248 /
Yrd. Doç. Dr. Muharrem YILDIZ
Mehmet Mekin MEÇİN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
Giriş
Bu çalışmanın konusu Dinler Tarihi Bilimi açısından din fenomenolojisidir. Konu
ülkemizde yapılan çalışmalarla sınırlı tutulmuştur. Her ne kadar konunun anlaşılması için
beş büyük din fenomenologundan yararlanılmışsa da sadece bu fenomenologların dilimi-
ze çevrilen eserleriyle yetinilmiştir.
Amaç, dini ve fenomenolojiyi tanımak, din fenomenolojisinin
dinleri anlamada hatta
birbirlerine yakınlaştırmada oynadığı role dikkat çekmektir. Konuyu çalışırken, evrensel
bir din tanımına gidilebileceği, din fenomenolojisiyle evrensel bir buluşmanın dinler ara-
sında
mümkün olabileceği, tıpkı mistizmde olduğu gibi din fenomenolojisinde de beşerin
dini fenomenlerinin altında yatan hakikatin “özde bir olduğu” fark edilmiştir.
Dinin birçok tanımı vardır. Her disiplin dini kendi perspektifinden anlama çabası-
na girmiş ve ne yazık ki dini kendi tanım ve kavramlarına hapsetmiştir. Hâlbuki dinin
kaynağının aşkın olduğu ve bu münasebetle Tanrı, ruh, mana, doğaüstü güçlerin tümden
reddi ile yola çıkamayacağımızı, dinin durduğu yerin aslında
soyut bir varoluşla ilgili
olduğundan hareketle her türlü beşeri mükemmel niteliklerin döndüğü soyut bir âlemin
varlığını her zaman dikkate alarak bir tanım yapmak zorundayız. Bununla beraber feno-
menolojinin daha çok felsefi bir terim olduğu ve dinin de salt rasyonel ve kavramsal bir
olgu olmadığı kabul edilirse, din fenomenolojisi nasıl anlaşılacaktır?
Bir konuyu yahut kavramı incelemeden önce onu tanımlamak
gerektiğinden biz ilkin
“din” ve “fenomonoloji” kavramlarını tanımlamak durumundayız. Yapacağımız tanım-
lama ne kadar isabetli olursa peşinden gelecek inceleme de o denli yerinde olacaktır. Bu
münasebetle biz evvela “Din Nedir” ve “Fenomenoloji Nedir” sorularına cevap arayacak,
ardından ulaştığımız tanımların tahlilini yaparak bir sonuca gidecek ve müşahhaslaşan bu
kavramları birleştirmek suretiyle “Din Fenomonolojisi” incelemesine girişeceğiz. Ancak
dinin evrensel tarifine doğru yapılan denemelerde göz ardı edilmemesi
gereken diğer bir
nokta, dine “içerden bakış” yöntemi olacaktır. Dine farklı disiplinlerin bakışıyla değil,
söz konusu dinin jargonları ve ruhuyla bakmak, dini ritüellere “kutsal bir sevgi”, “empa-
ti” hatta “sempati”yle bakarak her dini formun özünü, manasını ve derinliğini anlamaya
dönük
samimi çabalara girmek, şahsi inançlarını bir kenara atarak tarafsız ve önyargısız
olarak her dini kendi din dili, sakramenti ve müstakil teolojisi içerisinde ele alarak din-
darların dini tecrübesini âdeta tadarak hissetmek bizi din tanımı üzerinden din fenomeno-
lojisine götürecektir. Bu bakış açısına insanı yönlendirecek evrensel din tanımına
götüren
merkezi istikametin ise din fenomonolojisi olduğu görülecektir.
Din Fenomenolojisinin yeterince anlaşılması için beş büyük din fenomenologu-
nun hayat hikâyesine, felsefesine ve metodolojisine temas edeceğiz. Sonuçta “Din
Fenomonolojisi”nin dinleri anlamada oynadığı role mercek tutacak; “Tanrı Krallığı”nı
gerçekleştirmede veya “kutsal ile bağ kurmada” yahut “dünya barışına giden yolda” din
fenomenolojisinin oynadığı role dikkat çekeğiz.
Dostları ilə paylaş: