Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə709/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   705   706   707   708   709   710   711   712   ...   899
CÜZAMHANELER

Haçlı seferleri sırasında yaygınlaşan ve ortaçağın en korkunç hastalığı olan cüzam (lepra) o dönemde tanrının bir cezası olarak görülüyordu. Cüzamlılar da hasta değil büyücü kabul edilmekteydi. Bulaşıcı olduğuna inanılan cüzamın başkalarına bulaşmaması için bu hastalığa yakalananlar cüzamhanelerde barındırılmaktaydı. Cüzamhaneler de genellikle şehrin dışında yapılırdı.

Osmanlılarda "miskinler tekkesi", "miskinler dergâhı" ve "miskinhane" adları da verilen cüzamhanelerin ilki II. Murad (hd 1421-1451) tarafından Edirne'de yaptırılmış ve l627'ye kadar faaliyetini sürdürmüştür. En önemli cüzamhane ise 1514'te İstanbul'da Karacaahmet'te yapılan Miskinler Tekkesi idi. 9 hücresi, mescidi ve çeşmesi vardı. Bahçe içinde bir binaydı ve hücrelerin kapı ve pencereleri iç avlu gibi kullanılan ikinci bahçesine açılmaktaydı. Her odada bir ocak ve önünde de ahşap bir revak bulunuyordu. Ayrıca hamamı ve çamaşırhanesi vardı. Miskinler Tekkesi kadı tarafından tayin edilen bir mütevelli tarafından yo-

netilmekteydi. Atik Valide Vakfı'ndan buraya her gün 40 ekmek, imaretten de çorba ve pilav gönderilirdi. Etleri de Kavak Mezbahası'ndan gelmekteydi. Diğer masraflar ise tekkenin önüne yerleştirilen üstü oyuk sadaka taşlarına bırakılan paralarla karşılanmaktaydı. Gözcü dede para bırakıldığını haber verdiğinde hastalar hep bir ağızdan para verenlere dua ederdi. 8 sadaka taşının bugün hiçbiri mevcut değildir.

İstanbul'da cüzamlı olduğu anlaşılanlar eşraftan bile olsalar derhal alınıp Üsküdar Cüzamhanesi'ne getirilir, şehirde dolaşmalarına izin verilmez, aileleri ile burada yaşarlardı. Ölen hastalar da arka taraftaki bahçeye gömülürdü. 1810'da yapılan onarımda yapıya 11 hücre eklenmiş, bir de çeşme yaptırılmıştı. Kagir cilan bina 1843'te tekrar onarım görmüştü. 1927'ye kadar cüzamlıları barındıran Miskinler Tekkesi, daha sonra bir yangın geçirmiş, 1938'e kadar harap bir halde kalmış, ondan sonra da tamamen yıkılmıştır. İbrahim Ağa Yolu açılırken Dedeler Mescidi adı verilen mescidi de yıkılmıştır. Cüzamhanem'n kitabesi Türk İslam Eserleri Müzesi'ndedir. Bugün cüzamha-nenin sadece çeşmesi bulunmaktadır.

15 Haziran 1927'de Toptaşı Bimarha-nesi'ndeki akıl hastaları Bakırköy'deki Reşadiye kışlalarında kurulan Emraz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi'ne taşınırken Mazhar Osman (Usman), daha iyi koşullarda barındırılıp tedavilerinin yapılabilmesi için Üsküdar'daki cüzamlıları da buraya nakletmiştir. Kadın ve erkek hastalar uzakta bulunan iki ayrı pavyona yerleştirilmiştir. Hasta sayısı artınca 1935' te yeni bir lepra (cüzam) pavyonu açılmış, 196l'e kadar cüzam servislerine senede ortalama 100 hasta kabul edilmiştir. Hastaların büyük bir bölümünü Tür-

kiye'nin doğusundan gelenler teşkil etmekteydi. En yüksek hasta girişi 1958' de 226 kişidir.

20 Kasım 1976'da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, İstanbul Tıp Fakültesi ve Cüzamla Savaş Derneği'nin düzenledikleri ortak protokolle, biri boş, diğerleri harap olan 3 binadan ibaret olan lepra pavyonlarının onarılması ve işletmesi İstanbul Tıp Fakültesi'ne verilmiştir. Cüzamla Savaş Derneği'nin başarılı çalışmaları sonucu toplanan yardımlarla eski binalar yenilenmiş, 1979'da kadın hastaların bulunduğu binanın alt katında ameliyathane, ön tarafında çamaşırhane, üst katında da 10 yataklı kadın hastalara ait bir servis faaliyete geçmiştir.

16 Ocak 1981'de Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, İstanbul Tıp Fakültesi ve Cüzamla Savaş Derneği'nin düzenledikleri ortak protokolle İstanbul Lepra Hastanesi adıyla cüzam alanında uzmanlaşmış bir özel dal hastanesi statüsüne kavuşmuştur. Sağlık Bakanlığı'na bağlı olan hastanenin başhekimlik yetkisi de İstanbul Tıp Fakültesi Lepra Enstitüsü müdürüne verilmiştir. İstanbul Lepra Hastanesi bugün (1994) 50 yatakla hizmet vermektedir, başhekimi Prof. Dr. Türkan Saylan'dır.

Bibi. Ayvansarayî, Hadîka, II, 246; Raif, Mir'at, 90-91; Evliya, Seyahatname, I, 475; S. Ünver, Türkiye'de Cüzzam Tarihi Üzerine Araştırmalar, ist., 1961, s. 3-14; F. Bayül-kem, Bakırköy Akıl Hastanesinde Lepra Servisleri, ist., 1961; Konyalı, Üsküdar Tarihi, I, 235-237; N. Ersoy, "Üsküdar Cüzzamhane-si'nin Bugünkü Durumu", /. Türk Tıp Tarihi Kongresi Bildirileri, Ankara, 1992, s. 207-210; S. Başer, "Başlangıcından Bugüne Kadar istanbul'da Kurulan Lepra Hastaneleri" (Basılmamış yüksek lisans tezi), ist., 1992; M. Z. Palah, "Cüzzam", DİA, VIII, 150-151.

NURAN YILDIRIM

arasına ise eski geleneklere uygun olarak rüzgâra karşı koruyucu perdeler asılmıştı.

Batı mimarisi ve süsleme sanatından ilham alınarak ama bunları Osmanlı gelenek ve yaşam tarzı ile uyumlaştırarak yapılmış olan Çadır Köşkü II. Meşrutiyet yıllarından sonra bakımsız kalmıştır.

Çadır Köşkü 1930'ların sonlarında çevresinde bulunan bir ağacın yıkılmasıyla tahrip olmuş ve daha sonra da İstihkâm Yedek Subay Okulu'nun yapımı sırasında tamamen ortadan kalkmıştır. Bibi. Eldem, Köşkler ve Kasırlar, II, 370-373; Eldem, Sa'dâbâd; S. Eyice, "Kâğıthâne-Sadâ-bâd-Çağlayan", TAÇ, 1/1 (1986), s. 29-36; ay, "Çadır köşkü", DİA, VIII, 164-165.

SEMAVİ EYİCE




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   705   706   707   708   709   710   711   712   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin