“O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der”(Kaf,50/30)
Burada söylenmek istenilen, Allah’ın cehenneme soru sorması ve cehenneminde Allah’a cevap vermesi değildir.Bu ifade cehennemin genişliği ve ne kadar çok olursa olsun, suçluları alabileceğini vurgulayan bir temsildir.379
122-Konuşmak Gibi Hak Olan Gerçekler
“Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır. Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz?Semada da rızkınız ve size vâdedilen başka şeyler vardır.Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.” (Zariyat, 51/21-23)
Bu ifadeler cennetin hak olduğunu bir misalle anlatmaktır. Yani kendi konuşmanız nasıl hak ise, size vadedilen de o derece haktır.
Yeryüzünün dağlarında, denizlerinde, ağaçlarında, bitkilerinde, madenlerinde ve canlılarında Cenab-ı Hakk’ın kudret, irade ve birliğine delalet eden alametler açıkça sergilenmektedir. Buna göre insan kendi konuşmasının kendisine ait olmasından nasıl şüphe etmezse, Allah’ın bildirdiği şeylerden de öylece şüphe etmemelidir. 380
123-Yayılmış Çekirge Sürüsü
“Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.7. Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar”(Kamer:54/6,7)
Burada inkar ettikleri dirilme günü gelip çattığında Kafirlerin kabirlerin den çıkışı ve Peygamberin haber verdiği olayların gerçek olduğunu anladıkları o günkü hallerinden bir canlı bir tablo sunulmaktadır. Bunlar çoklukları ve her tarafa yayılmaları ila çekirgelere benzetilmiştir. Çünkü onlar korkunun ve gerçeğin başlarına gelmesinden dolayı gözlerini kaldıramayacak bir rezilliktedirler. Korku ve şaşkınlıktan nereye gideceklerini bilemezler.Sâbûnî’nin İbnu’l-Cevzi’ den yaptığı bir rivayette şöyle der: Çekirgenin yönelip gideceği belli bir yönü olmadığı için Allah onlarıçekirgeye benzetmiştir. İnsanlar kabirlerinden korkulu bir halde çıkarlar. Hiçbirinin gideceği belli bir yönü yoktur. Buradaki davetçi ise İsrâfil (as)dır. 381
“Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik. O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!”(Kamer:54/19-21)
Bu ayeti kerimeler, iri bedenli oldukları ifade edilen ad Kavminin helakına sebep olan şiddetli rüzgar sunucu içine düştükleri durumu ifade eden bir temsil içermektedir. Onların,başları kopup kopup devrilmeleri veya hurma kütükleri gibi büyük cüsseler halinde ölü olarak yere yıkılmaları temsili bir yolla anlatılmıştır.382 Bu şiddetli rüzgarın “ Akim” ile ifadesinde kısır bir kadına benzetme söz konusudur.buda şunu ifade eder, kısır kadının nesli kesik olması gibi, bu rüzgarda onların nesillerini kesip, köklerini kurutmuştur. 383 At Kavmi Hakka süresinde ise “İçi boş hurma kütükleri” ne benzetilmiştir. 384bu ifade de bedenlerindeki ruhlarının çıktığına veya yaşarlarken iman ruhunu kaybettikleri için içi bu benzetmeye tabi olduklarını ifade etmek mümkündür. Yani içi boş hurma kütükleri gibi yere yığılıp kaldılar.385
125-Hayvan Ağılının Kenarına Atılan Kırıntılar
“Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılının kenarına atılan kuru ot kırıntıları gibi oluverdiler.”(Kamer:54/31)
Ayette semud kavminin başına gelen ses helakini anlatılmakta ve helakin sonunda dönüştükleri durum, hayvan sahiplerinin hayvanlarına verdikleri otlardan sonra kalan ve hiçbir değeri olmayan aksine bulunduğu yere zarar veren kırıntı veya çalı-çırpıya benzetilmiştir. 386
126-Yüce Dağlar Gibi Gemiler
“Denizde yüce dağlar gibi yükselen gemiler de O'nundur.” (Rahman, 55/24)
Bu ayeti kerimede Allah’ın kudretiyle büyüklüğüne rağmen batmadan denizlerde yüzdürülen gemiler; yüce dağlara benzetilerek teşbih-i temsil yapılmıştır
127-Saklı İnciler
“Canlarının çektiği kuş etleri,Titizlikle korunan inciler gibi. İri gözlü hûriler Yaptıklarına karşılık olarak (verilir)” (Vakıa:56/21-24)
Bu ayet son derece güzellikler ifade eder. Ayette hurilerin temizliğini, dokunulmamışlığını ve parlaklığını ifade için, toz konmamış incilere benzetilerek bir temsil yapılmıştır.Huriler bizim hissi idrakimizden ve hayali tasavvurumuzdan uzak olduğu için böyle teşbih ile anlatılmıştır. 387
128-Susamış Develerin Suya Saldırmaları
“Sonra siz ey sapıklar, yalancılar! Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz. Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. üstüne de kaynar sudan içeceksiniz. Susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur”(Vakıa:56/52-56).
Bu temsilde Ehl-i Cehennemin, açlıklarından zakkum gibi en nahoş, acı ve yakıcı bir yiyecekten yemeye mecbur kalmaları; susuzluktan bağırsakları parçalayan “hamim”den yani kaynar sudan içmeleri, suya kanmaz develerin içişine benzetilmiştir.
129-Sararıp Çer Çöp Olan Yeşillikler
“Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.” (Hadid :57/20)
Bu meselde Allah Teâlâ, Dünyanın halini ve çabuk geçiciliğini, faydasının azlığını; Yağmurun bitirdiği, gelişip büyüdüğü zaman çiftçilerin hoşuna giden bitkilerin haline benzetmiştir. Dünya böyle tek mevsimlik bitkilere benzer. Dünya hayatı , oyun, eğlence, süs ve övünme gibi küçük işlerdir. Ahiret ise, Allah’ın rızalığı, mağfiret, azap, cennet ve cehennem gibi büyük işlerdir. O halde ahirete yönlenilmelidir. 388
Dostları ilə paylaş: |