Birinci Bölüm / allah'i tanimak


İnsanların Peygamberlere Karşı Tavrı



Yüklə 1,3 Mb.
səhifə43/80
tarix21.08.2018
ölçüsü1,3 Mb.
#73543
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   80

İnsanların Peygamberlere Karşı Tavrı


Peygamberler kıyam edip de insanları bir ve tek ilâh olan Allah'a ibadete çağırıp[1] O'nun emirlerine uymaya, putlardan ve batıl ilâhlardan uzak durmaya, şeytanlarla tağutlara sırt çevirmeye, zulüm, fesat, günah ve kötü işlerden sakınmaya davet ettiklerinde genellikle insanların inkâr ve muhalefetiyle karşılaşıyorlardı.[2] Özellikle, zevk-ü sefa içinde ayyaş bir yaşam sürdürüp[3] serveti veya ilmiyle övünüp kibirlenen yöneticilerle zenginler[4] peygamberlere karşı top yekûn bir mücadele açıyor, çeşitli halk kesimlerini de tahrik edip artlarından sürüyerek hak yolu izlemelerine engel oluyorlardı.[5] Sonuçta genellikle toplumun ezilen fakir kesimlerine mensup bir azınlık peygamberlere iman ediyordu.[6]

Bütün bu nedenlerden dolayı doğru inançlara ve adalete dayalı olup Allah'a ve peygamberlere itaat eden yönetim ve toplumlara (örneğin Hz. Süleyman devrindeki gibi yönetimlere) pek az rastlanıyordu. Ancak, bunlara rağmen yine de peygamberlerin getirdiği kural ve öğretilerin bir kısmı giderek toplumların kültürünü etkiliyor, bir toplumdan diğerine geçip iktibas ediliyor ve kimi zaman küfrün liderleri bunları kendi yol ve yöntemleriymiş gibi takdim edebiliyordu. Nitekim dünyada ün kazanan hukuk sistemlerinin çoğu aslında semavî şeriatlardan iktibas ve alıntılarda bulunmuş, asıl kaynağın adını bile vermeden bu mükemmel kuralları kendi fikir ve icatlarıymış gibi takdim etmiş ve halâ da etmektedirler.

 

[1]- Nahl, 36; Enbiyâ, 25; Fussilet, 14; Ahkaf, 21.



[2]- İbrahim, 9; Müminun, 44.

[3]- Sebe, 34.

[4]- Mümin, 83; Kasas, 78; Zümer, 49.

[5]- Ahzab, 67; Sebe, 31-33.

[6]- Hud, 40; 27-31.

Peygamberlere Karşı Gelinmesinin Nedenleri


İnsanların peygamberlere karşı çıkmalarının nedeni genelde "sorumsuzluk ve nefsanî arzulara eğilim"den kaynaklansa da;[1] çoğunlukla zengin ve müreffeh kesimlerde görülen bencillik, gurur ve kendisini başkalarından üstün görme (kibir ve istikbar) gibi faktörlerin de bunda rolü vardı.[2]

Bir başka faktör de atalardan görülüp uygulanagelen yanlış taassup, gelenek ve göreneklerle, çeşitli toplumlara egemen bulunan batıl inanç ve bozuk değer ölçüleriydi.[3]

Aynı şekilde, ekonomik çıkarları koruma ve sosyal konum ve prestijleri kollama kaygısı da zenginlerle bilim adamları ve egemen siyasi güçlerin peygamberlere karşı gelmelerinin nedenleri arasında yer alıyordu.[4]

Diğer taraftan, kitlelerin cehalet ve bilgisizliği de küfrün önderlerine aldanmalarına ve toplumun ünlü isimlerine ve çoğunluğa uymalarına yol açan önemli faktörlerden biriydi. Bu durum kitlelerin kendi evham ve hayali inançlarına kör bir taassupla sarılmalarına ve sadece çok küçük bir azınlığın inanmış olduğu bir dine iman etmekten sakınmalarına sebep oluyordu. Dahası, söz konusu azınlıktakiler genellikle toplumda kayda değer konumları bulunmayan ve kavmin ileri gelenleriyle ekseriyetin dışladığı kimselerdi. Egemen iktidarla zorba kesimlerin baskılarını da unutmamak gerekir.[5]

 

[1]- Mâide, 70.



[2]- Mümin, 56; A'râf, 76.

[3]- Bakara, 170; Mâide, 104; A'râf, 28; Yunus, 78; Enbiyâ, 53; Şuarâ, 74; Lokman, 21; Zuhruf, 22-23.

[4]- Hud, 84-86; Kasas, 76-79; Tevbe, 34.

[5]- İbrahim, 21; Fâtır, 47; Hud, 27; Şuarâ, 111.


Peygamberlere Karşı Takınılan Tavır ve Metotlar


Peygamberlere muhalif olanlar onların gayelerine ulaşmasını engelleyebilmek için çeşitli mücadele yöntemlerine başvurmadaydı:

a) Tahkir ve Alaya Alma: Önce, peygamberi halkın gözünden düşürüp ona karşı kayıtsız kalmalarını sağlamak için bir grup, peygamberi alaya alıp tahkir ediyor, onu horlayıp aşağılayıcı davranışlarda bulunuyordu.[1]

b) İftira ve Karalama: Bu aşamanın ardından yalan, iftira ve karalama geliyor; bu cümleden olmak üzere peygambere "akılsız" ve "deli" gibi çirkin yakıştırmalarda bulunuyorlardı;[2] bir mucize gösterdiklerinde de "sihirbaz" ve "büyücü" diyor;[3] onların getirdiği ilâhî mesajları "mitoloji" ve "efsane" olarak tanımlıyorlardı.[4]

c) Yanıltıcı Tartışma ve Paradoks Yöntemleri: Allah tarafından gönderilen elçiler akıl, mantık ve hikmete dayalı delillerle konuşup edepli bir şekilde meseleleri tartışarak halkla sohbet ettiklerinde veya insanlara nasihatte bulunup küfür, şirk ve tuğyanın kötü sonuçlarını anlatarak onları uyardıklarında, Allah'a ibadette bulunmanın güzel ve faydalı sonuçlarına dikkat çekip müminlerle salihleri dünya ve ahiret saadetiyle müjdelediklerinde küfrün önderleri insanların onları dinlemesine mani oluyor, bunun ardından zayıf ve aptalca bir mantıkla onlara cevap veriyor, çekici laflarla kitleleri kandırmaya[5] ve peygamberlere uymalarını önlemeye çalışıyor, bunu yaparken de genellikle atalarının izlediği yol, yöntem ve geleneklere dikkat çekiyorlardı.[6]

Aynı bağlamda; kendilerinin mal, mülk ve servet sahibi olup maddî sahalarda kalkınmış kimseler olmasını haklılık ve bir gurur vesilesi saymakta, peygamberlere iman edip onlara uyanların maddî konularda geri kalmışlıkları, fakirlikleri ve yoksulluklarını ise onların inanç ve davranışlarının yanlışlığının göstergesiymiş gibi lanse etmekteydiler.[7]

Kendi akılarınca bazı bahanelere dört elle sarılıyor ve mesela, "Allah, elçilerini ve resullerini neden meleklerin arasından değil de insanlardan seçmiş?", veya "Niçin peygamberleriyle birlikte bir melek de göndermemiş?!" ya da "Neden peygamberlerini zengin edip onları servet sahibi yapmamış?!" diyorlardı.[8]

Bazen inatta işi daha da ileri götürüp "Biz, ancak kendimize vahyedilecek olursa veya Allah'ı kendi gözlerimizle görüp, arada hiçbir vasıta olmadan O'nun sözlerini duyarsak iman ederiz!" diye ayak diretiyorlardı![9]

d) Tehdit ve Vaat: Kur'ân-ı Kerim'de çoğu ümmetlerin başvurduğu yöntemlerden birinin de peygamberlerle onlara uyanların çeşitli işkenceler, sürgün, taşlama ve ölümle tehdit edilme olduğu geçer.[10] Tehdidin yanı sıra çeşitli vaatlerle kandırma metotlarına da başvuruyor, özellikle büyük paralar harcayarak halkı peygamberlere uymaktan vazgeçiriyorlardı.[11]

e) Şiddet ve Cinayet: Peygamberlerin sabır, metanet, azim ve kararlılığını[12] görüp samimi izleyicilerinin onlara gönülden bağlandıklarını ve inandıkları hak davadan dönmeyeceklerini anlayarak başvurdukları zehirli propagandalarla diğer yöntemlerin işe yaramadığından emin olup ümitlerini yitirdikleri zaman ise tehditlerini gerçekleştirmeye başlıyor, şiddete başvuruyorlardı. Nitekim nice kavimler, Allah'ın kendilerine gönderdiği peygamberleri şehit etmiş[13] ve insanlığı en büyük ilâhî nimetten, en değerli ıslah ediciler ve eşsiz sosyal liderlerden mahrum bırakmışlardır.

 

[1]- Hicr 11; Yasin, 30; Zuhruf, 7; Mutaffıfin 29-32.



[2]- A'râf, 66; Bakara, 13; Müminun, 25.

[3]- Zariyat, 39, 52-53; Enbiyâ, 3; Kamer, 2.

[4]- En'âm, 25; Enfal, 31; Nahl, 24; Müminun, 83; Furkan 5; Neml 68; Ahkaf, 17; Kalem, 15; Mutaffıfin, 13.

[5]- Nuh, 7; Fussilet, 26; En'âm, 112; 121; Mümin, 5, 35; A'râf, 70-71; Kehf, 56.

[6]- Bakara, 170; Mâide, 104; A'râf, 28; Enbiyâ, 53; Yunus, 78; Lokman, 21.

[7]- Yunus, 88; Sebe, 35; Kalem, 14; Meryem, 77; Müddessir, 12; Müzzemmil, 11; Ahkaf, 11.

[8]- En'âm, 7-9; İsrâ, 90-95; Furkan 4-8.

[9]- Bakara, 118; En'âm, 124; Nisâ, 153.

[10]- İbrahim, 13; Hud, 91; Meryem, 46; Yasin, 18; Mümin, 26.

[11]- Enfal, 36.

[12]- İbrahim, 12.

[13]- Bakara, 61, 87, 91; Âl-i İmrân, 21,112, 181; Mâide, 70; Nisâ, 155.



Yüklə 1,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin