Çünkü zannın bir kısmı günahtır and olsun ki!
(Kesin,yakin bilginiz olmadan konuşmayın,
Olsa bile genelde susmayı tercih edin.(..olayı gizleyin,ört,bas edin!)
Bilmeden çiğnemeyin Rabbin yasalarını.)
Yamuk bakıyorsanız doğru göremezsiniz.
Yanılabilir,doğru karar veremezsiniz!
-Sinsi casuslar gibi-birbirinizin gizli
Hal ve kusurlarını araştırmayın sakın! (…tavırlarını..)
Kiminiz kiminizi-sürerek izinizi-
Arkasından yermesin,sözle çekiştirmesin,
-Çekiştirip durmasın dedi-kodu yapmasın-(…gıybetini…)
Ölmüş bir kardeşinin çiğ etini yemeyi
İster mi,hoşlanır mı,bunu hoş karşılar mı?
Artık tiksinirsiniz,kabul edemezsiniz
Bunu öyle değil mi?Hiç edilebilir mi?(…edilecek bir şey mi?)
(Hayır!Ondan elbette tiksindiniz değil mi?)
Öyleyse korkun siz de Bir Allah’tan çekinin,
Sorumluluğunuzun bilinciyle kuşanın.(…yaşayın/güçlenin.)
(Her şeye rağmen yine nedametle,tövbeyle
O’na yönelirseniz-aşkla ürperirseniz-(O’na sığınırsanız..-)
Siz karlı çıkarsınız eli boş kalmazsınız!)
Allah ki,tövbeleri çokça kabul edendir,
Çok bağışlayıcıdır,sonsuz merhametlidir.
162
(Limitsiz ve misilsiz bir rahmet kaynağıdır.)(…pınarıdır/madenidir…)
Ey Beşer Ailesi!Ey İnsanlık!Gerçekten
Biz sizi bir erkekle,bir dişiden yarattık.
Biribirlerinizle tanışasınız diye (…tanışmanız/kaynaşmanız için de)
Sizi kabilelere,gruplara,kavimlere,
-Değişik kültürleri,lisanları,renkleri
Bulunan toplumlara/milletlere ayırdık.(…iklim,iklim…)
Kuşkunuz olmasın ki-şuna emin olun ki- (şunu iyi bilin ki-)
Sizin Allah Katında en onurlu,değerli
En üstün,en hatırlı,saygın sayılanınız,
Sorumluluk bilinci en yüksek olanınız
Cümle kötülüklerden uzak duranınızdır,(Aykırı fiillerden…)
O’ndan utananınız,saygı duyanınızdır.(…sakınanınız…)
En çok korkanınızdır,haşyet duyanınızdır…
(Ölçü kıstas değildir üstünlüğe ırkınız,
Irkınız,renginizle övünmeyi brakınız!)
Allah,her şeyi bilir,her şeyden haberlidir.
(Her türlü işinizi-gelmiş,geçmişinizi-
Hikmetiyle en iyi değerlendire(bilen)dir.
Kullarına kıl kadar haksızlık etmeyendir. (Hiç kimseye…)
Hakimler Hakimi’dir,Adiller Adili’dir.
O ki,hakkımızda bir hüküm/karar verirken
Kimliklere değil de,davranışlara bakar.
Nedir alış-verişte zararlar üstü zarar,
Var mıdır bundan daha büyük bir kar,bir yarar?)
Bedeviler;”İnandık!”(Medenileşmemişler,
Sığ akıllı,yüzeysel inançlı içtensizler,
İnancı kalplerinde içselleştirmeyenler…
Çağımızda bunlara benziyor şehirliler…)
Dediler.Ey Peygamber,ey Nebi!De ki:”Hayır!”
“Siz iman etmediniz!”Belki;”İslam’a girdik
Teslim olduk,baş eğdik Rahman’ı Tek Rab bildik!”
Diyebilirsiniz ya,”İnandık!”demek yetmez!
Yürekten gelmiyorsa bir şey ifade etmez.
(Sosyal ya da politik katılımda İslam’a.)
Gerçek bir iman için henüz kalplerinize
İman tam yerleşmemiş,işlememiş iyice.
163
(Çünkü Allah kalplere bakar,yalnız kalplere,
Bir toplum içindeki sosyal statüye değil,
Ya da bir cemaate derin mensubiyete.(…kayıtsız bağlılığa...)
Hidayet bireyseldir,toplumsal bir şey değil…
Ama Yüce Allah’a ve kutlu Elçisi’ne
İtaat ederseniz,sever,güvenirseniz,
Duruşunuzu buna göre belirlerseniz,
O amellerinizin-iyi işlerinizin-
Zerresini eksiltmez-asla haksızlık etmez.-
Şüphesiz Tek Yaradan/Allah çok bağışlayan
Ve çok esirgeyendir,günahları silendir,
Affetmeyi sevendir,sınırsız şefkatlidir.(…şefkati limitsizdir…)
(Allah,büyük,tarifsiz bir bağış,erişilmez
Eşsiz,hadsiz,misilsiz,mukayese edilmez
Merhamet kaynağıdır,sevgi çağlayanıdır…)
Mü’minler onlardır ki,öyle kimselerdir ki,
Yalnız Ulu Allah’a ve kutlu Elçisi’ne
Yürekten iman eden,güven duyan,bağlanan,
Ondan sonra da asla sağlam inançlarından (…halis…)
Hiç kuşkuya düşmeyen/hiçbir ödün vermeyen,
Yüce Allah yolunda canları,mallarıyla
Cihad eden,didinen,üstün çaba harcayan
(Adalet,hayır,sevgi,paylama,kucaklaşma,
Barış,kardeşlik,huzur,dayanışma yolunda…)
Savaşan kimselerdir,gerçek mücahidlerdir.
İşte sadıklar onlar,onlardır,o bahtlılar,
Doğrular,dosdoğrular,gönülden bağlananlar
Allah’a,Peygamber’e katıksız bir sevgiyle…
(Önemli olan sizin imanınız hakkında (…kendi…)
Ne dediğiniz değil,ne değer biçtiğidir (Düşündüğünüz…)
Yüce Allah’ın sizin imanınız hakkında.)
De ki:”Siz dinini(zi) Allah’a öğretmek mi
İstiyorsunuz yoksa,bir avuç aklınızla?
Siz kim oluyorsunuz,düşünmüyor musunuz,
Böyle bir şeyi nasıl yapabiliyorsunuz?
Allah’ın yerine mi,Allah’ın yerini mi
Geçmek istiyorsunuz,almak istiyorsunuz?
164
Buna ne hakla cür’et edebiliyorsunuz?
Yoksa sizler Kitab’a uymak,yaşamak değil,
Kitabına uydurmak peşinde misiniz ne?)
Oysa Allah göklerde,yerde olanları da
Sınırsız bilgisiyle,bilgeliğiyle bilir
(O Alim ki,her şeyi en iyi bilicidir
Tüm ayrıntılarıyla,iç/dış boyutlarıyla,
Enfüsü/afakıyla/gizlisi/açığıyla…
Sizin için en olgun,en yararlı,en doğru,
Fıtratınıza uygun dinin ne olduğunu,
Sınırlı aklınızla,yakın bakışınızla
Uydurmuş olduğunuz,din sandıklarınızın da
Gerçek iç yüzlerini,tüm özelliklerini…)
O’ndan bir şey gizlemek asla mümkün değildir.
Kulunun mutluluğu O’nun has dileğidir,(…iradesidir.)
O merhametlilerin en merhametlisidir…
(Mutsuzlar mutlu olmak istiyorlarsa eğer,
Hiç zaman yitirmeden O’nun buyruklarına,
Onurlu,olgun,temiz yaratılışlarına
-Fıtrata-uygun olan bir yaşamı seçsinler.
O’na boyun eğmeden,O’nu sayıp,sevmeden,
Ölümsüz Mesajı’nı duymadan,dinlemeden,
Sevgili Elçisi’ni tanımadan,bilmeden,
Onu önder olarak seçip,benimsemeden
Dünyada/ahirette mutlu olmanın asla
Mümkün olmadığını bilsinler,bellesinler…
Anlamsız bağnazlıktan,boş gururdan,kibirden (…önyargıdan…)
Yol yakınken/kapılar kapanmadan,tez elden
Dönsünler,vaz geçsinler,ölüyken dirilsinler...
Mutluluk için başka yol,formül arayanlar, (Özgürlük…)
Boşa uğraşmasınlar,zaman harcamasınlar.
Susuz,ışıksız kalan ağaçtan meyve almak
Mümkünse onlar için mümkündür mutlu olmak…) (…özgür..)
HUCURAT(49/11-16)
SAF(61/10-11)
***
165
Acıyan,Bağışlayan,Rabbin ĞAFFAR Adıyla
(Keşke olsaydı ama,ne yazık ki olmadı!)
Yunus’unki dışında bir toplum inansa da (…kavim…)
İmanı kendisine(bir)yarar sağlasa(ydı) ya!
(İmanının gününü,mağfiretin ecrini (…yüzünü/andacını)
Gören başka bir ülke/bir topluluk olmadı.)
Halkını yeryüzünden sildiğimiz yerlerden,
-Ülkelerden/kentlerden/şımarık beldelerden-
Herhangi bir yurt halkı-kullanarak aklını-
Keşke kendilerine azap gelmeden önce,
Yok edilmeden evvel iman etselerdi de,
-Yaptıkları hatanın farkına varsalardı-
Yunus’un kenti gibi pişman olsalardı da,
Tevbe etselerdi de,imanları onlara
Bir yarar sağlasaydı.-affa uğrasalardı!-
Yunus’un kavmi iman edince nedametle, (…içtenlikle,)
Onların üzerinden/kendilerinden dünya
Ömründeki rüsvalık,rezillik azabını (…utancını)
Kaldırdık ve onları bir süre daha bura (…dünya)
Nimetlerinden bol,bol yararlandırdık ama,
Ömürleri son buldu zamanı gelince de! (…geldiğinden.)
(Yeni kuşaklar için yeni yollar açıldı…) (…adımlar…)
YUNUS(10/98)
***
166
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUKSİT Adıyla
Kahrolsun karanlıklar içindeki aydınlar! (…içinde çırpınanlar!)
O koyu yalancılar/bilgisizler,ahmaklar…(…sefihler…)
-Küstahlar,kibirliler,benciller,dengesizler…-
Fikir adına çarpık değer yargılarını,
Keyfi tahminlerini kesin gerçekmiş gibi (…mutlak bilgiymiş gibi)
Pazarlamaya kalkan,çoğunluğa yutturan,
-Bilerek,bilmeyerek-vahyin yerine koyan (…önüne…)
Kof spekülasyoncular,üst düzey tutucular!
-Bağnaz ilericiler,ilerici bağnazlar…-
Aydınlıklara düşman tutsaklar,şarlatanlar!(…çok bilmişler!)
Onlar bilgisizliğin,gururun,bencilliğin
Koyu karanlıkları duvarları/surları,
Mahmurluğu içinde gömülmüş oldukları
Kibir bataklığında-benlik burgaçlarında-
Debelenip duranlar-kendini unutanlar-
Kimliğini yitiren onlardır,o gafiller,
Megaloman cüceler,beyinsiz nasipsizler
Ceza/Hesap Günü’nün ne zaman olduğunu
Sorarlar-ey Rasul’üm-nasıl şey olduğunu?
Alaylı ifadeler kullanır,söylenirler!
“Ne zamanmış bakalım bu söyle de duyalım!”
Diyerek gülüşürler,sözde alay ederler!)
O Gün sönmez ateşe arz edildiklerinde,
(Atılacaklarında/sokulacaklarında,
Sürüleceklerinde ve onun üzerinde
Kıvranacaklarında/arınacaklarında,
Azap,ıslah,terbiye edileceklerinde!)
Çetin,zorlu bir sınav verecekleri Gün’de
Anlayacaklar onlar ne zamanmış “o zaman!”
Onlara denilir ki;”Tadın azabınızı! (Alın andacınızı/hediyenizi!)
Yaptığınız şeylerin/kinlerin,kibirlerin,
Hırsların,fitnelerin,karanlık tutkuların
Görün karşılığını,bulun layığınızı!
İnanmadığınızın,acele gelmesini
İstediğiniz şeyin bu olduğunu bilin!”(…görün ne olduğunu!)
ZARİYAT(51/10-14)
***
167
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HASİB Adıyla
Biz gerçekten insana ana ve babasına
İyilik etmesini/güzel davranmasını
Tavsiye etmişizdir/bunu önermişizdir.
Onu bin bir zahmetle,güçlükle,sıkıntıyla
Taşıyan anacığı acıyla bu dünyaya (Taşıdı…)
Getirmiştir ardından-çıkarmıştır candan can-
Rahimde taşınması ve sütten kesilmesi
Süresi otuz aydır-iki buçuk senedir.-(-ki iki buçuk yıldır.)
Nihayet nankör/asi/kendini bilmez insan
Güçlü olgun çağına-kırk yaşına-varınca,
(Yüreği durulup da kişilik kazanınca.)(…oturunca.)
Der ki;”Rabbim!Sen bana ve anama/babama
Kereminle,lütfunla verdiğin nimetlere
Şükretmeme ve razı olacağın yararlı
Amelde/amellerde/eylemde bulunmamı
İş yapmamı nasip et,yönelt böyle bir yola.
Soyum,sopum için de-benim/kendim için de-
Sürdür iyiliğini,lütfunu,keremini.(..ikramını.)
(Soyumu/sopumu da iyi kimseler eyle!)
Kesme yardımlarını,gerçekleştir barışı
Din’e bağlılık sağla,şüphesiz ki ben Sana
-Yüzümle/yüreğimle/ellerimle/dilimle,
Samimi inancımla/olanca varlığımla-
Yönelip tövbe ettim,Seni tek dostum bildim.
Ve ben gerçekten Sana kayıtsız,şartsız,candan
Teslim olanlardanım,halis bir müslümanım!”
İşte yaptıklarından/yapa geldiklerinden
En güzel,en yararlı,en iyi olanını
Seçip alacağımız,ayıklayacağımız,
Kabul edeceğimiz,ilerleteceğimiz,(…onaylayacağımız,)
İşlemiş oldukları suçları/günahları
Görmezlikten gelerek bağışlayacağımız
168
(Kudret kalemimizle çizivereceğimiz)
Bu kimseler/mü’minler,ebedi cennetlikler
Arasına girerler,sevinir,gönenirler…
Bu,onlara Nezdimden/Tarafımdan verilmiş
Olan,unutulmayan ve asla dönülmeyen (..cayılmayan)
Şaşmaz bir sözdür işte,ki yerini elbette (…yerine…)
Bulacaktır O Gün’de/En Büyük Mahkeme’de. (Gelecektir…)
O kimse ki,kendine imanı telkin eden
Ebeveynine karşı;”Öf be,ikinize de!”
“Benden önce de nice nesiller dalga,dalga (…akın,akın…)
İklim,iklim kuşaklar gelmişler,geçmişlerken,
-Gelip geçtiği halde-siz mi beni yeniden
Topraktan çıkarılmak,yoksa diril(til)mekle mi
Tehdit ediyorsunuz,neler söylüyorsunuz?(Kandırıyorsunuz…)
-Size inanmıyorum,boş konuşuyorsunuz!-“(..yalan söylüyorsunuz!)
Diyen münkir evlada ana/babası der ki;
-Allah’ın yardımına sığınarak,esefle.-
“Yazıklar olsun sana,senin gibi evlada!
İman et,şüphesiz ki Allah’ın söz verdiği
Şey haktır bilmez misin,o dönmez ki sözünden!”
Ama o küstahlıkla,pis bir şımarıklıkla;
“Hayır,bu eskilerin uydurduğu şeylerden,
-Masallar,mesellerden/saçma hikayelerden-
Başka bir şey değildir!”diye karşılık verir.
(İşte bu onun için en büyük felakettir.
Hem Allah’a,hem ana babaya isyan eden(…baş kaldıran)
Bir kulun/bir evladın sonu ne olabilir?)
Ufuksuz gülşenlerde(n) zakkum dermekten başka!
AHKAF(46/15-17)
***
169
Acıyan,Bağışlayan Rabbin CAMİ Adıyla
Sur’a üfürüldüğü/zamanın dürüldüğü,
Gerçeklerin apaçık bilinip,görüldüğü,
-Allah’ın dilediği kimselerin dışında-
Göklerde de,yerde de/afakta,enfüste de-
Bulunan herkes dehşet,korku,hayret ve haşyet
İçinde kalacaktır-bu “kaçınılmaz an”dır. (…belrlenmiş…)
Başları,omuzları düşecek,boyunları (…önlerinde…)
Bükülmüş,benlikleri aşağılanmış halde
Allah’ın Huzuru’na süklüm/püklüm/öylece
-Süt dökmüş kedi gibi-arz olunacaklardır (…varacak,çıkacaktır)
En Adil Mahkeme’de hesap vermek üzere.(…yargılanmak…)
(En Büyük Gün yüzleri ak,yorgun alınları
Pak çıkanlardan olmak için bahşedilen tek
Fırsat ancak imanlı yaşanan bir hayattır.)
NEML(27/87)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin VEHHAB Adıyla
Şanım(ız)a and olsun(ki!)Tüm zamanlar duysun ki!
Biz gerçekten insanı/Ademoğullarını-
Kat,kat ikram ederek,koruyup,gözeterek
Donattık üstünlükle,onurla,seçkinlikle.
Aziz ve saygıdeğer,şan ve izzet sahibi
Kıldık inayetimiz,sonsuz keremimizle.
Karalarda/sularda-yerlerde/zamanlarda-
Çeşitli binitlerle/araçlar,gereçlerle,
-Onları icat etme,üretme,geliştirme,
İmalat,varlıkların yararına kullanma
Yeteneğini verdik/yollarını gösterdik.
170
Kuşak/kuşak iklimler/ülkeler arasında
Taşıdık ağır/hafif şeyleri yükleyerek,
Ulaşım imkanları sağladık iznimizle.
Yararlı,iyi,temiz rızıklarla besledik.
Yine-evet,onları-insanları/kulları
Yarattıklarımızın-ölümlü olanların-
Birçoğundan gerçekten üstün kıldık böylece.
(İnsandan üstün olan varlıklar evren(ler)de
Yaşıyor olabilir,haberi olan var mı? (Yaşıyormuş demek ki…)
-Evrende bizden üstün yaratıklar da var mı,
Belki olanlar vardır hangi yerde/zamanda?-
Özüdür,onurudur,gerçek göz bebeğidir
İnsanoğlu evrenin her şeye rağmen yine!
Peygamber(ler)insanın (en) seçkin örneğidir.(…örnekleridir.)
Ama birer insandır,Rablerinin yanında
Seçkindir,değerlidir,yer(ler)i çok özeldir. (…konumları…)
Onun üzerindeki ikramı sınırsızdır… (İnsan…limitsizdir.)
Beden güzelliğinin-ahsen-i takvimliğin-
Yanı sıra elleri/ayakları/gözleri (..gözler’ni)
Amaçlarına uygun kullanılıyorlarsa, (Yaratılışlarına…)
Düşünüyor,biliyor,gülüyor,ağlıyorsa,
Sebep/sonuç ilgisi kurarak,canla başla (…ilişkisi…akıllıca)
Olaylar arasında,gelecek zamanlara
Yönelik her konuda/medeniyet yolunda (…toplumun yararına)
Projeler üretiyor,hele O’na kullukta
Titizlik gösteriyor,aklını/yüreğini
Işıkla dolduruyor,tüm birikimlerini
Allah’ın lütfu olan yeteneklerini de (…vergisi…)
Allah’ın hizmetine-O’nun inayetiyle-
Karşılıksız sunuyor,başka yaratıkları
Araç ve gereçleri İnsan’ın yararına
İleriye,yükseğe-yatay/dikey yönlere-
Hamleler yapmasını-ufuklar aşmasını-
Sağlamak düşüncesi,amacı,niyetiyle (…arzusu/tutkusu…)
Devreye sokuyorsa,geziler,keşiflerle
İcatlar yapıyorsa,velhasıl “insan” olma
İnsana hizmet etme yolunda içtenlikle
Çaba gösteriyorsa,-bir efor harcıyorsa-,
171
Selamı,paylaşmayı seviyor,yayıyorsa,
İşte o zaman ona “insan” denir denirse.
Dahası “iyi bir kul.”Bundan ötesi yoktur!
Allah’ın rızasını-bundan büyük rızk yoktur.-
-Kavuşabileceği en değerli nimeti.-
(Bu gerçek özgürlüktür,bu en büyük onurdur.)
Artık o hak etmez de,kim hak eder söyleyin!
İSRA(17/70)
***
And olsun ki,sizlere içinizden öyle bir
Peygamber gelmiştir ki,sizin bir sıkıntıya
(O ki,Allah Katında saygındır/değerlidir.)
-Ey o’na inananlar-uğramanız aslında
Ona çok ağır gelir,üzer,çok hüzün verir.
O size çok düşkündür,düşünür,arzu eder
-Yürekten bağlananlar,ey iyi niyetliler!-
Hayra yönelmenizi doğru yolu bulup da.
İmanlı yüreklere/mü’min kardeşlerine
Karşı çok şefkatlidir ve çok merhametlidir.
-Onların üzerine titrer,kol/kanat gerer…-
Ey Muhammed Mustafa!Bana çağırdıkların
-Bu gerçek ortadayken-frenlenmez bir kibirle (…bencillikle)
Sırt,yüz çevirirlerse ve çekip giderlerse,
“Allah bana yeter!”de,onlara ödün verme!
“O’ndan başka bir ilah yoktur yerde/göklerde,
O’dur,O’dur Tek İlah,ben yalnızca Melik’e
Güvenir,dayanırım,evet O,Yüce Arş’ın
Tek gerçek sahibidir,Yüceler Yücesi’dir.”
(Geçmişin/geleceğin,dünlerin/yarınların
Yegane galibidir/Tek otoritesi’dir…)
TEVBE(9/128-129)
***
172
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MÜ’MİN Adıyla
Ey Nebi!Ulu Rabbin-yerlerin ve göklerin-
Rabbi murad etseydi-eğer uygun görseydi-
-Yeryüzündekilerin/gökyüzündekilerin-
Hepsi de kuşkusuz ki iman edebilirdi.
İyi olabilirdi,-bunu murad etmedi.- (Öyle…)
Bilgeliği,hikmeti,iradesi gereği.(…adaleti..)
Hal böyle iken sen mi,-ey mü’minler sizler mi-
Müslüman olmaları/inanmaları için
Onları/inanmayan kulları/insanları
(İnanmamayı seçen kara bahtlı ruhları…)
İman etsinler diye/iman edene değin
Zorlayıp duracaksın/zaman harcayacaksın?(…ömür tüketeceksin?)
Bunun için bir yetki,bir güçle,bir görevle
Donatılmış değilsin-buna mezun değilsin!-
(Evrensel Mesaj’ımı/sana vahyedileni
İnsanlara eksiksiz tebliğdir asıl işin…)
-Allah izin vermezse inanamaz hiç kimse,
Hiçbir benlik kuşkusuz-onlar tercihlerinde (…beğenmişlerse)
Bu yolu seçmişlerse-onu bellemişlerse
Özgür iradeleri,yarım akıllarıyla…-(…kısa…)
Allah akıllarını kullanamayanları
-Doğru yol duruyorken yanlışa sapanları,
Murdar inkarcıları-hor,hakir,zelil kılar
Onların üzerine-maskeli yüzlerine (… akılsız başlarına)
Boşaltır-boca eder-yağdırır sağanaklar
Halinde kargışını,küfür pisliklerini…
-Ey Elçi’nin izinden giden soylu ümmeti!
Yüce Allah’a layık kullar,kutlu Elçi’ye
Layık ümmet olmanın sorumluluğu ile
Sürdürmek zorundayız risalet görevini (…tebliğ görevimizi)
Furkan’ın önerdiği/gösterdiği şekilde.(…metod doğrultusunda….)
YUNUS(10/99-100)
***
173
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MELİK Adıyla
Ey Nebi!De ki:”Eğer,biliyorsanız sizler
Cevap verin öyleyse yeryüzü ve içinde
-Ey kendini beğenmiş,akıllı geçinenler!-
Bulunanlar kimindir,asıl sahibi kimdir?”
“Allah’ındır,Allah’tır,Bir Allah’a aittir!”
Diyecekler elbette!De ki;”Artık iyice
Düşünüp,taşınıp da/ölçüp,biçip tartıp da
İbret almaz mısınız,sahip çıkmaz mısınız
Hala onurunuza,insan oluşunuza? (…kulluğunuza?)
Öğüt almaz mısınız,hatırlamaz mısınız?”
Sen yine sor onlara-mantık yoksullarına-;
“Yedi göklerin Rabbi ve o büyük/görkemli
Arş’ın sahibi Kimdir,en yüce olan Kimdir?
(Mutlak Hükümranlığın ulaşılmaz tahtının,
Erişilmez/yıkılmaz/sınırsız saltanatın (…zevalsiz…)
Yegane Rabbi Kimdir,mutlak Melik’i Kimdir?
“Bunlar da Allah’ındır,Yüce Yaradan’ındır!” ((Rabbü’l Alemin’ndir.)
Diyeceklerdir yine,-ne diyebilirler ki!- (…başka…)
“O halde siz Allah’tan-gücü sonsuz Kahhar’dan-
Korkmaz mısınız,bir de-şu her zaman içinde-
Olduğunuz inkardan/sorumsuzluğunuzdan,
Kendini bilmezlikten/bunun sonuçlarından
Hiç mi sakınmazsınız,çekinmez misiniz?”de.
(Sorumluluğunuzun bilincine ne zaman
Varabileceksiniz yok mu hiç niyetiniz?) (…gibi…)
Şunu da sor onlara-yarım akıllılara-
“Eğer biliyorsanız ve doğrulardansanız
Söyleyin Kimdir O ki,tedviri,yönetimi
Her şeyin melekutu,mülkü ve mülkiyeti
Aslı,esası,künhü Kudret Elleri’ndedir,
Egemenliğindedir/sınırsız gücündedir.(Kendisine aittir.)
O koruyup gözetir,her şeye(i),güven verir,
Kuşatır her varlığı,kollar acunda ama (…evrende…)
174
Kendisi kollanmaya/korunmaya/yardıma
İhtiyacı olmayan/kusurdan beri olan
Tek Benlik,Tek Kudrettir,Yüceler Yücesidir.” (…Varlık…)
Onlar;”O Bir Allah’tır,yalnız O’na yaraşır
Bütün bunların hepsi/O’nun gücü/kudreti
Büyüktür,sınırsızdır-sonsuz/ulaşılmazdır.-
Ne varsa yerde/gökte-ikisi arasında-
O’nun denetiminde,O’nun kontrolündedir, O’nundur!”diyecekler-itiraf edecekler.- Söyleyin öyle ise nasıl olur da sizler
Kimden,nereden böyle büyülenmişçesine
(Cin çarpmış bir mecnuna dönüveriyorsunuz ?) (..dönüşüyorsunuz
Etkileniyorsunuz,savruluyorsunuz?”de.(…kapılıyorsunuz.?) da)
Doğrusu Biz onlara-o megalomanlara- (…münkir günahkarlara)
Hakkı getirdik ama/onlar tam anlamıyla-
Doğruyu/saf gerçeği/barışı/iyiliği
Yalanlamaktadırlar/onlar yalancıdırlar.(Yalana sarıldılar…)
Bir Gün bulacaklardır tam da karşılarında
Yalanladıklarını/alay ettiklerini.
(Korkunç bir önyargı var,dehşet bir bilgisizlik,
Bu yüzden karanlıklar içinde nice benlik.)
MÜ’MİNUN(23/84-90)
***
Kur’an okunuyorken,onu tam bir huşuyla,
Yoğun,içten,riyasız bir saygı duya,duya(..içiniz yana,yana)
Kulak verin,dinleyin,sesi sedayı kesin!
Ki merhamet edilsin-ayrıcalık verilsin-
Her iki dünyada da tadın özgürlükleri…
Ondaki hikmetleri,eşsiz yücelikleri
Anlayabilmek için düşünün derin,derin…
Öğüt,ders,ibret alın,insanlaşın,yücelin.
(Onunla bağınızı koparayım demeyin!)
A’RAF(7/204)
***
175
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HABİR Adıyla
Kalplerinde hastalık,katılık,ışıksızlık,
Derin,büyük husumet,içten nefret,kıskançlık, (…düşmanlık…)
Olan fasıklar yoksa inanca,inançlıya
Allah’ın,kinlerini/içlerindekileri(…gizli duygularını)
Çıkarmayacağını,vurmayacağını mı
Açığa,dışarıya bütün detaylarıyla (…boyutlarıyla/çirkefliğiyle )
Sandılar,sanıyorlar,ne kadar da kurnazlar,
Ne kadar umursamaz,ne kadar da rahatlar!
Akıl fukaraları,akıllanacaklar mı? (…bir gün akıllanır mı?
MUHAMMED(47/29)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUSAVVİR Adıyla
(Ey insanlar/kullarım/ey zamanlar,mekanlar!)
Göğü ellerimizle-sonsuz kudretimizle-
Biz kurduk kozmik/sağlam/bozulmaz dengelerle.
Ve Biz onu elbette genişleticiyiz de.(…genişletmekteyiz de.)
(Biz gerçekten çok geniş bir kudret sahibiyiz,
-Yalnız-Biz her şartta,her şeye güç yetireniz.) (…yetirebileniz./
Onu bir “ak nokta”dan yani “hiç”ten yarattık… yetirebiliriz.)
Sonra yörüngelerde yüzen gezegenlerle,
Yıldızlar,galaksiler,beyaz/kara delikler,
Çember,çember iç,içe katman,katman evrenler,
Sonsuz renkler,ışıklar,yatay/dikey (d)yüzeyler,
Uzun/kısa dalgalar-alçak/yüksek frekanslar,
Elipsler,spirallerle,birbirlerinden hızla
Uzaklaşan/yaklaşan sonsuz koordinatlar…
Velhasıl yaratmada sınırsız gücümüzle
Sizin için-ey kullar-ayet,ayet donattık!
176
Sayılması imkansız her türlü rızkları da
Sonsuz keremimizle emrinize amade
Kıldık,anlayın,görün değerinizi artık!
Sonra yeryüzünü de döşedik bitkilerle,
Dostları ilə paylaş: |