İlmî Hayatta
Durgunluk ve
Taklid Medenî ve İçtimaî hayat, yine İktisadî hayat gibi, tedricî bir tereddi devri safhalarını geçirdi. Fakat bu da hemen husule gelmedi. Bilâkis ilk Özbekler Temürlüler zamanında: Sejnerkand ve Herat ta inkişaf eden sanatı yaşattırmışlardır. Bunlardan bilhassa Ubeyid Hanın Bukharada hükümet süren âlim oğlu Abdülâziz Han, ilim ve sanata himayekârlık göstermekle temayüz etmiştir. Bukharada bugün yaşıyan «Medrese-i Abdülâziz Han», ozamamn sanat akademisi haline getirilmişti. Mümtaz hattatlardan olan Abdülâziz Han burada Alişir’in yetiştirdiği Mîr Ali Hüseynî Meşhedi ve Mahmud Müzehhib ve Mırek Münşi gibi güzide hattat ve ressamları topîıyarak, zamanımızın sanat ve miı> yatürcülük tarihi miitahassısları tarafından «Bukhara Mektebi» tesmiye edilen183) sanat mektebini vücude getirdi 184). Zaten Özbekler daha 15. inci asırda Altın Orda ve Astarkhan taraflarında bulundukları zamanda, zamanımızın sanat tarihçileri tarafından «Kıpçak sanatı» tesmiye olunan, bir sanat inkişaf etmiş bulunuyordu 18r>). Bu sanatın mün- tesipleri bilhassa göçebe hayattan aldıkları levhaları bize miras bırakmışlardır, bunlardan bazı güzel parçalar, Topkapı Sarayında N. 1 12.0 de bulunan «Yakub Mirza albümü» nde bulunmaktadır180). Abdülâziz
Müstemleke Olan Türkistanda İçtimaî
ve Fikrî Hayat
ı 576
İsimler cetveli 732
[184) Bk. Binyonand W i 1 k i n s o n,, Persian miniature Pqiw- ling, London, 1933, s. 106-109.]
i8r>) Bk. P h. W. S c h u 1 z, Die persisch-islamische Miniaturmaîereit. ]I, p. XXX; Marteau et Vevre,Miniatures Persanes, t. I. p. LHl-LIV.. [180Bk.lvan StcHoukine in Joum. Asiat. t. 226, 1935, s. 129-132#
Han devrinde bu eski Kıpçak mektebinde, Bukharaya getirilen Herat üstatları sayesinde yeni bir inkişaf devresi başladı ve dediğimiz «Bukha- ra Mektebi» eserleri vücude geldi. Mahmud Müzehhib tarafından Nizamînin «Khamse»sinin Paris millî kütüphanesinde (suppl. pers. N. 985) ki nüshasına yaptığı resimler, bilhassa Selçukî Sultan Sen çere ait bir hikâyeye yaptığı resim, tekmil İslâm sanatinin şaheserlerinden addedilmektedir 184). Bu Mahmud Müzehhib ‘gibi, yine Herattan Alişir Mektebinden gelen Yusuf Naqqâş’ta zamanının en büyük ressamlarından olmuştur 3K<)* Abdülâziz Hanın yaşattığı bu sanat mektebi 16. ncı asrın sonlarına doğru zerafet ve nefaset itibariyle tenezzüle yüz tuttu ise de, daha 1 7. nci asırda Astarkhanîler zamanında bilhassa Balkh ve Bukharada yaşadı. Abdülâziz ve Subhankulı Hanların Bukharadaki «Kütüphane-i Ma*mure»sinde, eski Temürlüler ve Şfbanlılar zamanında olduğu gibi, hattat ve nakkaşlar terbiye edildi. Mevlânâ Hacı Yadigâr Subhnakuh zamanındaki hattatların reisi, Mır Muhammed Emin Bukharî de mezkûr kitaphanesindeki nakkaşların reisi idi. Subhankulının Bukharada Uluğ Bek medresesi karşısında bina ettirdiği büyük medresenin çini kitabelerini ve resimlerini, bu Muhammed Emin Nakkaş vücuda getirdi; bunun Şıban Oğulları ve Astarkhanîler zamanında yaşıyan nakkaşlık ve musiki tarihine dair telifleri de vardır. Mimarlık hususunda da eski an’ane devam ettirildi.
Şıbanlı Abdülmümin Han eski Balkh’m en güzel ve en muhteşem binaları sıfatıyla zamanımıza kadar muhafaza olunan Khoca Ebunasır Pârsâ ve Khoca-i Akâşe (sahabelerden ‘Akâşe bn. Muhsin)nin türbelerini ve eski Bailkh «Erk»inin, bugün bile ihtişamını muhafaza eden, dervaze ve «taq»mı yaptırdı. Subhankulı Han ise bu «Tâq-i Ebunasır Pârsâ» nm karşısında gayet müzeyyen bir medrese bina ettirmişti; şimdi haraptır. Bu han aynı zamanda, Bukharadaki medresesinden, başka bu şehirde bir de güzel bir Darüşşifâ vücuda getirmişti. Yalnız hanlar değil, beğler de güzel gqzel eserler vücude getirmişlerdir. Bunlardan