BEBEK
114
115
BEBEK
ketlerde çalışan üst düzey elemanların tercih ettikleri bir semt olmuştur.
Bir zamanlar, kötü havalarda teknelerin sığınmaya çalıştıkları ve bir dönem de kalafat yeri olarak kullanılmış Bebek Koyu bugün yatların, yelkenlilerin ve sürat motorlarının demirledikleri bir
lataya bağlı oldukları sanılmaktadır. Başta Evliya Çelebi olmak üzere, bazı kaynaklar. II. Mehmed'in (Fatih) Rumeli Hi-sarı'nın yapımı ve kuşatma sırasında asayişi sağlamak üzere buraya Bebek Çelebi adlı veya lakaplı bir bölükbaşı tayin ettiğini; Bebek Çelebi'nin semtte bir köşk ve bir bahçe kurduğunu (bak. Bebek Bahçesi), ölümünden sonra semtin onun adıyla anıldığını yazmaktadır. IV. Murad döneminde (1623-1640), padişah, Yeniçeri Ağası Hasan Halife'ye Bebek'te bağlık-bahçelik geniş bir arazi ihsan etmiş ve semt bir süre Hasan Ha-life'nin adıyla birlikte anılmıştır.
I. Selim'in (Yavuz) Bebek'te, büyük
Bebek
İstanbul Ansiklopedisi
ihtimalle daha sonra Bebek Bahçesi'n-deki ünlü Hümayunâbâd Kasrı'mn (bak. Bebek Kasrı) bulunduğu yerde bir kasır yaptırdığı, aynı dönemlerde Bebek çevresinde Kayalar mevkiinde bir tekke bulunduğu (Durmuş Dede Tekkesi), IV. Murad döneminde Hasan Halife Bahçe-si'nin ününün semti çok aştığı çeşitli kaynaklarda ileri sürülüyorsa da, 18. yy'ın ilk çeyreğine kadar yörenin mamur olmadığı, var -olan kasırların terk edildiği, hattâ bu harabelerde barınan haydut, eşkıya yüzünden kötü bir üne sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Evliya Çelebi 17. yy ortalarında Bebek ve çevresini anlatırken, Bebek Ko-
yu'nun sert havalarda teknelerin barınmasına elverişli olduğunu, ancak Akın-tıburnu'nu aşmanın güçlüğünü belirtir. Akıntıburnu'ndan Rumelihisan'na doğru, o zamanlar artık padişah mülkleri arasına geçip miri mülk olmuş Hasan Halife Bahçesi'nin, daha sonra da Bebek Bahçesi'nin bulunduğunu, ancak buraların pek mamur olmadığını yazar.
Bebek'in rağbet gören bir semt haline gelmesi III. Ahmed ve sadrazamı Damat İbrahim Paşa zamanına rastlar. Bu dönemde Bebek Bahçesi'nde Hümayunâbâd Kasrı, Bebek Camii(->), mektep, çeşme, hamam, değirmen ve dükkânlar inşa edilmiş; semt şenlenmeye, kalabalıklaşmaya başlamış; Türkler, Rumlar, Yahudiler, Ermeniler semtte köşkler, konaklar, yalılar yaptırmışlardır. Vakanüvis Küçükçelebizade Asım Efendi, bu sıralarda Hasan Halife Bahçesi'nden Kayalar Köyü'ne kadar uzanan miri arazinin parsellenerek halka satıldığını ve sahil devlet ricaline ayrılırken, köyün içindeki arsaların halk tarafından satın alınarak evler yapıldığını yazar. 18. ve 19- yy'a ait bütün gravürlerde Bebek, Bebek Kasrı' nm egemen olduğu sahilde, yalıların birbirini izlediği, tepelere doğru birkaç ahşap köşkün süslediği, bol ve ulu ağaçlıklı bomboş, yeşil yamaçlara yaslanmış bir semt olarak görülür.
18. yy sonundan 19. yy ortalarına kadar olan dönemi kapsayan Bostancıbaşı Defterleri'nden, Arnavutköy iskelesinden Rumelihisan'na uzanan bu sahilde, şeyhülislam, Rumeli kazaskeri, reisül-küttab, hekimbaşı gibi devlet ricalinin, birkaç nesil aynı ailenin elinde kalmış ya da kalacak olan 40 kadar sahilsaray ile bahçelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bunların arasında Himmetzadeler, Dürrizadeler, Yesarizadeler ve Elmasza-delerin yalıları dikkati çekmektedir.
1814-1815 arasına tarihlenen Bostan-cıbaşı Defteri'nde Arnavutköy'den Rumelihisan'na doğru başlıca yapılar şunlardır: Halilpaşazade Nuri Paşa'nın yalısı, kardeşi istanbul Kadısı Arif Efen-di'nin yalısı, Biniş-i Hümayun yeri, Beyhan Sultan Salihsarayı, Sadaret Kethüdası İbrahim Efendi'nin zevcesinin yalısı, miri peksimet fırını, Hekimbaşı Yalısı, Himmetzade Yalısı, Şeyhülislam Dürri-zade Yalısı, Bebek Kasrı, Sultan Ahmed Camii, mektep, Bebek İskelesi, Kadı Mehmed Efendi'nin yalısı, Dürrizade kızının yalısı, Molla Efendi Yalısı, sabık Hekimbaşı Behçet Efendi Yalısı, Topçu-başı Emin Ağazade'nin yalısı.
Halilpaşazade Arif Efendi Yalısı önce Rauf Paşa'ya, sonra Sadrazam Âli Pa-şa'ya, ondan da Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa'nın annesi Validepaşa lakabıyla tanınan Prenses Emine'ye geçmiş ve Validepaşa Yalısı diye tanınmıştır. Eski ahşap yalının yerine bugün Mısır Konsolosluğu olan art nouveau tarzındaki kagir yalı inşa edilmiş ve prens ölürken bu yalıyı Mısır Rrallığı'na yazlık olarak bağışlamıştır. Çevrenin en ünlü ve görkemli yalısı olan Hümuyunâbâd Kasrı ise
1846'da, I. Abdülmecid zamanında yıktırılmıştır. Günümüze kalmayan Köçeoğlu Yalısı(->) ile 19. yy'ın en görkemli yalılarından Said Halim Paşa Yalısı da Bebek'teydi. Kayalar Mescidi'ne yakın Yılanlı Yalı'mn(->) restorasyon geçirmiş selamlığı halen ayaktadır. Boğaziçi'nin bugüne gelen en eski evlerinden olan 1571 tarihli Kavafyan Evi(->) de Bebek'tedir.
Semtin yazlık olmaktan çıkıp sürekli yaşanan bir semt haline gelmesinde 19-yy ortalarından itibaren vapur seferlerinin başlamasının, daha sonra da tramvayın gelmesinin payı vardır. 19. yy sonundan itibaren sahilde ve sırtlara doğru yalılar ve köşkler çoğalmıştır. 19l4'te Şirket-i Hayriye'nin yayımladığı Boğaziçi adlı kitapta, Bebek'te çoğunluğun Müslüman olduğu, ancak İngiliz, Fransız ve Amerikalıların da bulunduğu kaydedilmektedir. Amerikalıların varlığı 1863'te Bebek sırtlarında kurulan Ro-bert Kolej (->) ve Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde(->) ders veren öğretmenlere bağlanabilir. 1960'ta R. E. Koçu'ya göre 4l4'ü ev, 187'si apartman dairesi olmak üzere toplam 739 hanenin bulunduğu Bebek semti, günümüzde Boğaziçi'nin en kalabalık ama en seçkin ve lüks sayılan semtlerindendir. Nüfus kompozisyonunda eskiden olduğu gibi yine yabancıların önemli bir yeri vardır. İstanbul'un en lüks ve pahalı semtlerinden biri haline gelmiş, emlak fiyatları aşırı derecede yükselmiş, yüksek gelir gruplarının, yabancı misyonlarda ve şir-
Günümüzde Bebek kıyıları. Yavuz Çelenk, 1993
Geçen yüzyılın sonlarında Bebek'ten bir görünüm.
Tuğrul Acar fotoğraf arşivi
koy görünümündedir. Bebek Vapur İs-kelesi'nin ve Bebek Camii'nin yanında, halen Mısır Konsolosluğu'na doğru park olarak uzanan bölgede 1908'de II. Meşrutiyet ilan edildiğinde halka açık bir "Millet Bahçesi", bir de deniz kenarına gazino yapılmış; Bebek Gazinosu diye
Dostları ilə paylaş: |