44. Kitâbu Kuttâi’t-Tarîk
(من قصد قتل إنسان لا ينهدر دمه) "Bir insanı öldürmeye kastedenin kanı boşa akmaz"1516.
(الجزاء على قدر الجناية يزداد بزيادة الجناية وينتقص بنقصانها) "Ceza, suçun miktarına göredir; suçun artmasıyla artar, eksilmesiyle eksilir"1517.
(لا يجمع بين الحد والضمان عندنا) "Bize göre had ile tazmin bir arada bulunmaz"1518.
(الأصل أن إقرار المقر حجة في حقه) "Kâide: Mukirrin ikrârı, kendisi hakkında hüccettir"1519.
Bu bölümde, yukarıdaki birkaç dâbıt dışında herhangi bir fıkıh kâdesi zikretmemiştir.
45. Kitâbu’s-Siyer
(الإستثناء من الحظر إباحة) "Yasaktan istisna, ibâha ifade eder". Düşmanla karşı karşıya gelindiğinde onlarla savaşmayıp kaçmanın haram olduğuna "Ey iman edenler! Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilmek ya da başka bir birliğe katılmak dışında, kim öyle bir günde onlara sırt çevirip kaçarsa, muhakkak Allah'ın gazabına uğramış demektir"1520 ayetini delil olarak getirmiş ve bu ayetteki istisnanın haramdan istisna olduğunu izah ederken bu kâideyi zikretmiştir1521.
(بقاء الأصل ليس بشرط لبقاء الحكم في التبع) "Tabi olanda hükmün bekâsı için aslın bekâsı şart değildir". Anne ve babası ile birlikte esir olarak alınmış bir çocuğun anne babası esir alındıktan sonra ölürlerse, çocuk kendisi Müslüman olmadıkça anne babasının dini üzeredir. Anne ve babasının ölmesi ile çocuğun onlara tabiiyeti kalkmaz1522.
(الوسيلة إلى الشيء حكمها حكم ذلك الشيء) "Bir şeye vesile olanın hükmü, o şeyin hükmüdür". Şeyhayn'ın, savaşma hususunda hacir altında bulunan kölenin eman vermesinin caiz olmadığına dair görüşlerini izah ederken bu kâideyi zikretmiştir1523.
(للأكثر حكم الكل) "Çoğunluğa da bütünün hükmü uygulanır". Cizye alınacak kimselerde aranan şartlardan birisi de sağlıklı olmaktır. Senenin çoğunluğunu hasta geçiren kimse, bütün sene boyunca hasta kabul edilir ve kendisinden cizye alınmaz1524.
(لا يجوز تأخير الحكم عن سبب إلا لضرورة) "Bir zaruret olmadıkça, hükmün bir sebepten dolayı geciktirilmesi caiz değildir". Devlet başkanının savaşa teşvik maksadıyla kimi mücahitlere özel olarak tahsis ettiği payda (nefl) mülkiyetin sübûtu, mal ele geçirildiği ve alındığı için Dâru'l-İslâm'da ihrazına1525 bağlı değildir. Buna karşılık ganimette mülkiyetin sübûtu, Dâru'l-İslam'da ihraza bağlıdır. Bu iki durum arasındaki farkı izah ederken bu kâideyi zikretmiştir1526.
(الثابت بالضرورة لا يتعدى محل الضرورة) "Zaruret ile sâbit olan, zaruret mahallini aşmaz". Savaşa katılan mücahitleden biri, Dâru'l-İslam'da ihraz edilmeden önce, ganimetler arasında bulunan silah, binek veya elbise gibi bir şeyi kullanmaya ihtiyaç duyarsa, o şeyi kullanmasında herhangi bir mahzur yoktur. Ancak ona olan ihtiyacı bittikten sonra, onu ganimetlerin arasına tekrar geri koyar ve bunun dışında herhangi bir şey için kullanamaz1527.
(المحظور لا يصلح سببا للملك) "Yasak olan bir şey, mülkiyet sebebi olmaz". İmam Şafiî’nin (v. 204/820), kâfirlerin Dâru'l-İslam'a girip Müslümanlar'ın mallarını ele geçirmekle ona malik olamayacaklarına dair görüşünü izah ederken bu kâideyi (الإستيلاء على مال معصوم لا يفيد الملك) "masum olanın malını ele geçirmek, mülkiyet ifade etmez" dâbıtı ile birlikte zikretmiştir1528.
(الأصل المعهود من إقامة الشرط مقام العلة عند تعذر تعليق الحكم بالعلة) "Hükmün illete bağlanma imkânı olmadığı zaman şart, illetin makamına ikame edilir bilinen kâidesi" gereğince, Dâru'l-Harp'ten bir tüccarın, Dâru'l-İslam'dan aldığı Müslüman bir köleyi satmadan kendi ülkesine geri dönmesi ile köle serbest kalır. Ebu Hanife'nin (v. 150/767) bu görüşünü bu kâide üzerine temellendirmiştir1529.
(الأصل المعهود إن الثابت بيقين لا يزول بالشك والإحتمال) "Bilinen kâide: Yakînen sâbit olan, şek ve ihtimal ile zâil olmaz". Ebu Hanife'nin (v. 150/767), bir yerin Dâru'l-İslam oluşunun, Müslümanların kendilerini orada emniyet ve güvende hissetmeleri ile ilgili olduğuna dair görüşünü izah ederken bu kâide ile istidlalde bulunmuştur1530.
(إن عقل الصبي في التصرفات الضارة المحضة ملحق بالعدم) "Çocuğun aklı, mutlak zarar içeren tasarruflarda yok kabul edilir". İmam Ebu Yusuf'a (v. 182/798) göre büluğ çağına ulaşmayan çocuğun riddeti, mutlak zarar içeren bir tasarruf olduğu için muteber değildir1531.
(الحكم لا يتخلف عن سببه) "Hüküm, sebebinin peşinden gelmez". Ebu Hanife'ye (v. 150/767) göre mürted olan bir kimse ölmediği, öldürülmediği ve Dâru'l-Harb'e ilhak etmediği sürece mülkiyetinde bulunan mallar onun durumuna bağlı olarak mevkuftur; riddet sebebiyle malları mülkiyetinden çıkmaz. Onun bu görüşünü izah ederken bu kâideyi zikretmiştir1532.
(لا وجود للشيء مع وجود سبب زواله) "Bir şey, kendisini ortadan kaldıran sebebin mevcudiyeti ile birlikte var olmaz". Ebu Hanife'ye (v. 150/767) göre, irtidad eden kimsenin irtidad halindeki kazancı, fey1533 hükmünde olup mirasçılara değil beytü'l-male aktarılır1534.
(تصرف الخلف كتصرف الأصل بمنزلة تصرف الوكيل) "Halefin tasarrufu, vekilin tasarrufu menzilesinde olup aslın tasarrufu gibidir". İrtidad eden bir kimse Dâru'l-Harb'e ilhak ettikten sonra tekrar Müslüman olup eski ülkesine dönerse, Dâru'l-Harb'e ilhakı sebebiyle mirasçılara paylaştırılan mallarını geri alır. Çünkü mirasçılar onun yokluğunda ona halef kılınmışlardı1535.
(التبع لا يستتبع غيره) "Tabi olan, kendisi dışında bir şeyi doğurmaz". Babasının irtidadı ile çocuğun riddetine hükmedilse de dedenin irtidadı ile torununun mürted olduğuna hükmedilemiyeceğine dair el-Câmiu's-Sağîr'de geçen rivayeti izah ederken bu kâideyi zikretmiştir1536.
Kitâbu's-Siyer'de geçen dâbıtlara şunlar örnek verilebilir:
(إتباع الإمام في محل الإجتهاد واجب) "İctihad mahallinde devlet başkanına tabi olmak vacibtir"1537.
(تصرف الإمام صدر عن ولاية شرعية) "Devlet başkanının tasarrufu, şer‘î velayetten kaynaklanmaktadır"1538.
(طاعة الإمام فيما ليس بمعصية فرض) "Ma'siyet olmayan şeyde devlet başkanına itaat farzdır"1539.
(إختلاف الدار يمنع التبعية في الأحكام الشرعية) "Devletin farklılığı, şer‘î hükümlerde tabiiyeti engeller"1540.
(الحر من وجه أو من كل وجه لا يحتمل التملك بالإستيلاء) "Kısmen veya tamamen hür olan kimse, istila ile (ele geçirilmekle) mülkiyet altına girmez"1541.
(الحر لا يحتمل التملك) "Hür olan kimse, mülkiyet altına girmez"1542.
(كل مقهور مملوك وكل قاهر مالك) "Her yenilen memlüktür (köle) ve her galip olan da maliktir"1543.
Dostları ilə paylaş: |