2 nolu yazim komisyonu tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 6,49 Mb.
səhifə73/84
tarix30.04.2018
ölçüsü6,49 Mb.
#49645
növüYazi
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   ...   84
ı söz veriyorum, bağlıyım.” diyorum. O ne? Şimdi, bu değişebilir. Atilla Bey çok isabetli bir şey ortaya koydu. Eğer orada o değerlerde anlaşırsak müşterek bir metin olarak ortaya çıkabilir. Biz burada ne aldık? Bu metin şahsen benim metindir ve hocam, Özbudun döneminde üzerinde çalıştık, sağ olsunlar hocalarım şey etti.

Evvela, biz, aynen başlangıç maddesinde, 1’inci maddede dediğimiz gibi insanı ve insan haklarını ele aldık; 1’inci değer o.

2’nci değer, hukuk, buraya Anayasa girer, hepsi girer.

3’üncü değer, demokrasi, buraya cumhuriyet, vesaire, temel değerler, yönetim değerleri girebilir, ondan sonra devlet değeri var.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Bağımsızlık var.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onlar, egemenlik değeri var, bağımsızlık var. Devlet değeri işte, onun vasıfları, bağımsızlık.

Ondan sonra, egemenlik değeri var, vatan değeri var. Bunları biz ortaya koyduk. Sade bir yemin ama bütün 3 metinden tek tek tartışılarak bir metin oluşturabiliriz.

Atilla Bey, haklı bir kaygısını kendisine göre, kendi tezleri içerisinde ortaya koydu. “Burada başkanlık sistemine referans yapan bir ibare de var.” dendi. Biz, zaten, baştan beri şunu ifade ediyoruz: Zaten Atilla Bey de bu şeyden sonra, yeni yıl başında… Elbette ki partinin Başkanlık sistemi önerisi orada duracaktır, geri çekilmesi olur mu? Bunun medeni formülü var. Biz aslında bu maddede o tartışmanın yapılmasını istemezdik ama şu olabilir, yine şey edeyim: Bizim burada 2 şey var. Bu ibare, şöyle söyleyeyim, eğer ortak metinde mutabık kalırsak onu biz ihtirazi kayıt, aşağıya not olarak düşeriz, o yazılır, Başkanlık sistemini kabul etmeyeceğine göre.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yani Başkanlık sistemi olursa olur, olmazsa olmaz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, evet yani o kadar, onu koyarız oraya. Müşterek metin şey ederiz. Biz deriz ki, tamam, metin yemin metni, başkanlık sistemini siz “Kabul etmiyoruz.” deyince, başkanlık sistemini koruyoruz yani o ibareyi koruyoruz deriz, o kadar basit.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Peki, arkadaşlar, bir telif mümkün mü yani birleştirme, bir ortak metin?

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Telifin mümkün olabilmesi için CHP ve MHP’nin yemin metinlerindeki bazı ibarelerin çıkması gerekecek.

FARUK BAL (Konya) – Şimdi, telif mümkün. CHP’nin bizim yeminin özüne uygun imza edilmesi konusundaki düşüncesine farklı bir bakışınız yoksa telif etmek mümkün tabii.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bunu telife çalışalım.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yani nasıl olur, olur mu olmaz mı? Eğer olursa nasıl olur?

Buyurun.


ATİLLA KART (Konya) – Tabii, telif noktasında bir gayret gösterelim. Ancak daha evvel, bir değerlendirmenizle ilgili ayrıca bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Şimdi, burada o dediğiniz notu yani kendi önerinizin altına “başkan, başkan yardımcısı” ibaresini saklı tuttuğunuzu şimdi yazmanız gerekiyor, tartışmanın sonucunda değil. Biz şu anda parlamenter sistemi müzakere ediyoruz. Siz, artık geldiğimiz noktada…

FARUK BAL (Konya) – Yavuz Bey, nasıl olsa siz dediniz ki parlamenter sistemle gidiyor, parlamenter…

ATİLLA KART (Konya) – Parlamenter sistemi müzakere ediyoruz.

FARUK BAL (Konya) – Çekmeyin de.

ATİLLA KART (Konya) – Bakın, arkadaşlar, “Çekin.” demiyorum. Şimdi, nedir? Burada, geldiğimiz noktada bu aslında bizim şu… Biz çok şeklî davransak şunda ısrar etmemiz gerekir: Sizin bu yemin metniniz başkanlık sistemi esas alınarak hazırlanan bir metindir.

AHMET İYİMAYA (Ankara) - Siz kabul etmiyorsunuz ki arkadaşım ya!

ATİLLA KART (Konya) - Dolayısıyla “Bu metnin müzakerede tartışılması kabil değildir, müzakereye girmesi mümkün değildir.” deyip sizin metninizi tümden çekmenizi bizim istememiz gerekir. Bu noktada yeni bir tartışma, yeni bir ihtilaf alanı yaratmak istemiyoruz. Diyoruz ki burada sizin bu maddeniz parlamenter sistemle kabili telif olan bir maddedir. Dolayısıyla, bununla bağlantılı olarak orada bir metinleri de telif etme gayreti içine gireceğimize göre, lütfen “başkan ve başkan yardımcıları “ibaresi kavramlarını bu önerinizden çektiğinizi şimdiden beyan edin, deklare edin.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sevgili Atillacığım, aziz kardeşim, biz burada müşterek bir metin oluşturalım, diyoruz. Ne size usul dayatabiliriz ne bize usul dayatabilirsiniz. Burada biz diyoruz ki; bir, burada bu ortak hükümdür; biz eğer mutabakat sağlarsak onu kabul ederiz, mutabakat sağlamazsak benim metin üzerinde niye oynayayım? Muhtevada mutabakatı sağlar isek…

ATİLLA KART (Konya) – Mutabakatı nerede arayacağız üstadım? Parlamenter sistem önerileri içinde arayacağız. Siz “başkanlık sistemi” kavramını, metnini de muhafaza ederek bunu tartışmaya açmak istiyorsunuz. Bu, gerçekten kamuoyuna karşı verdiğimiz söz anlamında da bence bir kırılmadır, bir zafiyettir. Bu anlamda yeni bir tartışmayı yaratmaya gerek yok, buna yol açmaya gerek yok, bunun pratik bir anlamı da yok.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, Atillacığım, eğer ben başkanlık sistemini çekmeyeceksem…

ATİLLA KART (Konya) – Bakın, kamuoyundaki algı ne olacaktır? Şunu lütfen göz önüne alın: Ya, bunlar, efendim, başkanlık sistemi tümüyle öneri olarak geride kaldı, müzakereye açılmayacaktı... Ancak nedir? Bunun anlamı fiilen müzakereye açılması demektir. Diğer maddelerde de benzeri tablolarla biz karşılaşacağız. Bunu yapmaya hakkınız yok, mutabık kaldığımız çerçeve sebebiyle.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerli arkadaşlar, bakın, şöyle söyleyeyim: 1) Ben milletvekili Ahmet İyimaya’yım. 2) Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili Ahmet İyimaya’yım, bir partiyi temsil ediyorum. Biz şu karara vardık: 1) Bu müzakerelere devam edelim. 2) Mutabakat hasıl olması hâlinde, zaten sizin bizim maddede mutabakatınız, başkanlık sisteminde mutabakatınız olmadığı için bizim burada etkin olmamız mümkün değil. O gibi durumda, biz orada başkanlık sistemiyle ilgili rezervimizi koruyacağız, bu kadar basit, bu 1’inci taslak. Atillacığım, ben geri çekemiyorsam bunu, çekmiyorsam, o noktada mutabık kalmışsak… Şimdi, diyelim ki şu metin oluştu -3-4 parti- metin oluştu, yazılır. Biz deriz ki, çekmediğimiz sistem gereği burada şunun yer alması lazım. Almış olur mu? Almaz. Çünkü 3’ünüz, 4’ünüz karşı koyunca almaz ki ama bunda biz sistemi çekmediğimiz için bu rezerv gayet doğal Atillacığım.

FARUK BAL (Konya) – Efendim, müsaade eder misiniz?

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Buyurun.

FARUK BAL (Konya) – Şimdi, Sayın İyimaya, size bu öneriyi niye getirdiniz, bunu çekin, demiyoruz, böyle bir hakkımız yok.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Peki, benim şu yöntemimin kabul edilmeyecek hangi tarafı var?

FARUK BAL (Konya) – Bir dakika…

Ama, sizin öneriniz üzerinden başkan ve başkan yardımcısının yeminini biz tartışamayız MHP olarak çünkü bu sisteme karşıyız. O zaman siz başından “başkan ve başkan yardımcısı” kısmını daha sonra dersiniz, ne derseniz deyin bir kenara bırakın, parlamenter sistemin yasama organının üyelerinin yemindir bu diyelim, bunun üzerinden devam edelim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Farukcuğum, şimdi, aslında bir hafta sonra geleceğimiz sorunu, ele aldığımız madde sebebiyle erkene aldık, bu doğru olmadı. Yarın güven oylamasına geldik, güven oylamasına…

FARUK BAL (Konya) – Aynı şey gelecek.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ne yapacaksın? Güven oylamasıyla ilgili teklif mi vereceğim?

FARUK BAL (Konya) – Hayır, vermeyebilirsin.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam, aynı şey. Vermeyebilirim tabii. Orada diyeceğiz ki güven oylaması başkanlık sisteminde olmadığı için…

ATİLLA KART (Konya) – Üstadım şöyle: Güven oylamasında zaten nedir? Sizin ortada herhangi bir madde öneriniz yok, siz orada izleyeceksiniz, 3 grubun tartışmasına iştirak edersiniz, ayrıca kendi önerinizi, parlamenter sistem içinde kendi önerinizi elbette sunabilirsiniz, orada daha farklı bir tablo var.

FARUK BAL (Konya) – Şimdi, Ahmetciğim, biz zeminden çıkmayalım. Zemin nedir?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Zeminden hiç çıkmıyoruz, Faruk Bey siz çıkarıyorsunuz.

FARUK BAL (Konya) – Bir dakika… Zemin şu Sayın Hocam, İyimaya hatırlamayabilir, siz hatırlarsınız. Başkanlık sistemi geldiğinde denildi ki: Kardeşim, bu bir sistem meselesidir. Bu sistem, Türkiye'nin başını ağrıtır vesaire gibi gerekçeler söylendi, AKP de “Ağrıtmaz, daha iyi olur.” dedi ama tartışma bir sona ulaştı. Neydi o son? Şuydu: “Anayasa Uzlaşma Komisyonunda yasama organıyla ilgili müzakereler parlamenter sistemin yasama organı esas alınarak yürüyecektir.” denildi. Şimdi, buradayız. Buradan dönüp Başkanlık sisteminin başkanının ve yardımcısının yeminini tartışamayız.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, bunu müşterek metin çıktığı zaman biz onu nota koyacağız.

FARUK BAL (Konya) – İşte sen o zaman bu “başkan ve başkan yardımcısı”nı alta koy…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu usul dayatması olur Farukcuğum.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkan…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir dakika Hocam… Bu önemli. Mesele şu…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Şimdi, Ahmet Bey, izniniz olursa…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir dakika efendim, bir dakika, bir müşterek şey edelim.

Farukcuğum, Atillacığım bu şeyi şöyle yapalım: Bu yani…

FARUK BAL (Konya) – Çözümü sen bul.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya bir dakika, bulacağım.

Şimdi, dediğimiz gibi Başkanlık sistemini geri almayınca bu müzakerenin 3 tane sorunu var. 1) Saf parlamenter sistemle ilgili önerilerin birleşmesi hâlinde problem yok, geldik zaten yani bizimki, sizinki, öbürü işte bağdaşmazlık, düşme, orada problem yok.

2) Salt Başkanlık sistemiyle ilgili sorunlarda problem var.

3) İlk defa karşılaşıyoruz. Yarı ilgili, mesela dediğiniz gibi 2 ibare başkanlık sistemiyle ilgili, bu objektif bir değerlendirme. Siz diyorsunuz ki: “Bunu çekin.” O zaman biz bunu şöyle yaparız: Biz şimdi, hani bizim o saf maddeler var ya…

FARUK BAL (Konya) – Çekin demiyoruz, yanlış anlıyorsunuz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Farukçuğum, ben bir usul şey edeceğim, kendim yapamam bunu, usul bu, kendim yapamam. Burada yapacağım şey şu: 3 arkadaş bu toplantıya geliriz veya aramızda konuşuruz, bunu da değerlendiririz ama ben bizim aramızda yani o ünlü toplantıda, Başbakanımızın da bulunduğu toplantıda vardığımız mutabakata uygun olmayan bunu ben şimdi usul olarak deklare edemem. Ama şunu deriz: “Mesela metinde mutabık kaldık.” Kim yemin ediyor? Mutabakat karşısında parlamenter sistemde bunlar olmadığı için, biz başkanlık sistemine ilişkin bu ibareleri muhafaza ediyoruz diyebiliriz, mümkün, Atillacığım ama böyle karma –ilk defa karşılaştık bununla- bir sistemde. Çünkü öbüründe ne yapacağız? Dediğiniz gibi öneriniz yok, bizi izleyeceksiniz, belki biz katkıda bulunacağız falan ama burada karma haklısınız yani hem parlamenter sistemde olan şey var hem Başkanlık sisteminde olan şey var.

FARUK BAL (Konya) – O zaman mehil iste.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Burada karşı koyduğunuzda, ben bu usulü geliştiremem Farukcuğum. Yani ben sınırlarımı biliyorum. Yani ben şu anda o usulü geliştirme niyetindeyim. O zaman şey yapalım, bunu bırakalım.

ATİLLA KART (Konya) – Bu ibare burada dururken bence biz bunu tartışamayız.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anladım, o kadar, o da sizin hakkınız.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkanım, Atilla Bey’den sonra…

ATİLLA KART (Konya) – Siz 3 kişi olarak ya da yetkililerinizle görüşün, buna bir çözüm bulalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii. Biz saf maddeye devam edelim.

ATİLLA KART (Konya) – Bu o zaman fiilen “Başkanlık” kavramını bu metnin içinde tartışmaya açmak olur, fiilen delmek olur. Bu bizi de kamuoyu nezdinde zor bir duruma getirir.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – O hassasiyetiniz de tamam Atilla Bey. Tamam Hocam, müşterek bir şey bulalım ona, anladım.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkanım, söz istiyorum ben de.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bir şey dememe kalmadı gerek kalmadı zaten yani ben anlaştırmaya çalışacaktım.

FARUK BAL (Konya) – Siz görüşünüzü ifade etmediniz başkanlık sistemi konusunda.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Benim görüşüm şuydu: Şimdi, mesela biz bu tip şeylerde… Yani yakın size yakın bir şey söyleyeceğim ortayı bulma anlamında. Mesela, şimdi, bizim tartıştığımız yemin metni, yani yemin olsun olmasın, nasıl olsun? Yemin belirlenir. Bu yemini kimler içer, bakan mı, milletvekili mi? Biz şu an milletvekilini konuşuyoruz. AK PARTİ “başkan ve başkan yardımcısı”nı kırmızı olarak paranteze koyar. Yani kırmızı olarak paranteze alsak…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onu yazıyorum öyle, mümkün dedim canım, tamamlayayım da mutabık kalırsak…

ATİLLA KART (Konya) – Parantez değil efendim yani diyecek ki burada…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Tartışabilir miyiz?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Atilla Bey, “Olmuyor.” diyor.

ATİLLA KART (Konya) – “Parlamenter sistem esas alınarak tartışma yapıldığı için önerimizdeki ‘başkan ve başkan yardımcısı’ ibaresi bu öneri için söz konusu değildir.”

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkanım, bittiyse ben de görüşümüzü açıklayabilir miyim?

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Buyurun.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Şimdi, her konu hükûmet sistemine geldiğinde 2 grup şiddetle “Biz bunu müzakere etmiyoruz.” hâlbuki 2 grup da “Edebiliriz.” diyor. Şimdi, bu yaklaşım tarzı anayasa uzlaşması mantığına aykırı bir kere ve defalarca “Önerinizi ne yapacaksanız yapın bize kesin kararınızı bildirin.” dendi. Bizim danışmanlık hizmeti vermiş olduğumuz parti yetkilileri toplandılar ve kararlarını aldılar, bize de o şekilde bildirildi. Dendi ki: “Her maddede başkanlık sistemiyle ilgili olan hususlara katılınmıyorsa -ki öyle olacaktır- kırmızı yazılıp geçilecek.” Şimdi, mesela diyelim ki AK PARTİ’nin şeyini açın, örnek göstermek anlamında. Metnin orada “başkan, başkan yardımcısı, bakanlar”ı da paranteze alıp kırmızı bırakın, metnin içeriğine gireceğiz, başka türlü müzakere edilmez. O zaman şu mu denilmek isteniyor? Siz bu masadan kalkın gidin, biz müzakere etmiyoruz, bu masa dağılsın anlamına gelir bu. Bu karar alındı, defalarca alındı Atilla Bey. Şimdi, bakın, bu parti müzakeresini yaptı ve en üst yetkili merciler bu masadan başkanlığı çekmeyeceklerini açıkladılar. Dolayısıyla da her aşamada “Başkanlığı çekin, çekin, bu müzakere edilmez.” denmesi, bir kere bu uzlaşma mantığına aykırı. Yapılacak şey, ben çözümü gösteriyorum teknik olarak da, artık karar tabii ki sizlerin. Orada -bakın zaten metin kırmızı, az önce açın demiştim ya, yemin metnine giderseniz- olacak şey şudur: Lütfen “başkan, başkan yardımcısı, bakanlar ve”nin sonuna kadar parantez içine alın, mesela başına “AK PARTİ” yazın, diğer tarafta da yeşiller yeşil olacak, kırmızılar kırmızı olacak, orada da kırmızı olacak. Şimdi, siz burada o kırmızı olduğunda, yanında da “AK PARTİ” yazdığında siz buna katılmış olmuyorsunuz, bunu müzakere de etmiyorsunuz zaten, reddediyorsunuz, vatandaşlıkta da bunu yaptık. Aşağıya iniyoruz, metnin içine girdiğimizde “Atatürk devrimleri” kelimesine diğer gruplar katılmadığı zaman “Biz bunu müzakere etmiyoruz, bunu çekin.” deme hakkımız yok ki. Siz onu kırmızı olarak parantez içine yazacaksınız. Başka türlü bu masa devam edemez, başka türlü bu uzlaşma, görüşmeler devam edemez. Yani burada artık şunu da görmemiz lazım: Burada, bu masaya birtakım kırmızı çizgiler koyarak “Bizim bu kırmızı çizgimizdir, bu kabul görmediği takdirde masa dağılsın, bu süreç bitsin.” demek, inanın Türkiye'nin yararına değil. Şu anlamda: Bunu en iyi niyetlerle bir yere kadar sürdürmemiz lazım. Bu masa sonucunda bir anayasa çıkarırsak ne mutlu ülkemiz adına, milletimiz adına. Ama, en kötü ihtimalle bu bütün gruplar her şeyi müzakere etmiş olacak, uzlaşabildikleri ortaya çıkacak, uzlaşamadıkları görülecek, daha sonra tekrar onlar üzerinden belki gidilecek. Burası Türkiye'nin anayasacılık birikimi açısından son derece önemli bir masa. Yani böyle her aşamada Başkanlık gündeme geldiği zaman…

Ben bir de şunu anlamıyorum: Yani bu anayasada inanın hükûmet sisteminden çok çok önemli şeyler var, çok önemli şeyler var. Orada kırmızı yazıp yazıp gittik ama nedense bu hükûmet sistemi dediğimiz ne menem şeyse defalarca bunu çok açıklamaya çalıştık. parlamenter sistem de var demokrasilerde, başkanlık sistemi de var, yarı başkanlığı da var, meclis hükûmeti bile var. Dolayısıyla, burada niye bu kadar bir kırmızı çizgi, niye “Bunu çekin.” şeklindeki bir yaklaşım? Bu anayasacılığımıza katkı değil. Dolayısıyla, yöntem olacaksa… En üst düzeyde bu parti toplandı, kararını aldı. Bize bildirilen şu: Kırmızı yazılacak ve geçilecek, kesinlikle bir geri çekme söz konusu değil.

ATİLLA KART (Konya) – Müsaade buyurun Değerli Başkanım.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yani isterseniz son olması açısından çok küçük bir şey söyleyeyim. Yani neticede bir tarz çıktı ortaya. Şimdi, bana göre de parantez içine kırmızı konulup öbür metin tartışılabilir ama bu konuda tabii farklı bir fikir de varsa kimsenin kimseye fikrini zorla kabul ettirme imkânı da mümkün değil.

Atilla Bey, son kanaatlerini bizlere bildirirse noktalarız bunu.

Buyurun.

ATİLLA KART (Konya) – Şimdi, şöyle: Adalet ve Kalkınma Partisi yetkili kurullarında tartışmıştır, saygı duyarız, oradaki kararlara da elbette saygı duyarız. O kararların ötesinde, biz burada komisyon olarak tartıştık, müzakere ettik. O müzakere çerçevesinde de Sayın Meclis Başkanımızın da bulunduğu oturumda hangi şartla müzakerelere devam kararı alındı? Bundan sonraki çalışmalarda elbette biz ”Başkanlık sistemini içeren madde taslaklarını geri alın, revize edin.” şeklindeki önerimizin yanlış olduğunu fark ettik, bunun siyaseten yanlış olduğunu, siyasi nezaket anlamında yanlış olduğunu gördük ve bu noktada hiçbir komplekse kapılmadan o noktadaki ısrarımızdan vazgeçtik, dedik ki: “Elbette bir öneridir, kalkıp bizim, grupların önerilerine, içeriklerine müdahale etmemiz, ona tasarruf etmemiz söz konusu olamaz.” O öneri nedir? Orada kalır, öneri olarak kalır, müzakere edilmez. Müzakere parlamenter sistemi esas alacak şekilde yürür, yürütülür ve bu noktada bizim bu kaydımıza karşı da diğer 3 grubun da bir itirazı olmadı. Dolayısıyla, bir mutabakat en azından zımni mutabakat sağlandı ve o zımni mutabakat üzerinedir ki işte bir haftadır, on gündür çalışıyoruz. Şimdi, hâl böyle iken gelen bu madde metninde mesele sadece bu madde belki de değil…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başka maddeler de gelir canım.

ATİLLA KART (Konya) - Devamı gelecek bunun. Şimdi, burada başkanlık sistemine ilişkin kavramlar, kurumlar, o madde içeriğinde dururken bizim müzakereyi yapmamız o mutabakatı burada, bu masada vardığımız mutabakatın içini boşaltmak anlamına gelir. Burada, biz sizden, sizin önerinizi masadan kaldırmanız anlamında, geri çekmeniz anlamında bir talepte bulunmuyoruz. Nedir? Önerinizin özü duruyor, içeriği duruyor, lafzı duruyor. Ama nedir? Vardığımız mutabakat gereği “başkan ve başkan yardımcısı” kavramın, bu önerinizde parlamenter sistemin müzakeresi yapıldığı için, bunun müzakerede söz konusu olamayacağı anlamında beyanda bulunmanızı istiyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şöyle söyleyeyim Başkanım…

ATİLLA KART (Konya) – Önerinizi geri alın demiyoruz. Önerinizi geri çekin demiyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Atilla’cığım, sevgili kardeşim… Faruk Bey…

FARUK BAL (Konya) - Ben bir orta yol bulmaya çalışayım müsaade ederseniz.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Şimdi arkadaşlar, aslında konu anlaşıldı yani bu konuda tavırlarınızı koyun…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir dakika… Mesele şu efendim, bakın: Biz şimdi… Yani 3 türlü madde var, şu anda önümüzde müzakere edilecek 3 türlü madde var.

1) Başkanlık sisteminde de parlamenter sistemde de müşterek olan maddeler var. Orada bir problem yok.

2) Başkanlık sisteminde de parlamenter sistemde de farklı olan maddeler var.

FARUK BAL (Konya) – Onları biliyoruz canım, tamam.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Orada da hiç problem yok. Ben kendi maddemi orada olduğu gibi koruyacağım, siz parlamenter sistem maddesini şey yapacaksınız. Sorun karma maddelerde yani kısmen başkanlık sistemiyle, kısmen parlamenter sistemle ilgili. O zaman, gaye şu Atilla’cığım: Müşterek metin yazmıyor muyuz? Peki biz farklı maddelerde korumayacak mıyız? Biz, şu hüküm burada kalacak diyoruz, şu hükmü istemiyoruz diyoruz kendi hanemizde. Burada da siz yeminle ilgili metni yazıyorsunuz. Ne metni? Giriş cümlesini. Yani mutabakat değil, muhteva değil, “Milletvekili göreve başlarken” diyorsunuz. Biz de parantez içerisinde diyeceğiz ki: Buna, savunduğumuz sistem gereği şu şu da olacak diyoruz. Bu basit bir şey Atilla; bu, ne engelleme sebebi ne başkanlığın müzakeresinin kabulü sebebi. Yani…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Şu kırmızıyı revize etmeniz mümkün mü?

ATİLLA KART (Konya) – Hayır.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Peki.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yemini çıkaralım, böylece bu tartışma da sonlanır aslında.

FARUK BAL (Konya) – Şöyle yapabilir miyiz? Bir saniye, bir saniye…Sayın İyimaya...

Şimdi, Atilla’cığım, siz de dikkat ederseniz bir orta yol bulmaya çalışacağım. Birinci olarak, başkanlık dediğimiz kavram bir sistem meselesidir. Sisteme karşı olduğumuz için bundan sonra -siz ısrarlı olduğunuza göre- bütün maddeler kırmızı gidecek demektir. O zaman burada uzlaşmanın hiçbir imkân ve ihtimali kalmayacak demektir. Bunu mümkün kılabilmek için bu kurul karar verdi ki buradaki yasama meclisinin, yürütme organlarının ve icra organlarının metinleri yazılırken parlamenter sistemin icra organı, yasama organı ve kavramları esastır denildi. Buna siz de “evet” dediniz, biz de “evet” dedik, herkes “evet” dedi.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Bakan, öyle denmedi, ortak olanlar önce bitirilsin dendi. Yoksa o diğerleri…

FARUK BAL (Konya) – Buraya dikkat edin. Şimdi bu kararı değersizleştirerek, ileride –bunu söylemek istemiyordum ama söyleyeceğim- iktidar partisinin b, c, d, e planları devreye sokulduğunda şu sözle MHP karşılaşmak istemiyor: Biz bunu müzakere ettik, bak bu kısmını kabul ettiler, bu kısmını da halk kabul ediversin. Bu dayatmaya gelmek istemiyoruz. Dolayısıyla…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Bakan, hiçbir şeyi kabul etmiyorsunuz ki, başkanlığın “b”sini bile kabul etmiyorsunuz, kırmızı kalıyor. Mesela, vatandaşlıkta kırmızı yazdığınız gibi AK PARTİ’de…

FARUK BAL (Konya) – Hocam, şimdi benim konuşmamın insicamı bitiyor. Not alın, ayrı ayrı cevap verin.

Dolayısıyla, b, c, d planlarını bilmediğimiz için o planlara basamak olabilecek şekilde bir müzakereyi biz doğru bulmuyoruz. Çözüm şudur: AKP’ye bunu çek kardeşim deme yetkimiz yok. Öyle bir şey düşünebilir misiniz? Her parti kendi düşüncesini söyleyecek. Söyledi, önerisini getirdi. Bu önerinin başına bir parantez açalım, diyelim ki: “Bu, başkanlık sistemiyle ilgilidir, Komisyonda müzakere edilmemiştir, milletvekili yemininin metni müzakere edilmiştir.”

ATİLLA KART (Konya) – “Müzakereye esas alınmamıştır, müzakerede yer almamıştır.”

FARUK BAL (Konya) – Hayır. “Müzakere edilmemiştir.” diyelim, ondan sonra da metni görüşelim. Bu yanlış olur mu? Neresi yanlış bunun?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şöyle söyleyeyim Faruk’çuğum…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bu mümkün mü?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şöyle söyleyeyim: Zaten “Müzakere etmeyi kabul etmiyoruz.” diyor. Bitiyor, “Kabul etmiyoruz.” diyor.

ATİLLA KART (Konya) – Sizin beyanınızı alalım. Bizim beyanınız değil, sizin beyanının önemli efendim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Efendim, ya Atilla Bey, beyan ettik zaten. Şu anda beyan kaç defa geçti sevgili kardeşim.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – O zaman arkadaşlar, izniniz olursa ben son noktayı koyayım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir dakika, bu çok önemli ya. Hocam, bu önemli yani. Bu ileride günlerimizi alacak.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Önemli ama sürekli bir uzlaşma da olmazsa… Bir krizdir bu, tekrar görüşülecek.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kriz değil ya, kriz değil.

Şimdi, Faruk’çuğum, Atilla Bey, şöyle: Biz, başkanlık sisteminde ayrı, parlamenter sistemde ayrı bir maddeyi nasıl müzakere edeceğiz? Bir kurum var, başkanlık sisteminde ayrı, parlamenter sistemde ayrı. Güvenoyu diyelim; birinde negatif, öbüründe pozitif.

FARUK BAL (Konya) – Somut tartışmaya gel yani diğerlerine değil.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Somut, somut… Oraya geliyorum işte, oraya geçeceğiz Ağabey. Oradaki usulü… Onun için ben dedim ki bakın, ben kategorik düşünüyorum ortak hükümler bakımından sorun yok, zıt hükümler bakımından sorun yok, karma hükümler bakımından bu akşam bir sorunla karşılaştık. Sizin görüşünüz o, hocamın ve benim ortaya koyduğum görüş bu, Faruk Bey de diyor ki: “Bunun müzakere edilmediği dercedilsin.” diyor. Yani burada bir sorunla karşı karşıyayız.

FARUK BAL (Konya) – Hayır, bu doğru değil mi, gerçek değil mi? Yani parlamenter rejimi müzakere etmedik biz burada. Daha doğrusu…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya, Hocam, bunu değerlendirmiyorum ben. Yani bir sorunla karşı karşıyayız, bunu çözelim. Çözülemeyecek bir sorun değil. Bu akşam burada kesinlikle çözülemeyecek bir sorun değil.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Arkadaşlar, bu kadar felsefi tartışmalara biraz daha basit bir şey getirebilir miyim? Yani arkadaşların dediği; bunu araya sıkıştırmayın; araya yolcu almayın yani halk tabiriyle. Siz de ya bir şey olmaz… Yani sıkışsa… Bana göre parantez içine alınabilir.

ATİLLA KART (Konya) – Mutabakatın içini boşaltmayalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Boşaltmayacağız. Siz bize, biz size saygı duyalım ya.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – O zaman, arkadaşlar bunu düşünecekler yani taraflar. Bir yere varamıyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii düşünecekler.

FARUK BAL (Konya) – Varılıyor canım. Paranteze aldın mı, paranteze alınıyor mu?

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Hayır, parantezi kabul ediyor Atilla Bey.

FARUK BAL (Konya) – Şurada diyorsunuz ya “Başkan, başkan yardımcısı…” Bunlar parantez içerisinde. “İki nokta üst üsteden” sonra “Bu sıfatlar başkanlık sistemiyle ilgili olduğundan Komisyonda müzakere edilmemiştir.”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bak, bu şöyle olur Hocam. Şimdi şöyle bir şey konabilir…

ATİLLA KART (Konya) – Yani biz, bakın, vardığımız mutabakatın dışında sizden bir şey istemiyoruz. Parlamenter sistemi müzakere ediyoruz, diyoruz ki: Bu 2 kapı parlamenter sistemin dışında kaldığı için konuşulmamıştır. Bunu zikredelim diyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Atilla kardeşim, hayır, hayır, yok. Atilla kardeşim, buna karşı koymuyoruz efendim. Ama şey etmeyin yani “içi boşaltmak” vesaire demeyin yani doğruyu bulalım. Şu mümkün: “Biz parantez içerisine koyalım.” dedik. İlave etti Faruk Bey, dedi ki…

ATİLLA KART (Konya) – Bakın… Çok özür dilerim, lafınızı kesiyorum…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bir şey daha var, ekleyecek de... Bir şey ekleyecekler sanki yani öyle bir his oldu bende.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bitireyim, Atilla’cığım bitireyim de öyle. Cümlemi bitireyim Sevgili Başkanım yani.

Faruk Bey de diyor ki: “Bu, başkanlık sisteminin kavram, müessese veya terminolojisi olduğu için müzakere edilmemiştir.” Şimdi, şunu belki diyebiliriz: Akşam müzakere edeceğiz. “Tarafımızdan müzakeresi istenmiş ama diğer partiler müzakereyi sistem farklılığı sebebiyle istememiştir.” Denebilir mi? Bunu diyebilmek için…

FARUK BAL (Konya) – Akşam diyeceksiniz bunu.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – O zaman yarın kaçta toplanıyoruz arkadaşlar?

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Bakan, Sayın Başkan; şimdi bakın, bu sorunu erteleye, erteleye nereye kadar gideceğiz?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ertelemiyoruz ya Hocam.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Bakın, Sayın Bakanın çözümü fena değil, onu biraz daha revize edebiliriz.

FARMUK BAL (Konya) – En masumu bu.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Bakın, parantez içine yazıldı mı, önüne “AK PARTİ önerisidir, diğer partiler katılmamıştır…” Bitti.

ATİLLA KART (Konya) – Hayır…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yok, müzakere edilmedi Hocam.

ATİLLA KART (Konya) – Biz son uygulamayı yapıyoruz, şimdiye kadar yaptığımız uygulamayı yapıyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, Atilla’cığım, akşam şöyle… Faruk Bey, Faruk Hoca… Akşam, yine yarın zamanı geçirmemek için bizim ibareyi parantez içinde “Bunlar başkanlık sisteminin kavram, kurum ve terminolojisi olduğu için müzakere kılınmaması…”

PROF. DR. YAVUZ ATAR – “Partiler reddetmiştir.” diyeceğiz bu kadar. “Diğer gruplar reddetmiştir.”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bir dakika Hocam ya. Ya, Hocam, bir formül şey edelim ya. Neyi reddetti? Müzakere etmedi ya.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Peki, o zaman şunu mu söyleyelim? Değerli arkadaşlar, o zaman biz, şu kavramlar müzakere edilmemiştir, müzakeresi reddedilmiştir mi diyeceğiz?

FARUK BAL (Konya) – Bu müzakere edilmiştir daha önce. Başkanlık sistemi uzun uzun tartışılmıştır, her farklı görüşü de…

AHMAT İYİMAYA (Ankara) – Bir dakika. Ya, Faruk, bir sonuca varalım diyorum, ben akşam yetki alayım diyorum kardeşim. Ya, bir dinlemiyorsunuz ya. Ya, bir yetki alayım diyorum akşam. Ya, lütfen… Hocam, ilimde otoritedir ama burada siyasal sözü ben söylüyorum ya.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Estağfurullah... Tabii, elbette.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bilimde de siz otoritesiniz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok yani bilimde de zaaf içerisinde değilim. Kendilerini âlim zannedenlerle kendi konumda yarışmaya her zaman şeyim.

Şimdi, bakın, arkadaşlar, mesele şu; deniyor ki: “Bu, farklı sistemle ilgili kavram olduğu için diğer partiler müzakeresine yanaşmamıştır, istememiştir.” nokta. Adalet ve Kalkınma Partisi… “Muhalefetin buna karşı koyması bu hükmün partimiz tarafından geri alınması anlamına gelmez.” diye de kayıt koyarız.

ATİLLA KART (Konya) – Önerinin geri alınması anlamına gelmez. Tabii, siz de onu diyebilirsiniz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii, tabii. Bunu konuşacağız.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yarın 14.00’te toplanalım.

Kapanma Saati: 17.11



Yüklə 6,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   ...   84




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin