A research on the application of participatory rural appraisal approach



Yüklə 1,23 Mb.
səhifə17/144
tarix07.01.2022
ölçüsü1,23 Mb.
#83309
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   144
Ölçek büyütme nedir?

Ölçek büyütmenin bir çok tanımı vardır ve tam anlamı kullanılmaz ise kavramsal karışıklık ortaya çıkabilir. Bizim terimle ilgili anlayışımız birikimli bir etkisi olan bir genişleme şeklindedir. 1980’lerin sonunda Hindistan ve Kenya’da küçük ölçekli projelerde uygulanması ile başlayarak, sayı ve tip olarak bir çok kuruluşda yoğun genişleme deneyimlerini yaşamıştır. Şimdi KKD’nin yayılımının birikimli etkisinin aşağı yukarı nasıl yayıldığını görmeye başladık.

KKD gibi yöntemlerin kullanılması katılımın anlamı konusundaki eski bir tartışmayı yeniden ateşledi. Bazıları terimin anlamı konusundaki anlayışımızı yoksulluğa duyarlı politikalar veya proje aracından birazcık daha fazla bir şey olarak sınırlamak istemektedirler. Bu görüş katılımın temel olarak yoksulların ihtiyaçlarına daha duyarlı politikalar geliştirmekle ve projeleri daha etkili ve verimli yapmakla (bunların tasarlanması, uygulanması ve değerlendirilmesinde aktif olarak katılan insan sayısını artırarak genel masrafları azaltarak) ilgili olduğunu ileri sürer. Katılımcı politik okul tam tersine daha geniş bir bakış açısına sahiptir. Katılımın nihai (sonul) amacı –çok istenilen bir şey olmakla birlikte- yalnızca, yoksul için çalışacak politikalar ve projeler geliştirmek değildir. Asıl amacı güçsüzler lehine politik değişimi kolaylaştırmaktır. Bazıları, katılımın; politik görüşünden ayırarak bir tekniğe indirgenmesi tehlikesinin de olduğunu da eklerler.

Gerçekten tabanda KKD ve ilgili yöntemleri uygulayanlar için, yoksulların katılımı, yoksulluğu doğuran iktidar yapılarını eş zamanlı olarak hedeflemedikçe, meydan okumadıkça anlamsızdır. Katılımcı kalkınma çalışmalarında bu çeşit bir politik anlayış tam olarak katılımcı araştırmanın ilk öncülerinin 1960’lardan bu yana öne sürdükleri yaklaşımdı.

Katılımın ideolojik bağlamı 1960’lar, 1970’ler hatta 1980’lerden bu yana oldukça değişmiştir, Soğuk savaş sonrası dünyasında kategoriler ve terminolojiler bulanıklaşmıştır. Daha çok sosyal adalete ulaşmak için Paulo Freire ve diğerlerinin temel düşüncesi sağlam ve ayakta durmaktadır. (Freire, 1968) Özellikle Endonezya’daki gibi yukardan aşağı kalkınma planlanması stilini dikkate alarak, ülkede hüküm süren iktidar yapılarını eşzamanlı olarak düşünmeye hazırlanmadıkça, bir hükümetin kitlesel olarak ülkede köylerde katılımcı planlama çalışmalarını uygulaması çok fazla bir şey ifade etmeyecektir. Aynı şey Dünya Bankasının katılımla olan ilişkisi için söylenebilir. Tabanda onun için çalışan bir çok kişi ile birlikte Dünya Bankasının kamu oyu imajı yıllar geçtikçe iyileşmiş ise de Banka tarafından empoze edilen yapısal uyarlama politikalarının sosyal maliyetleri hafızalarımızdan uzaklaşmıyor. Birileri sormalı: Bankanın katılımcılık anlayışı nedir?

Katılımcılık bugün uluslararası kuruluşların kutsal ineğidir. Bununla kalkınma adı altında geniş entellektüel ve maddi kaynaklar kontrol edilir ve yönetilir.

Politika yapımcılarının, ölçeği büyütülecek olanın bir “teknik”’ten çok daha fazla bir şey olduğunu anlamalarını umuyoruz. Katılım bir dünya görüşü ve eylem biçimidir. Bu, şu anda hayatlarını etkileyen güçler üzerinde çok az kontrolü olanların ciddi bir şekilde güçlendirilmeleri için koşulları yaratmak üzere onlara yardım etmeye inanmaktır.


Yüklə 1,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   144




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin