2 nolu yazim komisyonu tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 6,49 Mb.
səhifə13/84
tarix30.04.2018
ölçüsü6,49 Mb.
#49645
növüYazi
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   84

PROF. DR. YAVUZ ATAR – İlave edelim o zaman, madem görüş çokluğu oluştu. Yani “iki kere tedbir alır” demeyelim de…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok, demeyelim. “Bir plan çerçevesinde virgül…”

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Özgür Hanım’a koltuk çıkalım o zaman. “Önlemek ve azaltmak” tabiri var sizde.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yani “önlemek” tabii daha…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Azaltalım yani.

MEHMET PARSAK – Azalmak, tamam, bir yükümlülük olarak yükleyelim de, şimdi bir de anayasa hükmünün hayata geçip geçmediğine de bakmak lazım. Tamamen evsizliği önleyebilir misiniz, öyle bir ülke var mı, öyle bir anayasal düzen var mı? Yok. Dolayısıyla “evsizliği azaltmak” daha doğru bir tabir.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – O tabir de size ait Özgür Hanım.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama önlemek ve azaltmak olarak, tek başına azaltmak değil.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Peki, bu maddenin amacı zaten nedir? Şu ikinci fıkra ne işe yarayacak?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Gerekçe maddesine yazarız. Atilla Ağabey gerekçeye yazarız, anayasayı çok teferruata boğuyoruz.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Şimdi, arkadaşlar, illa sözleşmelerde geçen her tabiri anayasaya koymak durumunda herhâlde olmamalıyız. Zaten bu maddenin amacı budur. Çok sözleşmelere takılıyoruz, biz anayasa yazıyoruz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yok, yok, hayır. Yani o konuda haklısınız. Bir şey söyleyebilir miyim yalnız?

ATİLLA KART (Konya) - Bunları gerekçeye yazabilme şeyimiz olur mu? Bir düşünün.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Gerekçeye yazalım Atilla Ağabey, en güzeli ya.

ATİLLA KART (Konya) – “Evsizlik” kavramını bir şekilde ifade edelim ya.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bir de evsizlikten daha önemli bir kavram düşüyor aslında.

ATİLLA KART (Konya) – Evsizliği azaltma olarak yani.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Evsizliğe maden çok vurgu yapılıyor. O zaman elime gelen bir öneride “Tedbirleri alır; evsizliği zamanla ortadan kaldırmayı amaçlar.”

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ya, yapmayın bunu, hikâye yapmayın ağabey, anayasa yazıyoruz yani.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Başkanım, ben karşıydım ama şimdi görüş…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, çabalıyor Yavuz Bey. Yani bir çabalıyorsunuz, çok iyi yapıyorsunuz.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ben onu demiyorum Hocam.

MEHMET PARSAK – Plan çerçevesinde evsizliği azaltacak nitelikte gerekli tedbirleri alır.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – “Tedbirleri alır; evsizliği zamanla ortadan kaldırmayı amaçlar.” Daha bundan güzel…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya yapmayın. Böyle bir anayasa maddesi olmaz ya, yapmayın.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama bir şey söyleyeceğim. Konut gereksinimini karşılama yükümlülüğü düştü bu madde de yani o CHP’nin önerisinde de var, bizde de var.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Anayasa tekniği bakımından zaten nedir? Konut hakkını sağlayıcı her türlü emri verdik.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – “Toplu konut” demek bence o kadar şart değil, haklısınız toplu konut konusunda ama toplu yurttaşların konut gereksinimini karşılamak bence daha önemli bir ifade.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Özgür Hanım, biraz önce Yavuz Bey’e bir soru sordum “Anayasa maddeleri emir midir?” diye. O da ifade etti. Şimdi, bakın, yukarıda diyoruz ki: “Herkes temel insani gereksinimlerini karışılabilecek insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahiptir.”. Şimdi, aşağıda yine o anlama gelecek bir şeyler yazdığın vakit ya yukarıda söylediğine inanmıyorsun ya aşağıdaki, daha önemli.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama Başkanım, bakın, arada şöyle bir teknik fark var. Birincisinde diyoruz ki : “Buradaki herkes bu hakka sahiptir.“ İkincisinde diyoruz ki: “Devlet…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Devlet önlemler alır.”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır, hayır. Bunların hepsi çok güzel kavramlar, bunlara itiraz etmek için demiyorum ama şu: Konut gereksinimini sağlama yükümlülüğü birincil olarak kimin üstünde? Bence burada devlete bir yükümlülük yüklemeliyiz gerçekten.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yükledin işte, “önlem alma yükümlülüğü”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır, ama devlet … Tamam, yüklediysek zaten onu o zaman açıkça söylemekte bir beis yok ki. Yani konut gereksinimlerini karşılayacak …

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya, beis yok değil, güzel anayasa yapalım abla, roman anayasa yapmayalım. Biz şey diyoruz, biz şeyi, Medeni Kanun hükmünü şey diyoruz, şerhimizi aşağıya yazıyoruz. Bu anayasa olmaz, özenti ya.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bu yazdığımız maddeler hem içerikleri itibariyle değerlendirilecek hem de kalıp olarak bizim yeteneklerimizin tartışılmasına sebebiyet verecek şeyler olacak.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kesinlikle karşıyım, gerekçelerini yazalım.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Yani, bu heyetin anayasa yapma noktasında yetkinliği bile tartışılacak.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Alay ederler bizimle ya.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Onun için diyoruz ki biz nasıl olsa maddenin içeriğinde vesairede anlaşıyoruz; o zaman anayasa tekniği açısından, anayasa standartları açısından bir güzel cümle olsun yani.

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Ben bir güzel cümle önerebilir miyim efendim? Şimdi, CHP önerisinde yer alan “Evsizliği önleyecek önlemleri alır.” cümlesini, daha bir program hükmüne şöyle çevirebiliriz: “Evsizliği önlemeye yönelik önlemleri alır.”

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – CHP’de öyle bir öneri yok.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Var.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – İki defa önlem alır olmasın, dedik yani…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Pardon, pardon...

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bunların içinde var. Birinci maddede de var, ikinci maddede de var. Bunlar tefsir cümlesi arkadaşlar.

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – “evsizlik” kelimesi, kavramı da geçmiş olur.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şerh cümlesi ya, şerh cümlesi, yapmayın ağabey. “Evlilik” kelimesi “evsizliği” natürleştirir zaten, yok eder. Ev hakkı var. Bu konuda devlet tedbir alacak. Ben bunları gerekçeye…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkan, bir espri yapmama izin verir misiniz?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Müsait bir ortam Hocam.

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Türkiye de evlilik üzerine mi espri?

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Evsizlik ve anayasa yazımı.

Şimdi, Türkiye’de öteden beri “uzlaşmayla anayasa yapalım, uzlaşmayla anayasa yapalım…” Şimdi uzlaşarak kötü bir anayasa yazıyoruz, hayırlı olsun.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Yani ahengi, tutarlılığı gerçekten… Yani bir anayasacı bu metni eline aldığı zaman var ya… Yukarıdan, bakın birinci maddeden –“insan onuru”ndan- başlayalım bugüne kadar yazdığımız maddelere, aldıkları zaman eline bunu, dil bakımından, tutarlılık bakımından…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Dil bakımından sorun var, ne olursa olsun, birini yazacağız.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – …cümle gerekli mi, kelime gerekli mi? O kadar çok…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama dil bakımından, tutarlılık bakımından hepsi tekrar okunmayacak mı? Öyle karar aldık.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Ama işte burada ne yapıyoruz? Zaten maddede mevcut olan bir anlamı tekrar sanki yokmuş gibi yazıyoruz. Uzlaşarak kötü bir anayasa yapma riskiyle karşı karşıyayız, hayırlı olsun.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, ya şerh cümlesi ya, şerh cümlesi yani uluslararası sözleşmelerde yer alabilir, anayasada yer alması diye bir şey yok ki. Şerh cümlesi ama yazalım, gerekçeleri yazalım.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Benim sorum, bir önerim daha olacak da, neyse.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Gerekçelerin, hatta biz bu gerekçelerin yorumsal önemiyle ilgili bir anayasa normu da üretebiliriz Hocam, çok önemli.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL - Vekilim, gerekçeler ama aynı şey olmuyor.

DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Yani gerekçelerin bağlayıcılığı gibi…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, o zaman da ciddi anayasa yazmak lazım.

Sen bunu düşün. Şöyle olsun diyebiliyorsan, nasıl olsa bir şey var ya kirayla ilgili tahliye yaptık ya, o meyanda yine konuşuruz.

ATİLLİ KART (Konya) – “Evsizlik”i çıkarabiliriz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama konut gereksinimin karşılanması.

ATİLLİ KART (Konya) – Zaten yukarıyla bağlantılı…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, ama buna çok güzel bir gerekçe yazarız.

ATİLLİ KART (Konya) – “Bu hakların gerçekleşmesi için” diyoruz, kapsıyor tabii. Onu gerekçe notu olarak not edelim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – “Evsizliğin önlenmesi…”

ATİLLİ KART (Konya) – Evet.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Peki.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mesela “Konutsuz bırakılamaz.” diye bir cümleniz vardı sizin, çok güzel, Barış ve Demokrasi Partisinin çok güzel bir şeyi vardı.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Sayın Vekilim, tam anlaşmışken…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok, değil, gerekçeye diyorum.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Son bir öneri var benim yapmak istediğim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, kira yok.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yok, yok, kira değil.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya ne?

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bu, kamu yararını gözeterek arazi kullanım planı.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yapma ya, bu ne? Yok abla, yok yok. Bu, toprakla ilgili.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama tam da arazinin nasıl kullanılacağıyla ilgili, en azından devlet planlama yaparken.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yapmayın efendim. Toprağa gelelim, toprakta konuşalım, yeri değil burası, kesin yeri değil Özgür Hanım, kesin yeri değil.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Kiracılığın korunması da yeri değil.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Yeri midir, değil midir, bilmiyorum ama Sayın İyimaya, çok önemli bir cümle.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Kesinlikle. Bence bunu biraz konuşalım.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bir şekliyle, bir yere sıkıştırmalıyız.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Toprağı koyalım, toprak değerlerini koyalım, toprakla ilgili bir madde not alın, yazalım. Bir başka: Kira. Bakın arkadaşlar, kira da, bir borçlar kanununda hüzündür.

ATİLLA KART (Konya) – Şöyle şey yapalım, o kavram önemli, toprak mülkiyeti.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bence de çok önemli.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Oraya bir yere aktar.

ATİLLA KART (Konya) – Toprak mülkiyeti ya da bağlantılı maddede, bu kavram değerlendirilecektir.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerlendirelim, değerlendirelim, diyelim.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama bu, kentsel alanın kullanımıyla ilgili.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Abla, fark etmez, onu da oraya yazarız.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama toprak kullanımı başka bir şey. Mesela, kentsel arazinin imar planları yapılırken...

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yahu abla, kentsel arazide çevre değerleri gözetilecek, şehirlerin nitelikleri gözetilecek.

ATİLLA KART (Konya) – Hocam, Üstadım, çok önemli bir kavramdan söz ediyor. Bir tartışalım yani. Çok telaşlısınız.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Telaşlı demiyorum ya. Yok babam, telaşlı değilim ya.

ATİLLA KART (Konya) – Biraz daha sakin olalım. Yani tartışıyoruz, mütalaa ediyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Atilla’cığım, sükûnette benimle yarışamazsın.

ATİLLA KART (Konya) – Çok acele ediyoruz, yani çok önemli bir kavramdan söz ediyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Önemsiz demiyorum Atilla, öyle bir şey demedim.

ATİLLA KART (Konya) – Tamam, tartışalım yani, bir acelemiz yok.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Vekilim, açıklayayım mı? Sadece şunu demek istiyorum: Bence bu arazi kullanım planı, toprak mülkiyeti konusunda da ele alınabilir ama kentsel alanla ilgili olarak bu bizim önerdiğimiz şey.

ATİLLA KART (Konya) – Evet, tabii, yani toprak mülkiyetinden ziyade…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Mesela, imar planları, uygulama planları. Yani bunun bir dizi tezahürü var, bir tane değil yani, bir dizi plan var belediyelerin yaptığı. Biz, şunu ifade etmek istiyoruz. Sadece belediyenin de değil, başka devlet otoritelerinde, kamu otoritelerinde. Burada arazi kullanım planı düzenlenirken, bu arazilerin nasıl kullanılacağı düzenlenirken, esas olarak alınması gereken şey, mesela, işte “arazinin ticarileşmesi” deniyor buna, ne bileyim “meta değerinin artması” deniyor vesaire. Onun yerine “kamu yararı değeri”nin esas olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu, asıl, tam da kentsel araziyle ilgili bir tartışma.

MEHMET PARSAK – Özellikle tarım arazilerinin…

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şimdi, uygulamada ben, Sayın Başkanım, önemli derken, bizim de uygulamada gördüğümüz birtakım aksaklıklar var. Dağın başında bir arazi, hepsini sana verseler “Yani ne yapacağım?” dersin. Fakat bir müddet sonra buraya konut yapacak olan kurum veya falan filan, kim ise Özgür Hanım’ı veya Oktay Bey’i veya Atilla Bey’i çağırıyor, diyor ki: “Gidin, oradan biraz arazi alın.” Bunlar gidip araziyi aldıkları vakit de satanlar da diyor ki: “Bir deli bulduk, kırk yıldır beş kuruş etmeyen arazimize şu kadar para verdiler.” Arkasından bir bakıyoruz ki, toplu konut orada konut yapma kararı almış. Böylece, devlet eliyle haksızlığı teşvik eder bir duruma geliyoruz. Yani, ben, “Özgür Hanım’ın bu noktaya işaret etmesi önemlidir.” derken, böyle yaşadığımız birtakım hadiseler var. Onun için, bir şekliyle bunu, yeri geldiği vakit, Atilla Bey’in de dediği gibi, bir tartışalım. Buradan acaba, böyle kolay kazanç sağlama kapılarını kapatabilecek bir şey koyabilir miyiz, ona bakarız.

ATİLLA KART (Konya) – Başkanım, sizin söylediğinizi tamamlayacak bir değerlendirme daha yapmak istiyorum. Yani, bu nedir? Özellikle büyükşehirlerde bakıyorsunuz, belediye meclislerinin kararlarıyla, tamamen özel uygulamalarla, o imar emsal uygulamalarının değiştiğini görüyoruz, tamamen özel uygulamalarla. Bugün, İstanbul’u bekleyen en önemli sorun bu, Ankara’yı bekleyen en önemli sorun bu. İşte, Eskişehir yolunda, 40’ıncı kilometrede arazi, işte, efendim, o kavramlara çok hâkim değilim ama işte, 1,2’yi 1,3’e çıkardığın zaman, zaten, efendim, o belediyeyi yöneten de işte üç neslini kurtarıyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, tabii canım.

ATİLLA KART (Konya) – Yani, şimdi bunları konuşalım. Yani bunlar, bakın, ne oluyor. Bundan daha büyük bir talan olur mu? Türkiye’yi bekleyen temel sorunlar bunlar. Burada nedir, “kamu yararı” derken de nedir? Orada bir, o, işte teknik olarak onu nasıl ifade ederiz. Yani bir bütüncül yapıyı, bir bütünü esas alarak düzenlemek. Yoksa, işte, efendim, bölge bölge, mevzi mevzi imar planları düzenlemesi yapılıyor. Bunları artık bir disipline etmemiz gerekiyor, bunları bir düzen altına sokmamız gerekiyor. Bunu, işte nerede ifade edelim? Bunları konuşalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ve arazi spekülasyonuna korkunç bir alan açılıyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun Hocam.

PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Efendim, bu konu o kadar önemli bir konudur ki, Türkiye açısından imar planlarında neredeyse hiçbir kural yok. Bir imar kanunumuz var ama bu imar kanununun bir sürü istisnaları var. Güya belediyeler yetkili imar konusunda. Belediyelerin bu yetkiyi nasıl kullandığı ayrı bir sorun olarak duruyor. Ama bir de merkezî Hükûmetin çeşitli kanalları imar yetkilerine sahip ve bunlar âdeta denetimsiz. Özelleştirme uygulamaları, toplu konut uygulamaları, işte, şehirlerarası araba, bilmem havaalanları civarı deyip falan oralara birtakım şeyler yapılabiliyor vesaire. Burada imar planları konusunda teknik detayda üst imar planlarının zorunlu olmaması bir sorun olarak bulunuyor. Ülkesel planlar, bölgesel planlar ve onun altındaki daha planlar. Orada hiçbir plan çalışması yapılmadan bile birdenbire bir mevzi plan yapıp herhangi bir üst planla bunun uyumlu olup olmadığı vesaire yapılmadan, tartışılmadan direkt uygulamaya geçilebiliyor. İşte, rant böyle oluyor ve işte çevre böyle katlediliyor. Çevrenin katledilmesi sadece millî parklarda, şurada burada olmuyor, şehirlerin merkezlerinde de bu şekilde oluyor. Bu Türkiye açısından çok büyük bir problemdir, tahmin edeceğimizden daha büyük bir problemdir. Bugünümüzü değil, geleceğimizi, torunlarımızın geleceğini ipotek altına alan bir problemdir. Burada, imar planlarının yapılmasıyla ilgili eğer temel prensipleri biz koyabilirsek bir şey yapmış olabiliriz yani bir başarı elde etmiş olabiliriz ama o gerçekten çok ciddi bir çalışmayı gerektirir.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ali Hoca’m, bir örnek verebilir miyim?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Affedersiniz Özgür Hanım, Yavuz Bey…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkan, arkadaşlarımızın konuşmalarındaki içeriklere yüzde yüz katılıyorum ve ben de tamamen aynı kanaatteyim. Gerçekten Türkiye'nin en büyük sorunlarının başında bu arazi yağması, kötü şehirleşme, bunlar ortada, biliyoruz. Yani bugün en kötü bir belediyenin meclis üyesi bile haksız yere bu yollarla rant elde edebiliyor. Bizler makul bir kamu görevinde olmakla birlikte hayat boyu çalışıp sadece bir konut sahibi olabilirken, bir bakıyorsun adam, belediye meclisi üyesi –ya artık büyüklerini konuşmayalım- birkaç tane ev, arazi sahibi olabiliyor.

Benim şimdi önerim şu: Biz burada hakları düzenlediğimiz için, anayasa tekniği açısından da az önceki itirazlarım. Bu imar planları anayasa açısından anayasada yer alması gereken bir maddedir diye düşünüyorum. Dolayısıyla biz ileriki bölümlerde yani devletin ekonomik ve mali ödevlerinin bölümlerinde müstakil bir madde, özellikle idare hukukçularının da katkılarıyla bu toprak kullanımı, imar planlarının yapılması, kentsel planlar, kentsel dönüşüm planlarıyla ilgili çok etkili güvenceler getiren, kesin sınırlar çizen, yasaklar koyan bir madde, kaleme alıp oraya koyalım diye önerim, buraya da bir not düşelim.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Sayın Başkanım, bir saniye, anladım sizi. Ben onu diyecektim. Eğer katılıyorsanız buraya bir not düşelim.

ATİLLA KART (Konya) – Evet, aynen şu gerekçelerle not edelim.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Evet, onu not ettirelim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sayın Başkanım, ben de görüşümü ifade etmek istiyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bir, bu maddemiz konut ve barınma hakkıyla ilgili bir madde. Şehir ekseninde, çevre değerleri ekseninde planın hangi esaslar içerisinde yapılacağını düzenliyor, bir.

İki, toprak konusunda, bütün arkadaşlarımın işaret ettiği bu sorun kesinlikle bir temel sorundur ve anayasal bir sorundur. Otopark konusunun şehir barınma hakkıyla ilgili olan bölümü var, onu burada düzenledik. Ev edinme hakkıyla ilgili bölümü var, burada düzenledik. Ama plan yani müstakbel evler, müstakbel şeyler konusunda tamamen bir corruption yolsuzluk alanı var, onu tamamen devletin planlama yükümlülüğüyle ilgili, toprakla ilgili bölümlerinde düzenlemeliyiz ve ben, burada, yine Türkiye’de bu konuda otorite sadece özel kitap yazmış -Hocam, hak vereceksin- Turgut Tan çok uğraştı. İdari hukukçular mutlaka alalım. Turgut Tan’ın daha yeni çıktı, tavsiye ederim. “Ekonomik Kamu Hukuku” muhteşem bir kitaptır, çok yararlanıyorum.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Yeni baskısıdır üstat. O çok yıllardır var.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Eski “Ekonomik Kamu Hukuku Dersleri” diye vardı. Daha yenisi, yeni baskı yaptı. Planlamayla da ilgili kesinlikle bu komisyonun toprak babında genel planlama –genel planlama tam şey etmeyebilir ama- toprakla ilgili maddeler var zaten. O 47 vesaire falan. O maddelerde mutlaka bir master planın, bir Hocamın ifade ettiği gibi millî planın, bölgesel planın, giderek aşağı inen planlamanın ve bir de plan yapan organların bilhassa belli aile kuşağı sınırında rant edinmelerini önleyecek bir düzenlemeyi de devlete vermek lazım. Artık beşer yılda mı, birer yılda mı, kesinlikle, Türkiye'nin kesinlikle şeyidir, yağma alanıdır o. Atilla Bey’in, Özgür Hanım’ın, Sevgili Başkanımın, bütün hocalarımın görüşlerine aynen katılıyorum. Bu bir genel planlama maddesinde Hocam, iki toprak maddesinde kesinlikle bunu düzenleyelim. Ben de şahsen hocayla bir bağ kurayım. O konuda bir norm üretmeye çalışalım.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Biz, tabii, burada konuşurken mesela bundan sonraki maddeleri de biz yazacağız. Dolayısıyla aslında burada yarınlara ait birtakım şeyler de oluşuyor şimdi oluştuğu gibi.

O zaman Yavuz Bey’den rica edelim, onu bir not ettirelim. Hepimiz de o notu alalım.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Devletin mali ve ekonomik yükümlülük bölümünde toprak kullanımı, kentsel planlar ve imar planları ve üst ölçekli imar planlarıyla ilgili olarak şartları ve sınırları açıkça belirten müstakil bir madde kaleme alınacaktır.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Başkanım, çok kısa bir söz alabilir miyim?

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şunların hepsi senin açtığın kapıdan girerek gördüklerimiz. Hâlâ bir şey konuşacaksan, söz senin.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Haklısınız. Tek bir şey söyleyeceğim.

Şimdi, aslında bence bunun bu madde kapsamında düzenlenmesiyle orada düzenlenmesi arasında bir fark var ama madem güzel bir uzlaşma yakalandı yani bu madde arasında düzenlenmesi yurttaşların barınma hakkının uygulanması bakımından anlam ifade ediyor. Ama madem herkes bu uzlaşmayı sağladı. Bu çok önemli.

ATİLLA KART (Konya) – Burada daha çok olan temel hakları, kişi hakları konusunu…

AHMET İYİMAYA (Ankara) –Tabii, tabii…

ATİLLA KART (Konya) – Daha çok devletin yükümlülüğü noktasına gitmiş oldu.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yani aslında bu hakkın kullanımı bakımından düzenlenmesi bizce daha iyi olurdu ama uzlaştık, hiç önemli değil, orada düzenleyelim. Sadece bir şey söyleyeceğim, tek bir örnek. Barcelona örneğini anlatmaya geldiler İstanbul şehir bölge plancıları ve insan gerçekten böyle içi sızlayarak dinliyor. Mesela, İspanya Anayasası’nı… O kadar korkunç bir arazi spekülasyonu yaşanıyor ki, yaşlı insanların korkutularak evlerden çıkartılıp evlerin satılması…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mafya…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Gerçekten bir arazi spekülasyonu mafyası oluşmuş ve Barcelona’da orta sınıfların bile ev alma imkânı yok ve İspanya Anayasası’na nasıl bir hüküm girmiş biliyor musunuz? Yani bunu hep şey ediyoruz ya “Anayasada olmaz…” İspanya Anayasası’nda bu maddede şöyle bir hüküm var: “Arazi spekülasyonlarını önleyecek bir şekilde devlet kamu yararı gözeterek planlama yapar.”

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Oraya yazacağız.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Şimdi, biz burada önersek herkes der ki: “Arazi spekülasyonu” lafı anayasal bir terim değil. O kadar canları yanmış ki.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Biz İspanyolları biraz epey geçtiğimiz için…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır, kötü örnek olarak söylüyorum. O kadar canları yanmış ki Vekilim. “Arazi spekülasyonunu önleyecek şekilde” diye bunu almışlar, düşünün yani. Onun için, bu çok önemli mesele bence, kamu yararı meselesi.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Özgür Hanım, İspanya Anayasası’nda var da…

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Diyor ki: “Arazi spekülasyonlarını önleyecek bir şekilde kamu yararını gözeterek arazi…”

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Biliyorum, daha önce de okumuştum.

Şimdi, bu konularda çok konuştum ama tekrar ediyorum. Biz burada yazacağımız şeyler hakların gerçekleştirilmesiyle ilgili ve bir şekilde de bunlara bir sınır olmak durumunda olacak, mali sınır, mali nitelik.

Benim hep endişem şu olmuştur: Bu tür, bakın, tabiat varlıkları, çevre değerleri, tarihî değerler, sayabiliriz bunları, toprağın kullanımı. Bunların hepsinde hiçbir şekilde bir sınır, bir yumuşak söz sarf etmeden devlete çok açık, kesin yasak ve sınırlar koyalım. Bunun yeri de orasıdır.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Madem uzlaştık, öyle olsun.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Tabii, tabii. Bunu ben çok söyledim.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şimdi, burada en güzel bir nokta da yani Hükûmeti bir anlamda temsil eden arkadaşlarımız da bir taassup içerisine girmediler çünkü yarınlarda başkalar olabilir. Önemli olan ülkenin geleceği açısından bu da çok memnuniyet verici bir şey. İnşallah, en güzel şekliyle de öyle bir madde…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Yanlışı kim yaparsa yapsın karşı olmak zorundayız.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Çok teşekkür ederiz.

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Nota “Kamu yararı” kavramını ekletsek mi? Çünkü esas tartışmanın temeli oydu ya. Vallahi, başka hiçbir şey söylemeyeceğim.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Özgür Hanım, toplumsal sözleşmeyi bir hatırlar mısınız, neydi toplumsal sözleşme? “Herkes ortak olabileceği noktaya…”

ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – “Kamu yararı”nda hesaplaştık ya Başkanım, o yüzden.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Zaten öyle düzenleyeceğiz orada.


Yüklə 6,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   84




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin