CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI
I. Dünya Savaşı'ndan sonra ağır ve acılı bir işgal dönemi geçiren İstanbul, Cumhuriyet döneminde, iki bin yıllık tarihinin en radikal değişikliklerini yaşadı.
İlk yılların en önemli değişimi, müş-teri-mal sahibi profilinin yenilenmesiy-di. Saray, yüksek bürokrasi, yabancı devlet temsilcileri ve yabancı kurumlar üyelerinden oluşan ve mimardan yüksek hizmet talep eden müşteri portföyü, yerini yeni ticaret ve bürokrasi kesimine ve başlangıçta çok kısıtlı olarak Cumhuriyetçi kamu sektörüne bıraktı. Kamu sektörünün finansman kıtlığı içinde oluşu ve önceliklerin Ankara'ya kaymış olması nedeniyle yapı yatırımları, özellikle prestij yatırımları durdu.
İlk beş yıldan sonra genç Cumhuriyet'in toplumsal gelişme hedeflerinin daha açık belirlenmeye çalışıldığı bir evreye giriliyordu. Cumhuriyet'in kurumlaşma döneminin mimarlığı ve kentsel düzenleme anlayışı, "çağdaş uygarlık düzeyine erişmek" sloganının görüntülerini olabildiğince fiziksel çevreye yansıtmak eğilimindeydi. Hemen tüm büyük kentlerde ortasında Atatürk heykeli veya büstü olan bir "Cumhuriyet Meydanı" düzenleniyor, genellikle meydanla tren istasyonunu birleştiren bir "Gazi Bulvarı" açılıyordu.
istanbul'da ise, daha seçkinci bir yol izleniyor, meydan henüz düzenlenmeden anıt tasarımı için girişimler başlıyordu. Kentin Cumhuriyet'e ve rejime bağlılığını gösteren bu girişimle ve halktan toplanan paralarla bir Cumhuriyet Anı-tı(->) yaptırılıyordu. Anıt, tasarımının tartışılabilirliğine karşın ideolojik işlevini gerçekten yerine getiriyor, giderek kent yaşamına giriyor ve kendine özgü bir tarihe sahip oluyordu. 1928-1938 Yılları / Erken Cumhuriyet Dönemi 1930'lu yıllarda yeniden canlanmaya başlayan yapı sektöründe, kamu yatırımları hâlâ çok sınırlıdır. Canlanan ticaretin gereksindiği hanlar ile konutlar, ev ve a-partmanlar, mimari programın en önemli kalemleridir.
Kentin bu yıllarda en çok gelişen yö-
releri, Taksim çevresinde Ayaspaşa, Talimhane ve Cihangir ile Nişantaşı, Maçka ve Şişli dolaylarıdır. Taksim çevresinde daha 19. yy'da teşekkül etmiş olan ve bitişik düzen yapılanmaya zorlayan parselasyondan ötürü apartmanlar önde gelen konut tipidir. Nişantaşı-Şişli yöresinde de benzer bir yapılaşma vardır ama burada parsellerin görece daha büyük oluşundan ve eski konakların varlığından ötürü bahçeli ev veya büyük konut yapımı olanaklıdır.
Ev veya apartmanlarda Osmanlı ne-oklasik üslubu ile art deco(->) yan yana iki egemen konsepttir. 1930'lu yıllardan başlayarak Osmanlı neoklasik tasarım geride kalıp silinirken bazı art deco öğeler ve biçimler taşıyan bir rasyonalist üslup öne çıkmaktadır. Cumhuriyet'in giderek öne çıkan yenilikçi, progresist ve aydınlanmacı ideolojisi ve geçmişle bağlan koparmakta kararlı siyaseti I. Milli Mimari Üslubu'nu geriletmekte ve mo-dernizme yönelinmektedir. Modernist mimarinin ve sanatın rasyonalist ve aydınlanmacı düşünce temeliyle örtüşen Cumhuriyetçi eğilim, etkisini gösterecek ve 1930'lu yıllarda Türkiye'de, bütün dünyada olduğundan daha kolaylıkla modern mimari konsepti kabul görecek ve yaygınlaşacaktı.
istanbul'un yeni gelişen semtlerinde yoğunlaşmak üzere ev ve apartmanlarda artık modern biçimler hem de hayli düzeyli bir biçimde kullanılacaktı. Öyle ki, bütün yıkımlara karşın Cihangir veya Nişantaşı'nda ya da Ayaspaşa'da 1930'lu yılların bu erken modernist örneklerine hâlâ rastlanabilmektedir.
Henüz büyük devlet siparişlerini almadıkları, konut ve işhanı gibi özel yapımları projelendirdikleri bu ilk yıllarda genç kuşağın büyük bir hevesle ve şaşılacak bir özgüven ve beceriyle modern mimariyi uyguladıkları görülmektedir. Tasarımlar genellikle Viyana Puriste'leri ile Le Corbusier'nin erken rasyonalizminin çizgilerine yakın görünmektedir.
Türkiye'deki modernist tasarım ve uygulamalarda ve yayınlarda adı en çok geçen mimarlar arasında İstanbul'da yapı inşa edenler Zeki Selah (Sayar), Sedad Hakkı (Eldem), Abidin (Mortaş), Hüsnü ve Çubukçıyan, Sadi ve Seyfi Arkan olarak anılabilir.
istanbul'da 1930'lar mimarlığının en önemli ve kayda değer yapıları arasında tek aile evi olarak, Z. Sayar'ın Dr. Sani Yaver Villası (1931, Mühürdar/Kadıköy), E. Egli'nin Ragıp Devres Villası (1932, Bebek), A. Mortaş'm Erenköy Evi (1936), S. H. Eldem'in Ahmet Ağaoğlu Evi (1939, Topağacı); apartman olarak, Abidin Mortaş'm Melek Apartmanı (1932, Nişantaşı, Rumeli Caddesi, no. 2), S. Macaroğlu' nün Bosfor Apartmanı (1932, Gümüşsüyü, İnönü Caddesi, no. 41), S. H. Eldem' in Ceylan Apartmanı (1933, Taksim, Cumhuriyet Caddesi, no. 27), S. H. Eldem'in Seyhanlı Apartmanı (1934, Teşvikiye, Hüsrev Gerede Caddesi, no. 33), S. Arkan'ın Üçler (Fescizade İ. Galip Bey)
Dostları ilə paylaş: |