Birinci Madde
Baş uzuv şekillerinin hikmetini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Cihanın
yaratıcısı, insan bedenini kâmil bir güzellik üzere en latif cisimler ve
en güzel şekiller kılmıştır. Onun uzuvlarının uygunluğu bir mertebe
letafet, nezaket ve melahat olmuştur ki, onun vasıflarında nutuk ve
açıklama âciz kalmıştır. Onun pâk ruhu, anlayış ve ferasetle, ilim ve
hikmetle öyle dolmuştur ki, sonsuz bir deniz olmuştur. Güzel suret ve olgun
siretle güzel bahçe ve fasih lehçe ile cihana benzersiz gelmiştir. Güzel
yürüyüş, şirin söz, güzel eda ve latif sada ile âlemin aklını almıştır.
Çekici güzellik ve tatlı can ile cihanın sevgilisi, irfan ehlinin rağbet
edileni olmuştur. Onda âşıklara nice hâlet gelmiştir.
BEYT
Serv-i kadlerde olan şive-i reftarındır
Gonca-i femlerde olan lezzet-i güftarındır.
(Servi boylarda olan gidişinin şivesidir. Gonca ağızlarda olan sözlerinin
lezzetidir.)
O halde imdi, nimet verici ve şekil verici Allah, insan bedeninde olan dört
karışımın dumanından, şerefli başına latif saçlar ihsan edip, iki yumurta
dumanından erkeklerin yüz ve göğsünde kıllar ortaya çıkarmıştır. Ta ki saç
ile kadınlar süslenmiş ve sakalı erkekler belirlenmiştir. Kaşlar ile de
hepsi ünvanlanmış olsun. Saçın siyah olması, dumanın çokluğundandır. Sarı
olması balgamın çokluğundandır. Beyaz olması, tabiî hararetin
zayıflığındandır. Hararetin za'fı, çok inzalden, çok cimadanve şiddetli
gamdandır.
Alnın nuru, gönüller sürûrudur. İki kaş, gözlere gölge olup, bir dolunay
üzerinde iki hilal olmuştur. Gözlerin yeri kaşlar ve buruna arasında olduğu,
çarpmalardan korunmuş olmasına yarar. İki gözün önde yaratıldığı, cismin öne
alacağı işlerde ona görücü olmak içindir. Göz kapakları, mekruhlara
bakmaktan mâni olup, uyku hâlinde perde olmaktır. Kirpikler, ebru gibi gözü
süsleyip, toplandığına gözleri toz ve dumandan korumuştur Aralarından
bakan, yoluna doğru gitmiştir. göz bebeğinin siyah, gözün beyaz olduğu, süs
içindir. İnsanın başının yuvarlak olduğu, çarpmalardan emniyet bulmak
içindir. Ve dimağ azasına geniş mekan olmak içindir. büyüklüğü bu miktar
olduğu uygun olmak içindir. İnsan yüzünün yuvarlak olduğu, güzellikle güneş
ve aya benzemek içindir. Dudakların kırmızı, dişlerin beyaz inci olduğu,
zinet ve letafet içindir. Burnun iki delikli olduğu, biri teneffüs ve biri
temizlik içindir. Kıkırdak olduğu, hafiflik ve çarpmalardan ihtiyat
içindir. Burun kanatlarının geniş olduğu, fazla hava almak içindir. Bu yapıya
bulunduğu, fazlalıkların inmesi ve nezle içindir. Dişlerin dar olanları,
kesmek ve kırmak içindir. Genişleri, çiğneme ve öğütme içindir. Düzenli
oldukları, konuşma anında sadanın cüzleri içindir. Dilin kemiksiz olduğu,
lokmayı hareket ettirme ve harfleri eda içindir. ses, kelamı yükseltmek
içindir. Dilin dişler ve dudaklarla haps olduğu, az kelam içindir. Dilin
bir, göz ve kulağın iki olduğu, çok görme ve çok dinleme içindir.
Kulakların iki tarafta oldukları, her taraftan gelen sesleri duymak
içindir. Deliğinin çevresi bu yapıda olduğu, sesleri çekmekle uyanmak
içindir. Kıkırdak olduğu,hafiflik, letafet ve çarpmalardan korunmak
içindir. Boyun eni ve boyu bu miktar olduğu, baş ile uygunluk ve onu
taşımaya metanet içindir. Tek kemik olmayıp, yedi omur olduğu, her tarafa
dönme ile nezaket içindir. İnsan başının bütün azasından yüksek olduğu,
şanının yüceliği ile mehabet içindir. Akıl cevherinin başında olduğu, ona
tazim içindir. Bütün on hissi şerefli başında olduğu, onu şereflendirmek ve
keremlendirmek içindir. Bunca aza ve kuvvetlerin birbirine topladığı, kerim
Allah'ın kudretini ortaya çıkarma, hakim Allah'ın sanatını göstermek
içindir.
İkinci Madde
İnsanın sair uzuvlarının şekillerinin hikmetini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: bu insan türünün itidal
üzere dik kılındığı ve iki ayağı ile yürür bulunduğu onu tadil ve
faziletlendirmek içindir. İki omuz ve iki kolun bu şekil ve yapıda
kılındığı, ahbabı sineye çekip, kabul etmek içindir. Ellerin, parmakların
ve tırnakların böyle oldukları, yüzbinler menfaat ve sanat içindir. Baş
parmağın kalın ve kısa olduğu, dört parmağa karşı geldiğinde mukavemet
içindir. Tırnaklar büyük ve yumuşak oldukları, uzuvların derilerini kaşımak
eşyayı toplamak ve yarmak içindir. Çarpmalardan korunmak içindir. gümüş
sine levhası üzerinde gül ve nar gibi iki meme erkeklerde güzellik,
kadınlarda zinet ve çocuklara süt içindir. Süt memesinin göğüste bulunduğu,
otururken çocuğu emzirilmesi kolay olmak içindir. İnsan derisinin latif ve
ince olduğu, ondan terin kolaylıkla seçilip, cisim ve can rahat bulmak
içindir. Deri iç organları örtmek, dıştaki uzuvları süslemek içindir. Et,
beden içini korumak ve dışını güzelleştirmek içidir. Meme ve göbek
menfezlerinde çevredeki havanın beden içine ulaşması ruha ferah ermek
içindir. Koltuk altlarında ve kasık gibi yerlerde kıl olduğu, menfezlerinden
karışık kokuyu dışarıya vermek içindir. Aksırmak genize kaçan şeyi dimağa
nüfuzdan men içindir. öksürmek,balgamın soğukluğunu yürekten atmak içindir.
Gülmek, gönülde olan sevinç ve hayreti ortaya çıkarmak içindir. Ağlamak,
gönülde bulunan dert ve elemi dışa vurmak içindi. Titreme, sinirlerin
gevşemesindendir ki, intizam ve sağlamlık isteği içindir. Esnemek, uyku ve
yemeği istemek içindir. Uyuklama, beyin damarlarının gevşemesidir ki,
yemeğin buharının çıkması içindi. Uyku ise, kuvvetlerin rahatını ve gıdanın
hazmını, uzuvların olgunluğunu sağlamak içindir. Omurga kemiği, tek
olmayıp, omurları ile nizam bulduğu, her tarafa bükülme ve eğilme içindir.
Erkeklerde, âletin dik silindir şeklinde bulunduğu, yürüme ve oturma
halinde, oyluklar arasında bulunduğundan hareketi kolay olmak içindir.
Cevheri kemik olmayıp, sinirler ve damarlar olduğu, yürekten damarlarla
gelen şehvet rüzgârlarıyla büyüyüp, dolmak, ta ki, rahim ağzına ulaşıp,
nutfeyi ona verip, ayrıldığına yine evvelki şekline gelip, kılıfına çekilip,
rahat bulmak içindir. Kavga dolu başının et bulunduğu, bızırın iç etine
uygun gelip, girme temasının tamamen hissedip, tam vuslat hasıl olmak
içindir. Belalı başı kertek olduğu kendisinde ve bızır içinde bulunan can
damarların sürtüşmesiyle meninin inmesi lezzetli olmak içindir.
Şehvet,yemek şehveti ve inzal içindir. İnzal şehveti, çocukların meydana
gelmesi içindir. Eğer celal sahibi olan yaratıcı Allah, çocukların meydana
gelmesini bu lezzetler ile kayıtlı ve bağlı kılmasaydı, bu lezzetlerin
sonucu evlat olmasaydı, bir kime ihtiyar ve iradesiyle bu fitne ve belalara
kail ve meyilli olmazdı. Şu halde insan nesli kesilip, yer yüzünde kimse
kalmazdı.
Kadınlarda, ferc iki oyluk arasında bulunduğu, cebri cimadan emniyet gelip,
sabit olmak içindir. Ferc rutubeti, onda âletin cevelanı kolay olmak
içindir. Bızırın harareti, ona can cana katılmak içindir. Tekrar tekrar
ileri geri götürme, kavuşma ve birleşme bulmak içindir. Ama bızırın
uzunlamasına olduğu erkeğin emnisinin incelmesinin kolaylıkla olması
içindir. Bızırın sinir ve damarları, makat hizasına gelip, ondan geri
dönüp, her biri kendisine yapışma ile yine bızırın içine katlanıp, katlanma
yeri hurma şeklinde akıp, zekere uygun olduğu erkek aleti gibi rahim
ağzına yakın gelip, nutfenin tabiatı bozulmadan onu selametle rahimine
sokmak içindi. Rahim ağzının iki çeşme arasıda bulunduğu ondan doğan
mütevazi olmak içindir. Erkeklerde yumurtaların dışarıda bulunduğu, büyük
ve sert olmak içindir. Büyük oldukları, sahibi yiğit olup, cesaret bulmak
içindir. Sert olmaları ,nutfe cevherine sertlik verip, kırmızı iken beyaz
kılmak içindir. nitekim, meme eti ona gelen kırmızı kanı beyaz süt etmek
içindir. Kadınların yumurtaları küçük ve yumuşak olduğundan, kendileri
çekingen olup, nutfeleri sarı ve sıvı bulunmuştur. İki bulunmaları, mühim
olan birleşme işinde ihtimam olunmak içindir. Eğer birine âfet isabete
dese, biri selamet kalıp, nesli baki bulunmak içindir. Yumurta zarfının
geniş bulunduğu, oyluklar arasında sıkıldığında zarfı içinde genişliğe
erip, selamet bulmak içindir. Kadınlarda, tenasül uzuvlarının bızır içinde
bulunduğu, tam vuslata imkan bulunmak içindir. Ama iki yumurta onlarda daha
küçük ve daha yumuşak olduğu, yüz ve sineleri tüysüz, parlak, taze, temiz,
güzel ve öpmeye layık olmak içindir. Derileri ince ve nazik olduğu,
erkekler onlara meyil ve muhabbet kılmak içindir. Oyluklar, etli olduğu,
oturma durumunda yumuşak döşek gibi makat halkasını korumak içindir. Zarta
yani kavara (yellenme) geldiği midede gıdadan hasıl olup, kalbe ve karna
ağırlık veren kötü rüzgâr çıkıp gitmek içindir. Oyluk adalelerinin kalın
olması, ayaklara mukavemet verip, derece derece incelip, alttaki uzuvlar ve
öteki uzuvları uygun kılmak içidir. Diz kapakları ve topuklar bu şekil
üzere bulundukları, türlü yürüme ve oturma mümkün olmak içindir. Ayakların
ön tarafa uzun olup, ayak parmakları bu yapılarında yaratıldığı dört
ayaklılar gibi, ayakta durmak mümkün olup, yürüme bir karar üzere bulunmak
içindir.
Açıklanan insan vücudu uzuvlarının hikmetinde mevcut olan fayda ve
menfatalerin azının azıdır. Bütün cisimlerin en güzel duranı, en tamı, en
önemlisi, en doğrusu, en güzeli, en sağlamı, en olgunu ve en güzeli insanın
bedeninin olduğunun delili: İnsan, Rabbin binasıdır. Onu yıkan mel'undur,)
Hadis-i Şerifi bürhan ve delildir. Nitekim Hak Taâlâ Kitab,ı Kadîm'inde:
"Gerçekten biz, insanları üstün kıldık, karada ve denizde taşıtlara
yükledik ve onlara hoş rızık verdik. Kendilerini, yarattıklarımızdan
çoğunun üzerine üstün kıldık," (17/70) buyurmuştur. O halde, bu insan türü
bütün âlemin mahdum ve mükerremi, yaratıkların çoğunun en faziletlisi ve
muhteremi olduğunu cümleye duyurmuştur. İnsanı en güzel şekilde yaratan
Allah münezzehtir. Yaratıcıların en güzeli Allah, ne Yücedir.
NAZM
Muin etti bu mânâyı hüccet burhân
Ki zübde-i dü-cihândır hazret-i insân
Hezâr kerre sana bu sözü dedim tahkîk
Ki kendi kadrini bil ey hülasa-yi devrân
Bilinse meşreb-i irfân hayat-ı cân bulunur
Ki ayn-ı âb-ı hayât oldu meşreb-i irfân
(Muin olan Allah bu mânâyı hüccet ve bürhan etti; hazreti insan iki cihanın
zübdesidir. sana bin kere bu sözü dedim; ey devranın özeti,kendi kadrini
bil. İrfanın meşrebi bilinse, hayat ve can bulunur. Ab-ı hayatın gözü irfan
meşrebi oldu.)
Üçüncü Madde
İnsan uzuvları şekillerinin kıyafetlerine anlayış ve firasetle bakmanın
gönül ve cana ola emniyet ve selametini, lütuf ve kerametini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: Alemi bu kapıda yaratan
ve takdir eden hakîm ve kadîr Allah'ın, kendi benzeri olan insan âlemini,
en güzel şekil üzere olduğu surette tasvir edip; ruh üflemekle süslemiş ve
nurlandırmıştır. Hayvan cinsinde bu insanı güzellik ile en güzel ve en
mutedil kılıp, nutuk ve beyan ile en faziletli ve en mükemmel kılmıştır.
Gerçi adem oğlunun hepsini zinet ve yaratılışta bir yaratmıştır. Lakin
ademoğlu fertlerini suret ve sirette birbirine muhalif ve farklı etmiştir.
Sonra lütûf ve inayetiyle hikmetinin hakikatlerini ve sanatının inceliklerini
bu insan âleminde açıklayarak ortaya çıkarıp; sureti sirete,e azayı ahlâka
âlamet ve nişan etmiştir. Ta ki önce insan kendi kıyafetinden kendi
vasıflarını tamamıyle biip, ihtimamıyle ahlâkını güzelleştirsin. sonra
akranı ve yârânı kıyafetlerine anlayış ve ferastle bakıp, her birinin
zatında gizli olan durumlarına ve ahlâkına vâkıf ve muttali oldukta; onlara
ya ahlâkınca rağbet ve muhabbetle muamele etsin veya aklınca iyi idare ile
geçinip gitsin. Veya hepsinden uzlet edip, emniyet ve selamete, izzet ve
rahata yetsin. Ne kimseden incinip, ne kimseyi incitsin. Gönül boşluğuyla
tenha oturup, yatsın.
NAZM
Cihan bağında ey âkıl budur makbul-i ins ve cin
Ne kimse senden incinsin ne sen bir kimseden incin
Hadis-i şerifte: "Hayrı, güzel yüzlüler yanında arayın," buyurmuştur. Yani
gökçek insandan güleç yüz ve şirin söz görülüp, işitildiğini; güzel huylar
ve yahşi işler vücuda geldiğini herkese duyurmuştur.
BEYT
Kim ki hikmetle nâsal kıldı nazar
Her işi mukteza-ı zat sezer
(Hikmetle insanlara bakan, her işi atı gereğince sezer.)
Hak Taâlâ kemal-i keremiyle: "De ki, herkes yaratılışına göre davranır,"
(17/84) vaad ve müjdesini işaret buyurmuştur. Şu halde herkese karşı gafur,
halim, cevat, kerim, rauf ve rahim olduğunu lafzıyle duyurmuştur. Zira ki
herkes kendi layıkını işlediğini, herkes görmüştür.
Dostları ilə paylaş: |