Anadolu Türk Beylikleri Sanatı



Yüklə 8,23 Mb.
səhifə47/179
tarix17.01.2019
ölçüsü8,23 Mb.
#100097
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   179

Temuçin dokuz yaşında iken Yesügey Bahadır onun için annesi Ölin-Uçin’in akrabaları olan Torgut kabilesine mensup Olhuno’utlardan, kendi dayılarından kız istemek için Temuçin’i alarak yola çıkmış, yolda Unggirat kabilesinden DaySeçen’e rastlayarak ona misafir olmuştur.18 Temuçin’i DaySeçen’in kızı Börte-Uçin ile nişanlayarak geri dönmüştür. Yesügey Bahadır yolda Tatarlara rastlayarak onlara misafir olmuş, Tatarlar onu tanıyarak, eskiden yapmış olduğu yağmayı hatırlayarak, gizlice onu öldürmeye karar vererek, içkisine zehir katarak zehirlediler. Yesügey Bahadır üç gün sonra evine geldiğinde fenalaştı ve öldü.

Yesügey Bahadır’ın kabilesi Temuçin’i çok küçük ve güçsüz gördüğünden ona itaat etmeyerek ayrılmışlardır. Temuçin’in annesinin bütün ısrarlarını da kabul etmeyen kabileler onlardan ayrılarak bu aileyi yalnızlığa terk etmişlerdir. Baba akrabaları tarafından terk edilen Temuçin kardeşlerini ve analarını yanına alarak o zaman Burhan Haldun adı verilen Onon ırmağının kaynağındaki Kentey dağlarında kara ve su avcılığı ile yaşamaya mecbur kalmışlardır. Geçimlerini avcılıkla sağlamışlardır. Bu zor hayat şartları içinde Temuçin ve kardeşleri gözü pek cengaverler olarak yetişmişlerdir. Bu arada Temuçin düşmanları Tayciyutlara esir düşmüş, esaretten güçlükle kurtulmuştur.

Temuçin dokuz yaşında iken nişanlanmış olan DaySeçen’in kızı, nişanlısı Börte-Uçin’i almak için kardeşini yanına alarak, nişanlısının yanına gitmiş, kayın babası DaySeçen onları sevinçle karşılayarak, Samur’dan bir kürk çeyiz ile birlikte kızı Börte’yi Temuçin’e vermiştir.

Temuçin 1175 yılında Kerayitlerin güçlü hükümdarı, babasının yakın arkadaşı Tuğrul Han’ın yanına giderek bağlılıklarını bildirerek onun yardımını istemiştir. Eşinin çeyizi olan samur kürkü Tuğrul Han’a vermiştir. Tuğul Han’ın yardımı ile dağılmış olan kabilesini birleştirme sözünü almıştır.

Temuçin on iki kişiden ibaret ailesiyle Kerulen nehrinin kaynağından ayrılıp, Burgi sahilinde bulundukları sırada Merkitlerin baskınına uğramışlar, bu baskında Temuçin’in karısı Börte esir edilmiştir. Temuçin eşini Tuğrul Han ve Cacirat kabilesinin reisi Camuka’nın yardımı ile kurtarmıştır.

Camuka ile Temuçin bir yıl beraber hareket ettiler ancak Onon nehri üzerinde Korkonak Cobor mevkiinde birbirlerinden ayrılarak birbirlerine düşman oldular. Çünkü her ikisi de Moğolların hükümdarı olmak istiyordu. Temuçin’i, Celayir, Kıyat Baa’rin kabileleri destekledi. Moğol aristokları Altan, Kuçar, Seçe-beki Temuçin’in yanında yer aldılar. 1196 yılında ant içerek onu Moğolların Han’ı yaptılar.

Temuçin 1196 yılında hanlık unvanını alınca, Kerayitlerin hükümdarı Tuğrul Han’a bir elçilik heyeti göndererek, Moğolların yeni hanı olduğunu bildirdi. Tuğrul Han’da onun han yapılmasını destekleyerek, hanlığını kabul etti.

Temuçin hanlığının ilk yıllarında dört büyük rakibi ile mücadele ederek onları devreden çıkarmıştır. Bunlar Temuçin’in kan kardeşi “Anda” olan Camuka babasının yakın arkadaşı Tuğrul Han, Naymanların reisi Buyruk Han ve Merkitlerin reisi Togtoga Beki’dir.

Camuka 1201 yılında Argun nehri kıyısında toplanan kurultayda kendisini Gur-han yani Moğolistan imparatoru olarak ilan etmiş, Temuçin 1201 yılında Camuka ile savaşarak onu mağlup etmiş, 1202 yılında da Tatarlarla savaşmıştır.

Temuçin ile Tuğrul’un aralarının açılmasına bir kız isteme hadisesi sebep olmuştur. Oğlu Çuçi için Tuğrul Han’ın kızı Ça’ur-beki’yi istemiştir. Kendi kızı Koçin-beki’yi de Tuğrul’un oğlu Sengüm’e vermek istemiştir. Ancak bu istek Kerayitler tarafından kabul edilmemiştir. Aslında Kerayit Han’ı Tuğrul Han kendi tabiinde olan, gelecekte kendisine rakip olabileceğini düşünmeden 1196’da Temuçin’i yok etmediğine pişman olmuştu.19

Temuçin 1203 yılı yazında Kerayitlerle zorlu bir mücadeleye girmiş, Balcuna bataklığında zor günler geçirmişti.20 Temuçin 1203 sonbaharında Kerayitleri büyük bir bozguna uğratarak büyük bir zafer kazanmıştır. Tuğrul Han ve oğlu Sengüm kaçmışlardır. Tuğrul Han Nayman subaylarından Karasübeci’ye esir düşmüş onun tarafından öldürülmüştür. Sengüm ise seyisi ile kaçmış, Etsin-göl civarında eşkiyalık yapmış, Uygurlar arasında bilinmeyen bir nedenle öldürülmüştür.

1203 yılının sonlarında Temuçin Moğolistan’ın doğusuna, Naymanlar ise batısına hakimdiler. Temuçin’in ezeli düşmanları olan Camuka, Merkit beyi Toktoga-beki, Oyratların reisi Kutula-beki Naymanlarun saflarında toplanmışlardı.


Temuçin 1204 ilk baharında bir kurultay topladı. Bu kurultayda bazı komutanlar, bu mevsimde atların zayıf olduğunu, sonbaharda sefer yapılmasını istediler. Temuçin’in kardeşi Temuge ve amcası Darıtay ve Noyanlar ise ani bir baskın yapılmasına bu baskının şaşkınlığından faydalanmak için hemen harekete geçmenin doğru olacağını söylediler. Bu fikirleri doğru bulan Temuçin yapmakta olduğu süreç avına son vererek, ordusunu teftiş ederek, orduyu binlik, yüzlük, onluklara ayırdı. Bunların başlarına da binbaşılar, yüzbaşılar, onbaşılar tayin etti. Temuçin Naymanlarla savaşa girmeden önce Moğol ordusunun ve devlet teşkilatının özünü teşkil eden nizamnameleri neşretti. Gündüz ve gece nöbetçileri tayin etti. Gündüz yetmiş, gece seksen nöbetçi üç gün nöbet tutacaklar, üç günde bir nöbet değiştireceklerdi. Bu tedbirleri aldıktan sonra Nayman seferine çıktı. 1204 yılının yaz ayının başında Temuçin tuğunu açarak yürüyüşe geçti. Cebe ile Kubilay’ı önden yolladı. Bunlar Kerulen boyunca ilerlediler. Nayman, Cacirat, Merkit ve Oyrat kuvvetlerine karşı şiddetli bir savaşa girişen Temuçin kesin bir galibiyet elde etmiştir. Ağır bir şekilde yaralanan Taybuka ölmüş, oğlu Küçlüğ İrtiş civarına kaçmıştır. Merkit beyi Toktoga beki de Küçlüğle birlikte kaçmıştır. Camuka ise savaş meydanında dostlarını terketmişti. Camuka eşkiyalık yapmaya başlayan arkadaşlarının arasına katılarak maceraperest bir hayat sürerken kendi adamları tarafından Temuçin’e teslim edilmiştir. Kan kardeşi olan Camuka prenslere yapıldığı gibi kanı yere dökülmeden öldürülmüştür.

1205 yılı baharında Temuçin tekrar harekete geçerek elinden kaçıp kurtulmuş olan Toktoga-beki’yi takip etti. Yapılan mücadelede Toktoga’ya bir ok isabet ederek öldü. Savaş sırasında bir çok Merkitli ve Naymanlı öldü. Nayman ve Merkitlere karşı yürütülen savaşlarda Naymanların saflarında yer almış olan Camuka bütün milletini kaybetmiştir.

Temuçin’in Cengiz Adını Alması ve Kağan Seçilmesi21

Temuçin, Kerayit, Nayman ve Merkitleri aradan çıkardıktan sonra 1206 yılının ilkbaharında Onon ırmağının kaynaklarında kendisine bağlanmış olan bütün kabileleri bir araya getirerek büyük bir kurultay topladı. Temuçin 1196 yılında han olarak seçilmişti. Onun büyük han olarak seçilmesi ancak 1206 kurultayı ile mümkün olmuştur. Moğolistan’ın batı tarafının ele geçirilmesi Naymanların mağlup edilmesi ile tamamlanmıştır. Moğol ve Türk kabilelerinin tamamı tarafından ve gizli tarihin “Kağan” ünvanını verdiği22 Büyük han yapılan Temuçin Cengiz adını aldı. Çinlilere göre Temuçin bu ünvanı daha çocuk yaşta iken almış, bazı yazarlara göre 1196’da han olması ile bu ünvanı kullanmıştır. Bazıları ise Kerayit zaferinden sonra Cengiz ünvanını kullanmıştır.

1206 Pars yılında bütün boyların birleşmesi ve Onon nehrinin kaynağında toplanan kurultay da büyük hanlığın belirtisi olarak dokuz tuğ dikilmiştir. Çinliler Temuçin’e Çingiz Kağan ünvanını vermişlerdir.

Pelliot Çengiz kelimesinin Türkçe Tengiz veya Dengiz olduğunu düşünmektedir. G. Nemeth Cengiz isminin Tengiz kelimesinden çıktığını, deniz ve göl anlamına geldiğini söylemektedir. Vladimirstov Cengiz’in şamanlar tarafından sayılan bir ışık ruhunun adı olduğunu düşünmektedir.

Kağan kelimesi Moğolca metinlerde Kahan ve Kaan olarak geçer. Pelliot Cengiz Han’ın kağan unvanını hiç kullanmadığını, gerçek unvanının Çingiz-Kan şeklinde olması gerektiğini söylemektedir. Temuçin hükümdar olunca ona verilen Cengiz unvanının Moğolca şekli Çinggis’tir. Moğolcadan Türkçeye geçen sözlerin sonundaki “s” sesi “z” ye dönüşmüştür. Baştaki “c” harfi de Moğolca da “ç” olarak yazılmıştır. Türk lehçelerinde bu ad Çinggiz, Çınngız, Çingiz, Cengiz olarak söylenmiş ve yazılmıştır.

Temuçin’in bu ünvanı ne zaman aldığı hakkında tartışmalar bulunmaktadır. Bazıları 1203 Kerayit zaferinden bazıları da 1206 Nayman seferinden sonra 1206 kurultayında almış olduğunu iddia etmektedirler. Hemen hemen bütün kaynaklar Cengiz Han’ın 1206 yılında bütün Moğolistan’ı yüksek hakimiyeti altında birleştirdikten sonra ilk devlet meclisini yani kurultayını topladığını, müesseselerinin temelini burada attığı meselesinde müttefiklerdir.

Moğol topluluğu Cengiz Han’dan önce teşkilatsızdı.1206 kurultayında devletin ordu ve içtimai teşkilatı yapıldı. Bunların en önemlisi Cengiz Han yasası adı ile yasakların konulmasıdır. Moğolların sosyal teşkilatları, devlet ve memleket yönetiminin esasları 1206 kurultayında belirlenmiştir.23

Cengiz Han’ın Fetihleri

Cengiz, hakan olduktan sonra en önemli işi Çin’i fethetmesidir. Cengiz Han büyük bir cihan imparatorluğu kurmak için Çin ve Tangut ülkesini almak, Orta Asya’yı ele geçirmek istemiştir. Cengiz Han zamanında bugünkü Çin sahasında üç devlet vardı. Kansu civarında Tangutlar, kuzeyde Chin veya Kin krallığı ve güneyde Sung İmparatorluğu bulunuyordu.24

Tangutlar Kansu bölgesinde yaşayan Tibet ırkından Budist dininden olan Tangutlarla olan mücadele Moğolların yerleşik ve medeni bir millete karşı yaptıkları ilk sefer olmuştur.25 1209 yılında yapılan bu seferle Cengiz

Han, ordusunu denemiş, eski hadiselerin hesabını sormuş, İpek yolunu kontrol altına alarak Tangutlar tabiyet altına alınmıştır.

Cengiz Han Tangutları mağlup ettikten sonra Chin veya Kin İmparatorluğu denilen Cürcet Krallığı üzerine 1211 yılında bütün oğullarınıda yanına alarak Çin seferine çıkmıştır.26 1211 seferi Cengiz Han tarafından metotlu bir şekilde yönetilmiş Çin sistemli bir şekilde yakılıp yıkılmasına rağmen müstehkem mevkiler ele geçirilememiştir. 1213 yılında Moğol ordusu üç kola ayrılarak Çin’i istila etmiştir. Birinci ordu Cengiz Han’ın küçük oğlu Tuluy, merkez ordusunun başında olarak Hopei ovasını baştan başa geçerek Ho-kienfu’yu almış, daha sonra Şang-tongg’a girerek Tsi-nan’ı zaptetmiştir. Cengiz Han’ın kardeşi Kasar ile küçük kardeşi Temuge ot Çigin komutasındaki üçüncü ordu Peçili körfezine kadar uzanarak Çin’i yakıp yıkmıştır. 1214 yılında Cengiz Han’ın üç ordusu Pekin önünde birleşerek şehri muhasara etmişlerdir. Ümtsizliğe düşen Pekin valisi intihar etmiş, böylece Pekin Moğolların eline geçmiştir. Moğollar şehri işgal ederek, insanları katletmişler, şehri yakıp yıkmışlardır. Cengiz Han kendisine itaat edenlere karşı son derece adil davranarak onları mükafatlandırmış, dostlarına karşı sadık ve merhametli olmuş, kendisine itaat etmeyen karşı gelenlere ise acımasız davranmıştır. Bu katliamlarla kendisine karşı çıkanlara ders vermek istemiştir.

1215’de savaşı yoluna koyan Cengiz Han ordularının büyük bir kısmını Çin’den çekerek Türkistan’ın fethine girişmiştir. Batıya dönmeden önce Cengiz Han Çin’deki harekatı yönetmesi için büyük komutanlarından Mukali’yi görevlendirmiş, yedi yıl boyunca başarılı savaşlar sonunda Kin krallığını Honan’a hapsetmeyi başarmıştır.

Bu arada Cengiz Han bazı diplomatik temaslarda bulunmuş, 1215’de Pekin’i aldıktan sonra Harzemşah’ın elçisini kabul etmiş, İslam halifesiyle de temas kurmuştur. Cengiz Han kuzey Çin seferinde Chin imparatorluğunu yok edemedi. Çünkü bu iş için ülkenin içerilerine girmek gerekiyordu. Bunun için de daha çok kuvvetlere ihtiyaç vardı. Bu iş için, henüz teşekkül halinde bulunan ordularını ezdirmek istemedi. Esas maksadı Çin’i itaat altına almaktı. Cengiz Han bu seferinde Sarı ırmak büklümünün kuzeyini tamamen ele geçirdi. Bu seferde Türkistan seferinde kullanmak üzere ordusunun teçhizatını ve eksiklerini tamamladı. Askeri nakliyat için pek çok deve getirdi. Çin’den teknik eleman, uzman, sanatkarlar getirilerek binaların yapılmasına başladılar. Bu zaman içinde, Batı Türkistan’a yapacağı seferin hazırlıklarını yaptırarak araziyi tanımaya çalışmıştır. Cengiz’in başarılarından birisi de seferlerinde harita kullanmış olmasıdır. Harita işleriyle oğlu Çuçi meşgul olmuştur.

Karahıtay Devleti’nin Fethi

Cengiz Han 1218 yılında Cebe Noyan komutasında 20.000 kişilik bir kuvveti Karahıtaylar üzerine yollamıştır. O sırada Naymanların son hükümdarı Taybuka’nın oğlu Küçlüğ eski müttefikleri Merkit kalıntılarıyla Doğu Türkistan’a gitmiş, Karahıtay Gurhan’ı kendisini Karabalgasan’a kabul etmiş, ona itimat ederek 1208’de kızıyla evlendirmiştir. Küçlüğ kayınbabasının zayıflığından ve yaşlılığından faydalanarak bir an önce tahta geçmek için faaliyete başlamıştır. Karahıtayların eski tabileri olan Harzemşah Muhammed ile anlaşarak Gurhan’ı devirmek, topraklarını paylaşmak istemiştir. Harzemlilerin hücumlarına Karahıtaylılar karşı koymuşlardır. Harzemşahlar 1210’da Semerkant’ı işgal ettiler. Bu arada Küçlüğ kayınbabasına karşı isyan ederek, hazinesini yağmalayarak, Balasagon üzerine yürümüştür. Küçlüğ Balasagon yakınlarında mağlup olmuş, ancak bir müddet sonra Gurhan Çeleku gafil avlanarak 1211 yılında esir edilmiştir. Küçlüğ kayınbabasına iyi davranarak onun adı altında kendisi hükmetmeye başlamıştır. Küçlüğ’ün Karahıtay üzerindeki hakimiyeti 1211 yılından 1218 yılına kadar devam etmiştir. Nasturi bir Hıristiyan olan Küçlüğ, bölgede zalimce bir dini baskı uygulayarak Müslümanları öldürtmüş, onları Hıristiyan olmaya zorlamıştır. Bu olaylara Hoten imamı itiraz edince, onu medresenin kapısında haça gerdirerek öldürtmüştür. Bu vahşetlerden sonra bölgeye gelecek olan Moğollar kurtarıcı olarak karşılanmıştır.

Cengiz Han 1218’de Cebe Noyan komutasında 20.000 kişilik bir kuvveti Küçlüğ’ün üzerine yolladı. Moğol komutan Küçlüğ’ün dini baskısından faydalanarak Karahıtay ülkesini herhangi bir direniş olmadan teslim aldı. Bilhassa Müslümanların yardımı büyük oldu. Balasagon direnmeden teslim oldu. Cengiz Han daha sonra camileri tamir ettirmiş, ibadete izin vermiş, hatta onları ibadete zorlamıştır. Cengiz Han Müslümanlara “Madem dininiz namaz kılmayı emrediyor, kılmanız lazım” diyerek Müslümanlara zorla namaz kıldırtmıştır. Karahıtay Devleti’ni yıkılmasıyla İli, Issık göl, Talas ve bütün Doğu Türkistan Moğol İmparatorluğu’na bağlanmıştır.

Moğol Harzemşah

Münasebetleri27

Aral gölüne dökülen Amu derya (Ceyhun) nehrinin her iki yakasına Harzem ülkesi adı verilir. Bu bölge Orta Asya’nın ekonomik, kültürel ve siyasi hayatına etki etmiştir. Harzemşahlar sülalesinin kurucusu bir Türk olan Anuş Tegin’dir. Bunun hangi Türk sülalesine mensup olduğuna dair aydınlatıcı bilgi yoktur. 1172-1200

yılları arasında Harzem hükümdarı Tekiş sultan ünvanını kullanarak bölgeye hakim olmuş, 1200’de ölümü üzerine Alaeddin Muhammed (1200-1220) iş başına geçmiştir.

Cengiz Han 1215’de Çin’de kazandığı zaferle Moğol kabilelerini birleştirmiş, Çin’in zenginliklerine sahip olmuştu. Harzemşah Muhammed, Cengiz Han’ın Çin’i fethettiği haberini alınca, Cüzcani’ye göre bu haberin doğruluğunu öğrenmek, Moğolların kuvveti hakkında bilgi almak için Cengiz Han’a bir elçilik heyeti yollamıştır. Gönderilen heyetin başında Bahaeddin Razi bulunuyordu. Harzem heyeti Cengiz Han’ın yanına geldiğinde Pekin alınmıştı. Ölülerin kemikleri dağ gibi yığılmış, toprağa insan yağı bulaşmıştı. Cesetlerin çürümesi dolayısıyla çıkan hastalıktan Bahaeddin Razi’nin arkadaşlarından bazıları öldü.

Cengiz Han, elçileri iyi kabul ederek, kendisinin doğu hükümdarı olduğunu, Harzemşah sultanını da batının hükümdarı saydığını aralarında dostluk ve sulh olmasını, tüccarların bir ülkeden diğerine serbest olarak seyahat etmelerini istediğini bildirdi. Bu sırada Çin ile Moğolistan arasındaki ticaret Uygurların ve Müslümanların elindeydi.

Harzemşah’ın bu elçilik heyetine karşılık olarak Cengiz Han’da bir elçilik heyeti ve ticaret kervanı yolladı. Neseviye göre bu heyetin başında Harzemli Mahmut Yalavaç, Buharalı Ali Hoca, Otrarlı Yusuf Kenka bulunuyordu. Sultana gönderilen hediyeler arasında kıymetli madenler, kumaşlar vardı. 1218 baharında Harzemşah Muhammed bu elçilik heyetini kabul etti. Elçiler ona, Cengiz Han’ın zaferlerini duyduğunu, kendisiyle bir antlaşma yapmak istediğini onu “oğullarıyla aynı tutmayı” teklif ettiğini söylediler. Ertesi gece Harzemşah sultanı elçilerden Harzemli Mahmud Yalavaç’ı gizlice kabul ederek, Mahmud dan kendisinin Harzemli olduğunu, vatanının menfaatlerine uygun olarak hareket etmesini, Cengiz Han hakkında doğru bilgi vermesini, Cengiz’in sarayında casus olmasını, bunun için kendisini mükafatlandıracağını söyledi. Sultanın öfkesinden korkan Mahmud Yalavaç onun bu isteklerini kabul ederek, Harzem ordusunun Moğol ordusundan güçlü olduğunu söyledi. Harzemşah Muhammed bundan memnun olarak Cengiz Han ile antlaşmaya karar verdi. Cengiz Hanla Harzemşahlar arasındaki mücadele Harzemliler yüzünden oldu. Cengiz Han Harzemşahlar ile dürüst, adil, ticari ve siyasi ilişkiler kurmayı denemiştir.

Harzemşah Alaeddin Muhammed, Çin’i fethederek cihan fatihi olmak istiyordu. Fakat bu hususta ilk adımı Cengiz Han atmıştı. Harzemşah Sultanı Cengiz’in hareketlerini dikkatle takip ediyordu. Bunun için Cengiz Han’a iki defa elçi göndermişti. Cengiz Han bu elçilik heyetine karşılık çok zengin bir ticaret kervanı göndermişti. Ancak bu kervanlar yağma edildi. Harzemşahlarla savaşın sebebi de bu kervanların yağması olmuştur.

Cengiz Han’ın yükselişi Harzemşahları yakından ilgilendirmişti. Harzemşah elçilerini Cengiz Han Pekin’de kabul etmişti. Görüşme sırasında “Dünyanın imarı ticaretle olur, onun için aramızdaki ticari münasebetleri geliştirelim” demişti. Cengiz Han’da Alaeddin Muhammed’e elçiler göndererek karşılık vermiştir.

Otrar Hadisesi

Otrar faciası 1218 yılında meydana gelmiştir. Harzem ülkesine giden elçilik heyeti, geri dönerek Cengiz Han’a bilgi vermişler, Cengiz Han Harzemşahlarla yapılan antlaşmadan memnun kalmıştı. Yapılan antlaşma gereğince batıya bir ticaret kervanı sevk edilmiştir. Nesevi kervanın başında bulunan tüccarların adlarının Ömer Hoca Otrari, Hammal Meragi, Fahreddin Dizeki Buhari ve Emineddin Herevi olduğunu yazmaktadır.

Cüzcani kervanda altın, gümüş, Çin ipekleri, kunduz ve samur kürkleri ile yüklü 500 deve, hepsi Müslüman 450 kişi bulunuyordu. Kervan Otrar’da durdurulmuş, mallar yağmalanmış ve kervanda bulunanlar Kadir Han adıyla tanınan28 Harzem valisi İnalcık tarafından öldürülmüştür. Kervanda bulunan mallar Buhara ve Semerkant tüccarlarına satılarak elde edilen gelir sultana gönderilmiştir.

Cüveyni kervanda bir devecinin kaçarak, bu haberi Cengiz Han’a bildirdiğini yazmaktadır. Cengiz Han bu haber üzerine itidalini ve nefsine hakimiyetini kaybetmeyerek, babası daha önce Harzemşah Tekiş’in hizmetinde bulunan İbn Kefreç Buğra’yı iki Moğol ile birlikte Harzemşah’a göndererek olayı protesto edip, İnalcık’ın teslimini istemiştir. Harzemşah bu isteği reddederek elçiyi öldürtüp arkadaşlarının sakallarını traş ettirerek Cengiz Han’a yolladı. Bu hareket Cengiz Han tarafından Harzemşah ülkesinin istilasına sebep teşkil etti.

Bu hadiseler Harzem devletine karşı bir seferin yapılmasını zaruret haline getirmiştir. İslam kaynaklarına göre, Cengiz Han’ın bu seferi 600.000 veya 700.000 kişi ile yaptığı söylenmektedir. Bu rakamlar çok mübalağalıdır. Herhalde Moğollar bu seferde çok sayıda kuvvet kullanmış olmalıdır. 1211 seferinde olduğu gibi bu seferinde de Cengiz Han dört oğlu ile birlikte sefere çıkmıştır.

Cengiz Han’ın harp hazırlıkları, Harzemşah ordusunun çok kuvvetli olduğuna Cengiz’in inanmış olduğunu göstermektedir. Müslüman müşavirlerin bilgilerine dayanarak Harzemşahlar hakkında gerekli istihbaratı yapmış, 1219 yılı sonbaharında Cengiz Han Balkaş gölü’nün güneydoğusunda bulunan Kayaliğ’a gelmiş, orada Karluk hükümdarı Arslan Han kendisine katılmıştır. Uygur hükümdarı İdikut Barçuk’ta Cengiz ordusunun saflarında yer almıştır.


Harzemşah Muhammed Cengiz Han gelmeden önce askeri bir şura topladı. Bazı komutanlar ordunun Seyhun sahilinde toplanmasını Moğolları burada karşılamayı, uzun yürüyüş yaparak buraya gelmiş olan Moğol askerlerinin toplanmasına fırsat vermeden savaşmayı teklif ettiler. Bazıları ise Moğolların Maveraünnehir’e girmesine engel olamıyorsak, ülke içinde Moğol ordusunu tahrip etmeyi teklif ettiler. Bazıları da Maveraünnehir’i kendi halinde bırakıp Ceyhun geçitlerinde Moğol ordusunu karşılamak istediler. Harzemşah Muhammed ordusunu Siniderya ile Maverraünnehir’in müstahkem mevkilerine dağıtarak Moğol ordusunu karşılamaya karar verdiler. Böylece sayı üstünlüğüne rağmen kuvvetlerini dağıtması üzerine her noktada sayıca azaldılar. Harzemşah Muhammed birinci görüşe göre, düşmanı karşılamış olsaydı, Cengiz’in ordusunu yenebilirdi. Harzemşah, Cengiz’in merkezi ordusunu parçalayarak yenmeyi düşünmüştü. Ancak Cengiz’in komutanları değiştirilebilirdi. Halbuki Harzem komutanları müstakildi. Sultan komutanların elindeydi. Ayrıca Sultan annesi ile de ihtilaflıydı.

Cengiz Han Otrar’a geldiğinde Harzemşah’ın savaş planını öğrenerek şehirlerin arasına girecek şekilde ordusunu düzenleyerek, Harzem şehirlerinin birbirlerine yardım etmesini önledi. Ordusunu gruplara ayırdı. Buna göre oğulları Çağatay ve Ögedey, Otrar önlerinde kalarak şehri alacaklar. Çuçi ise Siniderya boylarına ilerleyerek Sığnak ve Cend’i alacak, Cengiz Han küçük oğlu Tuluy ile birlikte Buhara’ya yürüyecekti. Böylece Harzemşah ordusunun birbirleriyle teması önlenecekti.

Çağatay ve Ögedey’in komutasındaki ordu Otrar’ı kuşattılar. Kuşatma uzun sürdü. Beş aylık bir muhasaradan sonra Hacip Karaca teslim olmaya karar vererek, askerleriyle birlikte şehirden çıktılar. Çağatay ve Ögedey kendi sultanlarına ihanet etmesi yüzünden ona itimat etmeyerek öldürdüler. Otrar halkı da şehirden kovuldu. Daha sonra şehir yağma edildi. Kaleyi savunan askerlerin hepsi idam edildi.

Cengiz Han ve ordusu 1220 şubatında Buhara önlerine geldi.29 Buhara şehri surlarla tahkim edilmişti. Şehirde 20-30 bin kişilik bir Harzem birliği vardı. Şehir Moğollar tarafından kuşatıldı. Şehir İbnül Esir’e göre 10 Şubat 1220’de, Cüzcani’ye göre 16 Şubatta teslim oldu. Şehir halkı Sultanın ordusu için hazırlanan erzakı teslime, hendeği doldurmaya mecbur tutuldular. Zengin tüccarlara satılmış olan Otrar katliamındaki malları teslime zorladılar. Şehir tamamen boşaltıldıktan sonra yağma edildi. Emre uymayıp şehirde kalanlar öldürüldü.

Cengiz Han Buharayı ele geçirdikten sonra Semerkant üzerine yürüdü.30 Nesevi’nin bildirdiğine göre şehirde 40.000 asker vardı. Şehrin valisi Terken Hatun’un kardeşi Tugay Han’dı.

Cengiz Han Semerkant üzerine geldiğinde Otrar kuşatmasında bulunan Çağatay ve Ögedey’de babalarının kuvvetlerine katıldılar. Cengiz Han savaştan önceki iki gün askerin dinlenmesine izin verdi. Daha sonra şehrin etrafını dolaşarak surları, kale kapılarını, kuleleri ve siperleri inceledi.

Moğollar kuşatma sırasında, müdafileri aldatmak için esirleri kullanarak, onlara Moğol elbisesi giydirilerek on kişiye bir sancak verdiler. Şehir halkı Moğolların çok büyük bir ordu olduğunu zannederek korktular. Bu Moğolların çok sık olarak kullandıkları bir savaş hilesiydi. Bir şehri almak için Moğollar civardan kılıç tehdidi ile erkekleri toplayarak savaşa mecbur edip, bunları hendeklere sürerek, hendeklerin ve çukurların doldurulmasını sağlayarak, şehirlerin kolayca ele geçirilmesini gerçekleştiriyorlardı.

Semerkant şehri dört gün kuşatıldı. Şehir halkı büyük kayıplara uğrayınca şehri teslim etmeye karar verdiler. Bazı komutanlar savaşmak istiyorlardı. Büyük bir kısmı ise teslim olmaktan başka çareleri olmadığını söyleyerek görüşlerinde ısrar ettiler. Bu tartışma sabaha kadar devam etti. Yapılan çetin tartışmalardan sonra müdafiler şehri Cengiz Han’a teslim etmeye karar verdiler. Şehrin kadısından, Şeyhülislamından ve alimlerinden oluşan bir heyeti Cengiz Han’a yolladılar. Cengiz Han gelen elçileri iyi karşıladı. Kuşatmanın beşinci günü şehir halkı Semerkant’ı Moğollara teslim ettiler. Şehirde bulunan halk dışarı çıkarılarak yağma edildi.

Çuçi komutasında gönderilen orduda 20 Nisan 1220’de Cent önlerine geldi.31 Halk şehir kapılarını kapadığı halde savaşmadı. Moğollar surlara merdivenle çıkarak, dokuz gün boyunca şehri yağmaladılar. Çuçi yıl sonuna kadar Seyhun’un aşağı kesimlerinde savunma tertibatı alarak kaldılar.

Moğollar Benakent ve Hocent’i zaptettiler.32 Harzem’in eski başkenti olan, şimdiki Hiyve’nin yakınındaki Gurganç, Cengiz Han’ın iki oğlu Çuçi ve Çağatay tarafından kuşatılmış, kuşatmanın uzun sürmesi ve komutanlar arasındaki anlaşmazlık sebebiyle Ögedey’in komutası altında 1221 Nisanı’nda ele geçirilmiştir.


Yüklə 8,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   179




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin