Allah’in sifatlari : Âl-i İmrân Suresi



Yüklə 5,21 Mb.
səhifə226/227
tarix07.01.2022
ölçüsü5,21 Mb.
#87546
1   ...   219   220   221   222   223   224   225   226   227
M. Pickthall (English)

If Allah aflicteth thee with some hurt, there is none who can remove it save Him; and if He desireth good for thee,

Yûnus Suresi
109


وَاتَّبِعْ

uy


مَا يُوحَىٰ

vahyedilene



إِلَيْكَ

sana


وَاصْبِرْ

ve sabret



حَتَّىٰ

kadar


يَحْكُمَ

hükmünü verinceye



اللَّهُۚ

Allah


وَهُوَ

O


خَيْرُ

en hayırlısıdır



الْحَاكِمِينَ

hüküm verenlerin











Türkçe Transcript (*)

Vettebi’ mâ yûhâ ileyke vasbir hattâ yahkuma(A)llâh(u)(c) vehuve ḣayru-lhâkimîn(e)

Ali Bulaç Meali

Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O, hükmedenlerin en hayırlısıdır.

Edip Yüksel Meali

Sana vahyedileni izle; ALLAH hüküm verinceye kadar sabret. O, hüküm verenlerin en iyisidir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sana vahyolunana uy! Ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. Çünkü O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.

Süleyman Ateş Meali

Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O, hüküm verenlerin en iyisidir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sana vahyedilene uy ve Allah hüküm verinceye kadar sabret. O, hâkimlerin en hayırlısıdır.

Yusuf Ali (English)

Follow thou the inspiration sent unto thee, and be patient and constant, till Allah do decide: for He is the best to decide.(1491) *

M. Pickthall (English)

And (O Muhammad) follow that which is inspired in thee, and forbear until Allah give judgment. And He is the Best of Judges.

Yûsuf Suresi
6


وَكَذَٰلِكَ

böyece


يَجْتَبِيكَ

seni seçecek



رَبُّكَ

Rabbin


وَيُعَلِّمُكَ

ve sana öğretecek



مِنْ تَأْوِيلِ

yorumunu


الْأَحَادِيثِ

düşlerin


وَيُتِمُّ

ve tamamlayacaktır



نِعْمَتَهُ

ni'metini



عَلَيْكَ

sana


وَعَلَىٰ آلِ يَعْقُوبَ

ve Ya'kub soyuna



كَمَا

nasıl ki


أَتَمَّهَا

tamamlamıştı



عَلَىٰ أَبَوَيْكَ

atalarına



مِنْ قَبْلُ

daha önce



إِبْرَاهِيمَ

İbrahim'e



وَإِسْحَاقَۚ

ve İshak'a



إِنَّ

şüphesiz


رَبَّكَ

Rabbin


عَلِيمٌ

bilendir


حَكِيمٌ

hüküm ve hikmet sahibidir

















Türkçe Transcript (*)

Vekeżâlike yectebîke rabbuke veyu’allimuke min te/vîli-l-ehâdîśi veyutimmu ni’metehu ‘aleyke ve’alâ âli ya’kûbe kemâ etemmehâ ‘alâ ebeveyke min kablu ibrâhîme ve-ishâk(a)(c) inne rabbeke ‘alîmun hakîm(un)

Ali Bulaç Meali

'Böylece Rabbin seni seçkin kılacak, sözlerin yorumundan (kaynaklanan bir bilgiyi) sana öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak'a (nimetini) tamamladığı gibi senin ve Yakub ailesinin üzerindeki nimetini tamamlayacaktır. Elbette Rabbin, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.'

Edip Yüksel Meali

"Böylece Rabbin seni seçmekte, sana rüyaların yorumunu öğretmekte ve daha önceki ataların İbrahim ve İshak'a nimetini tamamladığı gibi sana ve Yakup ailesine de tamamlamaktadır. Rabbin Bilendir, Bilgedir." *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Ve işte böyle, Rabbin seni seçecek ve sana rüya tabirinden bilgiler öğretecek. Bundan önce ataların İbrahim'e ve İshak'a tamamladığı gibi, nimetini hem sana, hem de Yakup soyuna tamamlayacaktır. Muhakkak ki, Rabbin alîmdir, hakîmdir."

Süleyman Ateş Meali

Böyece Rabbin seni seçecek ve sana düşlerin yorumundan bir parça öğretecek, sana ve Ya'kub soyuna ni'metini tamamlayacaktır; nasıl ki daha önce ataların İbrahim'e ve İshak'a da ni'metini tamamlamıştı. Şüphesiz Rabbin, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte böyle! Rabbin seni seçip yüceltecek, olayların ve sözlerin tevilinden, sana bir şeyler öğretecek, hem senin hem Yakub soyunun üzerinde nimetini tamamlayacaktır. Tıpkı bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine o nimeti tamamladığı gibi. Şu kesin ki, senin Rabbin Alîm'dir, Hakîm'dir.

Yusuf Ali (English)

"Thus will thy Lord choose thee and teach thee the interpretation of stories(1636) (and events) and perfect His favour to thee and to the posterity of Jacob - even as He perfected it to thy fathers Abraham and Isaac aforetime! for Allah is full of knowledge and wisdom."(1637) *

M. Pickthall (English)

Thus thy Lord will prefer thee and will teach thee the interpretation of events, and will perfect his grace upon thee and upon the family of Jacob as he perfected it upon thy forefathers, Abraham and Isaac. Lo! thy Lord is Knower, Wise.

Yûsuf Suresi
19


وَجَاءَتْ

ve geldi


سَيَّارَةٌ

bir kervan



فَأَرْسَلُوا

gönderdiler



وَارِدَهُمْ

sucularını



فَأَدْلَىٰ

sarkıttı


دَلْوَهُۖ

kovasını


قَالَ

dedi ki


يَا بُشْرَىٰ

müjde


هَٰذَا

işte


غُلَامٌۚ

bir oğlan



وَأَسَرُّوهُ

onu sakladılar



بِضَاعَةًۚ

ticaret için



وَاللَّهُ

halbuki Allah



عَلِيمٌ

biliyordu



بِمَا يَعْمَلُونَ

onların yaptıklarını














Türkçe Transcript (*)

Vecâet seyyâratun feerselû vâridehum feedlâ delveh(u)(s)kâle yâ buşrâ hâżâ ġulâm(un)(c) veeserrûhu bidâ’a(ten)(c) va(A)llâhu ‘alîmun bimâ ya’melûn(e)

Ali Bulaç Meali

Bir yolcu-kafilesi geldi, sucularını (kuyuya su almak için) gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. 'Hey müjde... Bu bir çocuk.' dedi. Ve onu (kuyudan çıkarıp) 'ticaret konusu bir mal' olarak sakladılar. Oysa Allah, yapmakta olduklarını bilendi.

Edip Yüksel Meali

Oradan geçmekte olan bir kervan, sucularını gönderdi, kovasını sarkıtınca: "Müjde, burada bir erkek çocuğu var!," dedi. Onu ticari bir mal olarak sakladılar. ALLAH onların yaptıklarını biliyordu.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Daha sonra bir kafile gelmiş, sucularını da göndermişlerdi. Vardı, kovasını kuyuya saldı, "Müjde hey, müjde! İşte bir çocuk!" dedi. Ve onu satılık bir mal olarak gizleyip korudular. Allah ise onların ne yapacaklarını biliyordu.

Süleyman Ateş Meali

Bir kervan geldi, sucularını gönderdiler,(o da gidip kuyuya) kovasını sarkıttı: "Müjde, dedi, işte bir oğlan!" Onu ticaret için sakladılar, halbuki Allah, onların ne yaptıklarını biliyordu.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bir yolcu kafilesi gelmişti. Sucularını gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. "Müjde! Bu bir oğlan!" diye haykırdı. Ticaret maksadıyla onu sakladılar. Allah ne yaptıklarını çok iyi biliyordu.

Yusuf Ali (English)

Then there came a caravan(1653) of travellers: they sent their water-carrier (for water), and he let down his bucket (into the well)...He said: "Ah there! Good news!(1654) Here is a (fine) young man!" So they concealed him(1655) as a treasure! But Allah knoweth well all that they do!(1656) *

M. Pickthall (English)

And there came a caravan, and they sent their water- drawer. He let down his pail (into the pit). He said: Good luck! Here is a youth. And they hid him as a treasure, and Allah was Aware of what they did.


Yüklə 5,21 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   219   220   221   222   223   224   225   226   227




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin