2Gi) W. W. Radloff, Proben der Völkliteratur der Türkischen Stamme mukaddime.
(elbette bir miktar Islâm'ı unsura karıştırarak) halkın geniş tabakaları arasında tamim ve halefleri için tesbıt etmiştir.
Yusufbekin kazakçası, Kazak olmıyan Türklerce de anlaşılır, im- lâsı da eski çağatay imlâsından alınmıştır. Bunun neşriyatından «Qızci- bek», «Alpamış», «Ayman Çolpan» da mâruftur. Bu tip halk şairlerinden yine Kustanay tümeninden Kıpçak Nurcan A.qın meşhurdur. «Alaş» ismi altında çıkan şiir mecmuası, zamanında Kazaklarca pek makbuldü.
Kazak arasında mollalık, eden bazı Tatarlar da, bu edebiyata hizmet etmişlerdir. Bunlardan Şahmerdan Molla mâruftur. Bunların dili çok bozuk bir şivede îdi. Şahmerdan Molla kendisine ait olmıyan eser- leıide benimsemiştir (o cümleden Altmsarının «Khrestomatiya» sini, «Mektubat» unvaniyle 1899 da kendi namına tab’ettirmiş, sonra da bu kitabı Altınsarın’ın kendisi tekrar tashih ederek tabettirmiştir.)
Diğer taraftan kazak edebiyatı, daha ilk teessüsünden başlıyarak avnı zamanda asrı fikirleri de neşrediyor, asrı edebiyat şeklini almıya başlıyor. Edebiyatın bu bölümünün tesisi şerefi, Kunanbayoğîiı Ahay’a aittir. Bu zat, Semipalat tümeninde Çmgıztav’da 1845 yılında doğmuş ve 1906 da 60 yaşında iken yine orada vefat etmiştir. Argın kabilesinin Tubıqtı şubesinin, yukarıda doğu Kazakların idaresi babında (s. 252-253) zikri geçen, muteber bir beğinin oğludur.
Gençliğinde müslüman mektebinde arapça ve farsça ve sonra biraz da rusça öğrenmiştir. 35 yaşında iken, rus inkılâpçılarından Michailis, Aba}'' ın vatanına menfaya gönderiliyor. Abay ondan rusçasını ilerletip, Puşkin, Lermontov, Nıkrasov, Leon Tolstoy, Turginev, Saltikov-Şçed- ıin, Dostoyevski, gibi rus ediplerinin eserleri, Belinski ve Pisarev gibi- lerin rus edebiyatına ait tenkitlerini, Spenser’in «Tecrübe», L’uis (Ge- oıge Henry Leues)in «Pozitif felsefe», Draper’in «Avrupa’nın fikrî inkişafı» gibi eserlerini ve rus ihtilâlci filozofu Çerneşevski’nin neşriyatını okuyor. Avrupa şâirlerinden bilhassa Lermontov ve onun üstadı Bay- ron, Abayın hoşuna gidiyordu. Abaym eserlerinde farsçadan Sa’dî ve türkçeder Nevayı ve Fuzulî’nin tesiri görülür, Lermontov ve Puşkinden de tercümeleri vardır. Hele Puşkin’in «Eugini Onegin»inin manzun ter- cümesi pek parlak ve makbul olmuştur, bu eserin kahramanı olan Tat- yana nın mektubunu okadar meharetle tercüme etmiştir, ki ümmî halk şâirleri b le bunu her yerde ezberden okumuşlardır. Kendisi dindar fakat mutaassıp olmıyan ağırbaşlı bir filozof idi. Fevkalâde zeki olan A- bay, vezin düzgünlüğü, şiiiryet ve mâna itibariyle pek yüksek olan şiirler bırakmıştır. Göçebe Kazak hayatına ait ince tetkikleri, hicivleri kendi muasırlarından şikâyetleri, lirik şiirleri pek güzeldir. Abay, hem halk şâiri (aqm), hem de garp ve şark edebiyatına bihakkın âşinâ bir sahra
edip ve filozufudur. Umumiyetle hayatta sükûnet ve aile rahatlığı seven ve ilim asıkı olan bu şâirin ifadesi pek selis ve dili de en yüksek felsefeleri Kazakların çobanlarına bile anlatabilecek derecede sadedir. Halk şive- sindeki idiyomlardan. atasözlerinden istifade ederek yazdığı parçaları, göçebe hayat tasvirlerine ait kıtaları eşsiz eserlerdir.
Medenî seviye itibariyle geri olan kazak muhitinde kendisinin asrî düşüncelerini anlatabilmekten âciz kalan şâir, şikâyetlerini «Cartaş» ismiyle maruf olan şu parçasiyle ifade etmiştir :