ALDANMAK
1ـ اَلْمَغْبُونُ مَنْ شُغِلَ بِالدُّنْيا وَفاتَهُ حَظُّهُ مِنَ الاخِرَةِ /2010.
1- (Dünyaya) aldanan kimse[11] dünyayla meşgul olup ahiretten nasipsiz kalan kimsedir. /2010
2ـ اَلْمَغْبُونُ مَنْ فَسَدَ دينُهُ /1287.
2- (Dünyaya) aldanan, dini bozuk kimsedir. /1287
3ـ اَلْمَغْبُونُ مَنْ باعَ جَنَّةً عَلِيَّهً بِمَعْصِيَةٍ دَنِيَّةٍ /1352.
3- (Dünyaya) aldanan kimse, yüce cenneti aşağılık günah karşılığında satan kimsedir. /1352
4ـ مَنْ أغْبَنُ مِمَّنْ باعَ اللهَ سُبْحانَهُ بِغَيْرِهِ / 8083.
4- Allah-u Teala'yı başkasına satan kimseden daha aldanmış kim olabilir! /8083
ALDATMAK
1ـ إيّاكَ والخديعَةَ، فإنّ الخديعَةَ مِنْ خُلْقِ اللَّئيمِ/ 2704.
1- Aldatmaktan kaçın; zira aldatmak, alçak insanın ahlakındandır. /2704
2ـ غَرَّ عَقْلَهُ مَنْ أتْبَعَهُ الْخُدَعَ/ 6402.
2- Aklını hilelere uyduran onu kandırmıştır. /6402
3ـ مَنْ خادَعَ اللهَ خُدِعَ/ 7812.
3- Allah'ı kandırmaya çalışan kandırılır. /7812
4ـ لا دينَ لخدّاعٍ/ 10723.
4- Aşırı hilekârın dini olmaz. /10723
ALIŞVERİŞ / MUAMELE
1ـ لا تُعامِلْ مَنْ لا تَقْدِرُ عَلَى الاِنْتِصافِ مِنْهُ /10184.
1- Hakkını almaya kudretin olmadığı kimse ile muamele etme. /10184
ALİM
1ـ اَلعالِمُ مَنْ شَهِدَتْ بِصِحًّةِ أقْوالِهِ أفْعالُهُ /1711.
1- Alim, sözlerinin doğruluğuna amellerinin tanıklık ettiği kimsedir. /1711
2ـ اَلعُلَماءُ غُرَباءٌ لِكَثْرَةِ الْجُهّالِ /1719.
2- Alimler, cahillerin çokluğundan dolayı gariptirler. /1719
3ـ اَلعالِمُ مَنْ لا يَشْبَعُ مِنَ العِلْمِ, وَلا يَتَشَبَّعُ بِهِ /1740.
3- Alim ilimden doymayan kimsedir. /1740
4ـ اَلعالِمُ يَعْرفُ الجاهِلَ لأنَّهُ كانَ قَبْلُ جاهِلاً /1779.
4- Alim cahili tanır, çünkü kendisi önceden cahil idi. /1779
5ـ اَلعالِمُ كُلُّ العالِمِ مَنْ لَمْ يَمْنَعِ العِبادَ الرَّجاءِ لِرَحْمَةِ اللهِ وَلَمْ يُؤْمِنْهُمْ مَكْرَ اللهِ /1840.
5- Alim (yani) tam alim, kulları Allah’ın rahmetine ümit etmekten men etmeyen ve Allah’ın azabından güvende kılmayandır. /1840
6ـ اَلعالِمُ وَ الْمُتَعَلِّمُ شَريكانِ فِي الأجْرِ, وَلا خَيْرَ فيما بَيْنَ ذلِكَ /1912.
6- Alim ve öğrenci mükâfatta eşittirler, ikisi arasında kalandaysa hayır yoktur. /1912
7ـ اَلعُلَماءُ أطْهَرُ النّاسِ أخْلاقاً, وَأقَلُّهُمْ فِي الْمَطامِعِ أعْراقاً /2108.
7- Alimler halkın, ahlaki olarak en temizidirler ve tamaha en az batanıdırlar. /2108
8ـ اَلعالِمُ حَيٌّ بَيْنَ الْمَوْتى /2117.
8- Alim ölüler arasındaki diridir. /2117
9ـ إيّاكَ أنْ تَسْتَخِفَّ بِالعُلَماءِ, فَأنَّ ذلِكَ يُزْري بِكَ, وَيُسِيءُ الظَّنًّ بِكَ, وَالْمَخِيلَةَ فيكَ /2732.
9- Alimleri hafife almaktan kaçın! Bu iş itibarını düşürür, sana karşı suizan ve kötü düşüncelerin oluşmasına neden olur. /2732
10ـ أعْلَمُكُمْ أخْوَفُكُمْ /2831.
10- En aliminiz, en çok korkanınızdır. /2831
11ـ أوْلَى النّاسِ بِالأنْبياءِ, أعْلَمُهُمْ بِما جاؤُا بِهِ /3056.
11- Peygamberlere en yakın kimseler, onların getirdiğini en iyi bilenlerdir. /3056
12ـ أعْلَمُ النّاسِ اَلْمُسْتَهْتَرُ بِالعِلْمِ /3079.
12- Halkın en alimi, ilme karşı en hırslı olanıdır. /3079
13ـ أعْلَمُ النّاسِ بِاللهِ سُبْحانَهُ أخْوَفُهُمْ مِنْهُ /3121.
13- Allah’a karşı en alim olan ondan en çok korkandır. /3121
14ـ أعْلَمُ النّاسِ بِاللهِ أرْضاهُمْ بِقَضائِهِ /3130.
14- Halkın en alimi, Allah’ın kaza ve kaderine en çok razı olandır. /3130
15ـ أعْظَمُ النّاسِ عِلْماً أشَدُّهُمْ خَوْفاً لِلّهِ سُبْحانَهُ /3148.
15- İlmi olarak halkın en büyüğü Allah’tan en çok korkandır. /3148
16ـ أعْلَمُ النّاسِ بِاللهِ أكْثَرُهُمْ خَشْيَةً لَهُ /3157.
16- Halkın Allah’ı en iyi tanıyanı Allah’tan en çok korkanıdır. /3157
17ـ أبْغَضُ العِبادِ إلَى اللهِ سُبْحانَهُ العالِمُ الْمُتَجَبِّرُ /3164.
17- Allah’ın kulları arasında en düşmanı mütekebbir alimdir. /3164
18ـ أعْظَمُ النّاسِ وِزْراً العُلَماءُ المُفَرِّطُونَ /3197.
18- Halkın en günahkârı israf eden (veya ifrat eden) alimlerdir. /3197
19ـ أشَدُّ النّاسِ نَدَماً عِنْدَ الْمَوْتِ العُلَماءُ غَيْرُ العامِلِينَ /3198.
19- Ölüm anında en çok pişmanlık duyacak kimse, amel etmeyen alimlerdir. /3198
20ـ أعْلَمُ النّاسِ مَنْ لَمْ يُزِلِ الشَّكُّ يَقينَهُ /3208.
20- Halkın en alimi, yakinini şek ile (kesin inancını şüphe ile) yok etmeyendir. /3208
21ـ أعْلَمُ النّاسِ بِاللهِ أكْثََرُهُمْ لَهُ مَسْئَلَةً /3260.
21- Allah’a en alim olan, O’ndan en çok isteyendir. /3260
22ـ إنَّ رُواةَ العِلْمِ كَثِيرٌ, وَ رُعاتَهُ قَليلٌ /3408.
22- İlmin rivayet edeni çok, riayet edeniyse azdır. /3408
23ـ إنَّ أوْلَى النّاسِ بِالأنْبياءِ (عَلَيْهِمُ السّلامُ) أعْلَمُهُمْ (اَعْمَلُهُم ) بِما جاؤُوا بِهِ /3453.
23- Şüphesiz peygamberlere halkın en layığı onların getirdiğini en iyi bilenlerdir (veya en iyi amel edenlerdir). /3453
24ـ يُكْرَمُ العالِمُ لِعِلْمِهِ, وَ الكَبيرُ لِسِنِّهِ, وَ ذُو المَعْرُوفِ لِمَعْرُوفِهِ, وَالسُّلْطانُ لِسُلْطانِهِ /11007.
24- Alime ilminden, yaşlıya yaşından, iyilik sahibine iyiliğinden, sultana da saltanatından dolayı saygı gösterilir. /11007
25ـ اَلعُلَماءُ حُكَّامٌ عَلَى النّاسِ /507.
25- Alimler halkın hakimleridir. /507
26ـ اَلعالِمُ حَيٌّ, وَإنْ كانَ مَيِّتاً /1124.
26- Alim ölmüş dahi olsa canlıdır. /1124
27ـ اَلعالِمُ مَنْ عَرَفَ قَدْرَهُ /1238.
27- Alim kendi değer ve kadrini bilen kimsedir. /1238
28ـ اَلعالِمُ يَنْظُرُ بِقَلْبِهِ وَخاطِرِهِ, اَلْجاهِلُ يَنْظُرُ بِعَيْنِهِ وَناظِرهِ /1241.
28- Alim kalbi ve aklı ile, cahil gözü ve gözbebeğiyle bakar. /1241
29ـ اَلعالِمُ الَّذي لا يَمُلُّ مِنْ تَعَلُّمِ العِلْمِ /1303.
29- Alim ilim öğrenmekten yorulmayan kimsedir. /1303
30ـ اَلعُلَماءُ باقُونَ ما بَقِىَ اللَّيْلُ والنَّهارُ /1481.
30- Gece ile gündüz var oldukça alim bâkidir. /1481
31ـ اَلْكاتِمُ لِلْعِلْمِ غَيْرُ واثِقٍ بِالإصابَةِ فيهِ /1544.
31- İlmini gizleyen, onun doğruluğuna güvenemez. /1544
32ـ إنَّمَا العالِمُ مَنْ دَعاهُ عِلْمُهُ إلَى الوَرَعِ وَ التُّقى, وَ الزُّهْدِ في عالَمِ الفَناءِ, وَ التَّوَلُّهِ بِجَنَّةِ المَأْوى /3910.
32- Şüphesiz alim, ilmi kendisini takvaya, dindarlığa, geçici dünyada zühte ve Cennet-i Me’va’ya aşık olmaya davet ettiği kimsedir. /3910
33ـ آفَةُ العُلَماءِ حُبُّ الرِّياسَةِ /3930.
33- Alimlerin afeti makam sevgisidir. /3930
34ـ إذا رَأيْتَ عالِماً فَكُنْ لَهُ خادِماً /4044.
34- Alim gördüğünde ona hizmet et. /4044
35ـ بَخِّ بَخٍّ لِعالِمٍ عَلِمَ فَكَفَّ, وَ خافَ البَياتَ فَأعَدَّ وَ اسْتَعَدَّ, إنْ سُئِلَ أفْصَحَ وَإنْ تُرِكَ سَكَتَ (صَمَتَ), كَلامُهُ صَوابٌ, وَ سُكُوتُهُ عَنْ غَيْرِ عَيٍّ عَنِ الجَوابِ /4443.
35- Bilip duran, ölümün gece baskınından korkup hazırlık yapan, sorulduğunda açıklayan, kendi başına bırakıldığında susan, doğru sözlü, suskunluğu cevaptan aciz kaldığı için olmayan alime ne mutlu! /4443
36ـ جالِسِ العُلَماءَ تَسْعَدْ /4717.
36- Alimler ile otur-kalk ki saadete eresin. /4717
37ـ جالِسِ العُلَماءَ تَزْدَدْ عِلْماً /4720.
37- Alimler ile oturup kalkarsan ilmin artar. /4720
38ـ جَمالُ العالِمِ عَمَلُهُ بِعِلْمِهِ /4753.
38- Alimin güzelliği ilmine amel etmesidir. /4753
39ـ جالِسِ العُلَماءَ , يَزْدَدْ عِلْمُكَ, وَيَحْسُنْ أدَبُكَ, وَتَزْكُ نَفْسُكَ /4786.
39- Alimler ile oturursan ilmin artar, edebin güzelleşir, nefsin tezkiye olur. /4786
40ـ جاوِرِ العُلَماءَ تَسْتَبْصِرْ /4801.
40- Alimler ile komşuluk et, basiretli olursun. /4801
41ـ رُبَّ عالِمٍ قَتَلَهُ عِلْمُهُ /5300.
41- Nice alimler vardır ki ilimleri onları öldürür. /5300
42ـ رُبَّ مُدَّعٍ لِلْعِلْمِ لَيْسَ بِعالِمٍ /5356.
42- İlim iddia eden niceleri vardır ki alim değillerdir. /5356
43ـ رُبَّ عالِمٍ غَيْرُ مُنْتَفِعٍ /5362.
43- Nice alimler vardır ki (kendi ilimlerinden) faydalanmazlar. /5362
44ـ رُتْبَةُ العالِمِ أعْلَى المَراتِبِ /5434.
44- Alimin makamı bütün makamlardan üstündür. /5434
45ـ زَلَّةُ العالِمِ تُفْسِدُ عَوالِمَ /5472.
45- Alimin hatası alemleri bozar. /5472
46ـ زَلَّةُ العالِمِ كَانْكِسارِ السَّفينَةِ تَغْرَقُ, وَتُغَرِّقُ مَعَها غَيْرَها /5474.
46- Alimin hatası, geminin delinip batması gibidir; kendisiyle birlikte başkalarını da boğar. /5474
47ـ زَلَّةُ العالِمِ كَبِيرَةُ الجِنايَةِ /5483.
47- Alimin hatası en büyük cinayettir. /5483
48ـ عَلَى العالِمِ أنْ يَتَعَلَّمَ ما لَمْ يَعْلَمْ, وَيُعَلِّمَ النّاسَ ما قَدْ عَلِمَ /6189.
48- Alimin bilmediğini öğrenmesi, bildiğini halka öğretmesi gerekir. /6189
49ـ عَلَى العالِمِ أنْ يَعْمَلَ بِما عَلِمَ, ثُمَ يَطْلُبُ تَعَلُّمَ ما لَمْ يَعْلَمْ /6196.
49- Alim bildiğine amel etmeli, daha sonra bilmediğini de öğrenmelidir. /6196
50ـ عالِمٌ مُعانِدٌ خَيْرٌ مِنْ جاهِلٍ مُساعِدٍ /6828.
50- Alim düşman, dost cahilden daha hayırlıdır. /6297
51ـ كُلُّ عالِمٍ خائِفٌ /6828.
51- Her alim (Allah’tan) korkandır. /6828
52ـ كَمْ مِنْ عالِمٍ فاجِرٍ وَعابِدٍ جاهِلٍ فَاتَّقُوا الفاجِرَ مِنَ العُلَماءِ والجاهِلَ مِنَ الْمُتَعَبِّدينَ /6970
52- Ne kadar da günahkâr alim ve cahil âbid vardır. Alimlerin günahkârlarından ve ibadet edenlerin cahillerinden uzak durun. /6970
53ـ كَفى بِالعالِمِ جَهْلاً أنْ يُنافِىَ عَمَلُهُ /07063
53- Alimin cahilliğine ameli ile sözünün farklı olması yeterlidir. /7063
54ـ كُنْ عالِماً ناطِقاً, أوْ مُسْتَمِعاً واعِياً وَ إيّا كَ إنْ تَكُونَ الثّالِثَ /07155
54- Ya konuşan alim veya dinleyen cahil ol. Üçüncüsü olmaktan sakın. /7155
55ـ كُنْ عالِماً بِالحَقِّ عامِلاً بِهِ , يُنْجِكَ اللهُ سُبْحانَهُ /07188
55- Hak üzere ve hakka amel eden alim olursan Allah seni kurtarır. /7188
56ـ لَوْ أنَّ أهْلَ العِلْمِ حَمَلُوهُ بِحَقِّهِ لأحَبَّهُمُ اللهُ وَ مَلائِكَتُهُ, وَلكِنَّهُمْ حَمَلُوهُ لِطَلَبِ الدُّنيا, فَمَقَتَهُمُ اللهُ تَعالى وَ هانُوا عَلَيْهِ /7581.
56- Eğer ilim ehli, ilmi hak üzere taşısalardı, şüphesiz Allah ve melekleri onları severdi. Ama (ne yazık ki) onu dünya için taşıdılar, sonra da Allah onları düşman bilip zelil etti. /7581
57ـ مَنْ عَلِمَ أحْسَنَ السُّؤالَ /7674.
57- Alim olan (öğrencinin) sorusu güzelleşir. /7674
58ـ مَنْ عَلِمَ عَمِلَ /7679.
58- Alim olan amel eder. /7679
59ـ مَنْ عَلِمَ (عَمِلَ) اهْتَدى /7735.
59- Bilen hidayet olur. /7735
60ـ مَنْ أضَاعَ عِلْمَهُ اِلْتَطَمَ /7773.
60- İlmini heder eden tokat yer. /7773
61ـ مَنْ وقر عالما فقد وقر ربه /7773.
61- Alime saygı gösteren, gerçekte Rabb’ine saygı göstermiştir. /8704
62ـ مَنْ لَمْ يَتَعاهَدْ عِلْمَهُ فِي الْخَلإَ فَضَحَهُ فِي المَلإَِ /9089.
62- Gizlide ilminin olumlu halini korumayanı, açıkta ilmi rezil eder. /9089
63ـ مَنِ ادَّعى مِنَ العِلْمِ غَايَتَهُ فَقَدْ أظْهَرَ مِنْ جَهْلِهِ نِهايَتَهُ /9193.
63- Kim ilmin sonuna (ulaştığını) iddia ederse şüphesiz cehaletinin nihayet derecesini izhar etmiştir. /9193
64ـ مِنَ المَفْرُوضِ عَلى كُلِّ عالِمٍ أنْ يَصُونَ بِالوَرَعِ جانِبَهُ, وَ أنْ يَبْذُلَ عِلْمَهُ لِطالِبِهِ /9365.
64- Her alime vacip olan, kendisini dindarlığı ile koruyup isteyene ilmini verip esirgememesidir. /9365
65ـ مِنْ فَضْلِ عِلْمِكَ اِسْتِقْلالُكَ لِعِلْمِكَ (لِعَمَلِكَ )/9420.
65- İlmini veya amelini az saymak ilminin faziletlerindendir. /9420
66ـ ما عَلِمَ مَنْ لَمْ يَعْمَلْ بِعِلْمِهِ /9512.
66- İlmine amel etmeyen alim değildir. /9512
67ـ ما أكْثَرَ مَنْ يَعْلَمُ العِلْمَ وَلا يَتَّبِعُهُ /9522.
67- İlmi bilip de ona amel etmeyen nede çoktur! /9522
68ـ ما أخَذَ اللهُ سُبْحانَهُ عَلَى الجاهِلِ أنْ يَتَعَلَّمَ حَتّى أخَذَ عَلَى العالِمِ أنْ يُعَلِّمَ /9650.
68- Allah, alime niçin öğretmediğini sormadan cahile niçin öğrenmediğini sormaz. /9650
69ـ ما قَصَمَ ظَهْري إلاّ رَجُلانِ: عالِمٌ مُتَهَتِّكٌ وَ جاهِلٌ مَتَنَسِّكٌ, هذا يُنَفِّرُ عَنْ حَقِّهِ بِهَتْكِهِ, وَ هذا يَدْعُو إلى باطِلِه بِنُسْكِهِ /9665.
69- Belimi iki kişi kırdı: Hayasız alim ve züht hayatı süren cahil. Alim hayasızlığından dolayı (halkı) haktan nefret ettirir, cahil ise ibadeti ile (onları) batıla davet eder. /9665
70ـ مُنافَسَةُ (مُـناقَشَـةُ) العُلَماءِ تُنْتِجُ فَوائِدَهُمْ, وَ تكْسِبُ فَضائِلَهُمْ /9804
70- Alimler ile müzakere edin, tartışın; böylece onlardan yararlanır, faziletlerini ele getirirsiniz. /9804
71ـ هَلَكَ خُزّانُ الأمْوالِ وَهُمْ أحْياءٌ, وَ العُلَماءُ باقُونَ ما بَقِيَ اللَّيْلُ وَالنَّهارُ, أعْيانُهُمْ مَفْقُودَةٌ وَأمْثالُهُمْ فِي القُلُوبِ مَوْجُودَةٌ /10032.
71- Hayattayken mallarını üst üste yığanlar helak oldular. Alimler ise gece ve gündüz var olduğu müddetçe kaldılar. Bedenleri olmasa da kalplerde her zaman yaşayacaklardır. /10032
72ـ لا تَزْدَرِيَنَّ العالِمَ وَإنْ كانَ حَقيراً /10280.
72- Alim hakir de olsa onu küçümseme. /10280
73ـ لا زَلَّةَ أشَدُّ مِنْ زَلَّةِ عالِمٍ /10674.
73- Alimin hatasından daha büyük hata yoktur. /10674
74ـ لا يَكُونُ العالِمُ عالِماً حَتّى لا يَحْسُدَ مَنْ فَوْقَهُ, وَ لايَحْتَقِرَ مَنْ دُونَهُ, وَلا يَأْخُذَ عَلى عِلْمِهِ شَيْئاً مِنْ حُطامِ الدُّنيا /10921.
74- Kendisinden üstün olana haset etmeyen, aşağıdakileri küçük saymayan ve ilmine dünya odunundan katmayan, gerçek alimdir. /10921
75ـ يَنْبَغي أنْ يَكُونَ عِلْمُ الرَّجُلِ زائِداً عَلى نُطْقِهِ, وَ عَقْلُهُ غالِباً عَلى لِسانِهِ /10946.
75- İnsana yakışan amelinin sözünden fazla olması ve aklının diline galip gelmesidir. /10946
76ـ آفَةُ العامَّةِ العالِمُ الفاجِرُ /3952.
76- Halkın afeti günahkâr alimdir. /3952
Dostları ilə paylaş: |