Anadolu Türk Beylikleri Sanatı



Yüklə 8,23 Mb.
səhifə44/179
tarix17.01.2019
ölçüsü8,23 Mb.
#100097
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   179

62 Jackson 1999.

63 Jackson 1999: 18 ve 27.

64 Krawulski 1989: 65-85.

65 Bu avantajlı konumToluy evlâdının Çin’de ve İran’da hükümranlık etmesiyle kendini gösterir. Sonuçta kayba uğrayan Ögedey soyu olur. Bu durum Uluğ Bek adına yazılan Dört Ulus Tarihi’nin planında ve sayfa tahsisinde gösterir. Bu eser (B. Akhmedov 1994) Çinggis Han ve onu takiben büyük kağanlıkta (uluğ yurt) oturanlar önce Ögedey ve evlâdı, sonra Möngke ve Kubilay ve onun evlâdı olamak üzere Toluy evlâdı (s. 82-217); Cöçi ve evlâdı s. (218-237); İlhanlılar (s. 238-296); Çağaday ve evlâdı (296-325); Ögedey evlâdından Mahmud Khan (s. 326) şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi burada dört ulus içinde en çok kaybe uğrayan Ögedey evlâdına yarım sayfa ayrılmıştır ve orada da sadece Temür devrinde hanlanan Mahmud Handan söz edilmektedir; büyük kağanlık ve İran’daki İlhanlılar Toluy neslidir.

66 Bu konuda M. Biran’ın çalışması (1997) dikkati çekmektedir.

67 Doerfer II: #657.

68 Z. V. Togan 1930 ve 1970: 285-301.

69 Bira 1994: 407 ve 419.

70 Bu gelişmeleri Çinggis Hanın annesi Höleün’ün evlat edindiği çocuklar simgeler.

71 Moğolların GizliTarihi §70. Aynı eserde benzer durumlar, yeni düzen içinde kadınların evvelce soy içinde ve birbirleriyle olan hiyerarşik ilişkilerinin artık bozulmuş olduğu (§130) veya gönüllü olarak yeni düzeni uyguladıkları (§ 155) şeklinde kendini gösterir.

72 Bu konuda ayrıca bir yazı hazırlamaktayım.

73 Dursun Yıldırım: 2000: 107.

74 Temüge Otçigin’i kendi atası olarak gören Kalmuklar aynı zamanda Ölöd<Ögeled yani “ötekiler” diye de bilinirlerdi.

75 Morgan 1986.

76 David Morgan’ın da belirttiği gibi yasa asker ve devlet yönetimi ile ilgili idi. (1986-163-176). Halbuki Çin’de Konfuçyanizm aile düzenini de kapsıyordu.

77 Reşiddin’de bu konuda verilen bilgi için bkz. Boyle 1971: 17-18. Peter Jackson da bu konudaki kaynakları bir araya toplayarak eleştiriye tabi tutmuştur (1999: 17-29). Ayrıca yukarıda söz edildiği gibi Krawulski de bu konuyu incelemiştir (1989: 65-85).

78 Haenisch 1962: 163 ve Doerfer I: #54.

79 İ. Togan 1973 ve Z. V. Togan 1970: 285-301.

80 P. Jackson 1976.

81 Krawulski bunun seferden dönerken Toluy ile Ögedey arasında yapılan bir anlaşmaya dayandığını söyler. Ancak kaynaklarımızın olayları bize aile hukuku çerçevesinde sunmuş olduklarını göz ardı etmemek gerekir (1989: 77).

82 Krawulski bu sürenin Çağaday’ın ikna olması için çalışılarak geçildiği düşüncesindedir (1989: 77).

83 1989: 123, 132.

84 Renfrew 1986.

85 Halbuki Osmanlılarla ilgili çalışmaların da gösterdiği gibi, bu ikisi arasında tam bir korelasyon yoktur

86 Hodgson 1974 cilt II.

87 Barthold, 1901 ve Z. V. Togan 199-70.

88 Bazı bilginler Tenggeri ile ilişkilerin Çin’den geldiği görüşündeyseler de (de Racheviltz 1977) Sh. Bira’nın belirtiği gibi, Tengri kavramınn kuzey bozkırlarındaki yaygınlığı tartışma götürmez (Bira 1994: 414). Bu konuda Türkçe yazılmış bir çok yazı da bulunmaktadır.

The Treasures of the Golden Horde, The State Hermitage Museum, St. Petersburg.

Tataro-Mongoli v Azii i Evrope, Izdatel’stvo Nauka, Moskva, 1977.

The Third International Symposium on Mongology sponsored by Inner Mongolia University, Summaries of Symposium Papers, Inner Mongolia University, Hohhot, 1998.

Abu-Lughod, Janet L., Before European Hegemony, Oxford University Press, Oxford, 1989.

llsen, Th. T., “The Princes of the Left Hand: An Introduction to the History of the Ulus of Orda in the Thirteenth and Early Fourteenth Centuries”, AEMAe, 5(1985[1987]). 5-40.

Allsen, Thomas, T., “Guard and Government in the Reign of the Grand Qan Möngke, 1251-59”, HJAS, 46(1989). 83-125.

Allsen, Thomas, T., “Mongolian Princes and Their Merchant Partners, 1200-1260”, Asia Major, Paris, II(1989). 83-125..

Allsen, Thomas, T., Commodity and exchange in the Mongol Empire. A cultural History of Islamic Textiles, Cambridge University Press, Cambridge, 1997.

Allsen, Thomas, T., Mongol Rule in East Asia, Twelfth-fourteenth Centuries: An Assessment of Recent Soviet Scholarship, in Mongolian Studies, 3(1976). 5-28.

Allworth, Edward, The Modern Uzbeks, Hoover Instution Press, Standford, 1990.

Amitai-Preiss Reuven ve David Morgan, The Mongol Empire and its Legacy, Brill, Leiden, 1999.

Barfield, Thomas J., The Perilous Frontier. Nomadic Empires and China, Basil Blackwell, Cambridge, Massachussetts, 1989.

Barthold, V. V., Zur Geschichte Christentums in Mittel-Asien bis zur mongolischen Eroberung, Tübingen und Leipzig, 1901.

Barthold, V. V., Turkestan Down to the Mongol Invasion, 4th ed, E. J. W. Gibb Memorial Trust, Philadelphia, Pennsylvania, 1977.

Barthold, W., “Cengiz Han”, İslam Ansiklopedisi, cilt 3: 91-98.

Bawden, Charles, The Modern History of Mongolia, Kegan Paul International, London, New York, 1989.

Berger, Patricia ve Bartholomew, Mongolia. The Legacy of Chinggis Khan, Asian Art Museum, San Fransisco, 1995.

Binbaş, Evrim, “The Turco-Mongol Amirs during the Time of Chinggis Khan according to the Shu’ab-i Panjgana”, yayına hazırlanmaktadır.

Bira, Sh., “To the Study of the Indo-Mongolian Historical and Cultural Contact,” Studies in the Mongolian History, Culture and Histography, Institute for Lanfuages and Cultures of Asia and Africa (ILCAA), Tokyo, 1994, 259-270.

Bira, Sh., Studies in the Mongolian History, Culture and Histography, Institute for Languages and Cultures of Asia and Africa (ILCAA), Tokyo, 1994.

Bira, Sh., The Mongolian Conception of Chinggis-Khan: Historic and Mytical Hero, Studies in the Mongolian History, Culture and Histography. Selected papers, Institute for Languages and Cultures of Asia and Africa (ILCAA), Tokyo, 1994, 407-419.

Bira, Sh., “Mongolian Historiography”, Rapports IV-Methodologie et Histoire Cotemporaine, Verlag Ferdinand Berger & Söhne, Wien, 1965, (s. 49-56).

Bira, Sh., “Early Mongolian Political Concepts,” Bulletin. The IAMS News Information on Mongol Studies, 2(1999). 61-70.

Biran, M., Qaidu and the Rise of Independent Mongol State in Central Asia, Richmond Survey. 1997.

Cleaves, Francis, Woodman The Secret History the Mongols, Harvard University Press, Cambridge, 1982.

Cleaves, Francis Woodman, “The Historicity of the Baljuna Covenant”, HJAS, 18(1995). 357-421.

de Racheviltz, Igor, “Some Remarks on the Ideological Foundation of Chinggis Kahn’s Empire”, (1977). 21-36.

de Racheviltz, Igor, “The Secret History of the Mongols”, in Papers on Far Eastern History, derleyen Center for Middle Eastern Studies, Chicago, cilt 4, 5, 10, 13, 18, 21, 23, 26, 30, 31 (1971-85).

de Rachelviltz, Igor, Index to the Secret History of the Mongols, Indiana University Press, Bloomington, 1972.

DeWeese, Devin, Islamization and Native Religion in the Golden Horde, The Pennsylvania State University Press, University Park, Pennsylvania, 1994.

Dobrovits, Mihaly, “The Turco-Mongolian Tradition of Common Origin and the Historiography in fifteenth Century Central Asia”, Acta Orientalia, 47(1994). 269-277.

Doerfer, Gerhard, Türkishe und Mongolische Elemente im Neupersischen, Franz Steiner, Wiesbaden, 4. Cilt, 1964-1975.

Endicott-West, Elizabeth, “Mongolian Princes and Their Merchant Partners, 1200-1260”, Asia Major, II(1989).

Fairbank, John K., East Asia: The Great Tradition, Houghton Mifflin Co., Boston 1960.

Fairbank, John King ve Merle Goldman, China. A New History, Harvard U. P., Cambridge, Massachusetts, 1992, 1998.

Fontein, Jan, The Dancing Demons of Mongolia, V+K Publishing, Amsterdam, 1999.

Golden, P. B., “I will give the people unto thee”: Yhe Chinggisisd Conquest and Their Aftermath in Turkic World”, TRAS, 10, 1(2000). 21-41.

Goody, Jack, Succession in High Office, Cambridge U. Press, 1966 Cambridge.

Gumilev, L. H., Poiskı vımışlennogo Tsavarta, Izdatel’stvo Nauka, Moskva, 1970.

Gumilev, L. V., Searches fon an Imaginary Kingdom. The Legend of the Kingdom of Prester John, Cambridge University Press, Cambridge, 1987.

Haenisch, Erich, Wörterbuch zu Monghol un Niuca Tobca’an (Yüan-ch’ao pi-shi) Geheime Greshichte der Mongolen, Franz Steiner, Wiesbaden, 1962.

Halperin, Charles, Russia and the Golden Horde, Indiana U. P., Bloomington, Indiana, 1987.

Heissig. Walther ve Claudius C. Müller, Die Mongolen (2 cilt), Haus der Kunst, München, 1989.

Hodgson, Marshall G. S., The Venture of Islam, Chicago U. P, Chicago, 1974(3 cilt).

Homeric, Moğol Kurdu (çev. Ali Cevat Akkoyunlu)., Doğan Kitapçılık, İstanbul, 1999.

Jackson, Peter, From Ulus to Khanate: The Making of the Mongol States c. 1220-c. 1290, in The Mongol Empire and its Legacy (yay. Reuven Amitai-Preiss ve David O. Morgan), Brill, Leiden, 1999, 12-38.

Kessler, Peter, “The Dissolution of the Mongol Empire”, CAJ 22(1978): 186-2441978.

Kessler, Adam T., Empires beyond the Great Wall. The Heritage of Genghis Khan, Natural History Musuem, Los Angeles, 1994.

Klyashtorny, S. G., “Das Reich der Tataren in der Zeit vor Chinggis Khan”, Central Asiatic Journal, 36(1992). 72-83.

Krawulski, Dorthea, Mongolen und Ilkhane-Ideologie und Geshichte, Verlag für Islamiche Studien, Beirut, 1989.

Lutginov, Nikolay, Po Veleniyu Çingishana, Sovremennıy Pisatel’, Moskva, 1998.

Manz, Beatrice Forbes, “Mongol History rewritten and relived”, Revue des mondes musulmans et de la Mediterranae, 89-90(1997). 129-149.

Marshall, Robert (filmin yapımcısı ve yöneticisi), Mongol Hordes: Storm from the East, NKH ve BBC, 1992.
Mirzo Uluğbek (Yay. Akhmedov, B. N. Nurkulov ve M. Hasanii), Tört Ulus Tarikhi, Çulpon Naşriyatı, Taşkent, 1994.

Morgan, David, The Mongols, Basil Blackwell, New York, 1986.

Morgan, David, “The Great Yasa of Chingiz Khan and Mongol Law in the Ilkhanate”, BSOAS, 49(1986). 163-176.

Ostrowski, Donald, Muscowy and the Mongols Cross-cultural Influences on the Steppe Frontier 1304-1589, Cambridge U. Press, Cambridge U. Press, Cambridge, 1998.

Otgonbayar, “Crisis of Cultural Identity in Mongolian Nomadic Civilization”, Interface of Cultural Identity Development (yay. Baidyanath Saraswati), India International Centre, Yeni Delhi, 1996.

Ötemiş Hacı (yay. Abuseitova M. Kh.) Çingiz-name, Alma-Ata, 1992.

Rashid al-Din, The Successors of Genhis Khan, Columbia University Press, New York and London, 1971.

Rashid al-Din, Rashiduddin Fazlullah’s Jami’u’t-tawarikh: Compendium of Chronicles (trans. by Wheeler Thackston), Harvard Üniversitesi Yakındoğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Kaynakları: 45, 1998.

Reşideddin (yay. Muhammed Ruşen ve Mustafa Musevi), Cami’ut-tavarikh (4 cilt), Elbruz, Tahran, 1373 şemsi[1995].

Renfrew, Colin, “Introduction: peer polity interaction and socio-political cnange”, in Colin Renfrew and John F. Cherry (ed.), Peer Polity Interaction and Socio-political Change, Cambridge University Press, Cambridge, 1986 (s. 1-18)..

Roux, Jean-Paul, Türklerin Tarihi (çev. Galip Üstün), Milliyet Yayınları, İstanbul, 1989.

Skelton, R. A., E. Maston ve George D. Painter, The Vinland Map and the Tartar Relation, Yale U. P., New Haven, London, 1965.

Skrinnikova, T., Kharizma i vlast’ epokhy Chingiz-khana, RAN, Moskva, 1998.

Sugiyama, Masaaki, Dai Monggoru no jidai (Büyük Moğollar Devri), Kyoto, Japonya, 1997.

Temir, Ahmet, Moğolların Gizli Tarihi, TTK Yayınları, Ankara, 1948.

Togan, İsenbike, “Jöchi Khan and the Siege of Khwarezm as Symbols of Legitimacy”, Source Studies of the History of Ulus Djuchi (The Golden Horde). From Kalka to Astrakhan. Kazan, Tatarstan (RF). baskıda.

Togan, İsenbike, Türk Tarihinde Uzlaşmacı Tavır: Ruhaniyat-Siyaset ve Boy-Devlet İlişkileri, Üçüncü Binyılın Eşiğinde Türk Uygarlığı, Togan, İsenbike, Cengiz Han Devletininin Kuruluş Safhaları, Tarihte Türk Devletleri II, Ankara, 1987, 529-541.

Togan, İsenbike, Ottoman History by Inner Asian Norms”, The Journal of Peasant Studies 18 (April/July 1991). 3-4: 185-210 reprinted in New Approaches to State and Peasant in Ottoman History ed. by Halil Berktay and Suraiya Faroqhi., Frank Cass, London, 1992.

Togan, İsenbike, “İç Asya’dan Orta Asya’dan Türkiye’ye Bir Bağlantı ve Uzanış”, Osmanlı Devletinin Kuruluşu: Efsaneler ve Gerçekler, İmge Yayınevi, Ankara, 2000, 53-61.

Togan, İsenbike, “Moğollar Devrinde Çin’de Ticaret”, Toplum ve Bilim, 25/26 (1984). 71-90..

Togan, Zeki Velidi, “Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti,” Türk Hukuk ve İktisadiyatı Tarihi Mecmuası, I(1939). 1-42.

Togan, Zeki Velidi, Cengiz Han (Teksir edilmiş Ders Notları), 1970.

Togan, Zeki Velidi, Oğuz Kağan Destanı-Reşideddin Oğuznamesi, Tercüme ve Tahlili, Kayı Yayınları, İstanbul, 1972.

Turan, Osman, Çingiz “Adı Hakkında”, Belleten, 19(1941).

Vladimirtsov, B. Y., Moğolların İçtimai Teşkilâtı. Moğol Göçebe FeOdalizmi, TTK Yayınları, Ankara, 1987.

Yıldırım Dursun, (Ergene Kon)=(Erkin Kün) mü? Türk Dili Araştırmaları Yıllığı. Belleten 1997, 2000, 61-149.

Yuvalı, Abdülkadir, İlhanlılar Tarihi, I. Kuruluş Devri, Erciyes Üniversitesi yayınları, Kayseri, 1994.
Moğol (veya Türk-Moğol)

Hanlığı
Prof. dr. AHMET TEMİR

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi / Türkiye

Önsöz


ltay kavimlerinden sayılan Türk, Moğol, Mançu, Kore ve Japon milletleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi, her şeyden önce dil araştırmalarına dayanılarak yürütülmüş ve yürütülmektedir. Türk boylarının, bu Altay kavimlerinden Moğolların dışında hiçbiri ile komşulukları olmadığı için Türklerle bunlar arasındaki ilişkiler filolojik araştırmalar seviyesinde kalmıştır.

Fakat Türklerle Moğollar arasındaki ilişkilere gelince büyük bir başkalık göze çarpmaktadır.

Eski devirlerden beri Türklerin anayurdunun bir parçası olarak bilinen ve bugünkü Moğolistan ve Mançurya’yı içine alan Asya’nın kuzeydoğu bölgeleri, Hunlardan beri Türk boyları ile Moğol ve Mançu gibi diğer Altay kavimlerinin faaliyette bulunduğu sahalar olmuştur. Türklerin cedleri olarak kabul edilen ve Çin’le daimî bir mücadele halinde yaşayan Hunlar buralardan batıya ve güneye yayıldıklar gibi, 6-8. yüzyıllardan itibaren Asya tarihinde siyaset ve kültür bakımından büyük rol oynamaya başlayan Göktürk İmparatorluğu’nun merkezi de burası idi. Ancak, denizden uzak ve sert kara iklimine sahip olan ve bilhassa Çin ile daimî bir savaş halinde yaşamayı gerektiren bu bölgeyi, gelecek için karanlık gören Türkler, IX. yüzyıldan itibaren yavaş yavaş terk etmişler ve merkezlerini batıya ve güneybatıya nakletmişlerdir.

Türklerin, en eski dil ve kültür âbidesi olarak bilinen Orhon Yazıtları bu bölgelerde meydana gelmiş ve bunların asılları da hâlâ burada muhafaza edilmekle beraber, burası bugün artık “Moğolistan” olarak tanınmakta ve Türklükle ilgisi, ancak tarihî bir değer taşımasıdır.

Siyasî ve idarî merkez batı ve güneybatıya kaymakla beraber, Türk boylarının bir kısmı Moğollarla bir arada veya onlarla komşu bir halde yaşamakta devam etmişler, Moğolların bir kısmı Türkleşirken bazı Türk boylarının da “Moğollaştığı” görülmüştür. Altay’daki Türk boyları ile Moğollar arasındaki buna benzer karşılıklı temas ve kaynaşmalar, XX. yüzyıla kadar devam etmiş ve etmektedir. Bu yüzden, Moğollar arasında Türk ve Türkler içerisinde de Moğol boy adlarına rastlandığı gibi, bazen de aynı boy adının hem Türk, hem Moğol cemiyetlerinde aynı zamanda kullanıldığı görülmüş, fakat duruma göre bunların bazıları “Türk”, bazıları “Moğol” menşeli olarak mütalâa edilmiştir.

XII. yüzyılda tarih sahnesine çıkışlarından önce, Moğolların ve bu zümreye mensup aşağıda saydığımız boyların, devlet kurma gibi siyasî ve içtimaî faaliyetleri sınırlı kalmıştır. XII. ve XIII. yüzyıllarda, bir cihan imparatorluğu kurulması şeklinde karşımıza çıkan hâdiseler ise, dünya tarihinin en önemli sayfalarından biri olup, bundan önceki Hun, Avar, Göktürk devirlerini hatırlatmakta ve onların birer tekrarı gibi karşımıza çıkmaktadır.

12. yüzyılda, Moğolistan ve civarında başlıca şu büyük boylar yaşıyor ve birbiriyle amansız bir mücadele halinde bulunuyorlardı: İrtiş ile Orhon arasında ve Altay dağlarının kuzeyinde olmak üzere en batıda Naymanlar, onların doğusunda Orhon civarında Kereyitler, onların kuzeyinde, Selenge nehrinin orta ve aşağı mecrasında Merkitler, onların batısında ve Naymanların kuzeyinde olmak üzere Oyratlar, Büyür gölü civarında Tatarlar ve ilk zamanlarda fazla kuvvetli ve tanınmış olmamakla beraber, Cengiz Han tarafından bütün boyların birleştirilmesinden sora adları umumî bir millî isim haline getirilen Moğollar (Manghol) bunların başlıcaları idi. Naymanlar ve Kereyitler, Uygur Türklerinin

komşusu olmakla kültür bakımından onların tesiri altında kalmışlar, yazı ile birlikte birçok medeniyet ve kültür unsurlarını Uygurlardan alan Moğol boylarından bilhassa Naymanlar, diğer komşularına nazaran üstün bir seviyede bulunuyorlardı. X. yüzyılda Moğolistan’da siyasî faaliyetin hızlandığını, Kırgızların batıya, Yenisey civarına püskürtüldüğünü ve Kuzey Çin’e yerleşen Hıtay’ların, Liao adında bir sülâle kurduğunu görüyoruz. Liao Devleti 1225’te yıkılmış ve onların bir kısmı batıya göçerek, Tarım ve Fergana vadisinde, yüzyıl kadar yaşayan Kara-Hıtay Devleti’ni kurmuşlardır.

Çinliler, kuzeydoğudaki boyları, bazen kendi adlarıyla zikretmekle beraber, (mes. Hiung-nu=Hun; T’u-K’üe=Türk), çok defa onları Türk veya Moğol olarak ayırmadan, toptan Tatar (Ta-ta) diye adlandırmışlar, XIII. yy. başlarında ise Moğolları, Çin sınırına yakınlılıklarına ve medenî seviyelerine göre “Beyaz Tatar”, “Kara Tatar” ve “Yabanî Tatar” şeklinde gruplandırmışlardır.

Tatar sözü, gerek Türk ve gerek Moğollar arasında eskiden beri bir boy adı olarak kullanılmakta idi. Ancak, Moğollardaki Tatarlarla Türk boyu olan Tatarların aynı olmadıklarını hatırlatmak yerinde olur. Moğol-Tatarlar, 1202 tarihinde Dalan-Nemürges savaşında Cengiz (Çinggiz) Han tarafından yenilerek parçalanmışlar ve bütün mensupları da diğer boylar arasında taksim edilmişlerdir. Böylece Tatar boyu Moğollar arasında ortadan kalkmakla beraber, bu ad yabancılar tarafından bazen “Moğol”, bazen de “Türk” anlamında kullanılmakta devam edilmiştir. Türk dilinin en eski belgelerinden olan Orhon Yazıtları’nda zikredilen “Tatar” halk adını bazı tarihçiler Moğol, bazıları da Türk menşeli olarak mütalâa etmişlerdir. Fakat Kaşgarlı Mahmud’un Divan-ı Lûgat-it-Türk’ünde adı geçen Tatarların bir Türk boyu olduğunda şüphe olmasa gerek.

Ruslar da Cengiz devri için bazen “Moğol”, bazen de “Tatar” adını kullanmışlar, hatta ondan sonra kurulan ve birer Türk devleti olan Altın Ordu ve Kazan Hanlığı ve ahalisine hep Tatar demişlerdir. Çarlık devrinde ellerine geçirdikleri bütün diğer Türk boylarına Ruslar toptan “Tatar” demişler, fakat bununla hiçbir zaman “Moğollar”ı kastetmeyip, bu tâbiri yalnız ve yalnız Türk boyları için kullanmışlardır (meselâ: Kazan Tatarları, Kırım Tatarları, Astrahan Tatarları, Kafkasya Tatarları, Azerbaycan Tatarları, Taşkent, Hive, Buhara Tatarları, Kaşgar-, Kulca, Sibirya, Altay Tatarları, vb.)

Bugün “Tatar” sözü bir Türk boyu adı olarak ancak “Kazanlı” veya “Kuzey Türkleri” dediğimiz İdil-Ural, Batı Sibirya ve Astrahan ahalisi ile “Kırımlı”lar için kullanılmaktadır. Zikrettiğimiz bu boylar artık bugün bu ismi kendileri de bir halk adı olarak benimsemiş durumdadır.

Cengiz Devleti ilk devrelerde Moğollardan ibaret iken, kısa zamanda genişleyerek bir cihan imparatorluğu haline gelmiş ve neticede bir Türk-Moğol İmparatorluğu şeklini almıştır. Çünkü, Türklerle meskûn hemen hemen bütün ülkeler bu devletin içine alınmış bulunuyordu. Başka birçok milletler de bu imparatorluğa mensup olmakla beraber, esas kitle ve nüfusun büyük kısmı (100 yıl Moğol idaresinde kalmış olan Çin istisna edilirse) Türklerden ibaretti. Bazıları sulh yolu ile, bazıları savaş neticesinde Cengiz’e tabi olan Türk boyları, kısa zamanda onunla anlaşarak büyük imparatorluğun sosyal, askerî ve idarî bütün işlerine iştirake başlamışlardır. Sayı bakımından imparatorluğun içinde azınlıkta kalan ve kültür bakımından Türklere nazaran aşağı seviyede olan Moğolların mühim bir kısmı İslâmiyeti kabul ederek Türkleşmiş, kalanları da esas Moğolistan’a dönmüştür. Böylece, imparatorluk parçalandığı zaman, bundan Moğol değil, Altın Ordu, Sibir, Çağatay, İlhanlı gibi yeni yeni Türk devletleri ortaya çıkmış, Moğolların hâkimiyeti eski yurtlarına inhisar etmiştir.

Kaynaklar: Türk-Moğol veya Cengiz (Çingiz) Devleti’nin, 13. yüzyılda bilhassa ani olarak kuruluşu ve emsalsiz bir genişleme kudretine sahip oluşu, şimdiye kadar birçok tarihçiyi ilgilendirmiştir.

Avrupalı bilginler bu devri araştırırken uzun zaman ancak Moğolcadan başka dillerde yazılmış olan eserlerden faydalanabilmişlerdir ki, bunlardan bir kısmı Plano Carpini, Wilhelm von Rubruck ve Marco Polo gibi Avrupalı tüccar veya misyoner seyyahlar tarafından kaleme alınmış, bir kısmı İbnül-Esir, Nesevî, Cüveynî, Vassaf, Raşid-ed-Din, İsfizarî vb. gibi İslâm tarihçileri tarafından yazılmış, bazıları da Yüan-shih (Yüan sülâlesinin tarihi), Sheng-wu chin-ch’ien-lu (Mukaddes savaşçının şahsî seferleri) ve başkaları gibi Çin dilinde yazılmış kitaplarla Ermenice kaleme alınmış eserlerden ibaretti.

Moğol dilinin yazılı belgelerine, 13. yüzyılın ilk yarısında rastlamaya başlıyoruz. 13. yüzyıl malzeme bakımından zengin değil ise de, Moğolların Gizli Tarihi’nin ortaya konmasıyla büyük bir önem kazanmış bulunmaktadır.

O tarihten Budizm edebiyatının üstünlük gösterdiği 17. yüzyıla kadar geçen 3-4 asırlık bir devreye ait eserlerin, yarlık, yazıt ve mektuplardan ibaret olduğu zannediliyordu. Şimdi anlaşılmıştır ki, Moğollar kendi tarihlerinin “karanlık” devresinde de, yani Yüan sülâlesinin yıkılmasından 16. yüzyılın son yarısında başlayan “yenileşme” devresine kadar geçen zamanda kültür mahsullerinin pek çoğunu saklayabilmişlerdir; Moğollarda edebiyat ve yazı kesilmemiş, Yüan sülâlesinin edebî gelenekleri devam etmiştir. Avrupalıların, Moğol yazı dilinin bu devresinden “boşluk” diye bahsetmeleri, herhalde

bu devrede eser meydana gelmediği için değil de, bu eserlerin Avrupa’da tanınmamış olmasından ileri gelmiştir.

Moğollarda tarih edebiyatı malzemesi olarak: 1. Orijinal epik eserler, 2. Çin tarihçilerin tesiri altında meydana gelen, 3. Mançu tesiri gösteren ve 4. Tibetçeden Moğolcaya çevrilen eserler sayılabilir.

Destanî üslûpta eski eserlerden en önemlisi, Moğolların Gizli Tarihi’dir. Bazı eserlerdeki kayıtlardan anlaşıldığına göre, Cengiz Han zamanında Moğollarda casak (yasağ, yasa) adı verilen kanun ve nizamnameler de meydana getirilmiştir.

Fakat bu casaklar bize kadar yetişmemiş veya tam metin halinde henüz bulunamamıştır. Bundan başka, Cengiz Han’ın bilig’leri (vecize, hikmet) de kendi zamanında yazılmış olup, bunlar türlü müelliflerin eserlerinde ve bazı Moğolca eserlerde de bize kadar gelmiştir. Bundan başka tarihî eser olarak, 13. ve ondan sonraki yüzyıllarda meydana gelmiş olan türlü yazıt, yarlık ve emirnameleri de zikredebiliriz.

Daha sonraki zamanlara ait tarihî kaynaklar arasında, anonim bir eser olan Altan Tabçi ile Ordos prensi Sanang-setsen Hung-tayci tarafından 1662’de yazılmış olan Hat-un ündüsün-ü erdeni-yin tobçiya (Hanların menşei üzerine cevher mecmuası) adlı kitabı birinci yeri işgal ederler. Sanang-setsen yalnız halk arasında yaşayan destanî rivayetlerden değil, aynı zamanda, çoğu bize kadar gelmeyen yazılı eserlerden de faydalanmıştır.

Bütün bu saydıklarımız içerisinde Moğolların Gizli Tarihi adlı on iki bölümden ibaret Moğolca eser özel bir yer tutmaktadır. Bu kitap, efsanevî menşeden başlayarak Ögödey’in zamanına kadar Moğollar hakkında en eski bilgileri içine almaktadır. Eserin kimin tarafından yazıldığı bilinmiyor. Yalnız en sonundaki “Kolophon”unda: “Büyük Kurultay toplandığı zaman, Sıçan yılının yedinci ayında, Kelüren nehrinin Köde’e adasında, Dolo’an-Boldak ve Şilginçek mevkileri arasında saray kurulmuşken yazılıp tamamlandı”. (§ 282)’de dendiğine göre, bundan eserin 1240 yılında ikmal edildiği anlaşılıyor. Demek ki bu eser, Moğol devrine ait resmî Çin tarihi olan Yüan-shih’dan 130 yıl ve 17-18. yüzyıllarda yazılan Moğolca tarihî eserlerden 300-400 yıl daha eskidir. Eserde hadiselerden birçoğunun görülerek ve zamanında yazıldığı şüphesizdir. Bazı yerlerinde fuzulî tekrarların gözükmesi ve hadiselerden bazılarının karanlık kalması, yazarın eserini son kontrolden geçirmediğini göstermektedir ki, bu sadelik kitabın tarihî değerini azaltmaz, bilâkis yükseltir.


Yüklə 8,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   179




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin