BEYLERBEYİ CAMÜ
Beylerbeyi Camii, Boğaziçi'nin Anadolu yakasında, Beylerbeyi İskelesi'nin önündeki meydanın doğusunda, tam deniz kıyısında yer almaktadır.
Caminin bulunduğu yerde daha önce İstavroz Sarayı'nın hırka-i şerif dairesi bulunmaktaydı. Bu saray 18. yy'ın ortalarında yıktırılmış ve daha sonra yerine I. Abdülhamid (hd 1774-1789) tarafından, Beylerbeyi Camii yaptırılmıştır. İnşaata 3 Nisan 1777'de başlanmış, caminin açılış töreni ise 15 Ağustos 1778' de yapılmıştır. Yapının 1192/1778'de inşa edildiğini belirten üç kitabesi vardır. Bu kitabelerden dış kapı üzerinde bulunanı caminin I. Abdülhamid'in annesi Rabia Sultan'ın anısına yaptırıldığını belirtmektedir.
Yapı 1810-1811'de bir değişikliğe uğramış, II. Mahmud'un (hd 1808-1839) buyruğuyla son cemaat yeri değiştirilerek yeniden yapılmış, bu arada minaresi yıkılarak, iki yeni minare inşa edilmiştir. II. Mahmud ayrıca bir muvakkithane ile deniz kıyısında dört cepheli bir çeşme yaptırmış, caminin önündeki rıhtımı genişleterek duvarla çevreletmiştir.
Beylerbeyi Camii 1969'da esaslı bir onarım görmüştür. 13 Mart 1983 gecesi bitişiğindeki İsmail Paşa Yalısı'nda(->) çıkan yangın Beylerbeyi Camii'nin ahşap kubbesinin yanarak çökmesine neden olmuş ve cami kısmen hasar görmüştür. Beylerbeyi Camii, Vakıflar İdaresi'nce tamir edilerek 29 Mayıs 1983'te tekrar ibadete açılmıştır. Beylerbeyi Camii'nin mimarı Mehmed Tahir Ağa, bina emini ise Şehremini Hafız el-Hac Mustafa Efendi' dir. Mustafa Efendi aynı zamanda, I. Ab-dülhamid'in Bahçekapı'da yaptırdığı türbe, medrese, kütüphane, mescit, imaret, sıbyan mektebi, sebil ve üç çeşme ile sı-
ra dükkânlardan meydana gelen külliyenin de bina eminidir. Zaten bazı yazarlar Beylerbeyi Camii'ni I. Abdülhamid'in Bahçekapı'da kurduğu külliyenin doğal bir devamı saymaktadırlar. Beylerbeyi Camii ile birlikte yapılan hamam ve sıbyan mektebi de bu külliyenin parçaları olarak değerlendirilmektedir.
Mimari
Beylerbeyi Camii'nde yapının kütlesi, ana mekân, mihrap nişi, hünkâr mahfili, minareler ve batı cephesindeki girişi örten saçak olmak üzere beş temel elemandan meydana gelmiştir. Yapının düzeni, avlu duvarları, hünkâr mahfili girişi ve batı cephesindeki girişleri örten saçak bir yana bırakılırsa, deniz tarafındaki girişten ve mihraptan geçen eksene göre simetriktir. İlk yapımda tek olması nedeniyle minare simetriyi bozmaktaydı. Ama daha sonra bu minarenin yıkılması ve iki yeni minarenin yapılmasıyla simetri tamamlanmıştır. Caminin dikkati çeken özelliklerinden biri, ibadet mekânını örten kubbenin iki kasnağa sahip oluşudur. Bunlardan aşağıda ola'nı, sekizgen planlı, sağır bir kasnaktır. Yalnızca köşelerdeki yarım kubbeler ile parçalanmaktadır. Üstteki kasnakta ise yapı çevresince yirmi pencere yer almaktadır. Ayrıca yarım kubbelerin içinde ikişer ve mihrap nişini örten yarım kubbenin içinde de beş pencere bulunmaktadır.
Caminin bir kubbe ve beş yarım kubbeyle örtülen ana mekânı, 14,60x14,60 m boyutlarında bir kare plana sahiptir ve kuzey tarafında son cemaat yerine bağlanmaktadır. Doğu ve batı cephelerinin kuzey uçlarında da girişler vardır. Bu girişlerden batı cephesinde olanına caddeden yedi basamakla çıkılan bir platformdan, doğudakine ise hünkâr mahfiline çıkan merdivenin ikinci sahanlığından ulaşılmaktadır.
Ana mekânın güney duvarında mermerden yapılmış mihrap yer almaktadır. İki yanında süs kolonları bulunmaktadır. Planı dokuzgendir, üstü adeta mu-
Dostları ilə paylaş: |