FARZLAR VE MÜSTAHAPLAR
1ـ الْمُتَقَرِّبُ بِأداءِ الفَرائِضِ وَ النَّوافِلِ مُتَضاعِفُ الأرْباحِ / 2056.
1- Günlük vecibeleri ve nafileleri yerine getirerek Allah'a yaklaşanların kazançları iki kat fazlalaşır. /2056
2ـ إنَّ اللهَ سُبْحانَهُ فَرَضَ عَلَيْكُمْ فَرائِضَ فَلا تُضَيِّعوها، وَ حَدَّ لَكُمْ حُدُوداً فَلا تَعْتَدُوها، وَنَهاكُمْ عَنْ أشْياءَ فَلا تَنْتَهِكُوها، وَسَكَتَ عَنْ أشْياءَ وَ لَمْ يَدَعْها نِسْياناً فَلا تَتَكَلَّفُوها / 3597.
2- Allah-u Teala günlük vecibeleri sizlere farz kıldı, öyleyse onları zayi etmeyin; sizin için had-hudut belirledi, o halde haddi aşmayın; bazı şeyleri size yasakladı, o halde bu yasakları çiğnemeyin; bazı şeyler karşısında da sustu, bunları unutkanlığından dolayı yapmadı, o halde kendinizi onlarla mükellef kılıp zahmete düşürmeyin. /3597
3ـ إنَّ مَنْ شَغَلَ نَفْسَهُ بِالْمَفْرُوضِ عَلَيْهِ عَنِ المَضْمُونِ لَهُ، وَ رَضِيَ بِالْمَقْدُورِ عَلَيْهِ وَ لَهُ، كانَ أكْثَرَ النّاسِ سَلامَةً في عافِيَةٍ، وَ رِبْحاً في غِبْطَةٍ، وَغَنيمَةً في مَسَرَّةٍ / 3655.
3- Nefsini, kendine garanti olan şeyler yerine farz olan şeylerle meşgul eden, aleyhine ve lehine takdir edilen şeylere razı olan kimse esenlikte sağlığı, mutlulukta kazancı ve ganimeti halka oranla daha çok olan kimsedir. /3655
4ـ إنَّكَ إنِ اشْتَغَلْتَ بِفَضائِلِ النَّوافِلِ عَنْ أداءِ الفَرائِضِ فَلَنْ يَقُومَ فَضْلٌ تَكْسِبُهُ بِفَرْضٍ تُضَيِّعُهُ / 3793.
4- Şüphesiz sen günlük vecibeleri eda etmek yerine müstahapların faziletleriyle meşgul olsan kazandığın fazilet, asla zayi ettiğin farzın yerini almaz. /3793
5ـ إذا أضَرَّتِ النَّوافِلُ بِالفَرائِضِ فَارْفُضُوها / 4015.
5- Nafileler günlük vecibelere zarar verdiğinde onları terk edin. /4015
6ـ عَلَيْكَ بِحِفْظِ كُلِّ أمْرٍ لا تُعْذَرُ بِإضاعَتِهِ / 6111.
6- Zayi ettiğinde mazur olmayacağın her işi korumak sana farzdır. /6111
7ـ قَضاءُ اللَّوازِمِ مِنْ أفْضَلِ المَكارِمِ / 6800.
7- Vacipleri yerine getirmek en üstün asalettir. /6800
8ـ لا عِبادَةَ كَأداءِ الفَرائِضِ / 10553.
8- Farizeleri yerine getirmek gibi ibadet yoktur. /10553
9ـ لا قُرْبَةَ بِالنَّوافِلِ إذا أضَرَّتْ بِالفَرائِضِ / 10554.
9- Farzlara zarar veren nafilelerle Allah’a yakınlaşılmaz. /10554
10ـ لاتَقْضِ نافِلَةً في وَقْتِ فَريضَةٍ، اِبْدَأْ بِالفَريضَةِ ثُمَّ صَلِّ ما بَدا لَكَ / 10397.
10- Günlük vecibelerin vaktinde nafileleri yerine getirme; önce günlük vecibeleri yerine getir, sonra da dilediğin namazı kıl. /10397
FAZİLET
1ـ أكْرِهْ نَفْسَكَ عَلَي الفَضائِلِ، فَإنَّ الرَّذائِلَ أنْتَ مَطْبُوعٌ عَلَيْها / 2477.
1- Kendini üstün değerlere zorla; zira senin rezil sıfatlara temayüllün vardır. /2477
2ـ اَلِارْتِقاءُ إلَي الفَضائِلِ صَعْبٌ مُنْجٍ / 1126.
2- Üstün değerlere yükselmek zorlu bir kurtuluştur. /1162
3ـ يُنْبِيءُ عَنْ فَضْلِكَ عِلْمُكَ وَ عَنْ إفْضالِكَ بَذْلُكَ / 11031.
3- İlmin, faziletinden; bahşişin ise, lütfundan haber verir. /11031
4ـ إذَا اتَّقَيْتَ الْمُحَرَّماتِ، وتَوَرَّعْتَ عَنِ الشُّبَهاتِ وَ أدَّيْتَ الْمَفْرُوضاتِ، وَتَنَفَّلْتَ بِالنَّوافِلِ فَقَدْ أكْمَلْتَ فِي الدِّينِ اَلفَضائِلَ / 4148.
4- Haramlardan korunduğun, şüpheli şeylerden kaçındığın ve günlük vecibeleri yerine getirip nafilelere de amel ettiğin zaman gerçekten de dinde faziletleri tamamlamış sayılırsın. /4148
5ـ رَأْسُ الفَضائِلِ مُلْكُ الغَضَبِ وَ إماتَةُ الشَّهْوَةِ / 5237.
5- Faziletlerin başı öfkeye hakim olmak ve şehveti öldürmektir. /5237
6ـ عِنْدَ تَعاقُبِ الشَّدائِدِ تَظْهَرُ فَضائِلُ الإنْسانِ / 6204.
6- Zorluklar peş peşe geldiğinde insanın faziletleri ortaya çıkar. 6204
7ـ عُنْوانُ فَضيلَةِ الْمَرْءِ عَقْلُهُ، وَ حُسْنُ خُلْقِهِ / 6343.
7- Kişinin aklı ve iyi ahlakı, faziletinin göstergesidir. /6343
8ـ غايَةُ الفَضائِلِ العَقْلُ / 6376.
8- Faziletlerin nihayeti akıldır. /6376
9ـ غايَةُ الفَضائِلِ العِلْمُ / 6379.
9- Faziletlerin sonu ilimdir. /6379
10ـ فَضْلُ الرَّجُلِ يُعْرَفُ مِنْ قَوْلِهِ / 6538.
10- Kişinin üstünlüğü sözünden anlaşılır. /6538
11ـ اَلفَضِيلَةُ بِحُسْنِ الكَمالِ، وَمَكارِمِ الأفْعالِ، لابِكَثْرَةِ المالِ وَ جَلالَةِ الأعْمالِ/1925.
11- Fazilet, kusursuzluğun güzelliği ve iyi işlerle olur, mal çokluğu ve amellerin büyüklüğüyle değil. /1925
12ـ اَلفَضيلَةُ غَلَبَةُ العادَةِ / 356.
12- Fazilet, (kötü) alışkanlığa galip gelmektir. /356
13ـ فَخْرُ الْمَرْءِ بِفَضْلِهِ لا بِأصْلِهِ / 6539.
13- Kişinin iftiharı faziletiyledir, soyuyla değil. /6539
14ـ فَضيلَةُ الإنْسانِ بَذْلُ الإحْسانِ / 6561.
14- Kişinin fazileti ihsan etmesidir. /6561
15ـ فازَ بِالفَضيلَةِ مَنْ غَلَبَ غَضَبَهُ، وَمَلَكَ نَوازِعَ شَهْوَتِةِ / 6579.
15- Kim öfkesine galip gelir, şehvetine engel olabilecek şeylere sahip olursa faziletle saadete erişir. /6579
16ـ كَفي بِالْمَرْءِ فَضيلَةً أنْ يُنَقِّصَ نَفْسَهُ / 7039.
16- Nefsi küçük saymak, kişiye fazilet olarak yeter. /7039
17ـ كَمالُ الفَضائِلِ شَرَفُ الخَلائِقِ / 7263.
17- Faziletlerin kemali kişiliklerin erdemidir. /7263
18ـ لِلإنْسانِ فَضيلَتانِ: عَقْلٌ، وَ مَنْطِقٌ، فَبِالعَقْلِ يَسْتَفيدُ، وَ بِالمَنْطِقِ يُفيدُ / 7356.
18- İnsan için iki fazilet vardır: Akıl ve mantık; aklından yararlanır, mantıkla da (düşüncelerini) ifade eder. /7365
19ـ لَيْسَتِ الأنْسابُ بِاالآباءِ وَالأُمَّهاتِ لكِنَّها بِالفَضائِلِ الْمَحْمُوداتِ / 7364.
19- Asalet anneler ve babalarla değildir; övülmüş faziletlerledir. /7364
20ـ مَنْ قَلَّتْ فَضائِلُهُ ضَعُفَتْ وَسائِلُهُ / 8677.
20- Fazileti az olanın vesileleri de zayıflar. /8677
21ـ مِنْ أحْسَنِ الفَضْلِ قَبُولُ عُذْرِ الجاني / 9294.
21- Suçlunun mazeretini kabul etmek, en üstün faziletlerdendir. /9294
22ـ مِنْ فَضْلِ الرَّجُلِ أنْ لا يَمُنَّ بِمَا احْتَمَلَهُ حِلْمُهُ / 9328.
22- Hilminin taşıyabildiği şeyle minnet koymamak, kişinin faziletlerindendir. /9328
23ـ مِنْ أفْضلِ الفَضائِلِ اِصْطِناعُ الصَّنايِعِ، وَبَثُّ الْمَعروُفِ / 9355.
23- İyilik yapmak ve yaymak en üstün faziletlerdendir. /9355
24ـ بِاكْتِسابِ الفَضائِلِ يُكْبَتُ الْمُعادي / 4368.
24- Faziletlerin kazanılmasıyla kavga ve düşmanlık bastırılır. /4368
25ـ جِماعُ الفَضْلِ فِي اصْطِناعِ الحُرِّ، وَ الإحْسانِ إلي أهْلِ الخَيْرِ / 4797.
25- Fazilet toplamak, özgür insana ve hayır ehline iyilik etmekle olur. /4797
26ـ حِفْظُ اللِّسانِ وَ بَذْلُ الإحْسانِ مِنْ أفْضَلِ فَضائِلِ الإنْسانِ / 4899.
26- Dili (günahtan) korumak ve iyilik etmek, insanın en üstün faziletlerindendir. /4899
27ـ كُنْ مُتَّصِفاً بِالفَضائِلِ، مُتَبَرِّءً مِنَ الرَّذائِلِ / 7150
27- Üstün sıfatlara sahip ol, rezil sıfatlardan uzak dur. /7150
28ـ أفْضَلُ الفَضائِلِ بَذْلُ الرَّغائِبِ، وَ إسْعافُ الطَّالِبِ وَ الإجْمالُ فِي الْمَطالِبِ / 3280.
28- Kıymetli şeyleri bağışlamak, istekte bulunanın ihtiyacını gidermek, terbiye ölçüleri içinde istemek en üstün faziletlerdendir. /3280
29ـ أفَضلُ الفَضائِلِ صِلَةُ الهاجِرِ، وَ إيناسُ النّآفِرِ، وَ الأخْذُ بِيَدِ العاثِرِ / 3357.
29- İrtibatı kesene dost eli uzatmak, ürküp kaçanla arkadaş olmak, tehlikede olanın kolundan tutmak en üstün faziletlerdendir. /3357
30ـ إنَّما يَعْرِفُ الفَضْلَ لأهْلِ الفَضْلِ أُولُوا الفَضْلِ / 3913.
30- Fazilet ehlinin fazlını ancak fazilet sahipleri bilir. /3913
31ـ يُسْتَدَلُّ عَلي فَضْلِكَ بِعَمَلِكَ، وَ عَلي كَرَمِكَ بِبَذْلِكَ / 10969.
31- Faziletin amelinle, cömertliğin de bahşişinle kanıtlanır. /10969
Dostları ilə paylaş: |