2469- Dokuz yaşını doldurmayan ve yeise kadının iddeti yoktur. Yani kocası onunla ilişkide bulunsa dahi, boşandığında hiç beklemeden bir başkasıyla evlenebilir.
2470- Dokuz yaşını doldurmuş ve yeise olmayan, kocasının onunla ilişkide bulunduğu bir kadın, talâk verildiğinde talâktan sonra iddet beklemelidir. İki adetinin arası üç aydan az olan bir kadının iddeti temizken kocası talâk verdikten sonra ikinci adeti görüp temizlenip üçüncü adeti gördüğünde iddeti dolar, ondan sonra bir başkasıyla evlenebilir. Onunla ilişkide bulunmadan talâk verirse, iddeti yoktur. Yani talâktan sonra beklemeden bir başkasıyla evlenebilir. Ancak kocasının menisi fercine dahil olan bir kadın, iddet beklemelidir.
2471- Hayız görmeyen, ama hayız gören kadınların yaşında olan, veya iki hayız görmesi arasında üç ay veya daha fazla müddet olan bir kadın, ilişkide bulunduktan sonra kocası tarafından talâk verilirse, kameri aylarından üç ay iddet beklemelidir.
2472- İddeti üç ay olan kadın, kamerî ayının başında talâk verilirse tam üç ay iddet beklemelidir. Ayın ortasında talâk verilmişse, talâk verildiği ayı, ondan sonra iki tam ay ve dördüncü aydan üç ay tamamlanması için kalan küsuratı iddet beklemelidir. Mesela, ayın yirmisinin akşamında talâk verir, o ay otuzdan çıkarsa, onun iddetinin sonu dördüncü ayın yirmisinin akşamıdır. Ama ilk ay yirmi dokuzdan çıkarsa, vacip ihtiyat gereği dördüncü aydan 21 gün iddet beklemeli ve ilk aydan beklediği günlerden otuz günü doldurmalıdır.
2473- Hamile bir kadına talâk verilirse, iddeti çocuğu doğurana veya düşürene kadardır. Talâktan bir saat sonra doğurursa, iddeti dolmuş olur. Çocuk helalzade olduğu durumda hüküm budur. Kadın zinayla hamile kalır kocası ona talâk verir ve o çocuğu doğurursa, iddeti dolmaz.
2474- Dokuz yaşını dolduran ve yeise olmayan bir kadın, geçici evlilik yapar ve kocası onunla ilişkide bulunur, evlilik süresi biter veya kocası müddeti ona bağışlarsa, iddet beklemelidir. Adet görüyorsa, iki adet görene kadar iddet beklemelidir. Başkasıyla evlenmemelidir. Vacip ihtiyat gereği bir adet görmesi yeterli değildir. Ama adet görmüyorsa, 45 gün iddet beklemeli ve başkasıyla evlenmemelidir. Eğer hamile olursa, iddeti, çocuğu doğuruncaya veya düşürene kadardır. 45 gün veya çocuğu doğurmak hangisi fazla ise onu iddet olarak beklemesi ihtiyaten müstehaptır.
2475- Talâk iddetinin başlangıcı talâk akdi okunup bittiği andan itibarendir. Kadın talâk verildiğini bilse de bilmese de, iddet bittikten sonra öğrenirse, yeniden iddet beklemesine gerek yoktur.
KOCASI ÖLEN KADININ İDDETİ
2476- Kocası ölen kadın, hamile değilse kameri aylarından dört ay on gün iddet beklemelidir. Yani başkasıyla evlenmemelidir. Her ne kadar kadın çocuk, yeise, mut’a nikâhlı olsa da, kâfir veya ric’i talâk iddeti döneminde kocası onunla ilişkide bulunmasa da, kocası çocuk veya deli olsa da, dört ay on gün ölüm iddeti beklemelidir. Hamile olursa çocuğu doğurana kadar, çocuk dört ay on günden önce dünyaya gelirse, dört ay on günü dolduruncaya kadar sabretmelidir. Buna vefat iddeti denir.
2477- Vefat iddetinde olan kadının, süslü elbise giyip sürme çekmesi haramdır. Aynı şekilde her türlü süslenmek ona haramdır. Evden dışarı çıkması haram değildir.
2478- Kocasının ölümüne kesin inanarak iddet bekleyip iddeti dolduktan sonra bir başkasıyla evlenen bir kadın, daha sonra birinci kocasının hayatta olduğunu veya iddeti içerisinde öldüğünü anlarsa, ikinci kocasından ayrılmalıdır. İhtiyat gereği iki iddet beklemelidir. İkinci kocasından hamile olursa, doğurana kadar ikinci kocasından vetyi şüphe iddeti beklemeli daha sonra birinci kocası için vefat iddeti beklemeli veya eski iddeti tamamlamalıdır. Hamile olmaz, ikinci kocası birinci kocasının ölümünden sonra kadınla ilişkide bulunmuşsa, önce vefat iddetini beklemeli daha sonra vetyi şüphe iddetini beklemelidir. Ama ilişki birinci kocanın ölümünden önce olmuşsa, vetyi şüphenin iddeti önceliklidir.
2479- Kadının kocasının kayıp veya kayıp hükmünde olması durumunda vefat iddeti, kadının kocasının ölümünü öğrendiği zamandan başlar, onun ölüm gününden değil. Bu hükmün buluğ haddine ulaşmayan ve deli kadın için uygulanması sakıncalıdır. İhtiyata riayet etmek farzdır.
2480- Kadın, iddetinin dolduğunu söylerse, kabul edilmelidir. Ancak iftiraya uğrama olasılığı varsa, farz ihtiyat gereği onun sözü kabul edilmemelidir. Mesela, bir ayda üç defa adet gördüğünü iddia eder, fakat yakınları sözünü doğrulamazlarsa, onun sözü kabul edilmemelidir.
RİC’İ VE BAİN TALÂK HÜKÜMLERİ
2481- Bain talâk, talâktan sonra erkeğin hanımına dönme hakkı olmayan talâktır. Yani yeniden nikâh okuyup evliliği başlatmadıkça, eski evliliğe dönemez. Talâkı bain altı kısımdır:
1) Dokuz yaşını doldurmayan kız çocuğunun talâkı.
2) Yeise kadının talâkı.
3) Nikâhtan sonra kocasının ilişkide bulunmadığı kadının talâkı.
4) Üçüncü talâk. Açıklaması 2486. meselede zikredilecek.
5) Hul’i ve mübarat talâkları. Hükümleri ileride açıklanacaktır.
6) Nafakasını ödemeyen ve aynı zamanda talâk da vermeyen erkeğin, şer’i hâkim tarafından talâkı verilen karısı.
Bunların dışındaki talâk ric’i talâktır. Yani kadının iddeti dolmadıkça erkek istediği zaman hanımına rücu edebilir.
2482- Hanımına ric’i talâk verenin, talâk verdiğinde kadının bulunduğu evden çıkarması haramdır. Bazı durumlarda, mesela, kadın zina yaptığı durumunda, onu o evden çıkarmanın sakıncası yoktur. İddette iken kadının kocasından izinsiz gereksiz yere o evden dışarı çıkması haramdır. İddet dolana kadar kadının ihtiyaçlarını erkeğin gidermesi vaciptir.
RÜCU ETME HÜKÜMLERİ
2483- Ric-i talâkta erkek iki şekilde hanımına geri dönebilir:
1) Tekrar onunla evli olduğunu ifade eden bir söz söylediğinde.
2) Rücu kastıyla bir iş yaparsa, her ne kadar rücu kastı olmasa da, ilişkide bulunmakla rücu gerçekleşir. Şehvetle dokunmak ve öpmenin rücu sayılması sakıncalıdır. Rücu etmezse öpüp ve şehvetle dokunduktan sonra vacip ihtiyat gereği yeniden talâk vermelidir.
2484- Rücu için erkeğin şahit tutup eşine haber vermesi gerekmez. Kimse bilmeden rücu ederse, sahihtir. İddet dolduktan sonra erkek, iddet döneminde rücu ettiğini söyler kadın da doğrulamazsa, erkek iddiasını ispat etmelidir.
2485- Hanımına ric’i talâk veren erkek, hanımından bir şey alır, karşılığında rücu etmemesi kararlaştırılırsa, anlaşma sahih olmakla birlikte, erkeğin rücu etmemesi gerekir, ancak rücu (geri dönme) hakkı ölmez. Rücu etmesi durumunda evlilikleri yeniden gerçekleşmiş olur.
2486- İnsan hanımına iki defa talâk verir ve rücu eder, veya iki defa talâk verir iddeti dolduktan sonra tekrar akdeder veya bir talâktan sonra rücu eder ikinci talâkta ise iddeti dolduktan sonra yeniden akdederse, üçüncü talâktan sonra bir başkasıyla evlenirse beş şartla ilk kocasına helal olur, yani onu yeniden kendine nikâh edebilir:
1) İkinci evliliği daimi olmalıdır. Geçici evlilik olursa müddet bittikten sonra ilk kocası onu kendisine nikâh edemez.
2) İkinci kocası onunla ilişkide bulunmalıdır. Vacip ihtiyat gereği fercinden (önden) ilişkide bulunmalıdır arkadan değil.
3) İkinci kocası ölür veya talâk verirse, birinci kocası ile evlenebilir.
4) İkinci kocasından vefat veya talâk iddeti bitmiş olmalıdır.
5) Vacip ihtiyat gereği ilişkide bulunduğunda ikinci kocası buluğ haddinde olmalıdır.