13. AĞIr ceza mahkemesi ( tmk 10. Maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI



Yüklə 1 Mb.
səhifə2/9
tarix03.05.2018
ölçüsü1 Mb.
#49939
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Duruşmaya 10 dakika ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu arada bir kısım sanıklar müdafii Av. Mehmet Doğurğa, Av. İbrahim Erdoğan ve Av. Serkan Günel’in geldikleri görülmekle.

Huzurdaki yerlerine alındı.

Mahkeme Başkanı: “Celse arasında resmi gazetede yayınlanmış, bununla ilgili dokümanı aldık, tanık beyanı aldıktan sonra 5’er dakika söz hakkı vereceğim, onu da hatırlatmak istiyorum, önce tanık beyanını alacağız.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer söz istedi verildi: “Efendim bir şey soracaktım.”

Mahkeme Başkanı: “Tabi buyurun.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Talepleri aldıktan sonra (bir kelime anlaşılamadı) bir değerlendirme yapılacak?”

Mahkeme Başkanı: “Bir, taleplerinizi bir alalım.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Şimdi yani buna, buradaki sanıkların (bir iki kelime anlaşılamadı) müdafileri de var.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi bakın şu var, bugün resmi gazetede yayınlandı, biraz önce sordunuz bana, dedim ki resmi gazetede yayınlansın normal olarak kanun, anayasa gereği yürürlüğe girsin ondan sonra bakalım dedik. Celse arasında baktık, hatta sizden de not geldi. Hakim Bey gelmiş ben örnek baktık, geri gönderdik şeyi.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Mahkememizi sıkıştırmayla buradaki sanıkların bir an önce talepte bulunmak anlamında bir.”

Mahkeme Başkanı: “Yok öyle bir, yani ne onların öyle bir acelesi var ise, ben şu var biz talepte bulunmak istiyoruz gibi anladım ben sizin cümlenizi.”

Sanık Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Yani şöyle ben, ben (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: “Herhalde herkesin acelesi var.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Sayın Başkanım şöyle ifade edeyim eğer Mahkemeniz.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika arkadaşlar, arkadaşlar bir dakika söz hakkı verdik, lütfen, evet haklısınız.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Avukat İlkay Sezer, Sayın Başkanım şunu söylemek istedim, eğer Mahkememiz 6352 sayılı yasa gereği bir değerlendirme yapacak ise.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Resmi gazetede yayınlanmasına müteakip bu yapacağı değerlendirmeden önce bize hazırlık ve beyanda bulunmak için bir süre verir ise.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Biz de katkıda bulunmak isteriz.”

Mahkeme Başkanı: “Anladım, anladım.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Benim söylemek istediğim konu budur.”

Mahkeme Başkanı: “Ben olayı şöyle anlamıştım, kanun çıktı biz bu konuyla ilgili olarak beyanda bulunmak istiyoruz.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Çünkü burada bulunmayan müdafilerime.”

Mahkeme Başkanı: “Bize söz hakkı verecek misiniz diye anladım, bende dedim ki bununla ilgiliyse 5’er dakika söz hakkı vereceğim, konuşmak isteyenlerin konuşmalarını engellemeyelim dedim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Şimdi böyle yaparsak burada bulunan üç dört müdafii arkadaş olarak bizler bir talepte bulunmuş oluruz.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Ancak müdafii burada olmayan kişilerin bu hakkını kısıtlamış oluruz diye düşünüyorum, uygun görürse Mahkeme.”

Mahkeme Başkanı: “Bizim şu anda şu var, böyle bir sanık profili, gelen gelmeyen, avukatlar için seçelim bizim öyle bir niyetimiz yok.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Hayır tabi ki.”

Mahkeme Başkanı: “Biz kanun, tamamen kanun uygulayıcısıyız.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Tabi ki.”

Mahkeme Başkanı: “Kanunun yürürlüğe girmesi bugün değil de yarın olsaydı, diyecektik bugün de talep almıyoruz, çünkü kanun henüz yürürlüğe girmedi diyecektik. Anayasanın emri böyledir, buna göre talebi yarın alacağız diyecektik o zaman da her haldeki bir avukat olarak resmi gazetede yayınlanmasını kendi müvekkiliniz lehine veya aleyhine sonuç doğuracağını düşünerek buraya geleceğinizi umut ederiz. Ama gelmeniz için kesinlikle bir zorlama.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “İllaki gel diye çağrı yapma pozisyonunda değiliz.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Gazetede ki yayın tarihi, yayın tarihi bugün.”

Mahkeme Başkanı: “Sabahtan beri (bir iki kelime anlaşılamadı), evet evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Yani bugün meslektaşlarımız dediğiniz gibi görseler bile.”

Mahkeme Başkanı: “Haberleri olması gerektiğini düşünüyorum.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Görseler bile yani bugün tanık dinleneceğini bildikleri için.”

Mahkeme Başkanı: “Evet doğru evet, evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Yani bu nedenle de gelmemiş olabilirler, Mahkemede.”

Mahkeme Başkanı: “Yani biz şimdi normal olarak duruşmalarımızın günlerini daha önceden belirliyoruz, herkese de haber veriyoruz, gizli bir şey yaptığımız yok.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Salı günü dedik ki Perşembe günü duruşma yapacağız, bir taraftan da bizim dışımızda, bizim dışımızda çalışanlar da var. Resmi gazetede yayınlanan kanun, şu anda yürürlüğe girdi.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Yani biz bunu illaki gelsinler diye bir çağrı yapma durumunda değiliz, hatta sabahleyin Sedat Peker’i de çağıralım mı diye kendi kendimize düşündük. Baktık kağıdı geldi, hastaneye gidecekmiş, yani biz yapacak bir şeyimiz yok ki gelmek istemezlerse zoraki getirelim diye çalışma da yapamayız.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Sayın Başkanım öyle bir kişilere davette bulunun, müdafilere davetiye çıkarın diye bir talep yok.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Onlara biz de ulaşabiliriz ancak bu kanunla ilgili bizim de hazırlık yapıp, huzurdaki sanıkların da bugün haberleri oldu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Yayınlandığına dair en azından ve ben bir avukat ve internet.”

Mahkeme Başkanı: “Tabi normal sanıklarla avukatları aynı kefeye koymayın, avukatlar bu işin hukuk adamı oldukları için.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Hayır inte… bakın şöyle interneti, interneti kullanan biri olarak bile ben bu kanun metnini ancak Salı günü alabildim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Maalesef böyle, yani bu nedenle bu talep konusunu tekrar.”

Mahkeme Başkanı: “Ha bizim uygulamamızı ben anlattım, öğleden sonra, tanık beyanı bittikten sonra söz isteyenlere 5’er dakika söz hakkı vereceğim, bunu açıklamak istiyorum.”

Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu: “(bir iki kelime anlaşılamadı) gerek yok, biz bizi ilgilendiren konuyu biliyoruz, adli kontrole size yetki vermiş, salın bizi (bir iki kelime anlaşılamadı) vallahi.”

Sanıklar Doğu Perinçek, Mehmet Bedri Gültekin, Erkan Önsel, Turhan Özlü, Mehmet Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek ve Mehmet Bora Perinçek müdafii Av. Osman Aydın Şahin söz almadan konuştu: “Talebimizi yarın versek, talebimizi yarın versek.”

Mahkeme Başkanı: “Yarın, yani bugün alınan beyandan şöyle bir pozisyon ortaya çıktı, alınan beyanda şöyle bir şey, pozisyon, sanki öğleden sonra ifade bitecekmiş gibi, ben böyle bir izlenim edindim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Mahkemeye tatil verin hazırlık yapılsın.”

Mahkeme Başkanı: “Yani istenirse yaparız onunla ilgili bir şey yok ki, bizim ama uygulamamız hani sabah 9, akşam 5 gibi normal bir mesai mantığıyla yapılan bir işlemimiz var. Biz bunu en azından uygulamak istiyoruz, yoksa bir yarım gün eksik olduğu zaman eksik bir şey varsa eksik olacak yani, biz sabahtan geliyoruz, akşama kadar burada iş yapmak istiyoruz, bir şeyler yapabilelim diye uğraşıyoruz. Yani hakkı, söz hakkı olanları da engellemeyelim, beyanda bulunmak isteyenlere beyanda bulunmak için süre veririz. Baktık ki bir şey, yapacağımız bir şey yok erteleriz yarına yarın devam ederiz.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “O zaman biz yarın.”

Mahkeme Başkanı: “Çünkü yarına biz çağırdığımız tanık da var, yani o tanığı da en azından mağdur etmek istemiyoruz, çünkü dilekçesinde gelen kişiler hani işe gitmeseler de olabilir kişiler değil. Yani mağ… onlar da mağdur olmasınlar, buradaki insanlar da mağdur olmasınlar. Bir denge ya da adalet sağlamaya çalışıyoruz, o işin içinde.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Biz yarın da talepte bulunabiliriz.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bugün şu var, bugün talebinizi alırız, yarın talebi olan çalışacaklar için bunu yazılı olarak hazırlayabilirler, biz de en sonunda bunu değerlendirmek için bir gayret gösteririz.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafii Av. İlkay Sezer: “Bu konuşmalardan, taleplerden sonra (bir iki kelime anlaşılamadı) değerlendirme yapmayacak, yarın.”

Mahkeme Başkanı: “Evet olabilir, olabilir.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: “Evet yarın yazılı alırız çünkü tanık dinlerken onu şey yapma ihtimalimiz biraz zayıflıyor.”

Sanık Ulaş Özel söz almadan konuştu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: “Yani biz bunu kendimiz çektirdik, biz ne olduğunu bilmiyoruz ki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Murat Dalkuş: “Tamam bir tane, bir tane vereyim ben.”

Mahkeme Başkanı: “Evet bir sayfa verin, Savcı Bey size veriyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Murat Dalkuş: “Bir tane verin genel olarak kendi aranızda.”

Mahkeme Başkanı: “İnceleyebilirsiniz, aralarda gezdirelim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Murat Dalkuş: “Bir tane tek ver.”

Mahkeme Başkanı: “O ikinci maddenin olduğu yeri 74, 75, 74, 75.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: “Söz hakkı vereceğimi söyledim, söz, önce bir bütünlüğü bozmayalım tanığımız bekliyor. Biz celse arasında dosyamız sanığı Kemal Kerinçsiz’in talebinde belirttiği soruları soruyorduk, bunları sormaya devam ediyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz söz almadan konuştu: “İfadesinde Romanya’da bulunmuşsa da Ergenekon ismini duymadığını ifade ediyor, bu konun Romanya’da hangi tarihler arasında bulunduğunu teyit ederse (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam, evet Tanık Semih Genç oradasınız değil mi?”

Tanık Semih Genç: “Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: “Yanınızda şu anda kim var.”

Zabıt Katibi Mehmet Ali Altunkaynak: “Zabıt Katibi Mehmet Ali Altunkaynak, Başkanım şu anda ben ve Tanık Semih Genç’ten başka kimse yok gizli tanık odasında.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam şimdi Tanık Semih Genç biraz evvel yorum olduğu için beyanda bulunmadan söylememiştim, ancak sanığın da ikazı oldu bu konuda arkadaşlar lütfen uğultuyu keselim, çünkü duruşma salonu küçük, en küçük sesiniz de duyuluyor, sesler de gür. Şimdi soruyu tekrar okuyorum, DHKP-C örgütünün üst düzey yetkilisi olarak Ergenekon ismini ne zaman duydunuz? İfadenizde Ergenekon ismini Romanya’da bulunduğunuz sırada duymadığınızı beyan etmişsiniz doğru mudur? Yani Romanya’da bulunduğunuz sırada Ergenekon ismini bu şekilde bir terör örgütü iddiasında, böyle bir şeyle konuşuldu mu, böyle bir iddianız bilginiz var mıdır?”

Tanık Semih Genç: “Hayır, hayır, hayır.”

Mahkeme Başkanı: “Romanya’da bulunduğunuz tarihi net olarak?”

Tanık Semih Genç: “90, parçalı bulundum Romanya’da şöyle söyleyeyim 96 yılında ben Bulgaristan’a çıktım, bir ay Bulgaristan’da kaldım, Romanya’ya gittim, Romanya’da bir müddet kaldım, 96 yılı.”

Mahkeme Başkanı: “İçinde.”

Tanık Semih Genç: “Bu başı, başı.”

Mahkeme Başkanı: “Başında.”

Tanık Semih Genç: “Başında yani Şubat ayında ben Romanya’daydım, ondan sonra işte Dursun Karataş’la görüşmeler için Almanya, Hollanda, Belçika’ya Moldova üzerinden direkt Romanya’dan gittim. Parça parça gittim, ondan.”

Mahkeme Başkanı: “Yani Romanya’dan çıkışınız en son?”

Tanık Semih Genç: “En, en son şeydi 97 sonu, 98 başıydı, 98’le 2002 arası hiç çıkmadım bir daha.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama 96 Şubat ayından itibaren Ocak ayında şeye çıktım Bulgaristan’a, Şubat ayında Romanya’daydım, 98’e kadar parça parça gittim geldim, 98’le 2002 yılı arasıysa hiç çıkmadım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz söz almadan konuştu: “Romanya’da mıydı efendim (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “2002’ye kadar Romanya’da mıydınız diye soruluyor.”

Tanık Semih Genç: “Evet, evet 2002 yılında, zaten Ekim ayında oradan getirildim, Romanya’daydım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, şimdi şöyle bir soru var üst düzey örgüt yöneticisi olduğunuzu beyanlarınızda belirttiniz.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi tabi normal örgüt üyesi olsanız belki bu sorumun cevabını bilemeyebilirsiniz ama üst düzey olduğunuz için soruyoruz. İttifak ettiğiniz veya ittifak içerisinde bulunduğunuz terör örgütleri var mıydı, bunları açıklayabilir misiniz?”

Tanık Semih Genç: “Şeyin, neydi onun adı.”

Mahkeme Başkanı: “Yani koltuk teması olduğunuz, kol teması, dirsek teması evet, kelimeyi söyleyemedim aklıma gelmedi.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu: “Eylem birliği.”

Mahkeme Başkanı: “Eylem birliği, dirsek teması.”

Tanık Semih Genç: “MLKP vardı, hani zaman zaman eylem birliği içinde olduğumuz, sonra ayrı düştüğümüz TİKKO, TKPML TİKKO vardı, sonradan adını diğer grup MKP içi değiştirdi. MKP vardı, MLKP vardı, ondan sonra bir ara PKK ile olduk, sonra ayrı düştük, ondan sonra böyle çok çeşitli kesimlerle sol örgüt olarak eylem birliği içinde olduk, bulunduk.”

Mahkeme Başkanı: “PKK var mı?”

Tanık Semih Genç: “PKK ile bir dönem olduk, daha sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi dönemler?”

Tanık Semih Genç: “Efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Hangi dönemler?”

Tanık Semih Genç: “Yani o şeylerin 90 dönemlerinde bir ittifaklarımız oldu, ondan sonra şeyde Lübnan’da Beka’da işte kamp vardı o zaman örgütün, o zaman bir alışveriş oldu. Ama ondan sonra tek şeyimiz, ortak şeyimiz olmadı faaliyetimiz.”

Mahkeme Başkanı: “Bu kadar.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, bir diğer soru örgütün, pardon 12. soru sizin doğrudan bağlı olduğunuz bir terör örgütü var mıydı, taşeron örgüt müydünüz? Yani örgüt olarak taşeron örgüt nitelendirmesi sizin zihninizde oldu mu, böyle bir değerlendirmeniz var mı?”

Tanık Semih Genç: “Var tabi şöyle var, o günlerde faaliyet yürütürken, gençlik yıllarında da faaliyet yürütürken.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ben bu faaliyetlerin içinde devrimci olarak bulunuyordum, öyle hareket ediyordum, ondan sonra bir sosyalizm inancıyla hareket ediyordum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama tabi ki daha sonraki süreçlerde yaşadığım olayları bağlantıda bulunduğum ilişkileri değerlendirdiğimde.”

Mahkeme Başkanı: “Arkadaşlar gürültü geliyor, buyurun.”

Tanık Semih Genç: “Yaşadığım olayları, bağlantıda bulunduğum ilişkileri değerlendirdiğimde ondan sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yaptıklarımızın bu anlama gelip gelmediğini, ne anlama geldiğini sorgulamaya başladım.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi tarihlerde?”

Tanık Semih Genç: “Yani işte 92’lerden 93’lerden sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Kafamda yeni yeni bunlar oluşmuştu, daha sonra ise Romanya sürecinde bulunduğum süreçte bu daha da kafamda belirgin halde netleşmeye geldi, çünkü bizzat benim de içinde bulunduğum girdiğim ilişkilerin ondan sonra nasıl ilişkiler olduğunu, hiç sağlıklı, normal ilişkileri olup olmadığını kafamda sorgulamaya başladım. Tabi ki şeyin çıktıktan sonra bu daha da belirgin oldu, yani bu son Ergenekon operasyonları olduktan sonra ve Ergenekon’un çeşitli sol örgütler içinde de bağlantıları olduğu şeyleri, konuşmaları, şüpheleri, delillerini okudukça kendim de döndüm, kendi yaşadıklarımı, bizzat kendi yaşadıklarımı bir gözden geçirdim, değerlendirdim. Bunların ondan sonra normal bir sol örgütün on… içinde olmaması gereken şeyler olduğunu düşündüm, çünkü öyle şeyler vardı ki, devletin bizzat içinden demokratım diye ya da sol, demokratım diye veya ilericiyim diye çok hassas yerlerindeki insanlardan destek, yardım alıyorduk. Alıyordum, bizzat ben bu işin içinde şahittim.”

Mahkeme Başkanı: “Kimler olduğunu söyleyebiliyor musunuz?”

Tanık Semih Genç: “Mesela bir tanesi 1988, 89 yıllarında ben Ankara’da İç Anadolu Bölge Sorumluluğu yürütüyordum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “O zaman İstanbul’a geliyordum, Erdoğan Eluygun, Niyazi Aydın’la görüşüyordum devamlı.”

Mahkeme Başkanı: “Kim bunlar?”

Tanık Semih Genç: “Örgütün, Niyazi Aydın örgütün merkez komite üyesi.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bunlar polisle çatışmada öldü, Erdoğan Eluygun’da cezaevinde öldürüldü.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bu şahıslarla görüşüyordum, bu Ankara’da, işte buna en somut örnek olarak vereceksek Ankara’da Hüseyin Koç adında bir öğrenci, bu 88 yılında, 89 yılında olan bir olay. Ankara’da Hüseyin Koç adında bir öğrenci Necmi Suna diye ve Ümmet Suna diye 2 kişinin akraba, benim akrabam olduğunu söyledi ve o zaman Dev Genç sorumlusuna bunların örgütle bağlantıya kurmak istediğini belirtti.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bu Ümmet Suna öğretmenlik yapıyordu, bu Ümmet Suna ile ilişki kurduk, daha sonra görüştüm ben, kendim görüştüm. Sinop’ta öğretmenlik yapıyordu, onu o zaman benim altımda çalışan Orhan Özpolat diye bir örgüt mensubuna yönlendirdim, onun sorumluluğunda görüşmelerine devam etsin dedim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Semih Genç: “Necmi Suna ile ise kendim görüştüm, Necmi Suna belki geçen şeyde duymuşsunuzdur, kamuoyunda Moldova’da şey yaptı, gözaltına alındı. Türkiye istemiş herhalde bilmiyorum verilecek mi verilmeyecek mi?”

Mahkeme Başkanı: “İsmi bir daha tekrar eder misiniz?”

Tanık Semih Genç: “Necmi Suna.”

Mahkeme Başkanı: “Necmi Suna.”

Tanık Semih Genç: “Bu.”

Mahkeme Başkanı: “Bu kimdir?”

Tanık Semih Genç: “Bu şahıs şeyde jandarmada görevli astsubay.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, yani halen görevde mi?”

Tanık Semih Genç: “Yok onu da izah edeceğim, ama benim ilişki kurduğum dönem, bizle ilişki kurduğu dönem 1988, 89 jandarmada astsubay komando mu öyle bir şeydi yani görevliydi ve görevini de bana anlatırken 88, 89 yılı tam hani ay olarak bir şey yapamayacağım ama jandarmanın A Tipi astsubaylardan oluşan özel tim kurduğunu bunların içinde kendisinin de olduğunu bu operasyonlara katıldığını Elazığ’da Tunceli’de ondan sonra işte böyle çeşitli yerlerde operasyonlara gittiklerini.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Bunlar hem operasyon yaptıklarını hem de istihbarat yaptıklarını.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “İstihbarat operasyon ve işte köy faaliyetleri o zaman işte köy baskınları arama tarama vesaire bu işleri yaptıklarını.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Birde nokta operasyonlarına katıldıklarını.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “İlk A Timi olduklarını söylüyordu.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ve yardım edeceğini söylüyordu. Bu 89 yılında ben yakalandığımda bu şahısla ilgili hiçbir ifade vermemiştim.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Bugüne kadar da vermemiştim ama bunlar yine örgütün yine Belçika’da yakalanan merkezi operasyonları daha sonra Necmi Suna’nın kendisi kardeşi Ümmet Suna’nın ifadelerinde benden bahsetmişler.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yani ben bugüne kadar bahsetmemiştim ondan hatta yasadan faydalanmama rağmen yine bahsetmemiştim.”

Mahkeme Başkanı: "Sebep?”

Tanık Semih Genç: “Sebep bunların karışık olaylar olduğunu daha bunların bana problem de yaratabileceğini düşündüm ondan sonra hiç bahsetmedim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet”

Tanık Semih Genç: “Ama merkezi operasyonlar çıkıp benim evime getirilince bunlar işte bana bize bunlardan bahsetmedin diye birde Necmi Suna’nın Ümmet Suna’nın o zaman ki kendi bizzat ifadeleri var. Ondan sonra işte şeyde Ankara’da Yücel kod adlı Semih Genç’le görüştüklerini bağlantı kurduklarını ondan sonra söylüyorlar.”

Mahkeme Başkanı: "Hı”

Tanık Semih Genç: “Ve bundan sonra da bu olaylarda buralara gelince artık bunları ifade etmem gerektiğini düşündüm.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bu Necmi Suna’yla görüşmeye başladım. Necmi Sunay’la bizzat şeyde bu Ankara'da işte bu şeyin oralarda yakınlarında Jandarma Genel Komutanlığının olsun o Kara Kuvvetleri Komutanlığının arka taraflarında şeyler var tam yerini nokta olarak bilmiyorum ama bunların lojmanları vardı.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “O lojmanlara yakın yerlerde devamlı görüş… defalarca görüştüm.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Zaten kendi ifadesinde de Necmi Suna ondan sonra bunları belirtmiş ondan sonra. Necmi Suna’yla görüşme ilk görüşmelerimizde örgütsel örgüte sempati duyduğunu yardımcı olabileceğini işte böyle böyle A Timi özel timde çalıştığını oralarda faaliyet yürüttüğünü işte istihbarat ve silah ondan sonra verebileceğini söyledi.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bende görüştüğümde defalarca ondan, ondan sonra patlayıcı aldım el bombası aldım TNT kalıpları aldım, dinamit lokumları aldım, mermiler aldım. Bunlar ilk başta kendisi benle görüştüğünde dedi ki ben dedi bunları kendim dedi operasyonda kullanıyormuş gibi gösterip.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Fazla fazla sayıda kullandım gibi gösterip sana veririm dedi. Ama dedi aynı ekipten 3, 4 tane daha arkadaşım var.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Bunlar dedi bunlara fazla durumumuzu açıklayamayız size ondan işte cüzi miktarda paralarla alabiliriz.”

Mahkeme Başkanı: "Hı öbürleri satıyorlar yani.”

Tanık Semih Genç: “Şimdi aslında tabi ki yani satılıyor mu onu bilmiyorum. Şimdi diyelim ki biz bir el bombası alıyoruz 10 tane 20 tane bugünün parasıyla çok cüzi rakamlar. Şimdi onları düşünüyorum ki normalde hiç kimse o cüzi rakamlara onu vermez bu bir yönlendirme olduğunu düşünüyordum düşünüyorum şimdi. Neden? Yani o kadar silah patlayıcı şeyler TNT kalıpları bana şeyde TNT kalıpları özellikle şeyde James Bond çantada özel kutusunda şey yapıldı verildi.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bunlar alıp getirip İstanbul'a getiriyordum. Galatasaray’da büromuz vardı o büroya getiriyordum.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “O büroda işte örgütün üst düzeyinde merkez komitesinin Erdoğan Eluygun ve Niyazi Aydın’ın gidip geldiği büro oraya orada teslim ediyordum. Görüşmelerimi de orada yapıyordum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Daha sonra bu şahıslarla bu tür görüşmelerimiz devam etti ben yakalanana kadar ondan sonra silah, mermi, patlayıcı, TNT kalıpları dinamit şey bombaları aldım.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra bir müddet sonra zaten o cüzi para verdiğim paraları da vermemeye başladım. Ondan sonra işte o arkadaşlar da işte kendimiz bizi tanıdılar vesaire filan dedi. Sadece ben Necmi’yle görüşüyordum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Diğer 3, 4 kişiyi de genel olarak şey olarak biliyordum yani sima veya is… isim olarak biliyordum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Daha sonra işte bu beni bu olayların düşündürmesinin sebebi şu. Şimdi bu şeyde o dönem devletin en (bir kelime anlaşılamadı) kurumu PKK’yla savaşta A Timi Tipi özel Tim kurduk diyorlar.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bunlar diyorlar 40 kişi bunlar diyorlar bir kısmı ordu işte hem operasyon hem istihbarat hem faaliyet yürütüyor.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bir kısmı gelip Gölbaşı’nda hem dinleniyor hem eğitim alıyor bir kısmı yine orada oluyor. Yani böyle dönüşümlü gidip geliyorlar.”

Mahkeme Başkanı: "Hangi yıl.”

Tanık Semih Genç: “İşte 88, 89 bu faaliyetleri yürütürken bu kadar hassas görevde olan şahıslar hem de Ankara'da askeriyenin içinde lojmanların içinde benle görüşüyorlar hiçbir problem olmuyor. Ben o zamanki duygularımla yani iyi bir ilişki bulduk bunları kullanıyoruz düşüncesindeyim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra e bir gün kendisi şeyden bu o bir benim bu görüşmelerim ilerledikten sonra bu operasyonlara artık gitmediğini kendisinin devamlı burada olduğunu daha rahat görüşebileceğimizi söyledi bu Jandarma Genel Komutanlığında görev almış Ankara'da beni orada şey yaptı oraya çağırdı.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ben bizzat Jandarma Genel Komutanlığında bu şahsın çalıştığı binaya girdim kimliğimi bıraktım kapıya.”

Mahkeme Başkanı: "Evet evet.”

Tanık Semih Genç: “Bu şahısla beraber girdim 5, 6. kata o zaman aranıyorum da.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Zaten örgütte de bilinen bir adamım aranıyorum da. Çıktım oturdum sohbet ediyordum ondan sonra Jandarma Genel Komutanlığına Milli Güvenlik Kurulların toplantı kararları geliyor onları alıyordum bir gün önceden ya da aynı gece.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Daha sonra örgütün ciddi anlamda silah patlayıcı ihtiyacı olduğunu söylediğimde onu karşılayabiliriz dedi. Nasıl karşılarız dedim?”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bunu da şimdiye kadar ifadelerimde dolaylı belirtmiştim net anlatmamışım.”

Mahkeme Başkanı: "Arkadaşlar lütfen ses görüldü olmasın bir farklı bir konu anlatılıyor en azından hepimiz öğrenmiş oluruz. Evet buyurun.”

Tanık Semih Genç: “1988’in sonu muydu 89’du ifadelerimde var. Ondan sonra Necmi Suna beni Bandırma’ya Erdek’e götürdü.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Erdek’e gittik. Erdek’te silah ve patlayıcı aldık. O zaman.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Sadece Erdek’te bırakılmış bir yere silah patlayıcı aldık diye bahsetmiştim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bu ifademde var.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama olayın ayrıntısını gene dediğim gibi çekincelerden dolayı. Bu işler çok.”

Mahkeme Başkanı: “Çekinme sebebiniz?”

Tanık Semih Genç: “İşte bu işler dedim hani çok karışık olaylar ondan sonra bu işler benim başıma dert açabilir diye.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “O zaman yani bu şeyler de yoktu. Neydi onun adı Ergenekon olayı vesaire şunlar bunlar da yoktu.”

Mahkeme Başkanı: "Hı hı.”

Tanık Semih Genç: “Hani ne olduğunu bilmiyordum ama bunların.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yani ciddi şeyler olduğunu durup dururken örgütsel bağlarla olmayacağını düşünüyordum bir yönlendirme olduğunu düşünüyordum ve (bir kelime anlaşılamadı) 88, 89 yılları işte bu ifademde var.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Şeyde Necmi Suna’yla birlikte Bandırma’ya gittik.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Bandırma’da pardon Bandırma’da buluştuk.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Ankara'dan geldim ben.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Ve Necmi Suna Bandırma’da birisiyle görüştü ondan sonra bu sıralarda görevde Necmi Suna hala o zaman.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Görüştük görüştü kendisi görüştü ben uzaktaydım. Daha sonra oradan Erdek’e geçtik. Erdek İlçe Jandarma Komutanlığına gittik bahçesinde oturduk.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Çay içtik. Jandarma komutanıyla gitti görüştü konuştu ondan sonra Erdek’in merkezine gelmeden şöyle diyelim ki tam şimdi hatırlamıyorum 700, 800 metre mi şey 700, 800 değil 1, 2 kilometre gerisinde.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yani Bandırma tarafında Erdek’e gelmeden 1, 2 kilometre geride oradan yukarıya doğru bir dağı şey yaptı yerini gösterdi.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra burada dedi şey var mermer ocağı var dedi.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Şey ondan sonra ocak var dedi. Mermer ocağı mı tam hatırlamıyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ocak var dedi. Bu ocaktan dedi ihtiyacınız olan istediğiniz kadar patlayıcı fünyeyi dinamit lokumunu alabilirsiniz dedi.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Buradan da gerekli şeyleri konuştum balıkçı filan deriz dedim dedi onlara da cüzi bir para veririz dedi. Onlar hiç müdahil olmayacak dedi siz dedi hepsini alıp götürebilirsiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bende bunu örgüte izah ettim merkezime izah ettim. Necmi Suna’ya işte güvenebiliriz dediler yapalım dediler. İstanbul'dan da bana 3 kişi gönderdiler bu şahısların 2’sini ismini bilmiyorum biri şofördü kamyonla geldi.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Birisi de halen örgüt şeye şey örgütte yargılanıp şimdi herhalde hiç ilgisi olmayan Lütfü Topal diye şahısla birlikte.”

Mahkeme Başkanı: "İsmi ne dediniz?”

Tanık Semih Genç: “Lütfü Topal.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Geldiler Bandırma’da buluştuk akşam oldu Erdek’e geldik. Erdek’te şey Erdek’e gelmedik Erdek’in 2 kilometre gerisinde ki işte o şeye çıktık oradan sağdan girdik.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Araziye çıktık.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Araziden mermer ocağını bulduk.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Silahlı gitmiştik. Mermer ocağındaki insanları bağladık ondan sonra oradaki silahları şeyleri dinamit lokumlarını dinamit lokumları genelde depoda şeyde oluyormuş sığına… şey kaldıkları yerin biraz 300 metre ve 500 metre ilerisinde böyle beton 1 metrelik bir buçuk metrelik boyunda beton bir yerde oluyormuş.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama o gün nedense şey yapılmış yarın patlama yapılacak diye malzemeler hazır olsun diye dışarıya çıkartılmış.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bizde gittiğimde oradan işçileri bağladık ondan sonra bütün patlayıcıları belki şey vardı 6, 7 çuval patlayıcılar.”

Mahkeme Başkanı: "Evet ne kadar toplam ağırlığı tahmini?”

Tanık Semih Genç: “Yani öyle bir kişinin taşıyacağı değil hep dinamit lokumu bunlar.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra 6, 7 şey 4, 5, 5 çuval dinamit lokumu var elde 2 çuval filan da şey şey şu kablosu.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra ayrı fünyeler ayrı ayrı yerdeydi.”

Mahkeme Başkanı: "Fünyeler.”

Tanık Semih Genç: “Bunların hepsini aldık kamyona doldurduk. Kamyondan aşağıya orada da işçileri de bağladık kamyondan aşağıya indik.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yolda çok yağmur yağıyordu çok şiddetli yağmur yağıyordu. Bu yağmur sırasında arabayı şoför heyecandan kaydırdı.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Böyle hafif meyil vardı kaydırdı kaydırınca arabayı da çıkartamadık. Orada şeyi aradık traktör aradık gece.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yağmur yağıyor traktör de bulamadık.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Şoför de arabasının kendisinde olmadığını işyerinin arabası olduğunu sabah işyerinde olması gerektiğini söylediğinden.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ben dedi kapı çalacağım şey yapacağım birini çıkar… çıkarttıracağım şey yapacağım arabayı çıkarttırmak zorundayım. Bizde o zaman bu patlayıcıları aldık orada şey ağaçları vardı kısa bodur elma ağacıydı herhalde.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Böyle kısa onlar budanmış ondan sonra sonbaharın sonu gibiydi dallarının çatallarına koyduk.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra çal dal biraz geride yani yolun gerisinde. Koyduk.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sora biz oradan ayrıldık sadece şoför kaldı. Şoför de birisini bulmuş araba da boş olduğu için çıkarmış gitmiş. Ertesi gün Necmi Suna’yı gördüm dedim ki böyle böyle bir terslik oldu şeyleri aldık ama orada kaldı. Ondan sonra Necmi Suna dedi bir problem olmaz ben görüşürüm gidip alırsınız. Biz de Necmi Suna’ya güvenerek işte onu şimdi insan şaşırıyor neye neye adına güveniyorsun nasıl güveniyorsun? O zaman tabi ki genciz diyoruz ki hani devrimci ilişkileri içinde bu işleri yapıyoruz.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “3 gün sonra işte ifademde sadece bu kısmını belirttim.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Hulusi Sayın şey Hulusi Sayın diyorum. Hulusi Kulak’la Hasan Hüseyin (bir kelime anlaşılamadı) Hüseyin Kulak Hasan Hüseyin Kulak herhalde bu cezaevinde şey yapıldı DHKP-C tarafından infaz edildi. İbrahim Yalçın diye bir DHKP-C üyesini polise söyledi diye.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “O Ankara'daydı Ankara'dan onu aldım Bandırma’ya geldik otobüsle.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bandırma’da bir taksi tuttum tam o şeyleri pardon minibüse bindim onunla beraber tam patlayıcıları koyduğumuz yerde indim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Hulusi Kulak’a da dedim ki sen dedim Erdek’te in oradan bir taksi tut.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Beni yol kenarında al. Buradan işte yani köyden malzeme topladık şehre götürüyoruz şey olsun.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra o geldi.”

Mahkeme Başkanı: "Malzemeden kastettiğiniz ne diye düşünecekler.”

Tanık Semih Genç: “Ya işte orada köylüler şey yap… elma armut vesaire gönderir ya.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Onlardan şey yaparız dedik ondan sonra.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Bahsederiz.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “O taksiyle geldi bunu ifademde var. Eski ifademde de var yeni ifademde de var.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Taksi geldi taksinin arkasına koyduk.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bandırma’ya da geldik.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bandırma’da bunları taksiye şeye otobüse koydum İstanbul'a ben çıktım Necmi şeyi de Hulusi Kulak’ı da Antal… şeye yolladım Ankara’ya yolladım.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yani olaydan 2 gün veya 3 gün sonra oraya tekrar gittim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Onları aldım getirdim. Bir kısmını o zaman şeyde bu Çağla… Okmeydanı’ndan Kasımpaşa’ya inen bir yol yoldan orada bir otobüs şeyi vardı terminali.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Orada işte bir bana verilen örgüt adamı şeyine verdim üyesine tanımadım bağlantı verdiler.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Orada indim verdim bir kısmını da aldım ondan sonra şeye getirdim yine Galatasaray’da örgütün merkezi bürosu olan bürosuna getirdim.”

Mahkeme Başkanı: "Hı.”

Tanık Semih Genç: “Necmi Sunay’la böyle bir ilişkim oldu.”

Mahkeme Başkanı: "Bu 88, 89 değil mi bunlar?”

Tanık Semih Genç: “Evet evet. Bu bunu tamamen anlatmamıştım dolaylı olarak 88’deki şeye bu olayı ifadesi şey var sadece işte oraya patlayıcı bırakıldı bende aldım.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Hulusi Kulak’la diye ifademde var geçmişte ama bu kadar ayrıntılı şimdiye kadar hiçbir yerde anlatmadım. Yani bunu bugüne kadar Savcı ve poliste böyle bir ifadem de yok.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Anlattığım da yok. (bir kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi bu Necmi Kulak şey Necmi Suna’dan bahsettiniz. Bu Necmi Suna isimli şahıs bu tabi siz eylem içinde hani diyorsunuz ki ben devrimciyim bir.”

Tanık Semih Genç: “Devrim solcuyum diyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Ha.”

Tanık Semih Genç: “Devrim solun Ankara İçanadolu sorumlusu olduğumu da biliyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Yani bu Necmi siz Suna’yı siz o anda ne düşünüyorsunuz bunun görüşü ne?”

Tanık Semih Genç: “Yani şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “İzlenimi ne?”

Tanık Semih Genç: “Bana diyor ki sol görüşlü olarak sol görüşe sempati duyuyorum diyor o Hüseyin Koç diye bir akrabası var Ankara’da üniversiteden sol görüşe sempati duyuyorum size yardım etmek istiyorum diyor.”

Mahkeme Başkanı: “Yani şimdi normalde bu tür örgütlerde güven olayı çok böyle sınırlı yani herkese güven olmadığını.”

Tanık Semih Genç: “İşte bizde referansı nereden almışız o Hüseyin Koç olan akrabası dev genç içinde öğrenci ilişkileri içinde 2, 3 yıldır çalıştığı için bildiğimiz için onun referansıyla kabul ediyoruz.”

Mahkeme Başkanı: “Evet diyelim ki o anda bunu kabul ettiniz.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Bunu sol kendi görüşünüze yakın ve kendi görüşünüze.”

Tanık Semih Genç: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Olan biriside olarak değerlendirdiniz. Adamlarda fırsatını bulmuş devletin malzemelerini veya dinamitleri anlattığınız dinamitleri bulunduğu yerden almanıza yardımcı oluyor, daha sonra bunla farklı bir düşünceye kapıldınız mı veya kapıldıysanız ne zaman?”

Tanık Semih Genç: “Yani şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Hani çünkü soru şuydu; taşeron örgüt müsünüz yoksa.”

Tanık Semih Genç: “İşte.”

Mahkeme Başkanı: “Gibi soruldu.”

Tanık Semih Genç: “Madem o soru soruldu onun için anlatıyorum zaten yani.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ne amaçla sorulduğunu şey yaptığım için yani.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Nereye getirilmesi işte bununla karşılaştım sonra bu işin devamını da gördüm.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yani devamını şöyle gördüm, bunları tabi o zaman hiç düşünmüyorduk. Sadece ondan sonra iyi ilişki bulduk, iyi bağlantı bulduk. Ondan sonra biz kendi anlayışımız doğrultusunda bunları kullanıyoruz. Hedef yani çünkü ben hiçbir zaman Necmi Suna’nın dediği bir işi yapmadım ama benim ihtiyaçlarımı ondan karşılamayı sağladım e bende diyordum ki iyi bir ilişki buldum bunu kullanıyorum ama olaylara daha sonradan işte Romanya sürecinden sonra bu olaylarda çıktıktan sonra baktığım zaman bunun.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Böyle olmadığını öğrendim.”

Mahkeme Başkanı: “(bir kelime anlaşılmadı).”

Tanık Semih Genç: “Öğrendim demeyim anladım neden onu bir size (1 kelime anlaşılamadı) edeyim.”

Mahkeme Başkanı: “Ha.”

Tanık Semih Genç: “Şimdi bu Necmi Suna ben yakalandım 89 yılı Necmi Suna o zaman Özel Kuvvetler şey pardon A Tipi Özel Tip şeylerde ilk kurulan Jandarmanın hem operasyon yapan hem de şey yapan İstihbarat yapan köy baskınları yapan bu şeyleri timlerin içinde olan bir şahsın yav yani tabi ki düşünüyorsun devlet 40 tane adam seçiyor yani bunların 4’ü, 5’i nasıl böyle olur, tabi bunlara ilk başta devrimci düşüncelerle yaptık zannediyorsun.”

Mahkeme Başkanı: “Hı.”

Tanık Semih Genç: “Ama sonra olaya bakıyorsun diyorsun ki, bu şahıs ifadelerde var bunlar hep göz ardı edildi edildiğini sanıyorum bu şahıs benden sonra bu Lütfü Topal’la ilişkiye geçiyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Lütfü Topal o zaman askeri sorumlu oluyor Ankara’da onla ilişkilerine devam ediyor ve Lütfü Topal’la randevusunda yakalanıyor bu şahıs.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama Lütfü Topal’a bu şahıs İsmail Selen adlı Generalin öldürülmesindeki istihbaratı veriyor dikkat edin.”

Mahkeme Başkanı: “Hı.”

Tanık Semih Genç: “İstihbaratı veriyor. Bu şahıs yine Hulusi Sayın’la ilgili istihbaratı veriyor ama Hulusi Sayın’ın ve İsmail Selen’in kimlerin tarafından öldürüldüğü nasıl oldu, hala ortaya çıkmış değil. Ben o zaman cezaevindeydim.”

Mahkeme Başkanı: “Hı.”

Tanık Semih Genç: “Tabi bunları bugün düşünü… bugünden bu olaylardan sonra düşünüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Bu istihbaratı verdiğini gördünüz mü, duydunuz mu?”

Tanık Semih Genç: “Gördüm değil İsmail Selen’le ilgili istihbaratı verdiğini ifadesinde belirtiyor.”

Mahkeme Başkanı: “Hı.”

Tanık Semih Genç: “Yani eğer siz Necmi Suna’yla ifadesini isterseniz.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Çünkü bana okundu (bir kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Nerede okudular?”

Tanık Semih Genç: “Şeyde.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Tanık Semih Genç: “Neydi onun adı polis kayıtlarında.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika, bir dakika.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu: “416 ek delil klasörün DHKP-C klasörü Necmi Suna’nın ve kardeşi Öğretmen Suna’nın ifadeleri var (bir kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “416. klasör.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu: “Evet (birkaç kelime anlaşılmadı) çelişen kısımlar var hem tarihsel anlamda hem de Beyefendinin söylediği konu itibariyle (bir kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu: “(bir kelime anlaşılmadı) hususlar var.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam onu.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu: “(bir kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “416. klasör onu tamam devam edelim.”

Tanık Semih Genç: “Şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Sanık Zekeriya Öztürk söz istemeden hem parmağını kaldırdı ve söz istedi ve konuştu dedi ki, 416. klasörde Necmi Suna ve kardeşinin farklı beyanları var dedi, evet bunu dikkatinize çekiyorum dedi. Evet devam ediniz.”

Tanık Semih Genç: “Hı. Şimdi şeyin Necmi Suna kendisi zaten ifadesinde İsmail Selen’le ilgili istihbaratı verdiğini açıkça belirtiyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Şimdi ben o zaman Ankara’da cezaevindeyim örgütünde sorumluluğunu yaptığımdan dolayı benden hemen 2, 3 ay sonra kimlerle ilişkiye geçildi bağlantı kuruldu biliyorum zaten. Benden de bilgi alıyorlardı. Bir müddet sonra şey oldu neydi onun adı bu İsmail Selen olayı oldu. Avni Doğan adında bir polis memurunun siyasi şubede görevli bir polis memurunun işte Dev Sol tarafından öldürülmesi olayı oldu, Hulusi Sayın olayı oldu Ankara’da şimdi şey şeyin olayı İsmail Selen olayı çıkınca ortaya.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Semih Genç: “Daha sonradan gördüm ki Hulusi Sayın olayı da aynı kanaldan gelmişti.”

Mahkeme Başkanı: “Kimle nasıl bunu fark ettiniz?”

Tanık Semih Genç: “Aynı kanaldan gelmişti şundan fark gelmiştik biz istihbaratı şey yaptığımız neydi onun adı Ankara’dan aldığımız kaynak belliydi yani o zaman Necmi Suna ve yanında olan 2, 3 tane şey vardı Jandarma Astsubay vardı ondan sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Kaynağınız kim?”

Tanık Semih Genç: “Kaynağım kendim zaten ben bunları bir kısmını kendim alıyordum almıştım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bir kısmını da daha sonradan ben yakalanınca Lütfü Topal’a veriyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Şey Necmi Suna.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama ben yakalandıktan sonra eylemler başladı çünkü ben örgüt 91 yılında atılım (bir kelime anlaşılmadı) şey yaptı başlattı eylemleri ondan sonra başlattı ondan önce bir eylemlikleri yoktu sadece biz silah patlayıcı ve istihbarat topluyorduk. Ondan sonra şey, şey olayında işte bu Hulusi Sayın şeyi istihbaratı şeyi eylemi oluyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Hulusi Sayın olayında şey oldu o zaman işte bu Erol Özpolat diye o zaman Yeni Çözüm Dergisinin Ankara temsilcisiydi bunlar sabahtan akşama kadar şeydeydi dergide oturuyordu birden bire bu Erol Özpolat’ı Hulusi Sayın’ın katili diye lanse edildi ve aranmaya başladı. Halbuki hiç alakası yoktu, hiç ilgisi yoktu o zaman tabi düşündüm tabi bu olaylar daha da dal budak salmasın şimdiden düşünüyorum tabi bunu daha dal budak salmasın diye bu kaynağın neresi olduğu ortaya çıkmasın diye.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Herhalde perdeleme yapıldı diye düşünüyorum. Neden? Erol Özpolat’ı çok iyi biliyorum ki, poliste veya o zaman MİT’te veya kimse herkes biliyor ki sabahtan akşama kadar dergide oturuyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bugün olsa başka ama o dönem İstanbul’da da Türkiye’nin hangi ilinde olursa olsun dergi temsilcisi olan adamın başka hiçbir yetkisi sorumluğu bile yoktur. Yani bu bile bile yapıldı ondan sonra. E oradan şeyler devam etti alışverişler devam ediyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Devam ettikten sonrada bu operasyon yakalanma oluyor, bu yakalanmadan sonra şey dikkatimi çekti tabi bu astsubayların hepsi bir kısmı işte Necmi Suna içeri giriyor bir kısım yurtdışına kaçıyor yurtdışına kaçan yine örgütlen ya da örgütün silahlı yerlerinde bağlantı ilişkilere devam ediyorlar. Bunlar tabi ki şey yaptı bana enteresan geldi yani bizim manipüle edildiğimiz bazı olaylarda eylemlerde ya da baştan sona yönlendirildiğimiz birilerine taşeron olarak iş yaptığımız şeyi de oluştu.”

Mahkeme Başkanı: “Yani size bu kanaati oluşturacak nedir? Ben şimdi dediniz bu bizi bir(bir kelime anlaşılmadı).”

Tanık Semih Genç: “Kanaat oluşturacağım şey şu, Başkanım Jandarma Genel Komutanlığı şey Jandarmada 40 kişi seçiliyor.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Semih Genç: “Özel tip subaylar.”

Mahkeme Başkanı: “Evet seçildi evet.”

Tanık Semih Genç: “Bu 4, 5 tanesi bizle bağlantı kurup silah patlayıcı ve kendi generallerinin öldürülmesiyle ilgili istihbarat veriyor ve öldürülüyor.”

Mahkeme Başkanı: “Ama siz bunu diyorsunuz ki, bizim görüşümüzde olduğunu düşünmüştük öyle değerlendirdik dediniz.”

Tanık Semih Genç: “Tamam bir kişi olabilir.”

Mahkeme Başkanı: “88, 86’da.”

Tanık Semih Genç: “Bir kişi olabilir ama 4, 5 kişi aynı yerden olabilir mi aynı tim içinden.”

Mahkeme Başkanı: “Yani 40 kişide 4 kişi, 5 kişi olması bana.”

Tanık Semih Genç: “Bir, ikincisi.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Hadi o tim içinde hadi 5 tane arkadaş yan yana geldi.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “E pekala biz gidiyoruz Bandırma’da biriyle görüşüyoruz sonra Erdek’e gidiyoruz biriyle görüşüyoruz.”

Mahkeme Başkanı: “Yani etrafı geniş diyorsunuz.”

Tanık Semih Genç: “Oradaki silah depolarını soyuyoruz 3 gün sonra tekrar gidiyoruz o silahları rahat rahat alıyoruz hiçbir takip şey yok.”

Mahkeme Başkanı: “Yani ama bu sizin bu düşünceniz sonradan yani.”

Tanık Semih Genç: “Evet evet tabi canım.”

Mahkeme Başkanı: “Yasadan yararlanıp pişmanlık yasasından yararlanıp daha sonra düşünmeye başlıyorsunuz daha önce düşünüz mü bunu?”

Tanık Semih Genç: “Yani Romanya’daki düşünme tarzım bu benim.”

Mahkeme Başkanı: “Romanya’daki.”

Tanık Semih Genç: “Romanya’da zaten örgütle bağlarımı koparma aşamasına geldiğimdeki düşünce tarzım ondan sonra manipüle edilip yönlendirdiğimiz şeklinde tabi ki bu kafamda en çok şimşek çakan Sabancı olayından sonra bu iyice kafamda şekillendi çünkü Sabancı olayı bizim yaptığımız yapacağımız iş biçimi değildi. Ondan dolayı kafam o Sabancı olayında kafamda bir şimşek çaktı yani ne oluyoruz diye çünkü biz bugüne kadar ne öyle bir eylem yapmıştık en güçlü olduğumuz dönemlerde bile biz o tür bir eylem yapmamıştık, o tür bir eyleme girişmemiştik. Ondan sonra o tür eylemi bizim aynı şeydeki gibi işte bu Ankara’da bizim önümüze getirdiler bizi manipüle ediyorlar, yönlendiriyorlar istediği şekilde lazım olduğu dönemde bu eylemleri bize yaptırıyorlar diye düşündüm çünkü.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bizim yapacağımız şeylerdi bunlar. Yani biz şimdi kendimizde bulsaydık o dönemki kafamla söylüyorum o generalleri, polis şeflerini ya da Sabancıyı öldürürdük çünkü örgütün stratejisi bu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama bunu (bir kelime anlaşılmadı) stratejisinin dışında biri seni manipüle etmek için çok farklı şeyleri kullanmak için önüne getiriyor diye düşünmeye başladım. Çünkü Sabancı olayında da o işin içinde olan kişilerin hiç o çapta kişiler 30 senedir örgütte kaldım ben çapta olmadığını o Mustafa Duyar’ın 2, 3 ay içinde bu eylemlerinde başka örgütten kısa bir sürede gelip 2, 3 ay içinde bu işi yapmasını şey bulmadım akıl karı bulmadım. Ondan dolayı bu şüphelerim daha da şey yaptı arttı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yani oradan gelen istihbaratla Ankara’daki generalin öldürülmesi yine Necmi Suna’nın akrabam diye Adnan Temiz diye birisi Temiz miydi Temiz Adnan Temiz diye bir şahsı tanıştırdı akrabası.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Manisa’da otuyor ben bunu örgütün merkezine bildirdim bunla 2, 3 ay görüşme yapıyorlar bu şahıslan, bu şahıs sonra Adana’ya silahlı devrimci birlikler o zamanki komutanı olarak atanıyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bu şahıs Necmi Suna’nın akrabası bakın yine dikkat edin Jandarma bağlantılı şimdi Necmi Suna o diğer 2, 3 grupla birlikte 3, 4 ayda bu adam silahlı devrimci birlikler komutanı oluyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “E tabi şimdi düşünüyorum ben diyorum ki, o dönemde silahlı devrimci birlikleri komutanı olanların hepsi çaplı insanlar, yani bilinen geçmişi olan, pratiği olan 90’lardaki.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “E bu adamın 3 aylık şeyi var nasıl geldi hani yollardan açıldı da geldi? Çünkü bu adam aynı istihbarat kaynağıyla yine ondan sonra çünkü bu konuşuluyordu, ondan sonra Temel Cingöz’ün öldürülme olayında yer aldı o zaman komutan olarak Temel Cingöz cinayetini gerçekleştiriyor ve bu cinayeti gerçekleştirdikten bir süre sonrada cezaevinde öldürülüyor. Şimdi birçok olayın bu subayların ve Necmi Suna’nın etrafında dönüp bunlar olması İstanbul’daki bazı.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Subaylar adlarını söyler misiniz?”

Tanık Semih Genç: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Çok kapalı gidiyor, anlaşılmıyor.”

Tanık Semih Genç: “Hangisi.”

Mahkeme Başkanı: “Necmi Suna dışındaki subay isimleri.”

Tanık Semih Genç: “Şimdi diğer isimlerin adını ben bilmiyorum ifade de dosyada var ben görmediğim için söylemiyorum. Yani 3, 4 tane daha subay var.”

Mahkeme Başkanı: “İsim biliyor musunuz?”

Tanık Semih Genç: “Sonradan şey yaptığım gazetelere çıkan mesela bir tanesi Muzaffer Hepçiler.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Bir tanesi Yakup diye bunlar gazetelerde çıktı. Özellikle bu Yakup yine bizim hiçbir böyle faaliyetimiz yokken Ankara’da polis öldürülüyor Jandarma Komutanlığı görevli bu özel timde görevli bu adam polis öldürülüyor. İfa… şeyinde var bu evine baskın yapılmış o dönem öldürülen polisin silahı vesairesi ya da o eylemde (Bir kelime anlaşılamadı) üst başlar evinde çıkıyor bu şahsın.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Yani bu kadar eylemin bu karışık ilişkiler içinde olması e tabi ki düşündürüyor diyor ki.”

Mahkeme Başkanı: “Ama bu düşüncenize siz sonradan.”

Tanık Semih Genç: “E tabi tabi özellikle Sabancı olayı olduktan sonra tam o anda çıktım zaten yurtdışına daha sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Önce mi sonra mı?”

Tanık Semih Genç: “Sabancı olayı sırasından sonra çıktım yani 10 gün 1 hafta, 10 gün sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “1 hafta, 10 gün sonra.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Nereye çıkış yeriniz?”

Tanık Semih Genç: “Şeye işte Bulgaristan’a dağdan geldim Tokat’tan.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Peki Romanya mı Bulgaristan mı?”

Tanık Semih Genç: “İlk önce deminde anlattım Edirne’den Kapıkule’den.”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz almadan konuştu anlaşılmadı.

Tanık Semih Genç: “Bulgaristan’a çıktım Sofya’da kaldım Velikotornova’da kaldım pasaport geldi Romanya’ya gittim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam evet.”

Tanık Semih Genç: “Yani şimdi bu kadar ilişkileri ağ içi bu insanlarla dönmesi ister istemez bu Sabancı olayını da çünkü çok bilinen bir gerçekti küçük örgütlerde sol örgütler içinde özellikle.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Sol örgütler içinde küçük örgütlerden sana geçmeler, sana şey oluyorsa geçmeler oluyorsa yani artık ben işte Dev Solcu DHKP-C olacağım diyorsa küçük örgütlerden bunlardan hep uzak durulur çok dikkat edilir.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ama Mustafa Diyar bir örgütten gelmiş çok küçük bir örgüt zaten örgütte sonra açıklama yaptı duydum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Şaibeli birisiydi onun için şey yaptık uzaklaştırdık. E oraya sana gelip böyle eylemler içinde bulunması mantıklı gelmedi bana. Eylemin oluş biçimi bugüne kadar ki, hani ben örgütü de tanıdığım bildiğim için bunlar bana hep şey geldi çok yabancı geldi. Yabancı geldiğinden dolayı da işte örgütle de bunun dışındaki bu darbe olayları vesairedeki tartışmalarımızdan dolayı da kafamda istemez şüpheler daha da arttı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Romanya’ya geldiğimde daha rahat ortamda bunları daha derinlemesine düşünmeye başladım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Semih Genç: “Ondan sonra zaten bunlardan dolayı ondan sonra ilişkilerimi de bitirme noktasına getirdim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki.”

Saatin 12:24 olduğu görüldü.


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin