səhifə 1653/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
tırtanğda- . 1. hareketlerinde zayıfa benzemek; 2. mec. boşuna çabalamak ; elinden gelmiyeceği belli olan iş için uğraşmak (başlıca, zayıf ve kurumuş adam hakkında) .
tırtanğdat- . boşuna, elinden gelmiyecek ve faydasız iş ile uğraşmaya zorlamak ; arık atınğdı tırtanğdatıp çappa: arık atını boşuna sürme , koşturma!
tırtay- , arık, kurumuş görünmek; tırtayğan arık at: zayıf, kurumuş at.
tırtayt- , et. tırtay-’ dan.
tırtık, 1. çiçek bozuğu ; beti tırtık: yüzü çiçekten bozulmuş kimse ; 2. = tırık.
tısıray- = tırsıy- .
tış, dış; tışta: dışarıda; tışka: dışarıya; tış kiyim: dış elbise.
tışkarı, 1. dışarı; 2. dış taraf; 3. evde dış taraf (yani erkekler kısmı; Özbek, Tacik yahut Uygur evlerinde) .
tışkartın, dışarıdan.
tışkı, dış taraftaki. haricî; Tışkı işter el komissariatı: Dış işler Halk komiserliği (Hariciye Vekâleti) ; tışkı sooda: dış (haricî) ticaret.
tışta- , dışlamak (zarf. gömlek geçirmek) . kapakla kaplamak; kitep tışta- : kitap ciltlemek ; çapan tışta- : çapana yüz geçirmek.
tıştal- , pas. tışta-’ dan; barkıt menen tıştağan: kadife ile kaplanmış (meş. gocuk. kürk elbise v. s. ) .
Dostları ilə paylaş: