRİŞ : Adalet Bakanlığı, Arabuluculuk Daire Başkanlığı, TBB, TOBB, ATSO ve

Antalya Barosunun işbirliği ile 05.05.2017 tarihinde, Antalya’ da “Ticari

Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk ve Arabuluculukta Avukatın Rolü” konulu

sempozyum düzenlenmiştir.


Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet ALTUNKAYA’ nın moderatörlüğünde, “Ticari Uyuşmazlıkların Çözümünde Arabuluculuk” başlığı altında gerçekleştirilen ilk oturuma: ABD’ den Arabulucu John Thomas PORTER, İtalya’ dan Arabulucu Leonardo DURSO ve İngiltere’ den Arabulucu Rahim SHAMJI konuşmacı olarak katılmıştır.
ATSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Hacı SÜLEYMAN’ ın moderatörlüğünde, “İş Uyuşmazlıklarının Çözümünde Arabuluculuk” başlığı altında gerçekleştirilen 2. oturuma: Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Serkan ODAMAN ve Marmara Üniversitesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Talat CANPOLAT konuşmacı olarak katılmıştır.
Arb. Av. Yasemin TANIR’ ın moderatörlüğünde, “Arabuluculukta Avukatın Rolü” başlığı altında gerçekleştirilen son oturuma: ABD’ den Arabulucu John Thomas PORTER, Yunanistan’ dan Arabulucu Spyros ANTONELOS, Antalya Barosu  Arabuluculuk Kurulu Koordinatör Yönetim Kurulu Üyesi Arabulucu Mehmet KAYA, Antalya Arabulucular Derneği Başkanı Arabulucu Hayrullah DEMİR  ve Arabulucu Aşiyan SÜLEYMANOĞLU konuşmacı olarak katılmıştır.
Sempozyuma, TBB’ yi temsilen Av. Sibel GÜRSEL katılmıştır. Bunun yanında, Antalya Barosu Uluslararası İlişkiler Kurulu Başkanı Av. Arb. Ali Fuat ÖZBAKIR ve Uluslararası İlişkiler Kurulu Başkan Yardımcısı Av. Arb. Seçkin ARKAN’ ın organizasyonu ile kurul üyelerinden; Av. Selma ÖREN, Av. Ümmü Gülsüm UYSAL, Stj. Av. Burcu Ayşe KURDELA, Stj. Av. Tuğba ORHAN ve Stj. Av. Ömer UYAR yabancı konuklara eşlik etmiştir.
Antalya Barosunun ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve yoğun ilgi gören sempozyumun organizasyonunda, Baro Başkanımız Av. Sayın Polat BALKAN başta olmak üzere; Antalya Barosu Yönetim Kurulu Üyesi- Antalya Arb. Derneği Başkan Yardımcısı Av. Arb. Mehmet KAYA, Arb. Kurulu Başkanı Av. Arb. M. Seçkin ARKAN, Arb. Kurulu  Üyesi ve Antalya Arabuluculuk Derneği Başkanı Av. Arb. Hayrullah DEMİR ile Arb. Kurulu ve Antalya Arb. Derneği divanlarında görev alan Av. Arb. Elif HONDU ÇİL ve Av. Arb. Eylem HAS tarafından emek verilmiş ve sempozyumun sonunda yabancı konuklarla, ileriki dönemlerde gerçekleştirilebilecek projeler hakkında verimli sohbetler yapılmıştır. Sempozyum sunumlarına ilişkin bu güzel ve verimli çalışmayı, Antalya Barosu Arabuluculuk Kurulu olarak, kısa notlar halinde faydalı olması dileklerimizle paylaşıyoruz.

AÇILIŞ KONUŞMALARI


  1. Antalya Barosu Başkanı Av. Sayın Polat BALKAN konuşmasında;




  • Sağlıklı iletişim, insan ilişkilerinin temelini oluşturur. Nüfusu her geçen gün artan ve hızla değişen dünyada, insanların iletişim araç ve kanalları artmış; ancak, iletişim becerilerimiz ne yazık ki aynı oranda gelişmemiştir. Hatta dünya genelinde, sosyo-ekonomik, siyasal vb. nedenlerle; farkında olmadan, gergin ve memnuniyetsiz bir karaktere büründüğümüz, her geçen gün birbirinden uzaklaşır hale geldiğimiz bir gerçektir. Anlaşmazlığın, çatışmanın insan doğasında olduğu varsayılsa bile, insan doğasında uzlaşmanın da olduğu varsayılabilir. Kaldı ki bizim kültürümüz bu temeldedir ve bu nedenle birçok atasözümüz barış, hoşgörü ve sevgi üzerinedir. Bu noktada, kurtarıcımız ve kurucumuz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözünü anımsatmakta yarar görüyorum: “İnsanları mutlu edecek yegâne vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onları birbirine sevdirerek, karşılıklı maddî ve manevî ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir.” Buradan yola çıkarak arabuluculuktan söz edersek; “arabuluculuk geçmişteki haklara değil, gelecekteki çıkarlara ilişkindir.” Konuşmacılarımız arabuluculuğun ne demek olduğunu ve faydalarını bize ayrıntılı olarak anlatacak. Bu nedenle detaylara girmeyeceğim; ancak bu uyuşmazlık çözüm yöntemi ile ilgili bazı ana hatları söylemeliyim;

  • Arabuluculukla zamandan ve masraftan tasarruf edilecektir ve taraflar arasındaki ilişki, sonuca rıza gösterecekleri için korunacaktır. Bir başka söyleyişle, taraflar hem süreci yönetecek ve hem de sonuca birlikte ulaşacaklardır.

  • Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, yargı gücünün yerine konulmaya çalışılan ya da onunla rekabet eden bir sistem değildir. Kaldı ki, arabuluculuk yargılama değildir. Yargılamanın özünde yargıcı ikna çabası varken, arabuluculukta kararı veren taraflardır; arabulucu değil.

  • Biz avukatlar, müvekkillerimizle bu sürece katıldığımızda, müvekkilimizin en iyi çözüm yolunu bulmasına yardımcı olacağız. Bu çözüm, müvekkilimizi yargıcın vereceği karardan daha fazla mutlu edecektir; çünkü arabuluculukta taraflar karşılıklı çıkarlarına uygun bir sonuç elde edeceklerdir. Tarafların kendi sonuçlarına ulaşabilecek olmalarının ne kadar önemli olduğu tartışmasızdır.

  • Arabulucunun hukukçu olması ve sürece katılan avukat sayesinde; başka hukuki sorunlara neden olunmayacak, “hukuka uygun” ve “hukuken uygulanabilir” bir anlaşma ortaya çıkacaktır. Bu anlamda, biz avukatların bu sisteme sahip çıkması ve böylelikle toplumsal barışın gelişmesine katkıda bulunması gerektiğine inanıyorum.

  • Bugün arabuluculuk yoluyla çözülen uyuşmazlıkların %93’ü bir günde, hatta birkaç saat içinde çözülmektedir. Yıllarca mahkemenin vereceği kararı beklemek yerine neden arabuluculukla şansımızı denemeyelim ki?

  • Günümüz dünyasında zaman, Avukat için de, müvekkili için de, iş insanı için de, dahası herkes için değerlidir. Uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla, kısa sürede ve taraflarca çözülmesi sayesinde; herkesin kafası rahatlayacak, herkes daha başka işler için zaman kazanmış olacaktır.

  • Arabuluculuğun önemli özelliklerinden biri de gizliliğin esas olmasıdır. İstenirse bu yola başvurulduğu bile gizli tutulabilir. Arabuluculuğa uygun aile uyuşmazlıklarında, ticari sırların söz konusu olduğu davalarda bu ilkenin önemi göz ardı edilemez.

  • Bir turizm kenti olan Antalya’da yerli ve yabancı turistlerin ticari yaşamı canlandırdığı bir gerçektir. Uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözülmesiyle hem işletmelerimizin ve hem de kentimizin saygınlığı korunacaktır. İşletmelerimiz, arabuluculuk anlaşmalarında düzenlenecek gizlilik hükümleri sayesinde özellikle sosyal medyada yapılması olası karalama kampanyasının mağduru olmaktan kurtulacaklardır.




  • Biz Antalya Barosu olarak, Antalya Arabulucular Derneğiyle işbirliği yaparak, Türkiye’de ilk kez, avukatlarla müvekkilleri arasında yaşanan uyuşmazlıkların arabuluculuk yolluyla çözülmesi için bir proje geliştirdik ve bu projeyi yaşama geçirdik. Büyük oranda başarı sağladığımız bu projenin ayrıntılarını öğleden sonraki oturumda meslektaşlarım sizlere anlatacaklar; ama kısaca bahsetmek gerekirse: “Bir yurttaşımız, avukatlık hizmet sunumundan kaynaklanan şikayet ve tazmin istemleriyle geldiğinde, yurttaşımızı öncelikle arabuluculuğa özendiriyoruz. Disiplin işlemleri için almak zorunda olduğumuz ücretlere kıyasla çok düşük bir ücret alıyoruz ve bunu da posta masrafında kullanıyoruz. Böylece çok daha kısa sürede ve barışçıl yollarla uyuşmazlıkları çözüyoruz.”




  • Antalya Barosu olarak, dünyanın en güzel kentinde, turizmin başkentinde yaşanan sorunların arabuluculuk yoluyla çözülmesinin yaygınlaşması için elimizden gelen katkıyı yapacağız.




  1. ATSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Yusuf Hacı SÜLEYMAN konuşmasında;




  • Arabuluculuk, artık çağdaş hukuk sistemlerinin önemli unsurlarından birisi haline gelmiştir. Antalya’ da turizm, tarım ve ticaret, ekonominin bel kemiğini oluşturmaktadır. Bir ülkenin hukuk sistemine duyulan güven, ekonomi ve üretim sektörünü canlandırır. Bu nedenle, arabuluculuk konusunda farkındalık sağlanması için çaba göstermeliyiz ve çalışmalar yapmalıyız..




  • Bugün iş dünyamız zamanını, yıllarca süren davaları, yani adaleti beklemekle geçiriyor; fakat iş dünyası artık enerjisini buna harcamak istemiyor. Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdığımızda, bir hakim yılda ortalama 200 dosyaya bakarken, 2015 verilerine göre Türkiye’ de bu sayı 800’ ün üzerinde. Her yıl 6 milyondan fazla dava açılıyor. Ticaret Mahkemelerinde bir dava ortalama 450 gün gibi bir sürede, İş Mahkemelerinde 430 gün, Fikri ve Sınai Haklarla ilgili davalarda 400 günün üzerinde sürelerde sonuçlanıyor. Bazı mahkemeler duruşma tarihini 6 ay sonraya verebiliyor. Özellikle ticari hayatta bu süreler çok uzun. Bunun yanında bu durum, güvensizliğe sebep olduğu gibi; moral ve motivasyon düşüklüğüne sebep oluyor. Bu nedenle uyuşmazlıklarda, arabuluculuk gibi alternatif çözüm yöntemlerine ağırlık verilmesi gerektiğini artık hepimiz peşinen kabul ediyoruz.




  • Kaldı ki bizim kültürümüzde iki insan ihtilafa düştüğünde onları aile büyükleri ya da şehrin ileri gelenleri uzlaştırır. Bizler sahip olduğumuz bu uzlaşma kültürünü terk ederken; gelişmiş ekonomiye sahip ülkeler buna daha fazla sahip çıkar hale gelmiştir. Arabuluculuğu sistemimize dahil edebiliriz. Bu yapının işletilmesinde ve ilerlemesinde hepimize görev düşmektedir. Toplumsal farkındalığı yaratmak amacıyla yapılan bu toplantının çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Biz ATSO olarak, bu sistemin işlerlik kazanması için elimizden gelen katkıyı yapacağız.




  1. Avrupa Konseyi adına Sayın Michael INGLEDOW konuşmasında;




  • Avrupa Konseyi, Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu aracılığıyla, adaletin kamu hizmetine sunumunda; “verimliliği” ve “kaliteyi” arttırmayı hedeflemektedir. Arabuluculuk da adaletin hızlı ve adilane bir şekilde dağıtılmasında yardımcı olan bir araçtır.




  • Avrupa Konseyi ile Türkiye, arabuluculuk konusunda işbirliği yapmaya karar vermiş ve 2014 aralık ayında başlayan projenin, bu yılın eylül ayında tamamlanması öngörülmektedir. Proje kapsamında, Adalet Bakanlığı’ na rehberlik hizmetleri sunulmaktadır ve bu bağlamda İsveç tarafından da bu projeye finansal destek sağlanmaktadır.




  • Türkiye’de hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculukla çözümlenmesi için ve bu sistemin geliştirilmesi için yapılan çalışmalar kapsamında; Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Kayseri ve Mersin’de çalışmalar yürütülmektedir. Bu pilot illerdeki çalışmalara ek olarak, eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmektedir ve bu alanda farkındalığın arttırılması için çalışmalar yapılmaktadır. Arabuluculuk Türkiye için yeni bir kavram olduğundan, projenin asıl amacı arabuluculuğun tanıtılması ve geliştirilmesidir. Bu bağlamda izleme araçları geliştirilmiştir. Bunun yanında, arabuluculuk uygulamaları için formlar geliştirilip uyap arabuluculuk portalı kullanıma sunulmuştur. Mevcudiyet, erişilebilirlik ve farkındalık ana başlıklarına bağlı kalınarak hazırlanan kılavuz gereği bir kontrol listesi oluşturduk. Pilot uygulamalarımızın izlenmesi ve faaliyetlerin değerlendirilmesi ile ilgili de bazı bulgularımız ve bu bağlamda bazı tavsiyelerimiz var;




  • Avukatlar müvekkillerini alternatif çözüm yöntemleri konusunda ve arabuluculuk konusunda bilgilendirmelidirler.

  • Barolar, arabuluculuk uygulamaları konusunda arabulucular listesi oluşturmalıdır,

  • Mahkemelerin de davanın taraflarını ve avukatları arabuluculuğa teşvik etmesi gerekir,

  • Tarafların hakimin önerisine uyması tavsiye edilir,

  • Mahkeme dışında arabuluculuğa başvuru teşvik edilmelidir. Örneğin Ticaret Odaları ve Barolar aracılığıyla bu teşvik sağlanabilir,

  • Arabuluculuğun teşvik edilmesi için hukuk kurallarına başvurulabilir ve yasalar geliştirilebilir,

  • İş dünyasından çeşitli dernekler, kuruluşlar ve bankaların sözleşmelerinde arabuluculuk hükümlerine yer vermelidir,

  • Hakimlerin, avukatların, baroların ve ticaret odaların katılımıyla toplantılar düzenlenmelidir.




  • Pilot bölgelerdeki uygulamalarla ilgili yaptığımız ziyaretlerde bazı sonuçlara ulaştık. Örneğin, Avukatların müvekkillerini bilgilendirme konusunda ilgisiz olduklarını gördük. Bursa’ da, bu zorluları aşmak için Bursa Barosu ile işbirliği yaparak, avukatlara yönelik arabuluculuk eğitimi düzenledik ve başarılı olduğumuzu gördük.




  • Türkiye’de yapılan faaliyetler bunlarla sınırlı değildir. Halen yürürlüğe konulması beklenen 10 proje daha var. Yakın gelecekte, baroların kapasitelerini güçlendirmek üzere de bir projeyi uygulamaya koymayı hedefliyoruz.



  1. Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Ramazan SOLMAZ konuşmasında;




  • Kanunumuza göre arabuluculuk, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Dolayısıyla bu sistemde, eğitim almış tarafsız 3. kişinin iletişimi kolaylaştırmasıyla, taraflar uyuşmazlığı karşılıklı anlayış ve hoşgörü çerçevesinde çözebilecek ve bu sayede toplumsal barışa, huzura ve bireysel mutluluğa önemli bir katkı sağlanmış olacaktır.




  • Arabuluculuğun yaygınlaştırılması ve bilinirliğinin arttırılması için, gerçekleştirdiğimiz bu sempozyum çok faydalı olacaktır. Gerek baromuz, gerek derneğimiz, gerekse Arabuluculuk Daire Başkanlığımızın katkılarıyla, Antalya’ da çok güzel bir farkındalık oldu. Antalya Cumhuriyet Başsavcısı olarak ben de arabulucu adayıyım. İlk aşamayı geçtim, şimdi yazılı ve sözlü sınavı bekliyorum ve bu sistemi önemsiyorum. Antalya adliyesinde, “mahkeme yönetim sistemi” adlı çalışmamız kapsamında, arabuluculukla ilgili olarak da hazırlıklarımız var. Arabuluculuk müzakereleri dışarıda da yapılabilir; ama biz adliye içerisinde müzakerelerinin yapılabileceği bir görüşme odası düzenliyoruz. Mahkeme yönetim sisteminin bir parçası olarak; arabuluculuk ve uzlaştırma ön bürolarının, yeni odaları tahsis edildi ve yakında faaliyete geçecek.




  • Adalet Komisyon Başkanımızla adliyedeki faaliyet raporumuzu hazırladık. Yaklaşık 350 sayfalık bu raporda, ilçeler de dahil olmak üzere; kaç hakim ve savcının görev yaptığı, ne kadar hukuk, ne kadar ceza dosyasının olduğu, savcılığa intikal eden dosya sayısının ne olduğu, davaların çeşitliliği, işlerin ne kadar sürede bittiği, her yıl ne kadar dosya geldiği ve bir sonraki yıla ne kadarının aktarıldığı, ne kadar ödenek alındığı ve bu ödeneklerin nerelere harcandığı, ne tür problemlerle karşılaşıldığı konusunda istatistikler yer alıyor. Bu raporu basın ve kamuoyu ile kısa sürede paylaşacağız.




  • Sonuç olarak, sayın Adalet Bakanımız, sayın Müsteşarımız, sayın Hukuk İşleri Genel Müdürümüz sayesinde verilen hizmetin daha kaliteli hale getirilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Arabuluculuğun yaygınlaştırılması ve bilinirliğinin arttırılması için, işbirliği içinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.



  1. Arabuluculuk Daire Başkanı Hakim Sayın Hakan ÖZTATAR konuşmasında;




  • Bizler hakim olarak görev yaparken, sizler avukat olarak görev yaparken ortak bir beklentimiz var. Amacımız, adalet bekleyen insanları bir an önce adalete erişmesini sağlamak. Bu anlamda baktığımızda arabuluculuk, insanların adalete erişimi anlamında çok ciddi bir ivme kazandırdı. Uzun yargılama süreleri sadece ülkemizin problemi değildir. Uzun yargılama sorunu dünya genelinde problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun sebeplerinden biri, yargılamanın belli bir usul sürecine tabi olmasıdır. Yargılamada: “dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, keşif, bilirkişi, tanık dinlenmesi… ve hatta hakimin hüküm yazmak için 15 günlük süresi” vardır. Bu nedenle dünyada, yargılama sürecine giren bir hukuki sorunun çözüm süresi 200 günle 400 gün arasındadır. Bugün ülkemizde 13.000’ e yakın arabuluculuk uygulamamız var ve bunların %93’ü, 1 günde ve bir günden daha az bir zamanda çözümlendi. Bu anlamda arabuluculuk sürecine giren kişi bir an önce adalete erişebilecektir.




  • Arabuluculuğun başka nasıl faydaları var? Hakimken bunu fark edemedik; ama arabuluculuk sayesinde fark ettiğimiz bir şey var. Hakim olarak verdiğimiz kararla, hukuki sorunu çözüyoruz, sorunu hukuk dünyasında kaldırıyoruz; ama husumeti çözemiyoruz. Mahkemelerde husumetler bitmiyor. Yani taraflar arasındaki ilişkiyi düzeltemiyoruz. Biz: “Hakim bey mükemmel bir karar verdi, sorun bitti, gel kucaklaşalım.” diyeni görmedik. Davayı kabul edince davalı, reddedince davacı, kısmen kabul-kısmen reddedince her iki taraf da mutsuz ayrılıyor adliyeden. Daha da ötesi dava yerel mahkemede bitince, bu iş burada bitti denemiyor; çünkü bu aşamadan sonra istinaf ve temyiz aşamaları var. Yani ilişkiler düzelmiyor; aksine bu uzun süreçte, kopma noktasına geliyor. Arabuluculuk ise hem dava gibi hukuki sorunu çözüyor, hem de insanlar arasındaki ilişkileri düzeltiyor ve husumeti bitiriyor.




  • Japonlar’ ın bu konuda söylediği ve hemen hemen gittiğim birçok yerde söylediğim bir sözü var: “Biz, davayı kazanmak istemiyoruz; sadece karşı tarafla uzlaşmak istiyoruz.” Çoğu zaman davayı kazandığımızda, esasında bir şeyleri de kaybediyoruz; ama bunun farkına varamıyoruz. Biz davayı kazansak bile, karşı tarafı kaybediyoruz. Karşı taraf belki komşumuz, akrabamız, hemşerimiz, yıllarca birlikte çalıştığımız iş arkadaşımız… Arabuluculuk süreciyle artık biz karşı tarafla uzlaşmak, onu da kazanmak istiyoruz.




  • Arabuluculuk uygulamalarını araştırmak için Fransa’ ya gittiğimizde, idari yargıda davalar 6 ayda sonuçlandığı ve harç alınmadığı halde arabuluculuğun uygulandığını gördük ve neden buna ihtiyaç duyduklarını sorduk: “Mahkemede 2 Fransız vatandaşından biri kaybediyor ve üzülüyor; oysaki arabuluculukta herkes kazanıyor ve mutlu oluyor. Neden bir Fransız vatandaşı üzülsün?” dediler. Peki Türkiye’ de neden bir Türk vatandaşı üzülsün ki? Neden sorunlarımız daha barışçıl yöntemlerle çözülmesin? Bunu denemekten zarar gelir mi?




  • Bir hikaye anlatarak konuşmama son vermek istiyorum. “İrlandalı fakir bir balıkçı denize açılıyor ve ağını atıyor. Ağına bir şişe takılıyor ve şişeden çıkan cin: “Dile benden ne dilersen; ama sadece 1 dilek hakkın var. İkinci bir dilek hakkın olmadığından; şimdi git, bunu iyice düşünüp yarın bu saatte burada ol.” diyor. Fakir balıkçı evine dönüyor ve önce annesini görüyor. Annesine olayı anlatınca annesi: “Oğlum biliyorsun ki ben doğuştan amayım. Bu dilek hakkını benim için kullan ve bu dünyanın güzelliklerini görmemi sağla!” Daha sonra balıkçı, eşinin yanına gidiyor. Eşi de: “Biliyorsun bizim çocuğumuz olmuyor. Yıllardır çocuk hasreti çekiyoruz. Lütfen bu tek dilek hakkını benim için kullan!” Balıkçının bulunduğu toplumun değerlerine göre annesini dinlemesi gerekiyor ve balıkçı ne yapacağını bilemiyor. Böylelikle balıkçı arabulucuya gidiyor ve arabulucu ile konuşuyor. Daha sonra da zaman dolmadan cinin yanına geri dönüyor ve cine: ‘Annemin torunlarını görmesini istiyorum’” diyor.”  Her zaman böyle çözümler bulabiliriz. Yeter ki bu esnek süreci kullanalım.



  1. Antalya Valisi Sayın Münir KARALOĞLU konuşmasında;



  • Antalya valisi olmanın ötesinde, bir hukukçuyum ve aynı zamanda arabulucu adayıyım. Dersleri bitirdik ve şimdi sınav zamanını bekliyoruz. Vatandaşların Bakanlık ve kurumlara güveni konusunda araştırmalar yapılıyor ve son yıllarda adaletle ilgili konularda toplumun memnuniyetinin olmadığını görüyoruz. Bunun sebepleri hakim ve savcılarımız değil; çeşitli sebepleri var ve bu durumun birinci sebebi müthiş bir iş yükü, dosya yükü olmasıdır.

Her ne kadar davaların 400 günde sonuçlandığı ifade edilse de rahmetli Abdurrahim KARAKOÇ’ un adalet sistemimizi hicvettiği bir şiirinde: “Gene tehir etme üç ay öteye Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ.” dediği gibi, bizim dededen toruna kalan davalarımız var. Bu böyle olunca bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de klasik yargılama faaliyetlerinin dışında, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına ilişkin çalışmalar başlatıldı.

  • Arabuluculuk, toplumsal barışın korunmasına yardımcı olacaktır. Sayın Daire Başkanının da ifade ettiği gibi; sadece davayı kazanmak değil, karşı tarafı kazanmak da önemli. Husumeti bitirmek de önemli. Arabuluculukta, bir anlamda arabulucunun moderatörlüğünde, taraflar gönüllü olarak problemleri çözmek için bir araya gelecek ve taraflar hızlı bir şekilde adalete erişecek. Vatandaş, dilekçeyi verecek makamı adliyede bulacağı süre zarfında, arabuluculukla uyuşmazlığını çözebilecek; çünkü az önce bahsedilen istatistiklerde de görüldüğü gibi: “arabuluculuğa intikal eden uyuşmazlıkların %93’ ü 1günde veya 1 günden daha az bir zamanda çözülüyor”.



  • Bu sistemin faydalarını görüp, yaygınlaştırmamız lazım. Yusuf beyin de ifade ettiği gibi; bir ülkede hukuk sistemine güven ne kadar çoksa, o ülkede yatırım artar ve yabancı sermayenin gelişi de o oranda fazla olacaktır. Bu nedenle bu sistemi el birliği ile tanıtmalı ve uygulanabilir hale getirmeliyiz.



  1. SEMPOZYUM SUNUMLARI



İlk Oturum

TİCARİ UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜNDE ARABULUCULUK”




  1. Arabulucu John Thomas PORTER (ABD)




  • Arabuluculuk sistemi kurmaya çalışan birçok ülkeye gidip deneyimlerimi paylaştım. Türkiye’ de de Antalya’ ya gelmeden önce, Gaziantep ve Ankara’ da gerçekleştirilen sempozyumlara katıldım ve sizi tebrik etme ihtiyacı duyuyorum; çünkü siz en baştan çok ideal ve çok sağlam bir arabuluculuk sistemi kuruyorsunuz.




  • ABD’ de alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin başında tahkim ve arabuluculuk gelir. Tahkimde, her iki tarafın iddialarını dinleyip karar veren bir hukukçu vardır. Yani burada arabuluculuktan farklı olarak; anlaşmaya varmak, karar vermek tarafların inisiyatifinde değildir. Arabuluculukta da tahkimde olduğu gibi tarafsız 3. kişi bu süreçte yer alır; ama burada arabulucu karar vermez. Kazan-kazan prensibi geçerlidir ve taraflar kendileri karar verirler.



  • ABD’ de arabuluculuk sistemi değil; arabuluculuk sistemleri vardır. Bunun sebebi de ABD’de 50 eyalet var ve her birinin kendisine özgü mahkeme sistemi var. Hepsinin üst mahkemesi, temyiz mahkemesi olduğu gibi; eyaletlerde 90’ ın üzerinde bölge mahkemeleri de var. Bunun yanında, bütün ülkeyi kapsayan, 11 tane Federal Mahkeme var. Biraz karmaşık bir sistem aslında ve her mahkemenin arabuluculuk sistemi farklı olduğu gibi; bu sistemler sürekli değişim içindedir.



  • Eyalet mahkemelerinin bazılarında arabuluculuk hiç değerlendirilmiyor; bazılarında da mahkemeler tarafından ciddi anlamda bu sisteme teşvik var. Bazı eyaletler kaotik sistemle, bazıları da sistematik şekilde uyuşmazlıkları çözüyor. Örneğin Kaliforniya, New York’ ta çok kapsamlı, sofistike bir arabuluculuk sistemleri var. Özel eğitim almış ve alanlarında uzmanlaşmış hukukçular var.



  • Bir uyuşmazlık dava açılmadan önce arabuluculukla çözülebilmelidir. Bu nedenle Türkiye’ deki kanun taslağına getirilen: “önce uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözülmesinin denenmesi, şayet taraflar anlaşamazsa uyuşmazlığın mahkemeye taşınması” hususu çok yararlı. ABD’ de ise, mahkemenin önüne gelen davanın arabuluculuğa yönlendirilip yönlendirilmeyeceği hususu Federal Mahkemelerin takdirine bırakılmıştır. ABD’ de dava açılmadan arabulucuya gidilmesi mümkün olmuyor.



  • Bunun yanında, Federal sistemde, 75.000 Doların altındaki davalar Eyalet Mahkemelerinde, bu sınırı aşan davalar da Federal Mahkemelerde açılır ve Federal Mahkemede açılan hemen hemen her davada bir tür arabuluculuk veya tahkim oturumu yapılır. Dava açılınca birkaç hafta içinde arabuluculuk toplantısı yapılması gerekir. Bölge mahkemesinde görev yapan hakimler, “davalara bakan hakimlerin yanında yer alma”nın dışında “arabuluculuk oturumlarını yönetmek”le görevlidir. Bu süreçte Türkiye’ deki gibi bu oturuma çağırılacak olan arabulucuların hukukçu olması zorunluluğu yoktur. Örneğin sözleşmeler söz konusu olduğunda ya da daha somut bir örnek verecek olursak; bir inşaatla ilgili uyuşmazlık söz konusu ise mahkeme bu alanda uzman bir arabulucuya başvurabiliyor. Bu tür davada hakim, doğrudan bir yüklenici ya da müteahhidi arabulucu olarak atayabilir. Banka ve banka müşterileri arasında uyuşmazlık varsa, bir muhasebeci arabulucu olarak atanabilir.




  • Geçmişte Amerika’ da, uyuşturucu dosyalarının artmasıyla ceza davalarının sayısı bir hayli arttı. Hapishanelerin doluluk oranı açısından Çin’ le birlikte ilk iki sırayı zorluyoruz. Ceza davalarının belli bir sürede bitmesi gerektiğinden ve hukuk davalarında böyle bir süre sonu olmadığından; ciddi oranda bir dava yükü oluştu. Hukuk davalarına bakarken mahkemeler sorun yaşadı ve böyle bir dönemde arabuluculuk bu tıkanıklığı çözmek için gerekliydi, uygulandı ve işe yaradı. Dava yükünü ciddi oranda azalttı. Hukuki uyuşmazlıkların neredeyse tümü için arabuluculuk kullanıldı.



  • Federal mahkemede sadece 75.000 Doları aşan davalara bakılıyor demiştim. Bu meblağ söz konusu olduğunda taraflar ve özellikle avukat agresif olabiliyor. Dolayısıyla avukat agresif ise kolay kolay davasından vazgeçmeyecek ve mahkeme gitmek isteyecektir; çünkü o davayı kazanmak zorundadır. Neticede avukatlar eğitimlerini bu yönde alıyor; ancak arabuluculuk sürecinde avukatlın ne yapması gerektiği konusunda eğitilmiyorlar. Bu yüzden arabuluculuk sürecine avukatları ikna etmek zor oluyor. ABD’ de müvekkillerin bakış açısı da bu yöndedir. Bir avukatın arabuluculukla çözdüğü çok sayıda dava varsa, yani yeterince agresif değilse; “yeterince sağlam değil”, “sıkı bir avukat değil” diye düşünülür. Bu nedenle de arabuluculukla uyuşmazlık çözen avukatın itibarı zedelenir. Avukatlar arabuluculuk sürecine anlaşma niyeti ile girmediklerinden süreci tıkayabiliyorlar; yani Amerika’ daki sistemin zayıf noktalarından biri bu.



  1. Yüklə 202,96 Kb.

    Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin