Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,48 Mb.
səhifə17/134
tarix27.12.2018
ölçüsü7,48 Mb.
#87102
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   134

BASMACI, AZİZ

(1910, Selanik - 14 Mart 1978, istanbul) Tiyatro oyuncusu, yönetici ve organizatör. Cumhuriyet Gençler Mahfili, Şişli Halkevi sahnelerinde amatör olarak rol aldı. 1945-1946 sezonunda Ses Ope-reti'ne girdi. Burada, Ayşe, Adalı Kız, Kelebek, Mırnav, Kadınlar Adası adlı oyunlarda oynadı. Ses Opereti'nin 1947' de dağılmasından sonra oluşturulan Yeni Ses Opereti'nde Yaşasın Spor, Evvel Zaman İçinde adlı oyunlarla sahneye çıktı. Bu topluluğun da sezon sonunda dağılmasından sonra, 1948'de Muammer Karaca'mn tiyatrosunda çalıştı. Milli Fırtına, Hızır (Bulunmaz Uşak), Şenlik Palas, Lahmacun Cumhuriyeti gibi oyunlarda rol aldı. 1950'de yeniden oluşturulan Yeni Ses Opereti'nin kadro-

76

^üfigö


teJVMÎft .••*C?T.*Î". "

1911 'deki Babıâli yangınından kurtarılan arşiv malzemesinin arabalarla nakli.



Atilla Çetin koleksiyonu

BASRA VAPURU

sunda yer aldı. Üç Güvercin, Hoşgör. Binbir Gece, Sarmaş-Dolaş, Ciro bu toplulukta oynadığı oyunlar arasındadır. Daha sonra Şen Ses ve diğer bazı topluluklarda kısa sürelerle çalıştı. 1954-1960 arası Ekrem Dümer'le radyoda programlar yaptı, istanbul Radyosu'nda bir süre radyo yayınlarındaki hataları tespit etme görevinde bulundu. Bu arada gezginci tiyatro toplulukları oluşturdu, Anadolu'ya turnelere çıktı. 1962'de Bulvar Tiyatrosu'nda Kenan Büke ve Sadettin Erbil'le oluşturduğu toplulukta Garsoniyer, Mihracenin Gerdanlığı ve Kan Horoz oyunlarıyla büyük ilgi toplamıştı. Basmacı, 1969 da tiyatroyu bıraktı. Sinemada da çalışan sanatçı, Yahudi taklitlerinde başarı kazanmıştı.

H. ZAFER ŞAHiN

BASRA VAPURU

Şehir Hatları işletmesi vapuru. Yandan çarklıydı. 1904'te Almanya'da, Kiel'deki Howaldtswerke tezgâhlarında inşa edildi. Bağdat ile Halep adlı iki de eşi vardı. Bir Alman kuruluşu olan Anadolu-Bağdat Demiryolu Şirketi tarafından, bedeli Haydarpaşa hattının gelirinden ödenmek üzere yaptırılmıştı. 434 grostonluktu. 54 m boyunda, 7 m genişli-ğindeydi1. Beyaz boyalıydı, yalnız bacası siyahtı. Baş ve kıç salonları birinci mev-kiye ayrılmıştı. Ayrıca önemli yolcular için yan kamaralar vardı. Ağustos 1910' da Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi'ne verildi. Marmara ve Adalar hatlarında çalıştı, II. Dünya Savaşı başlarında, 1940'ta araba vapuru haline getirildiyse de, dengesi bozuk olduğu için fazla kullanılamadı, Ekim 1954'te kadro dışı bırakılarak satıldı. Hâlâ çalışabilir durumdaki makinesi 1956'da yapılan Karamürsel adlı araba vapurunda kullanıldı.

ESER TUTEL

BASSANO, LUIGI

(16. yy) Hayatına ait kendisinin vermiş olduğu bilgiler dışında çok az şey bilinir. O dönemde Venedik Cumhuriyeti' ne ait olan Dalmaçya'daki Zara (bugün Zadar) kantindendir ve en büyük olasılıkla 1537-1540 arasında İstanbul'da bulunmuştur, çünkü 1540'ta Eski Saray'ı yakan büyük bir yangından, aynı yılda İstanbul'a gelen Fransa elçileri Antonio Rincon ile Paulin de la Garde'dan ve 1537'de gene istanbul'da tanımış olduğu bir tarikat mensubundan söz eder.

Ayrıca Kutsal Roma-Germen İmparatoru V. Karl'a (Şarlken) (hd 1519-1556) Venedik Elçisi don Juan Hurtado de Mendoza'nın bu kentten yazmış olduğu 28 Ocak 1552 tarihli bir mektuptan Bas-sano'nun 200 altın maaşla ve getireceği bilgilerin karşılığını alacağı vaadiyle, o yılın başında istanbul'a gizli ajan olarak gönderildiğini öğreniyoruz. Ancak bu misyonun sonucuna ve Bassano'nun bundan sonraki hayatına ait herhangi bir bilgiye sahip değiliz.

Birinci İstanbul seyahatinden dön-

dükten sonra 1545'te Roma'da, Türkler hakkında basılmış en eski kitaplardan biri olan / Costumi et i Modi Particoları de la Vitsade Turchi'yi yayımladı. Yapıt, ilk baskısı 1560'ta yapılan Venedikli Francesco Sansovino'nun Dell' Historia Universale dell'Origine et imperio de Truchfnin bütün baskılarında (1564, 1568, 1573, 1582, 1600 ve 1654) yer aldı. Son olarak Franz Babinger tarafından yayımlanan Texie und Niederdrüc-ke zur Geschicbte und Landeskunde Su-dosteuropas adlı toplu yapıtın içinde de yayımlandı (c. I, Münih, 1963).

Yapıt İstanbul'a ait ilk elden önemli bilgiler içerir. Bunların arasında hamamlar ya da dervişler hakkında anlatılanlar, sonradan başka gezginler tarafından kopya edilmiştir. Haliç'te bir kıyıdan bir kıyıya geçmek için kullanılan peremeler için ayrıntılı bilgi veren yazar, Ayasofya'yı, Bedesten'i ve Bitpaza-n'nı da anlatır. Mahalle düzeninden, gece bekçiliğinden ve sokakların temizlenmesinden söz eden Bassano kentin evlerinin taş dolgulu ahşap karkaslı olduklarını ve sokağa açılan pencerelerinin olmadığım yazar ve iç düzenleri hakkında bilgiler verir.

STEFANOS YERASİMOS



BAŞAR, AHMET HAMDİ

(1897, İstanbul - 22 Haziran 1971, İstanbul) iktisatçı, yazar ve fikir adamı. Limancı Hamdi olarak da bilinir.

Darülfünun Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü'nü bitirdi. Öğrencilik yıllarında çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. Türk Ocağı ve Muallimler Cemiyeti gibi kuruluşlarda görev aldı. Mütareke yıllarında (1918-1922) Rus kadınların tombala oynatmalarına karşı Tombala ile Mücadele Derneği'ni kurdu. Gayrimüslim ağırlıklı İstanbul Ticaret ve Sanayi Oda-sı'na karşı Milli Türk Ticaret Birliği'ni kurarak odanın "milli'leştirilmesini sağladı.

1923 İzmir İktisat Kongresi'ne katıldı. 1925'te İstanbul Liman İşleri Türk Ano-mim Şirketi'nin kurulmasına önayak oldu. 1934'e kadar yönetim kurulu başkanlığında bulundu. İstanbul'un iktisadi durumunu tetkik etmek üzere 1924'te eski maliye nazırı Cavid Bey başkanlığında kurulan İstanbul iktisat Komisyo-nu'nda çalıştı. 1930'da Serbest Fırka'ya katıldı. Ardından Atatürk'ün Anadolu gezilerinde danışmanlık yaptı.

Liman şirketinden sonra serbest ticaret yaptı. 1946'da İstanbul Tüccar Derneği'ni kurdu; genel sekreterliğini üstlendi. İstanbul Esnaf Birliği ve Türkiye Umum Amele Birliği'nin kuruluşunda faal oldu. Türkiye'de fikir düzeyinde devletçiliği sona erdiren 1948 İstanbul iktisat Kongresi'nde faal rol oynadı. 1950' de Demokrat Parti'den milletvekili seçildi. Parti ile anlaşmazlığa düşerek aynı yıl çekildi. 27 Mayıs 1960 ertesi kısa bir süre Milli Birlik Komitesi'ne danışman oldu.

Başar, iktisat alanında en verimli yazarlardan biridir. 1917'de Ticaret-i Umu-

miye dergisi ile başlayan dergiciliğini, Türkiye İktisat Mecmuası, Kooperatif, yine Türkiye iktisat Mecmuası ile devam ettirdi; 1946'da kurduğu ve zaman zaman ara vererek ölümüne kadar sürdürdüğü Barış Dünyası ile noktaladı. Anılarını Barış Dünyası'nda. yayımladı.

Başar II. Meşrutiyet'te (1908-1918) ve tek parti döneminde (1923-1945) "milli iktisat" görüşünü savundu. Giderek karma ekonomiye kaydı. İlk evrede devletin yatırımlara katılması, önayak olması ve desteklemesinin kaçınılmazlığını vurguladı. "Devletçilik vasıtasıyla kalkınmak ve özel teşebbüs ve sermayeye dayanan, sosyal adalete uygun demokratik bir düzen içinde hür ve refahlı vatandaşlar yaratmak" ilke edindiği temel görüştü.

Bellibaşlı kitapları şunlardır: İstanbul Limanı (1929); İktisadi Devletçilik (1931-1933, 2 c.); Para ve İnkılâb (1936), Değişen Dünya (1941); Bir Medeniyetin Sonu (1942); Atatürk'le Üç Ay ve 1930'dan Sonra Türkiye (1945); Hürriyet Buhranı (1946); Demokrasi Buhranları (1956); Demokrasi Yolunda Nereye Gidiyoruz (1959); Yaşadığımız Devrin İçyüzü

(1960)' İSTANBUL



BAŞBAKANLIK OSMANLI ARŞİVİ

Osmanlı Devleti'nin merkez kuruluşları ile bazı nezaretlere ait önemli resmi sicil, defter ve belgelerin saklandığı yer ve bunlara bakan arşiv kurumu. Osmanlı Devleti'nde İstanbul'un fethine kadar Bursa ve Edirne'de arşivler teşekkül etmişti, istanbul'un fethinden sonra ilk arşiv Yedikule'de idi. Topkapı Sara-yı'nın inşasından sonra Osmanlı arşivi, Divan-ı Hümayun'un yanında Hazine-i Âmire'de yer almıştır. Divan defterleri ve battalları burada korunmuştur. Def-terhane'de tapu-tahrir defterleri ve sicilleri saklanmıştır. Bâb-ı Meşihat'ın (şeyhülislamlık) ve istanbul kadılarının kendine mahsus arşivleri oluşmuştur. Yeniçerilerin ve diğer askeri ocakların özellikle maaş ve künye defterleri ayrıca korunmuştur. 16. yy, Osmanlı arşivciliğinin geliştiği dönemdir. Güçlü ve süratli işleyen bürokratik sistemin arkasında düzenli bir arşivin var olduğu anlaşılmaktadır. Arşiv malzemelerinin korunması, çalınmaması, devlet sırlarının saklanması, kayıtların tahrif edilmemesi gibi hususlarda ciddi önlemler mevcuttu.

Divan-ı Hümayun toplantılarının tavsamasından ve özellikle 18. yy'dan itibaren, sadrazamın resmi makamı olan Pa-şakapısı önem kazanmaya başlayınca, burada Bâb-ı Âsafi veya Babıâli arşivi teşekkül etmiştir. Divan-ı Hümayun sicil ve defterleri Paşakapısı'na nakledilmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi, Osmanlı Devleti'nin en önemli kayıt ve defterlerini titizlikle muhafaza etmiştir. Babıâli'ye yakın Tomruk Dairesi arşiv deposu olarak kullanıldığı gibi, Babıâli bahçesinde bir arşiv mahzeni yaptırılmıştır. Topkapı Sarayı'ndaki bir kısım evrak Atmeyda-

nı'ndaki mahzenlere, maliye belgeleri Çadır Mehterleri Kışlası'na, İbrahim Paşa Sarayı'na, Bâb-ı Hümayun'un üst kat odalarına taşınmış, böylece arşivler dağınık mekânlarda kalmıştır.

18. yy ortalarına kadar nispeten iyi korunan arşiv malzemeleri, sonra umursamazlık, ihmaller, askeri yenilgiler, kötü depolama şartlan, yangınlar gibi nedenlerle bazı tahriplere uğramıştır. Savaşlarda kimi askerlik ve maliye kayıtları düşman eline geçmiştir. Bununla beraber, zaman zaman, devlet evrakının ve kayıtlarının iyi korunması, depoların tanzimi, dürüst görevlilerin kullanılması için reisülküttaba, defter eminine ve taşra yöneticilerine emirler verilmiştir.

Hazine-i Evrak'ın Kuruluşu: Osmanlı Devleti bünyesinde arşiv alanında gelişmeler ve bazı önlemlerin alınması Tanzimat dönemine rastlar. Maliye Nazırı Safvetî Paşa'nın 1845'te Topkapı Sa-rayı'nda Enderun'da bulunan bazı tarihi belge ve defterleri düzenleme, dairelerine göre ayırma ve muntazam depolama çalışması, arşiv faaliyetlerinin ilk müjdecisi mahiyetindedir. Bunu 1846'da Mustafa Reşid Paşa'nın ilk sadrazamlığında Hazine-i Evrak'ın kuruluşu izlemiştir. Osmanlı Devleti'nin yenileşmesi sürecinde bürokratik ihtiyaçları yakından gören, yurtdışı görevlerinde arşivlere verilen önemi anlayan Mustafa Reşid Paşa, devlet arşivinin kurulmasına ve Babıâli bahçesi içinde bir bina yapılmasına karar vermiştir.

Hazine-i Evrak kurulurken bina, personel, yönetmelik gibi konular önemle ele alınmıştır. Hazine-i Evrak binası(->) inşaatı 1848'de tamamlanmıştır. Sadaret Mektupçusu Hasan Muhsin Efendi müdürlüğe getirilmiş, Babıâli kalemlerindeki tecrübeli memurlardan kurulan bir heyetle, yeni binaya konulacak birikmiş belgelerin cinsleri belirlenmiştir. Daha sonra arşive naklolunacak malzemelerin kıstasları saptanmıştır. Ayrıca, Babıâli civarında ve Sultanahmet Meydam'ndaki

mahzenler taranarak arşive alınacakların ayıklaması yapılmıştır. Bu arada Babıâli kalemlerinin yazışma ve kayıt usullerine yenilikler getirilmiştir. Hazine-i Evrak'ta, Divan-ı Hümayun sicilleri, yabancı devletlerle yapılan antlaşmalar, hatt-ı hümayunlar, iradeler, mazbatalar, kanunlar, tasdiknameler, teşrifat defterleri vb gibi cinslerin saklanması esasa bağlanmıştır. Bu ön çalışmalar ve binanın inşasından sonra arşiv 18 Şaban 1266/29 Haziran 1850 tarihli "nizamname-i mahsûs" ile hizmete girmiştir. Hazine-i Evrak, idari bir hizmet ünitesi olarak kurulduğundan bu dönemde tarih araştırmaları için yararlanmaya açık değildi. Ancak, 1908' den sonra ilmi araştırmalara açılmıştır.

1870'te Âli Paşa'nın sadrazamlığı sırasında mehterhane yakınındaki mahzenden, I. Mahmud döneminden (hd 1730-1754) II. Mahmud dönemi (1808-1839) sonuna kadar olan döneme ait bazı evrak Hazine-i Evrak'a taşınmıştır. Aynı yıl Divan-ı Hümayun defterlerinin bir envanteri "Mahzen Defteri" adıyla Beylikçi kesedarı Hasan Ziver Efendi tarafından düzenlenmiştir. Ahmed Cevad Paşa'nın sadrazamlığı sırasında (1891-1895) yeni bir sistemle arşiv malzemelerinin kayıt ve korunması sistemi getirilmiştir. İlk binanın yanına yeni bir bina inşa olunmuştur. Yıldız Sarayı'nda düzenli bir arşiv kurulmuştur. 1894'te Bâb-ı Meşi-hat'ta istanbul ve kazaları şer'iye sicilleri ve 1899'da Beyazıt'ta Maliye Nezareti Arşivi için binalar inşa edilmiştir.

II. Meşrutiyet (1908-1918) ve Mütareke (1918-1922) dönemlerinde Hazine-i Evrak'a verilen önem artmıştır. Abdur-rahman Şeref in(->) vakanüvisliğe tayini, Tarih-i Osmani Encümeni'nin kuruluşu, Tarih-i Osmanî Encümeni Mecmuası' nın yayımı, siyasi parti programlarında arşiv konularına yer verilmesi, basında arşivler hakkında önemli yazıların çıkması, yeni bir Türk tarihi yazımı girişimleri bunda etkili olmuşlardır. Eski mahzenler taranarak bazı belgeler Hazine-i

77 BAŞBAKANLIK OSMANU ARŞİVİ

Evrak'a taşınmıştır. Topkapı Sarayı'nda Kubbealtı'na yakın mahzenlerde yıllarca birikmiş ve ihmale uğramış evrak, 1909' da Babıâli'de Cevad Paşa Kütüphanesi' ne taşınmış ve tasnifi için heyetler kurulmuştur. 1911'deki Babıâli yangını sırasında Hazine-i Evrak da tehlike atlatmış ama zarara uğramamıştır. 1915'te İstanbul işgal tehdidi altında iken bir kısım önemli arşiv malzemesi geçici olarak Konya'ya nakledilmiştir.



Cumhuriyet Dönemi: 1922'de Osmanlı Devleti'nin ilgasından sonra TBMM hükümeti Hazine-i Evrak'ın bütünüyle korunması için gerekli tedbirleri almış, Hazine-i Evrak Müdürü Mahmud Nedim Bey görevinde bırakılmıştır. 1923'te Mah-zen-i Evrak Mümeyyizliği kurulmuş, sadaret evrakı ve Şûra-yı Devlet Arşivi de buraya bağlanmıştır. Mümeyyizlik 1927' de Hazine-i Evrak Müdür Muavinliği olarak değiştirilmiş ve Başvekâlet Müsteşar-lığı'na bağlanmıştır. 1933'te ise Başvekâlet Evrak ve Hazine-i Evrak Müdürlüğü adı altında birleştirilmiştir. Müdür muavini istanbul'da arşivin başında kalmıştır. 1937'de Başvekâlet Müsteşarlığına bağlı Arşiv Dairesi Müdürlüğü'ne çevrilmiş ve müstakil hale getirilmiştir. Ankara'daki Evrak Müdürlüğü ile bağı kesilmiştir. Adı 29 Haziran 1943 tarih ve 4443 sayılı kanunla Başvekâlet Arşiv Umum Müdürlüğü olmuştur. 1960'ta da Başbakanlık Arşiv Genel Müdüıiüğü'ne çevrilmiştir. 28 Şubat 1982 tarih ve 8/4334 tarihli emirle adı ve statüsü değiştirilip Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı olmuştur. 18 Haziran 1984 tarih ve 203 sayılı "Başbakanlık kuruluş ve görev esasları hakkında kanun hükmündeki kararname" ile kurulan Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne bağlanmıştır.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, esas itibariyle sadaret arşividir. Divan-ı Hümayun ile Babıâli dairelerinin belge ve kayıtlarını içermektedir. Muhtelif tarihlerde nezaret evrakı ve bazı kuruluşların malzemeleri intikal ederek muhtevası zenginleşmiştir. Dahiliye, Maliye, Hazine-i Hassa, Nâfıa, Evkaf, Ticaret, Ziraat, Orman ve Maâdin nezaretleri, Darphane, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü (Sıhhiye Nezareti ve eski karantina-haneler), Emniyet-i Umumiye vb bunlar arasındadır. Son olarak Hariciye Nezareti belgeleri de arşive devredilmiştir.



Tasnif Çalışmaları ve Tasnifler. 1850' den II, Meşrutiyet'e (1908) kadar tasnif çalışmaları Hazine-i Evrak'ın personeli tarafından yürütülmüştür. 1918-1921 arasında Ali Emirî Efendi(->) başkanlığındaki bir heyet, I. Osman döneminden (1299-1324) Abdülmecid dönemine (1839-1861) kadar 180.700 belgeyi padişahlara göre kronolojik olarak tasnif etmiştir. 53 katalogu vardır. 1921-1922'de Ibnülemin Mahmud Kemal (İnal)(-0 başkanlığında ikinci bir heyet, 23 ana konuda, kendi içinde nispeten kronolojik 15-19. yy'lara ait 47.125 belgeyi düzenlemiştir. 29 cilt katalogu vardır. 1922-1931 arasında tasnif işleri Hazine-i Ev-

BAŞBAKANLIK OSMANLI ARŞİVİ 78

79

BAŞIBÜYÜK CAMÜ

rak'ın sınırlı personeli ile Milli Eğitim Bakanlığı'nca görevlendirilen kişiler tarafından yürütülmüştür.

1931'de Sultanahmet'te maliye deposundaki bazı maliye belge ve defterlerinin, ihmal veya gaflet sonucu Bulgaristan'a satılması skandali, basında yankıları, Muallim Cevdet (Inançalp)(->) ve İbrahim Hakkı Konyalı'nın(-0 sert yazıları Cumhuriyet yöneticilerini harekete geçirdi. 8 Kasım 1932 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla, Muallim Cevdet'in başkanlığında "Resmi ve Tarihi Evrak Tasnif Heyeti" teşkil edilmiştir. Bir-iki kişi dışında uzman kişi olmadığından tasnif işinde büyük sıkıntılar çekilmiştir. Muallim Cevdet 15 Nisan 1935'te istifa etmiş, tasnif 1937'ye kadar sürmüştür. "Cevdet Tasnifi" denilen bu çalışmada 225.606 belge, 17 ana konu başlığı altında toplanmıştır. 34 ciltlik katalogu vardır. Bu arada, devlet arşivinin kurulması, tesislerin inşası, arşiv uzmanı yetiştirilmesi, Avrupa'ya öğrenci gönderilmesi gibi konulara dair 1935'te bir Bakanlar Kurulu kararnamesi yayımlanmış, ancak bu tasavvurlar gerçekleşememiştir. Fakat 1935'te modern arşiv tekniklerini uygulamak, Türk arşiv sorunlarına çözüm bulmak, yol göstermek üzere, Kültür Bakanlığı tarafından, Macar arşivci ve Osmanlı tarihçisi Dr. Lajos Fekete Türkiye'ye getirilmiştir. Fekete, 1936-1937'de Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde örnek bir tasnif gerçekleştirmiştir. 716-1100/1316-1689 arasındaki 4.652 belgenin düzenlendiği "Fekete Tasnifi", arşiv malzemelerinin işlem gördüğü ve teşekkül ettikleri tarihlerdeki asli düzeni içinde fonların parçalanmadan tasnif edilmesi ilkelerine göre yapılmıştır. Tek cilt katalogu olup, sonradan bu tasnif belgeleri, diğer tasniflere karıştırılmıştır.

1956'da, Fekete'nin gösterdiği yolda, Midhat Sertoğlu, Fazıl Işıközlü, Muzaffer Erdoğan gibi uzmanların çalışmalarıyla edinilen bilgi ve tecrübelerin ışığında, ismail Hakkı Uzunçarşılı'nın teşkilat araştırmalarından faydalanılarak, Osmanlı devlet teşkilatına göre kodlar teşkil edilmiş ve büyük tasnife geçilmiştir. Divan-ı Hümayun, Bâb-ı Asafi, Bâb-ı Defteri, Babıâli Evrak Odası, Eyalet-i Mümtaze belgeleri yeni sisteme göre tasnife tabi tutulmuşlardır. II. Abdülha-mid'in Yıldız Arşivi'nin ayrı bir bölüm olarak tasnif ve düzenlemesi yapılmıştır.

Arşivcilik mesleğinden yetişen ilk genel müdür olan Midhat Sertoğlu zamanında (1958-1973) sınırlı olanaklarla bazı yenilikler gerçekleştirilmiştir. Özellikle bazı arşiv personeli staj için Fransa, ingiltere ve ABD'ye gönderilmişlerdir ki, bu çok önemli bir husustur. Bir başkası, arşiv görevlilerinden Kamil Kepe-ci'nin gerçekleştirdiği "Kepeci Tasnifi", maliye defterlerinden 7.500'den fazlasının kalemlerine göre düzenlenmesidir. Tek ciltlik katalogu vardır.

"Hat-ı Hümayun Tasnifi", I. Mahmud döneminden II. Mahmud dönemi sonuna kadar olan hatt-ı hümayunları içermektedir. Son sıra numarası 58.419'dur. Eklerle bu sayı artar. 31 adet katalogu mevcuttur.

"İrade Tasnifi", 1255-1309/1839-1891 arasındaki iradelerin Dahiliye, Hariciye, Meclis-i Mahsûs, Şûra-yı Devlet konu başlıkları altında toplanmasıdır. Toplam 161.458 belge olup, her yıl için bir katalog tertip edilmiştir. 1310-1334/1892-1916 arasındaki iradeler, nezaretlere ve önemli devlet dairelerine göre 32 bölümden oluşmaktadır. Her yıl için bir katalog mevcuttur. 19l6'dan sonra ira-

Muallim Cevdet'in başkanlığındaki Resmi ve Tarihi Evrak

Tasnif Heyeti. Atilla Çetin koleksiyonu

deler dosya usulüne göre tertip edilmiştir. Her yıl için katalogları yapılmıştır.

Tanzimat'tan itibaren bazı iradeler taranarak, Mısır, Girit, Yunan, Bulgar, Sisam konularında birer grup oluşturulmuştur. Her birinin katalogu vardır. Tanzimat'tan sonraki bazı önemli konulara ait iradeler taranarak, 1264/1847'ye kadar iki tertip halinde "Mesâil-i Mühim-me iradeleri" tasnifleri oluşturulmuştur.

"Yıldız Tasnifi" II. Abdülhamid döneminde sarayda biriken belge ve defterlerin tasnifidir. Yıldız Esas Bölümü 141 gruba ayrılmıştır. Diğer beş bölüm, Sadaret Hususi, Sadaret Resmi, Mütenev-via, Perakende ve Defterler'dir.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ndeki en önemli defter serileri 266 adet mühim-me defterleri ile, Defterhane'ye ait 1.094 adet tapu-tahrir defterleridir. Başka birçok defter de bulunmaktadır.

"Maliyeden Müdevver Defterler Tasnifi", maliyeden arşive alınan 23.811 arazi tahrir, saray, yeniçeri maaş vb defterlerini ihtiva etmektedir. II. Mehmed (Fatih) döneminden (1451-1481) 19. yy'a kadar uzanan zaman dilimine aittir. Milli Em-lak'ten devralınan defterler ve vesikaların ayrı tasnifi vardır. Bunların dışında "müzehheb fermanlar", "haritalar" tasnif edilmişlerdir. 19. yy Osmanlı memurlarının biyografilerini içeren "Sicill-i Umumi (Ahval) Defterleri Tasniff'nde 196 büyük boy defter olup, 92.137 kişinin yaşamöy-küsü ve memuriyet hayatı kaydedilmiştir. 17 cilt alfabetik fihristi yapılmıştır. Hazine-i Hassa Nezareti'nde çalışan memur ve müstahdemler için de bu tür sicil defterleri bulunmaktadır.

Bu zengin arşiv, uzun yıllar sınırlı imkânlarla yaşarken, 1985'ten itibaren her bakımdan değişikliğe uğramıştır.

Devlet imkânlarıyla büyük bir fon kurulmuştur. Bina, personel, teçhizat ve ekipman için geniş olanaklar sağlanmıştır. Personel sayısı çok artırılmış ve yüksek bir ücret politikası uygulanmıştır. Böylece tasnif çalışmaları hızlandırılmıştır. Personel sayısı bugün 800'ü aşmıştır. Bilgisayar kullanımı yaygınlaşmıştır. Doğal olarak, yerli ve yabancı araştırmacı sayısı da artmıştır. Arşiv ayrıca yayın faaliyetine de başlamıştır.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, bir imparatorluk arşivi olduğundan, Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu ülkeleri ve Kuzey Afrika'daki birçok ülke ve halkların tarih ve kültürleri ile ilgili en zengin ve birinci elden kaynakları içermektedir. Bu yönden, uluslararası önem arz etmektedir.

Bibi. M. Sertoğlu, Muhteva Bakımından Başvekâlet Arşivi, Ankara, 1955; A. Çetin, Başbakanlık Arşivi Kılavuzu, İst., 1979; N. Aktaş-I. Binark, el-Arşifü'l-Osmânî, Amman, 1986; Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Ankara, 1992; O. Ergin, Muallim Cevdet'in Hayatı, Eserleri, Kitapları, ist., 1937; s. 106-209; S. Elker, "Mustafa Reşid Paşa ve Türk Arşivciliği", IV. Türk Tarih Kongresi (1948) Tebliğleri, Ankara, 1952, s. 182-189; B. Lewis, "Başvekâlet Arşivi", El2 (Fransızca), I (1960), 1122-1123; A. Çetin, "Osmanlı Devlet Arşivi'nin Kuruluşu ve Tasnif Çalışmaları", Türk Dünyası Araştırmaları, S. 21 (Nisan 1982), s. 96-126; ay, //. Meşrutiyet Döneminde Arşivlerimize Ait Belgeler, ist., 1985; ay, "Cumhuriyetin İlk Yıllarında Arşivlerimize Ait Bazı Belgeler", Türk Dünyası Araştırmaları, S. 47 (Nisan 1987), s. 85-109; Osmanlı Arşivleri ve Osmanlı Araştırmaları Sempozyumu, Tebliğler, İst., 1985.

ATiLLA ÇETiN



BAŞÇI MESCİDİ, TEKKESİ VE ÇEŞMESİ

Fatih İlçesi'nde, Haseki'de, Nevbahar Mahallesi'nde, Cevdet Paşa Caddesi ile Özbek Süleyman Efendi Sokağı'nın kavşağında bulunmaktaydı.

II. Mehmed'in (Fatih) başçıbaşısı Hacı Mahmud (ö. 1495) tarafından mescit olarak inşa ettirilmiş, vakfiyesi 900 Zil-kâde'sinin başları/1495'te tescil edilmiştir. Mescidin naziresinde gömülü olan banisinin bir de çeşme yaptırmış olduğu anlaşılmaktadır.

Başçı Mescidi'ne, 18. yy'ın son çeyreği içinde Gülşenî tarikatına bağlı Şeyh Mehmed Said Efendi (ö. 1802) tarafından meşihat konulmuş, böylece tesis edilen mescit-tekke bazı kaynaklarda mescit banisinin adıyla (Başçı, Başçı Hacı Mahmud), bazı kaynaklarda da tekke banisinin adıyla (Said Efendi) anılmıştır. Ayrıca el-Hac Salih Efendi adında bir müezzin, görevli olduğu bu mescidi, bir minber ilave etmek suretiyle camiye dönüştürmüştür.

Gülşenîliğin Sezaî koluna mensup olduğu anlaşılan Mehmed Said Efendi'den sonra tekke şeyhliğinin babadan oğula intikal ettiği görülmekte ve şu isimler tespit edilmektedir: Şeyh Mustafa Rıfat Efendi (ö. 1841), Şeyh Hafız Mehmed Şerefeddin Efendi (ö. 1853), Şeyh Meh-

med Eşref Efendi (ö. 1879), Şeyh ibrahim Efendi. Ayin günü çarşamba olan Başçı Tekkesi'nin Maliye Nezareti'nden yılda 204 kuruş tahsisatı olduğu, 1885'te iki erkek ile dört kadının burada ikamet ettiği kayıtlıdır. Buradan, tekkenin tev-hidhanesi olarak kullanılan mescidin çevresinde, şeyh ailesinin barındığı bir harem dairesinin, ayrıca selamlık, derviş hücreleri, mutfak gibi birtakım tekke bölümlerinin inşa edildiği anlaşılmaktadır.

Gülşenîliğe bağlı kalan bu mescit-tekke 1918 yangınında harap olmuş, mescit-tevhidhanenin duvar kalıntıları 1953'te yıktırılmış, 1956'da arsanın bir kesimi, genişletilen Cevdet Paşa Cadde-si'ne katılmıştır. 1986'da burada, aynı adı taşıyan ancak eski yapıdan tamamen farklı bir cami inşa edilmiştir.

Başçı Mescidi'nin ve Tekkesi'nin mimari özellikleri ayrıntılı biçimde bilinmemektedir. Ancak mescit-tevhidhanenin kagir duvarlı ve ahşap çatılı bir yapı olduğu, bunu kuşatan tekke bölümlerinin de ahşap malzeme ile inşa edildiği söylenebilir. 1986'da yaptırılan kare planlı betonarme cami eski yapıdan daha geniş ve daha yüksek olup kubbe ile örtülmüştür.

Klasik Osmanlı mimarisinin özelliklerini sergileyen Başçı Çeşmesi kesme kü-feki taşı ile inşa edilmiştir. Çeşme nişini taçlandıran sivri kemerin içinde, 12187 1803 onarım tarihini taşıyan bir ayet kitabesi, bunun altında kırık kaş kemerli ayna taşı bulunmaktadır. Hazne kızmı ise almaşık örgülü duvarlara sahiptir.


Yüklə 7,48 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   134




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin