ÇATAL ÇEŞMELER
İki ya da üç cepheli, her cephesinde lüleleri bulunan çeşmeler.
İstanbul'da çatal çeşme olarak tanınan birkaç çeşme vardır. Bunlardan en eskisi Edirnekapı ile Topkapı arasında surlara paralel olarak uzanan caddenin Vatan Caddesi ile kesiştiği köşede yer alıyordu. II. Mehmed (Fatih) dönemine (1451-1481) ait olan bu çeşme aslında Tahtakale'de inşa edilmişti ve buradaki Hoca Attar Halil Mescidi'nin bir parçasıydı. Aynı yere kendi camiini yaptırmak isteyen Rüs-tem Paşa, çeşmeyi söktürterek Yenibah-çe'de (Vatan Caddesi) yeniden inşa ettirmiştir. Mescidin avlusunda yer alan 13 basamaklı taş bir merdiven, çeşmenin üstüne doğru yükseliyor ve poligon biçiminde küçük bir şerefeye ulaşıyordu. Bu güzel ve değişik eser ressam Ali Rıza Bey "e de ilham kaynağı olmuştu. Çeşme 1957'de cadde genişletilirken ortadan kaldırılmıştır.
Kayda değer bir başka çeşme, Fatih ile Yenibahçe arasında yer alan Gürcü Mehmed Paşa Çeşmesi'dir. Çeşmenin ya-
Bostancı'daki çatal çeşme. Nazım Timuroğlu, 1994
pim tarihi kitabesine göre 1035/1625'tir. İki sokağın birleştiği köşede yer alan çeşmenin her iki cephesinde sivri kemerli nişler içinde birer lülesi bulunuyordu. Kırkçeşme Suyu'ndan beslenen çeşmenin ilginç yönü, aynı Hoca Attar Halil Mesci-di'nde olduğu gibi, yanındaki Öksüzce Mescidi'nin sadece şerefeden ibaret minaresinin çeşmenin üstünde oluşudur. Mescit 15. yy'm sonları ya da 16. yy'ın başlarında yapıldığına göre minaresi çeşmenin yapımından sonra ilave edilmiş olmalıdır. Mescit 1918'deki büyük Cibali-Fatih yangınında yanmış, geriye minareyle çatal çeşme kalmıştı. Ancak bu yapı da 1950'li yıllarda yok olmuştur.
Başka bir çatal çeşme de Cağaloğlu'n-da, Molla Fenarî Mescidi karşısındaki köşe başındadır ve bu muhite Çatalçeşme denmesine neden olmuştur. Dârüssaade Ağası Abbas Ağa'nm hayratı olan çeşme 1865'te vuku bulan Hocapaşa yangınında yanmış ve II. Abdülhamid döneminde Şehremini Mazhar Paşa eliyle yeni biçimde tekrar yaptırılmıştır. Üzerindeki kitabe 1297/1879 tarihlidir. Çeşmenin belirli bir mimari özelliği yoktur. Kare biçimli az derin girintilerin ortalarında birer ayna taşı ile üzerlerinde lüleler bulunmaktadır. Lülelerin önlerinde birer yalakla, testi yerleştirme sekileri vardır.
Bir başka kayda değer çatal çeşme Bostancı'da Bağdat Caddesi kenarında yer almaktadır. İstanbul-Bağdat kervan yolu üzerinde yolcuların su ihtiyacının karşılanması için yapılmış bu menzil çeşmesinin üzerinde iki kitabe vardır. Kitabeden ve Ayvansarayî'nin Mecmuâ-ı Te-vârih adlı eserinden çeşmenin, İhsan Ağa adıyla tarihi şahsiyeti şimdilik bilinmeyen bir kişi tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Kitabede inşa tarihi olarak 957/1550 belirtildiğine göre bu çeşme İstanbul'un en eski çeşmelerinden biridir. İkinci kitabede ise çeşmenin 1282/1865' te Hâce Narkerâb Kalfa tarafından tamir ettirildiği yazılıdır. 1946'da çeşmenin taş-
ları numaralanarak sökülmüş ve az geride, 1947 yazında yeniden inşa edilmiştir. Küfeki taşından yapılmış olan çeşme klasik dönem üslubundadır. Sivri kemeri, niş yüzü ve yalakları mermerdendir. Söküldüğü sırada kemeri teşkil eden mermerlerin eski sütun gövdesi parçaları olduğu anlaşılmıştır. Yalaklardan ikisi de eski Bizans lahitleridir. Çeşmenin iki yan cephesinde suyun aktığı birer ağzı ve yalakları vardır. Esas yüzde ise mermer lülenin az yukarısında ve kitabelerin altında bir çift tas yuvası övülmüştür.
Bibi. Ayvansarayî, Hadîka, I, 221; Tanışık, İstanbul Çeşmeleri, I, 68, 290, II, 454; Ziyaoğlu, Belediye Reisleri, 131-139; Ayverdi, Fatih III, 412; Çeçen, Kırkçeşme, 204, 219; S. Eyice, "İstanbul'da Bazı Cami ve Mescit Minareleri Hakkında", TM, X (1953), s. 247-268; ay, "İstanbul Minareleri", Türk Sanatı Tarihi Araştırma ve İncelemeleri, I (1963), s. 61-62; ay, "Bu Şehrin Hikâyesi 1. Vezirin Camii, Atların Mescidi", ts-tanbul, II/3 (1955), s. 24-25; S. Eyice-M. Kemal Özergin, "Istanbul-Şam-Bağdat Yolu Üzerindeki Mimari Eserler", TD, IX/13 (1958), s. 99-100, XVII, s. 127-128.
SEMAVİ EYİCE
ÇATALCA
Trakya kesiminde İstanbul'a E-5 Karayo-lu'nun, Büyükçekmece'nin batısından ayrılan 20 no'lu devlet karayolu ile bağlı yerleşim bölgesi. Yerleşmenin bir başka karayolu bağlantısı ise Kınalı-Sakarya Otoyolu'dur. Sirkeci-Edirne demiryolu hattının 71. km'sinde yer alan Çatalca Tren İstasyonu da 3 km'lik bir karayolu ile ilçe merkezine bağlanır.
1371'de I. Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katılan yerleşme, o döneme kadar Matrai (Metris) adıyla bilinmekteydi. Osmanlıların Çatalburgaz adını verdikleri yerleşmede, Türk ve Rum nüfusun bir arada yaşaması, imar koşullarının yeniden düzenlenmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Müslümanlar, Rumların yaşadığı Kaleiçi Mahallesi'nin dışında, sonradan Ferhat Paşa Mahallesi adını alan yeni bir yerleşim kurmuşlardır. Çatalca, III. Murad (1574-1595) ve III. Mehmed (1595-1603) dönemlerinde iki kez sadrazamlık yapan Ferhad Paşa'nm çabalarıyla imar edilmiştir. Şehre su getirilmesini sağlayan Ferhad Paşa, Mimar Sinan'a kendi adıyla a-mlan bir cami de yaptırmıştır.
Evliya Çelebi, 17. yy Çatalca'sının kuzeyden güneye, iki bin adım uzunluğunda; bağlı, bahçeli ve hayat sulu bir belde olduğunu belirtmektedir. Ayrıca şehirde saraylar, l tekke, l han, l hamam ve 270 dükkân bulunduğundan söz etmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ö-nemli bir tarım merkezi de olan Çatalca, İstanbul'a her yıl belirli sayıda koyun göndermekle yükümlü sancaklardan biriydi. Padişah Abdülhamid'in kişisel malı olan 13 çiftlik de Çatalca'da bulunuyordu.
1926'ya kadar bağımsız sancak olan Çatalca bu tarihte geçici olarak kurulan bir vilayet haline getirilmiş, fakat bir yıl sonra yeniden ilçe olarak İstanbul'a bağlanmıştır. Bu dönemde dikkat çeken bir özellik, 1878'e kadar Çatalca sancağında
ÇATALCA İLÇESİ
478
479
ÇATLADIKAPI
Tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlar ve ulaşım makineleri kullananlar
|
1.517
|
201
|
1.718
|
Hizmet işlerinde çalışanlar
|
441
|
61
|
502
|
İlmi ve teknik elemanlar, serbest meslek sahipleri ve bunlarla ilgili diğer meslekler
|
291
|
136
|
427
|
idari personel ve benzeri çalışanlar
|
233
|
184
|
417
|
Ticaret ve satış personeli
|
366
|
34
|
400
|
Tarım, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve avcılık işlerinde çalışanlar
|
315
|
33
|
348
|
Müteşebbisler, direktörler, üst kademe yöneticileri
|
101
|
9
|
110
|
işsiz olup iş arayanlar ve bilinmeyenler
|
340
|
43
|
383
|
Çatalçeşme Mescidi
Tarkan Okçuoglu, 1993
desteklenmiş, petek kısmı, demirden kıvrımlı bir korkulukla çevrelenmiştir. Armudi taş külahı aplike akantus yapraklarının içine alınmış olup ay-yıldız motifiyle süslüdür.
Bibi. Ayvansarayî, Hadîka, I, 78; Ayverdi, Fatih III, 459; İSTA, VII, 3780; Eminönü Camileri, 139-140.
TARKAN OKÇUOGLU
ÇATLADIKAPI
Marmara Denizi kıyısında, Topkapı Sara-yı'nın bulunduğu birinci tepenin güney yamaçlarında kurulu, bugünkü Cankurtaran ile Kumkapı arasındaki, Kadırga'ya komşu semt. Küçük Ayasofya Mahallesi muhtarlığı sınırları içindedir.
Çatladıkapı, Bizans döneminde yapılan ve şehrin Marmara kıyısını çeviren deniz surlarının batıdan doğuya doğru
Tablo H Çatalca İlçesi'nde Çalışanların Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı
Kaynak: 1990 Genel Nüfus Sayımı, "Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri", İli 34-İstanbul, DİE, Ankara, Temmuz 1993.
eğitim kurumu bulunmamasıdır. O zamana kadar öğretim, cami ve kiliselerin yönetimi altında, dinsel nitelikli olarak sürmüştür. II. Abdülhamid döneminde, 1895' te İdadi Mektebi, İnas (kız) Rüştiyesi ve Mekteb-i İptidai açılmıştır. Bunların yam-sıra 19- yy'm ikinci yarısında açılmış olan bir Rum okulu ile bir kız okulu bulunmaktaydı.
1907'de tamamlanan bir Rum okulu binası, Balkan Savaşı sırasında tahrip olmuş, daha sonra tekrar onarılarak Vali Konağı haline getirilmiştir.
1912-1913 Balkan Savaşı'nda Bulgarlara karşı yapılan Çatalca savunması ile şehir, askeri bakımdan önem taşıyan bir konuma gelmiştir.
Çatalca, tarihi süreç içinde gerek etnik dağılım gerekse nüfus büyüklüğü olarak önemli değişimler göstermiştir. 1873'te Rum kilisesinin Metris (Çatalca) başkâtibi tutanaklarına göre; kiliseye bağlı 13 köy bulunmaktadır. Bu bölgede Rum nüfusu 7.000 kişidir. 600 Bulgar asıllı nüfus yaşamakta; toplam 13 okulda 800 öğrenci bulunmaktadır. 1895 verilerine göre Rum nüfus 35.848, Bulgar asıllı nüfus ise 5.586 kişidir. Ayrıca aynı yıl yerleşmede, 15.127 Müslüman Türk, 899 Ermeni, 966 Musevi ve 441 Kıpti yaşadığı tespit edilmiştir.
1924'teki mübadele sonucunda Çatalca ve çevresinde yerleşik durumda olan Rumlar Yunanistan'a gönderilmiş, onların yerine hemen hemen aynı sayıda Nase-liç, Drama, Serez, Demirhisar ve Langa-za'dan gelen Müslüman Türk asıllı göçmenler yerleştirilmiştir.
1950'de 3.734 olan şehrin nüfusu 1960'ta 5.674'e, 1970'te 6.884'e, 1980'de 7.988'e yükselmiş, 1990 sayımında ise 11.641 olarak tespit edilmiştir.
Semtin en eski mahallesi Kaleiçi'dir. Tarihi özellikleri nedeniyle sit alanı ilan edilen bu mahalle koruma altına alınmıştır. Kaleiçi, 1-2 katlı, ahşap ya da yığma yapılardan oluşan organik bir dokuya sahiptir. Ferhat Paşa'da ise Kaleiçi ve merkez kesimden farklı tipte yeni yapılanmalar görülmektedir. Tarih boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun Müslüman kesiminin yaşadığı Ferhat Paşa Mahallesi'nde yer yer bahçeli, ayrık düzen dokusu egemendi. Günümüzde bu özellik yavaş yavaş kaybolmaktadır. Bugün, merkezde, ticari faaliyetlerin yoğun olduğu alanlarda, binalar bitişik düzende, 4-5 katlı yapılardan oluşmaktadır. Söz konusu binaların altı ticarethane, üstü ikametgâh olarak kullanılmaktadır.
Yerleşmenin sırtını dayadığı güney ve güneybatı bölümündeki çok eğimli tepelerde ise genellikle göçmen ve Çingenelerin yaşadığı, "Bayır" kesimi olarak bilinen, gecekondu alanları yer almaktadır. Çatalca'mn doğusunda, ikinci konut görünümünde, ancak sürekli oturulan bir yerleşim bölgesi daha bulunmaktadır.
Çatalca'da ticaretin yoğun olduğu a-lanlar Cumhuriyet Meydanı ve yakın çevresidir. Söz konusu meydanda yer alan binalarda, ticaret esas olarak zemin kat-
larda gelişmiştir. Üst katlar ise resmi kurumlar tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır. Ayrıca Seyfi Demirsoy Caddesi, Tefvik Erdönmez Caddesi ve Cevdet Barın Bulvarı'nda da ticaretin geliştiği gözlenmektedir.
Yakın dönemlere kadar varlığını tarıma dayalı bir yerleşme olarak sürdüren Çatalca, tarım dışı fonksiyonların giderek gelişmesi, Kınalı-Sakarya Otoyolu'nun İstanbul'a mesafeyi azaltması ve ulaşımı kolaylaştırması gibi nedenlerle, hızlı bir kimlik değiştirme sürecine girmiştir.
Bibi. Çatalca Belediyesi, Dün, Bugün, Yarın, İst., 1988; N. Tekin, "Çatalca'da Şehirleşme ve Şehirsel Fonksiyonlar", (İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü basılmamış yüksek lisans tezi), İst., 1990; N. Köknar, "Çatalca Mo-nografyası", (İstanbul Üniversitesi, Coğrafya Enstitüsü basılmamış mezuniyet tezi), ist., 1990.
M. TURGAY GÖKÇEN
ÇATALCA İLÇESİ
İlin batı yarısında, Trakya kesiminde Çatalca Yarımadası'nda yer alır. 1924'te kurulmuş olan Çatalca Vilayeti'nin 26.6.1926' da kaldırılmasından sonra İstanbul İli'ne bağlı bir ilçe durumuna getirilmiştir. Çatalca İlçesi'nin kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Güngören, güneyinde Büyük-çekmece, batısında Silivri ilçeleri ve Tekirdağ İli vardır. Bu alan içindeki yüzölçümü 1.502 km2'dir. İstanbul'un alan bakımından en büyük ilçesidir. Çatalca İlçesi Merkez Bucağı'nın 27, Hadımköy Bucağı'nın biri bucak merkezi olmak ü-zere 12 ve Karacaköy Bucağı'nın biri bucak merkezi olmak üzere 9 köyü vardır. Çatalca İlçesi'nin Merkez Bucağı'na bağlı köyler, Akalan, Aydınlar, Bahşayış, Bin-kılıç, Çakılköy, Çanakça, Dağyenice, El-basan, Gökçeli, Gümüşpınar, Hallaçlı, İnsaniye, İnceğiz, İzzettin, Kabakça, Kalfa, Kestanelik, Kızılcaali, Muratbey, Nakkaş, Oklalı, Ovayenice, Örçünlü, Örencik, Subaşı, Yaylacık, Yazlık; Hadımköy Bucağı'na bağlı köyler, Hadımköy, Baklalı, Balabanburun, Boyalık, Deliklikaya, Dur-sunköy, Durusu, Karaburun, Ömerli, Saz-lıbosna, Yassıören, Yeşilbayır; Karacaköy
Tablo I Çatalca İlçesi'nin Nüfus Gelişimi
Yıllar
|
Erkek
|
Kadın
|
Toplam
|
1935
|
18.572
|
14.814
|
33.386
|
1940
|
42.875
|
15.703
|
58.578
|
1945
|
56.184
|
16.466
|
72.650
|
1950
|
?
|
?
|
40.009
|
1955
|
33.613
|
17.700
|
51.313
|
1960
|
28.157
|
19.726
|
47.883
|
1965
|
29.710
|
21.205
|
50.915
|
1970
|
33.188
|
22.399
|
55.587
|
1975
|
27.845
|
23.551
|
51.396
|
1980
|
30.596
|
24.669
|
55.265
|
1985
|
33.763
|
26.618
|
60.381
|
1990
|
35.420
|
28.821
|
64.241
|
Bucağı'na bağlı köyler, Karacaköy, Başak, Belgrat, Celepköy, Çiftlikköy, Hisar-beyli, Karamandere, Ormanlı, Yalıköy' dür.
İdari bölünüş açısından Çatalca ve çevresi, Cumhuriyet öncesinde, 1865'e kadar "Havass-ı hümayun"a bağlı kadılıklardan biri; 1865-1876 arasında Vilayeti Umumiye Nizamnamesi uyarınca Kaza-ı Erbaa arasında Meclis-i İdare-i Liva-ı Zaptiye'ye bağlı bir yerleşmeler grubuydu. 1876'da yapılan değişikliklerle sancak haline getirilmiş ve İstanbul'a bağlanmıştır. 1877'de bu yönetim yeniden değiştirilerek bağımsız bir sancak oluşturulmuştur. Çatalca Sancağı'nı, Çatalca merkez, Silivri ve Bü-yükçekmece kazaları (ilçeleri) ve merkeze bağlı Terkos Nahiyesi (bucağı) oluşturuyordu. Cumhuriyet'ten sonra 1924'te vilayet yapılan Çatalca, 1926'da yeniden ilçe olarak İstanbul İli'ne bağlanmıştır. İlçeden 1987'de Büyükçekmece Bucağı ayrılarak yeni bir ilçe oluşturulmuştur. Çatalca İlçesi'nin günümüzdeki sınırları içindeki nüfusunun gelişimi tabloda görülmektedir.
Erkek
Kadın
Çatalca İlçesi'nin nüfusu dalgalanmalar göstermekle beraber genelde artma eğilimindedir. 1940 ve 1945'te görülen a-
sırı nüfus artışı, II. Dünya Savaşı nedeniyle ilçedeki askeri birliklerin sayıca fazlalaşmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Nüfus artışı 1950'de yaklaşık olarak yarı yarıya azalmıştır. Ancak 1950'den itibaren nüfus hem doğal artışla, hem de dışarıdan alınan göçlerle artmaya başlamıştır. Çatalca'mn merkez nüfusu 1935' te 4.837 iken (1940 ve 1945 hariç) olağan gelişme seyri içinde 1990'da ancak 11.550 olmuştur. 1990 genel nüfus sayımına göre Çatalca İlçesi'nde 64.241 kişi yaşıyordu. Bu nüfusun yüzde 55,1'ini erkekler, yüzde 44,9'unu ise kadınlar oluşturuyordu.
25-29 yaş grubu en kalabalık nüfus kümesidir. Erkek nüfusun fazlalığı 65 yaş nüfus grubuna kadar devam eder. 65 ve üzerindeki yaş gruplarında kadın nüfus hâkimdir.
Çatalca ilçe merkezinde 6 yaşın üzerindeki nüfusta okuryazarlık oranı yüzde 89,3'tür. Bu il genelinden düşüktür. Köylerdeki nüfus da dahil edildiğinde, bu oran daha da düşecektir. İlçede okuma yazma bilenlerin yüzde 83,8'i bir eğitim kurumundan mezun olmuştur. Bunlardan yüzde 64'ü ilkokulu, yüzde 14'ü ortaokul ve dengi okulları, yüzde 16,4'ü lise ve dengi okulları, yüzde 5,6'sı da yükseköğrenim kurumlarını bitirmiştir.
İlçe merkezinde çalışan nüfus (3.922), çalışma çağındaki nüfusun (8.926) (12 ve yukarı yaştaki faal nüfus) yüzde 43,9' unu oluşturur. Nüfusun geri kalan kısmı çoğunlukla ev kadını ve öğrencidir.
Çatalca İlçesi'nde çalışanların faaliyet kollarına göre dağılışı tabloda gösterilmiştir.
Çatalca ilçe merkezinde nüfus, çoğunlukla tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlardan meydana gelmiştir. Oysa ilçe genelinde tarımla uğraşanların payı çok daha yüksektir. Buğday, arpa gibi tahıl ürünlerinin yanında sanayi bitkilerinden ayçiçeği ve şekerpancarı önemli tarımsal ürünleri meydana getirir. Özellikle sulama imkânlarının elverişli olduğu yerlerde meyvecilik ve sebzecilik halkın önemli bir geçim kaynağını oluşturur. Ayrıca mandıracılık faaliyetleri de gelişmiştir. Bu özellikleriyle Çatalca, İstanbul İli'nin daha çok tarımsal özellikli bir ilçesini oluşturmaktadır. Bu durum ilçenin kuzeyinde daha belirgindir. Oysa ilçenin güneyinde İstanbul'a ve diğer sanayi tesislerine yakınlık nedeniyle tarım dışı faaliyetler hâkim duruma geçmektedir.
Çatalca çevresinin topraklan tarımsal üretime elverişlidir. İlçe topraklarının hemen hemen yarısını orman alanları kaplamaktadır. Tarlalar ise toplam toprakların yüzde 24'ünü oluşturmaktadır. İlçede yaşayan 7.000 çiftçi. ailesinin hemen tümü toprak sahibidir. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler biçiminde kullanılan tarımsal alanların en geniş bölümünü hububat ekimi kaplamaktadır. Daha sonra sanayi bitkileri, sebze ve bakliyat üretim alanları gelmektedir. Çatalca'da üretilen tarımsal ürünlerin büyük bir bölümü İstanbul'a gönderilmektedir. .
İlçe'de 1960'tan itibaren sanayi tesisleri kurulmaya başlamıştır. Ancak 1970'lere kadar çok az sayıda tesis kurulmuş, 1975' ten itibaren ani bir artış göstererek sayıları 10'un üzerine çıkmıştır; Çatalca'da özel sektöre ait olan un, sabun, mensucat boyası, mensucat, iplik, prefabrik beton, kireç, mukavva fabrikası gibi sanayi kuruluşları bulunmaktadır.
SEDAT AVCI
ÇATALÇEŞME MESCİDİ
Eminönü İlçesi'nde, Cağaloğlu'nda, A-lemdar Mahallesi'nde, Çatal Çeşme ve Molla Fenari sokaklarının kavşağındadır.
Hadîka'du II. Mehmed (Fatih) dönemi (1451-1481) ulemasından Yusuf Bâlî Efendi tarafından yaptırıldığı yazılsa da, bu şahıs İstanbul'un fethinden dokuz yıl önce öldüğünden yapının gerçek banisi olması mümkün gözükmemektedir.
"Molla Fenari" adıyla da anılan bu mescidin duvarları kagir, çatısı ahşaptır. Kare planlı küçük harim bölümünde iki ahşap sütunun taşıdığı, son cemaat yerinin üzerini kaplayan fevkani mahfil yer alır. Yapı yolun eğimine göre inşa edilmiştir. Cami 19- yy'da zamanın üslubuna uygun olarak tamamen yenilenmiştir. Son cemaat yeri 1960'larda demir çerçeveli bir camekânla kapatılmıştır. Mihrabı ve ahşap minberi basittir. Bina günümüzdeki görünümünü 19. yy'da almıştır. Devrin üslubuna uygun olarak, uzun, kilit taşları dışarıya çıkık, yuvarlak kemerli pencerelerle donatılmıştır. Yapı, dışarıya taşkın oluklu bir saçakla çevrelenmiştir.
Mescidin kuzeydoğusuna bitişik olan bodur, kesme taş minaresi ilgi çekicidir. Çokgen kaidesi ile pabucu arasında "simit" denilen kalın silmeler bulunur. Geniş şerefesinin altı kalın konsollarla
ü
1111
Sebah & Joaillier'in bir fotoğrafında Çatladıkapı kıyıları, 19. yy.
' 1AM Kütüphanesi Koleksiyonu
ÇATIADEKAPI
480
481
ÇAYHANELER
altıncı kapısıdır. Eski adı "Sidera" yani "demir" olan kapı, yanındaki burç 1532' de zelzeleden çatlamış olduğundan "Çat-ladıkapı" adını almıştır. Eski Bizans döneminde yerin önemi, Bukoleon Sarayı' run(->) limanı olmasından ileri gelmekteydi. Kapının önündeki meydan, 18. yy' m sonlarına kadar surla çevrili küçük bir koy idi. Rumcada "kadırga" denilen ufak gemiler, deniz tarafındaki geçitten içeri girerlerdi. Zaman geçtikçe koy toprakla dolmuş, geçit de tıkanmış ve gemilerin geçmesine olanak kalmamıştır.
Bizans döneminde istanbul şehrinin bölgelere ayrımında üçüncü bölge içinde kalan Çatladıkapı, Osmanlı döneminde ihtisap bölgelerinden dördüncüsü o-lan Ayasofya koluna girerdi.
Çatladıkapı semtinin en önemli tarihi eserlerinden Küçük Ayasofya (bak. Küçük Ayasofya Camii) Küçük Ayasofya Camii Sokağı'nın sonundadır. "Sergios ve Bakhos" adlı bir kilise ve manastır olan bu bina, imparator I. İustinianos zamanında, 550'de inşa edilmiştir, istanbul'un fethinden sonra camiye çevrilmiş ve planının Ayasofya'ya benzerliği yüzünden "Küçük Ayasofya" olarak adlandırılmıştır. Caminin gelir kaynağı olarak kullanılan Çardaklı Hamamı, bugün Kaleci Sokağı'nda bulunmaktadır.
Nakilbend Sokağı'ndaki Hasan Ağa Camii 1962'de tamir görmüştür.
Semtin bir başka camii, Tomurcuk Sokağı'nda 1553'te I. Süleyman (Kanuni) döneminde (1520-1566) Mahmud Ağa tarafından yaptırılan Mahmud Ağa Camii'dir.
Semtte bulunan tarihi çeşmelerden biri Çatladıkapı ile Ahırkapı arasında Akbı-yık Değirmen Sokağı'ndaki tarihi çeşmedir. Yine Oyuncakçı Sokağı'nda 26 numaralı binanın altında Osmanlı döneminden kalma bir çeşme bulunmaktadır. Küçük Ayasofya Camii Sokağı'nda 14 numaralı binanın yanındaki çeşme ile yine aynı sokaktan Kadırga Liman Caddesi'ne çıkışta, sağda bulunan kitabeli çeşme de semtin önemli tarihi eserlerindendir.
Çatladıkapı semti özellikle 1970'lerden sonra iç Anadolu ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinden iç göçle gelen nüfusun yerleşim bölgesi olmuştur. Semtin sakinleri orta-alt gelir grubundandır. Tarihi kimliği nedeniyle yüksek binalar yapılmasına izin verilmediği için semtte çok katlı binalar yoktur. Nüfus yoğunluğu azdır. Bakkal, kasap gibi semt dükkânları ve birkaç atölye dışında işyerleri ve ticari kuruluşlara sahip değildir.
FlGEN TAŞKIN
Dostları ilə paylaş: |