1ـ خَمْسَةٌ يَنْبَغي أنْ يُهانُوا: اَلدَّاخِلُ بَيْنَ اثْنَيْنِ، لَمْ يُدْخِلاهُ في أمْرِهما، وَالمُتَأمِّرُ على صاحِبِ البَيْتِ في بَيْتِهِ، والمُتَقَدِّمُ على مائِدَةٍ لَمْ يُدْعَ إلَيها، وَالمُقبلُ بِحَديثِهِ على غَيرِ مُسْتَمِعٍ، وَالجالِسُ فِي المَجالِسِ الَّتي لا يَسْتَحِقُّها/ 5079.
1- Beş gruba ihanet etmek revadır: Kendisini işlerine sokmadıkları halde iki kişinin arasına giren, ev sahibine kendi evinde emreden, dâvet edilmediği sofraya oturan, sözünü dinleyen olmadan konuşan ve hak etmediği yerlerde oturan kimse. /5079
2ـ خَمْسٌ يُسْتَقْبَحْنَ مِنْ خَمْسٍ: كَثْرَةُ الفُجورِ مِنَ العُلَماءِ، والحِرْصُ في الحُكَماءِ، وَالبُخلُ فِي الأغْنياءِ، وَالقِحَةُ في النِّساءِ وَمِنَ المَشايِخِ الزِّنا/ 5080.
2- Beş sıfat, beş grup için çirkin sayılır: Günahların çokluğu alimlere, hırs hekimlere, cimrilik zenginlere, hayasızlık kadınlara ve zina yaşlılara. /5080
BEYTU'L-MAL
1ـ إنّ هذا المالَ لَيْسَ لي وَلا لَكَ، وَإنَّما هُوَ لِلْمُسْلِمينَ، وَجَلْبُ أسْيافِهِم، فَإنْ شَرَكْتَهُم في حَرْبِهِم شَرَكْتَهُمْ فيه، وَ إلاّ فَجَنا أيْديهِمْ، لا يَكُونُ لِغَيْرِ أفْواهِهِم/ 3702.
1- Şüphesiz bu mal ne senindir, ne de benim. Bu, ancak Müslümanların ve onların kılıçlarının elde ettiği maldır. Eğer onlarla beraber savaştıysan, bu mala onlarla ortaksın. Aksi takdirde onların elleriyle derip devşirdikleri şey, başkalarının ağzına nasip olmaz. /3702
BEZGİNLİK
1ـ لَيْسَ لِمَلُولٍ إخاءٌ / 7481.
1- Bezginin (din) kardeşi yoktur. /7481
2ـ لَيْسَ لِمَلُولٍ مُرُوَّةٌ / 7482.
2- Bezmişin mertliği yoktur. /7482
3ـ لاتَأمَنَنَّ مَلُولاً وَ إنْ تَحَلّي بِالصِّلَةِ، فَإنَّهُ لَيْسَ فيِ البَرْقِ الخاطِفِ مُسْتَمْتَعٌ لِمَنْ يَخُوضُ الظُّلْمَةَ / 10332.
3- Bıkmıştan asla emin olma, hatta iyilikle ziynetlense bile. Zira karanlığa gömülmüş birisine çabuk sönen ışıltının faydası yoktur. /10332
4ـ لا اُخُوَّةَ لِمَلُولٍ / 10437.
4- Hiçbir bezmişin (din) kardeşi yoktur. /10437
5ـ لا خُلَّةَ لِمَلُولٍ / 10443.
5- Bezginin dostu yoktur. /10443
BİLGİ / İDRAK / İLİM / ALLAH’I TANIMA
1ـ اَلمَعْرِفَةُ دَهَشٌ, وَ الخُلُوُّ مِنْها غَطَشٌ /1603.
1- Bilgili olmak hayranlık, bilgisizlik ise gece körlüğüdür. /1603
2ـ أفْضَلُ المَعْرِفَةِ, مَعْرِفَةُ الإنْسانِ نَفْسَهُ /2935.
2- En büyük marifet insanın kendi nefsini tanımasıdır. /2935
3ـ أكْثَرُ النّاسِ مَعْرِفَةً لِنَفْسِهِ أخْوَفُهُمْ لِرَبِّهِ /3126.
3- Halkın en bilgilisi nefsini tanıyıp Rabb’inden en çok korkandır. /3126
4ـ أعْرَفُ النّاسِ بِالزَّمانِ مَنْ لَمْ يَتَعَجَّبْ مِنْ أحْداثِهِ /3252.
4- Halkın zamana karşı en alimi olaylardan dolayı şaşırmayanıdır. /3252
5ـ اَلمَعْرِفَةُ نُورُ القَلْبِ /538.
5- Bilgi kalbin nurudur. /538
6ـ اَلمَعْرِفَةُ اَلفَوْزُ بِالقُدْسِ /542.
6- Bilgi temiz ve pak sıfatlarla kurtuluşa ermektir. /542
7ـ اَلمَعْرِفَةُ بُرْهانُ الفَضْلِ (النُّبْلِ) /829.
7- Bilgi, üstünlüğün ve zeki olmanın delilidir. /829
8ـ ثَمَرَةُ المَعْرِفَةِ العُزُوفُ عَنْ دارِ الفَناءِ /4651.
8- Bilginin meyvesi geçici diyardan el çekmektir. /5651
9ـ رُبَّ مَعْرِفَةٍ أدَّتْ إلى تَضليلٍ /5349.
9- Bazı bilgiler insanı sapıklığa çeker. /5349
10ـ عُرِفَ اللهُ سُبْحانَهُ بِفَسْخِ العَزائِمِ, وَحَلَّ العُقُودِ وَكَشْفِ الضُّرِّ, وَالبَلِيَّةِ عَمَّنْ أخْلَصَ لَهُ النِّيَّةَ /6315.
10- Allah-u Teala’yı tanımanın yollarından biri de kesin kararların feshi, anlaşmaların halli, zorlukların açılıp Allah için niyeti ihlaslı olan kimseden belaların kalkmasıdır. /6315
11ـ غايَةُ الْمَعْرِفَةِ اَلخَشْيَةُ /6359.
11- (Allah’ı) tanımaktan gaye, (O’ndan) korkmaktır. /6359
12ـ غايَةُ الْمَعْرِفَةِ أنْ يَعْرِفَ المَرْءُ نَفْسَهُ /6365.
12- (Allah’ı) tanımaktan amaç insanın kendi nefsini tanımasıdır. /6365
13ـ كَفى بِالْمَرْءِ مَعْرِفَةً أنْ يَعْرِفَ نَفْسَهُ /7036.
13- İnsanın kendi nefsini tanıması onun bilge olması için yeterlidir. /7036
14ـ لِقاحُ الْمَعْرِفَةِ دِراسَةُ اَلْعِلْمِ /7622.
14- Ders okuyup çalışmakla bilgiye gebe kalınır. /7622
15ـ مَنْ صَحَّتْ مَعْرِفَتُهُ أِنْصَرَفَتْ عَنِ العالَمِ الفاني نَفْسُهُ وَهِمَّتُهُ /9142.
15- Bilgisi doğru olanın kendisi ve himmeti geçici dünyadan yüz çevirir. /9142
16ـ مَعْرِفَةُ العالِمَ دينٌ يُدانُ, بِهِ يَكْسِبُ الإنْسانُ الطّاعَةَ في حَياتِهِ, وَجَميلَ الأحْدُوثََةِ بَعْدَ وَفاتِهِ /9849.
16- Alimin bilgisi Allah’a ibadet edilen dindir, onun vesilesi ile insan itaat eder ve öldükten sonra da güzel eserler bırakır. /9849
17ـ يَسيرُ الْمَعْرِفَةِ يُوجِبُ الزُّهْدَ (فَسادَ العَمَلِ ) في الدُّنيا /10984.
17- Marifetin azlığı dünyada zahit olmaya (tamamen kopmaya) neden olur. (veya amelin mahvolmasına neden olur) /10984
18ـ لِقاءُ أهْلِ الْمَعْرِفَةِ عِمارَةُ القُلُوبِ وَمُسْتَفادُ الحِكْمَةِ /7635.
18- Bilgi ehlinden görüşmek, kalplerin onarılmasına ve hikmet öğrenilmesine neden olur. /7635
19ـ مَنْ عَرَفَ كَفَّ /7645.
19- Bilgili olan durur. /7645
20ـ يَنْبَغي لِمَنْ عَرَفَ اللهَ سُبْحانَهُ أنْ يَرْغَبَ فيما لَدَيْهِ /10935.
20- Allah-u Teala’yı tanıyana en uygun olan, onun katında olana karşı rağbet etmesidir. /10935
21ـ مَنْ عَرَفَ اللهَ سُبْحانَهُ لَمْ يَشْقَ أبَداً /8954.
21- Allah’ı tanıyan asla bedbaht olmaz. /8954
22ـ مَنِ اعْتَمَدَ عَلَى الرَّأيِ وَ القِياسِ في مَعْرِفَةِ اللهِ ضَلَّ, وَ تَشَعَّبَتْ عَلَيْهِ الأُمُورُ /9191.
22- Allah’ı tanımada rey (şahsi görüşü) ve kıyas yoluna baş vuran helak olur, işler ona karışık-darmadağın gelir. /9191
23ـ مَعْرِفَةُ اللهِ سُبْحانَهُ أعْلَى المَعارِفِ /9864.
23- Allah’ı tanımak maariflerin en üstünüdür. /9864
24ـ يَنْبَغي لِمَنْ عَرَفَ اللهَ سُبْحانَهُ أنْ لا يَخْلُوَ قَلْبُهُ مِنْ رَجائِهِ وَخَوْفِةِ /10926.
24- Allah’ı tanıyan için en uygun şey, kalbinden onun korku ve ümidini çıkarmamasıdır. /10926
25ـ مَنْ عَرَفَ اللهَ تَوَحَّدَ /7829.
25- Allah’ı tanıyan yalnızlığı seçer. /7829
26ـ مَنْ عَرَفَ اللهَ كَمُلَتْ مَعْرِفَتُهُ /7999.
26- Allah’ı tanıyanın marifeti kamil olur. /7999
Dostları ilə paylaş: |