1 nolu yazim komisyonu tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 8,47 Mb.
səhifə4/111
tarix18.05.2018
ölçüsü8,47 Mb.
#50715
növüYazi
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   111

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Özür dilerim.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Evet.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Dün hatta burada havada nemi kurumamış olabilir telaffuz edilen şeylerin. 1949’da hazırlanan bir sözleşme Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde geçen kamuya açık veya kapalı ifadesini ne idüğü belirsiz bir ifade olarak değerlendiren arkadaşlar oldu. Yani daha SEDAV dediğiniz ne ki yani? kaç sene geçmiş üzerinden? Yerleşmesi mümkün mü?

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Tercümeden kaynaklanıyor.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – O zaman ne yapabiliriz arkadaşlar?

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Şöyle bir şey önerebilir miyim?

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Evet. Yani, kırmızıları azaltacak ne yapabiliriz?

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Şimdi, Yusuf Hocamın söylediği bir şey de bir gerçek payı var bence. Yani, uygulamalarla hukuk kuralları aynı şey değil elbette. Yani, uygulamaları ortadan kaldırmak… Hukuk kuralını ortadan kaldırırsınız. Kanunu değiştirirsiniz ya da iptal edersiniz, hukuk kuralı da değişir ama tabii uygulama için de aynı şeyi yapmak çok güç. O nedenle, burada da uygulanan hukuk kuralları arasında böyle bir farklılaşma yapsak ve desek ki uygulamalara karşı mücadele etmek.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Önlem almak ya da.

DOÇ.DR. SELİN ESEN – Ya da önlem almak.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Önlem almak ya da hukuk kurallarını ortadan kaldırmak.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ya, aslında var ya bu Özgür Hanımın söylediği hususları, somut örnekler olarak bu dördüncü fıkranın ikinci cümlesi karşılamıyor mu? Onun için biz aşağıdaki açık ifadenin gereksiz olduğu kanaatindeyiz. Devlet bu eşitliğin hayata geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Devletin yapacağı şey nedir, o kırmızı cümledeki…

FARUK BAL (Konya) – İşlerin tamamını yapmak.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Hususlarla ilgili olanları da kapsıyor zaten. Dolayısıyla, bize göre o…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yani, tekrarı doğru bulmuyorsunuz siz o zaman.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Daha açık, ayrıntılı yazmaya çalışıyorlar.

DOÇ.DR. SELİN ESEN – Evet, daha somutlaştırmak ve güçlendirmek istiyoruz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Mesela, Şevki Hocam uygulamaların kalmasının şöyle bir faydası olur: Kadın cinayetleri bir hukuk kuralı değil. Şimdi, eğer uygulamaları Anayasa’ya koyarsak kadın cinayetlerine yönelik tedbirler almamak devletin bir kusuru olacaktır. Anlatabiliyor muyum? Mesela, mahkeme kararları, içtihatlar ona göre çıkacaktır, onun için onu ayırıp…

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Yani, erken evlilikler var.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Mesela.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Çocuk gelinler problemi var Türkiye’de.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL - Evet.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – On iki yaşında kızlar evlendiriliyor filan.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Yani, şimdi devletin öyle bir politika, eğitim politikası ya da sosyal politikalar benimsemesi gerekir ki. Oradaki vatandaşlara anlatsın ki on iki yaşındaki kızı evlendirmek aslında iyi bir şey değildir. Yani, ne kız bakımından iyi bir şeydir ne toplum bakımından.

PROF.DR. ALİ AKYILDIZ – Tutukluyoruz evlendirenleri zaten, gözaltına alıyoruz.

FARUK BAL (Konya) – Bir şey söyleyebilir miyim? Müsaade eder misin?

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Buyurun.

FARUK BAL (Konya) – Değerli arkadaşlar, şimdi, dördüncü fıkranın birinci kırmızıya boyanmış cümlesiyle ilgili ifadelerimi daha önce beyan etmiştim. İkinci olarak, mora boyanmış olan yerle ilgili şimdi düşüncelerimi ifade ediyorum. Burada, devlet kadına yönelik her türlü kötü muamele ve şiddeti ve kadın ticaretini ve kadın bedeninin istismarını önlemekle yükümlüdür. Aksi mümkün mü bunun? Yani, biz buraya yazmasak aksi mümkün mü bunun? Değil. Mevcut yasalar bunu cezalandırmıyor mu? Cezalandırıyor. Biz burada bir kaygı varsa bunu ayrı bir cümle yerine yukarıda devlet bu eşitliğin hayata geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür diyoruz ya. Oraya birkaç kelime montesinde

ALTAN TAN (Diyarbakır) – İlave ederek.

FARUK BAL (Konya) – Düzelterek ve genel bir hükme bağlayabiliriz.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Hadi, arkadaşlar.

DOÇ.DR. SELİN ESEN – Peki, yapalım öyle.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Olabilir.

DOÇ.DR. SELİN ESEN – Şu cümleyi ona ekleyelim.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Arkadaşlar, bizim altıncı fıkra var ona bir baktınız mı?

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bakalım.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – – Mesela, onu son fıkrası olarak bu maddenin…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ha, ayrımcılığı doğuran şartların ortadan kaldırılması var.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Bu maddenin son fıkrası olarak onu koysak.

DOÇ.DR. SELİN ESEN – Ama, şimdi az önce söylediğimiz gerekçeleri sizin bu son fıkra karşılamıyor. Tekrar tekrar söylemek istemiyorum.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ayrımcılığı doğuran şartlar diyoruz mesela.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ortadan kaldırılması diyor ama.

DOÇ.DR. SELİN ESEN – Yani, bu karşılamıyor ama.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Ortadan kaldırılması…

DOÇ.DR. SELİN ESEN – Şimdi, biz bu kadınlardan konuşuyoruz yani biz burada kadınlara ilişkin bir ayrımcılıktan söz ediyoruz ve ona ilişkin bir fıkra yazıyoruz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bu cümleyi ekleyelim ama.

DOÇ.DR. SELİN ESEN –Yani, şu anda bunu bu somut işi konuşuyoruz.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Tam Kayserili tüccar gibiyim yani hem…

DOÇ.DR. SELİN ESEN – Altıncı fıkranızda konuşalım. Faruk Bey’in söylediği gibi yapabiliriz.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Ne söyledi?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL - Evet, Faruk Hoca’nın söylediği gibi.

DOÇ.DR. SELİN ESEN –ikinci cümleyi üçüncü cümleye yedirebiliriz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Aynen.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Tamam, nasıl yapalım peki, bir öneri…

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Faruk Bey, siz bu konunun uzmanısınız, size…

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Teklif mükellefiyet getirdi Faruk Bey, operasyon size kaldı.

FARUK BAL (Konya) – Ben, burada genel bir ifade düşünüyorum. Henüz kafamda bir ibare oluşmuş değil.

Şimdi, burada kadına kötü muamele, şiddet, kadın ticareti, kadın bedeninin istismarı. Bunlar bilinenleri ama önümüzde bilinmeyenleri de ortaya çıkabilir. O zaman bunu sıralı saymanın bir anlamı yok. Bunun hepsine…

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Bunların hepsi “kadına karşı şiddet” altında toplanabilir.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Kadına yönelik…

FARUK BAL (Konya) – “Kadına yönelik şiddet” diyebiliriz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Mesela, kadına yönelik şiddet başta olmak üzere her tür tedbiri…

FARUK BAL (Konya) – Yani…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Atıyorum yani…

DOÇ. DR. SELİN ESEN – O olabilir ya da bu mor cümle tamamen çıkabilir çünkü üstteki cümle zaten o mor cümleyi de içinde barındırıyor.

FARUK BAL (Konya) – Bu kadına yönelik şiddet… İstismar, bence, şiddeti de, ticareti de kapsayabilir diye düşünüyorum.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Şöyle diyebiliriz miyiz?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, kadına yönelik şiddet, değil mi?

FARUK BAL (Konya) - Şiddeti de kapsayabilir istismar yani istismarın bir unsuru da şiddet.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Şiddet istismarı kapsıyor Faruk Bey.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Başta kadına yönelik şiddet olmak üzere her türlü istismar.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – O moru şöyle ifade edebilir miyiz: “Devlet, kadına yönelik her türlü şiddeti, kadın ticaretini ve kadın bedeninin istismarını…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bence “her türlü şiddet” yeterli.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – İstismar şiddetin içinde var aslında.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Bir dakika…

“…kadın bedeninin istismarı…” diyelim. “…ve diğer her türlü kötü muameleyi önlemekle yükümlüdür.”

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Biz, bu kadın bedeninin istismarına karşı çıkıyoruz.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Niye?

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Biz yazmadık.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Rıza Bey’i bile şaşırttınız yani.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Siz önermiştiniz.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hayır, biz önermedik, bizim değil, o bizim değil.

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Onun üzerinde çok tartışılmıştı “Reklamlar bile yasaklanabilir.” denmişti. CHP önerdi bunu ya!

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hayır, biz önermedik, nereden çıkarıyorsunuz?

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Tutanaklara bakalım.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Siz okuyorsunuz, görmüş olmanız lazım.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Peki, öneriniz ne?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bir şey önerebilir miyim?

RIZA TÜRMEN (İzmir) – “Kadın bedeninin istismarı zaten şiddetin içinde var.” denildi.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Aynen öyle.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – “Deniyor.” demeyin, atıf yapın.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Genel kanaat, genel kanaat bu ki… Zaten “şiddet” dediğiniz zaman bu istismarı da önlüyor yani Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne baktığınız zaman şiddet nedir diye, orada istismar şiddetin bir unsuru olarak gözüküyor.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Tam aksine.

DİLEK KUMCU – Şiddet istismarı da, ihmali de, kötü muameleyi de…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hepsini içerir.

Hocam, kadına yönelik şiddet…

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Yok, hayır, şiddet onun bir şekli olur -istismarın- sadece.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır, istismar, kötü muamele, hepsi kadına yönelik şiddet, onun genel adı yani.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yani kadına ters bakan şiddet uyguluyor demekle felsefi bir yorum getiriliyor.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hayır, örneğin fiziksel şiddet, psikolojik şiddet…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yani kadına ters bakıyorsa şiddet uyguluyor demek.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Yani o “şiddet” dediğiniz aslında çok geniş.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Şimdi, Mustafa Hocam, şu mu, bu mu? Devlet, kadına yönelik her şiddeti ve her türlü kötü muameleyi önlemekle yükümlüdür.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Her türlü şiddeti ve kötü muameleyi…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Her türlü şiddeti ve kötü muameleyi…

DOÇ. DR. SELİN ESEN – …önlemekle yükümlüdür.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hayır, diğerlerine niye karşı çıkıyorsunuz, onu anlamadım yani.

DİLEK KUMCU – Fuhuş da girer…

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Her şey girer, kadın ticareti de girer, hepsi girer.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Yani şundan çekiniliyor anlayabildiğim kadarıyla…

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Yani Faruk Bey’in felsefesinden hareketle, ekonomik anayasa!

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet.

Şu güzel oluyor: Devlet, kadına yönelik her türlü şiddeti ve kötü muameleyi önlemekle yükümlüdür.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ekonomikse tam ekonomik olsun, çıkaralım hepsini.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – O zaman anayasa yapmayalım.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, uygun mu bu herkes için? Devlet, kadına yönelik her şiddeti…

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Her türlü…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – …her türlü şiddeti ve kötü muameleyi önlemekle yükümlüdür.

DOÇ. DR SELİN ESEN – Orayı çıkarıyoruz, oradakileri çıkarıyoruz.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Diğer üsttekileri siliyoruz.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hayır, moru siliyoruz.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Yalnız biraz yukarı çıkabilir misiniz?

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Şimdi Faruk Bey üstte kalan cümleyi bağlayacak.

FARUK BAL (Konya) – Bir dakika…

O olduğu yerde kalsın, “devlet”ten sonra “kadına yönelik her türlü şiddeti ve kötü muameleyi önlemek”leyi kopyala, yukarıya çık, ikinci satır ve yapıştır. Şimdi okuyun bakalım.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Çok güzel oldu Faruk Bey. Sizden ricam, şu kırmızıyı ne yapacağız?

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Kırmızıyı sileceğiz arkadaşlar.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Kırmızı silmiyoruz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – O zaman son cümleyi atıyoruz. Son yeşil cümleyi atıyoruz, değil mi?

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Faruk Bey, kırmızıdan bir üç kelime monte ederseniz bu iş herhâlde bağlanacak.

FARUK BAL (Konya) – Selin Hanım, çok samimi dileğim ve temennim ve fikrim, bu gerekçeye yazılabilir, ancak gerekçeye yazılabilir.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Gerekçeye yazalım bunu arkadaşlar.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bunu o zaman CHP önerisi olarak tutalım.

FARUK BAL (Konya) – Gerekçeye uyum kanunları… Hatta bunu şey maddesi olarak, geçici madde olarak yeni anayasaya ilişkin uyum kanunları… Var böyle hükümler, bir yıl içerisinde, iki yıl içerisinde vesaire… Buna ilişkin hüküm, şeyler öncelikle çıkarılır diyebiliriz.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Şey yapalım Faruk Bey, bunu o zaman CHP önerisi yapalım.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yok, CHP ve BDP önerisi yapalım, biz destekliyoruz.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Tamam, CHP ve BDP önerisi olsun.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Peki, öyle yapalım, kırmızı CHP, BDP…

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Daha da uzatmayalım.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Daha da uzatmayalım.

Bu yeşile boyanmadan yemek molası yok. Bir erkek tehdidi bu.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Vekilim, oldu işte.

FARUK BAL (Konya) – Selin Hanım’ı ikna edemeyiz, Hürriyet Hanım’ı zaten özgürleştiremedik, bu hiç olmaz.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Tamam mıyız arkadaşlar?

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Başkanım, orada “hayata geçmesini sağlamak”layı “sağlamak” diye yazsak daha iyi olur.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Tamam, öyle yazsın.

Kadın arkadaşlar konuşurken ne yapabiliyorsak…

Saat iki iyi mi arkadaşlar, bir saat on dakika?

DOÇ. DR SELİN ESEN – İki çeyrek desek.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Tamam, iki çeyrek dedik.

Kapanma Saati: 12.58


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.24

BAŞKAN: Altan TAN (Diyarbakır)

---------- 0 ----------

ALTAN TAN (Diyarbakır) – İkinci oturumu başlatıyoruz.

En son yaptığımız çalışmada eşitlik maddesiyle ilgili son fıkra kalmıştı galiba, değil mi? Son fıkrayı da yazalım oraya, onun üzerinde bir tartışma başlatalım arkadaşlar.

Şimdi 5’inci fıkra üzerinde görüşmeleri açıyoruz.

Bir itiraz var mı, ekleme veya çıkarma? Söz almak isteyen buyursun.

FARUK BAL (Konya) – Pozitif ayrımcılık için mi?

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Evet.

FARUK BAL (Konya) – “Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz.”

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Evet.

Buyurun.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Biz parti olarak bunu, sosyal haklarda bu sayılan kesimlerin her birini ayrı ayrı maddeler olarak düzenledik ve işte, devletin bu kesimleri…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bu, yeni teklif ettiğiniz maddelerde…

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Evet yani diğer komisyonda görüşülecek maddeler içinde yer alıyor. Dolayısıyla bizim burada bunu zikretmememizin nedeni odur.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Buna bir itirazınız var mı yani şu şekline?

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hayır, yok.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bizim de yok BDP olarak.

FARUK BAL (Konya) – Sizin var mı?

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Yok.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Onların teklifi zaten.

FARUK BAL (Konya) – O zaman, ben burada olması gerektiğini açıklayayım izin verirseniz.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Evet, buyurun.

FARUK BAL (Konya) – Şimdi, pozitif ayrımcılık sadece sosyal haklarla ilgili bir ayrımcılık değil, biraz daha geniş bir ayrımcılık olarak değerlendiriyoruz. Bunun burada yer alması gerekir ki eşitlik ilkesini pozitif ayrımcılık ile aştığımızı ortaya koyabilmek açısından.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – O zaman, şöyle yapalım yani benim teklifim şu: Biz buraya bunu yazalım yani ileride eğer o maddeleri tartışırsak, görüşürsek, bir şey yaparsak çıkarırız yani zait olursa.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Mesela bu maddede biz çocukları belirttik, muhtemelen diğer partilerde de, hepsinde de var ama aynı zamanda çocuk haklarıyla ilgili ayrı bir madde var.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Evet, ayrı bir madde olacak.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Dolayısıyla burada, Faruk Bey’in dediğiyle alakalı olarak, pozitif ayrımcılık bağlamında alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacağı var. Bir de kategori olarak burada bitirici şekilde de yazamadık, “gibi özel surette korunmayı gerektiren kesimler için” diyoruz yani bunu başkalarında haklı bir neden varsa kanun koyucu koyabilir. Bunlar için de pozitif ayrımcılık getirebilir ve bu da aslında Anayasa’ya aykırı olmaz.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Şimdi, benim aslında burada aklıma gelen bir soru var. Örneğin çocuklar için alınabilecek hangi tedbir eşitlik ilkesine aykırı görülebilir yani burada çocukları yazmak, zikretmek gerekli midir?

FARUK BAL (Konya) – Çocukları çıkarırsak kadınları da çıkarmamız lazım.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ama şimdi kadınlara ilişkin somut birtakım sorunlar var. İkincisi, “çocuk hakları” diye biz ayrı bir madde düzenliyoruz. Orada çocuklara ilişkin özel önlemler getiriyoruz. O nedenle sadece soruyorum hani siz özellikle anayasa uzmanı olarak…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yani arkadaşlar, bence burada çok fazla böyle tartışılacak bir şey gözükmüyor.

FARUK BAL (Konya) – Çocuk netice itibarıyla vatandaştır, değil mi?

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Evet.

FARUK BAL (Konya) – Diğer vatandaşlardan farklı bir muamele yapacağız.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Sayın Başkan, bizim endişemiz maddenin esasından yani az önce söylediğimiz gibi, tabii ki böyle bir şey olsun, bundan yana bir sıkıntımız yok da maddenin yapısı bakımından… Şimdi, biz burada ne diyoruz? Burada biz diyoruz ki: “Eşitlik”, ondan sonra “ayrımcılığın yasaklanması…” Bu ayrımcılık söz konusu olan durumlarda bu ayrımcılığı ortadan kaldırmak için devlet bazı pozitif tedbirler alabilir. Bunlar ayrımcılık sayılmaz yani eşitsizlik…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Evet.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Şimdi, mesela harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri konusunda ya da malul gaziler konusunda bir ayrımcılık söz konusu mu ki onu buraya koyuyoruz?

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ayrımcılık değil bu ama…

FARUK BAL (Konya) – Ayrımcılık değil, pozitif…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yani artı bir şey veriliyor.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Tamam ama yani biz pozitif ayrımcılığı hangi konularda yapıyoruz?

FARUK BAL (Konya) – Örneğin diyeceğiz ki: Filanca yere memur alacağız…

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Kadın erkek konusunda mesela bir eşitsizlik var. Biz bu eşitsizliği gidermek için devlete diyoruz ki: Sen pozitif ayrımcılığını yap ki bu eşitsizlik giderilsin ama yani şehitlerin dul ve yetimleri konusunda böyle bir eşitsizlik söz konusu mu ki…

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Hocam, tam anladım ben sizi.

RIZA TÜRMEN (İzmir) – Yani maddenin yapısı bakımından…

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Ama burada sadece ayrımcılığı önlemek değil bu maddenin fonksiyonu. Toplumda mağdur duruma düşmüş, mağdur durumda olan, zayıf durumda, konumda bulunanları korumak amacıyla getirilen düzenlemelerin yani bir çeşit onları kayırmaların ayrımcılık sayılamayacağı düzenleniyor. Yani işin temelinde şey yok…

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ - Onları avantajlı konuma getirecek olan tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olmayacağı…

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ - Evet, ayrımcılığı gidermek değil bu maddenin aslı.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - CHP’nin önerdiği o diğer ayrı maddeler eğer yani konuşulursa ve bir tekrar söz konusu olursa o zaman bir düzenlemeye gideriz.

Yalnız bir önerim var arkadaşlar: Bu “özürlüler”i “engelliler” olarak düzenlesek belki daha güzel bir ifade olur.

MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - Olabilir, doğru.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Tamam, o zaman yeşile boyuyoruz ve bitiriyoruz, nokta.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ben bir şey söyleyebilir miyim burada.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Buyurun.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Bizim önerimizde ikinci cümle olarak şu ifade var, bunu nereden aldığımı da söyleyeceğim: “Devlet, haklardan eşit yararlanma ve fırsat eşitliğinin sağlanması amacıyla bu kesimler için özel tedbirler alır.” Burada komisyona değişik kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, platformlar önerilerde bulundu. Altı Nokta Körler Derneğinin önerisinden bunu aldık. İsterseniz bunu oraya koyalım mı? “Devlet, haklardan eşit yararlanma ve fırsat eşitliğinin sağlaması amacıyla bu kesimler için özel tedbirler alır.”

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Ama onu zaten yukarıda belirtmedik mi? Bu sabah yani konuştuğumuz, tartıştığımız…

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Yok. Burada devlete olumlu bir yükümlülük yüklüyoruz ama yer alsa, ne dersiniz bu konuda?

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Olur. Bizim için olur, BDP olarak olur.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Olur.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – En azından onları da psikolojik olarak, yani “Bakın, bizim önerimiz bu şekilde.”

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Tamam, olur.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Tamam, onu koyalım.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Olur diyorsak noktalayalım.

FARUK BAL (Konya) – Olur diyorsak koyalım ama beşinci fıkranın tekrarından başka bir anlam ifade etmez bu.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Doğru.

FARUK BAL (Konya) – Yani aynı fıkranın tersine anlatımından başka bir anlam ifade etmiyor bu.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Doğru.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Doğru.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Şöyle: “Alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz.” diyor birinci cümlede; ikincisinde ise devlete bir yükümlülük yüklüyor bununla ilgili sanki, özel tedbirler alma yükümlülüğü de yüklüyor. Şunu da sorabilirsiniz: “Bu ifade eşitlikle ilgili maddede yer alır mı?” Yani bazen bunu yapıyoruz. Söz gelimi, ta 1”inci maddede şunu yaptık: “İnsan onuru”yla ilgili, devlete yükümlülük yüklemiştik. Burada da “eşitlik” maddesini, bunu devlete bir yükümlülük olarak yükleyebiliriz isterseniz.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bir sakıncası yok.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yazalım.

FARUK BAL (Konya) – Bir dakika, ben şimdi bir daha okudum, bir daha okuyun siz de.

Bu negatif düşünenler için ifade ediyorum: Ayrımcılığı da pozitif ayrımcılığı da ortadan kaldıran veya sınırlayan bir anlam çıkar yorumdan. “Devlet, haklardan eşit yararlanma ve fırsat eşitliğinin sağlanması amacıyla bu kesimler için özel tedbirler alır.” Yani alacağı bütün özel tedbirler, haklardan eşit yararlanma, yani onların engellilik hâlini kale almadan eşit yararlanma…

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Aslında fiilen eşit yararlanma. Yani kanun şey yapabilir, mutlak eşitlik getirebilir ama bu fiilen… Onu demek istiyorum.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Yani şöyle söyleyeyim Faruk Bey bir açıklama olarak: Diyelim ki bir işveren, eğer tamamen kendisine takdir imkânı tanınırsa söz gelimi, engelli olan bir kişiyi değil diğerini alacaktır. Dolayısıyla eşit yargılanmada, işte bunu koruyucu özel tedbir alıyorsunuz, fırsat eşitliğinin sağlanması amacıyla da yine…

FARUK BAL (Konya) – O zaman, Hocam, bunun sınırlandırıcı hükmünü kaldırmak lazım.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – “Fırsat eşitliğinin sağlanması” mı sadece kalsın?

FARUK BAL (Konya) – “Haklardan eşit yararlanma” dediğin zaman o sınırlar. ”Tamam kardeşim, sen böyle demişsin ama buraya da ‘eşit yararlanma’. Eşit nedir? Gir imtihana, herkes, şu kadar puan alan girecek. Sen engelli olduğun için, çocuk olduğun için veya bilmem ne olduğun için sana bir ayrıcalık tanıyamam çünkü anayasa böyle diyor.” diye yorumlanır.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Yani öyle bir ihtimal de olabilir, doğru. Ama şahsen ben yorumlasam…

FARUK BAL (Konya) – O zaman “Devlet, bu kesimler için özel tedbirler alır.”

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – “Fırsat eşitliğinin sağlanması amacıyla özel tedbirler alır.“ diyelim. Çünkü fırsat eşitsizliği var onlar açısından. Yani özellikle, ne diyelim, işte engelliler açısından vesaire fırsat eşitsizliği var.

FARUK BAL (Konya) – Belki “fırsat eşitliği” diyebiliriz. Hani ondan şey yok. Şu “haklar”dan “ve”yi çıkardığımız zaman,”Devlet, fırsat eşitliğinin sağlanması amacıyla bu kesimler için özel…”

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Tamam, bu böylece kalacak.


Yüklə 8,47 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin