Biz bu araştırmamızda kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerimde yer alan temsilleri çeşitli yönleriyle ele alıp, bu konuda bilgi vermeye çalışacağız



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə36/41
tarix02.11.2017
ölçüsü0,74 Mb.
#27821
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   41

136-Yakıtı Taş ve İnsan Olan Ateş


Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.” (Tahrim:66/6)

Bu ateşte insanlar taşlar gibi onlarla birlikte yanarlar. Tıpkı taşlar gibi önemsiz, taşlar gibi değersiz ve taşlar gibi itina gösterilmeden tutulup atılırlar.397

Müslümanların ruhlarında derin etki bırakan bu olayın ışığında Kur'an-ı Kerim müminleri görevlerini yapmaya; ailelerini eğitmeye, İslam ilkelerine göre yönlendirmeye, onlara öğüt vermeye, Dolayısıyla hem kendilerini hem de aile fertlerini ateşten korumaya çağırıyor. Bu arada bir ateş sahnesini ve kafirlerin o anki durumlarını canlandırıyor. Müminin hem kendisine hem de ailesine karşı olan sorumluluğu ağır ve korkunç bir sorumluluktur. ileride korkunç bir ateş.... O ve ailesi bu ateşle karşı karşıya dırlar... Kendisini bekleyen bu ateşten hem kendini hem de ailesini uzak tutmak zorundadır. Evet ateştir bu. Alev alev yanan dehşet verici bir ateş... "Yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateş. Bu ne korkunç bir ateştir ki, taşları cayır cayır yakıyor! Şiddeti harekete, aşağılamaya, horlamaya varan bu azap ne dehşetlidir! Üstelik bu ateşin çevresinde olan her şey ve ateşin bulunduğu ortam da ürkütücüdür, dehşet vericidir: "Başında iri gövdeli, haşin melekler vardır." Tabiatları sorumlusu bulundukları azaba uygundur.... "Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmezler ve emredileni yaparlar."398

137-Küfür ve İman Sembolü Kadınlar


Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lût’un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi.Allah, inananlara da Firavun’un karısını misal gösterdi. O: Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun (kötü) işinden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!demişti.İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi”(Tahrim:66/10-12)

Ayeti kerimelerde küfrün sembolü iki kadın ve İman sembolü olarak ta iki kadın mesel olarak anlatılmaktadır. Bunlardan Hz. Nuh’un karısı ve Hz. Lut’un karısıdır. Kocaları peygamber olmasına rağmen kendileri imandan istifade edememiş ve küfür içinde kalmışlardır. İman sembolü kadınlar ise Firavunun hanımı Asiye ve Hz. Meryem anamızdır. Bunlar güç şartlar içinde imanlarını korumuş ve Allah’a bağlılıkları sarsılmadan emanetlerini teslim etmişlerdir. 399


138-Öfkeli Ateş


Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. O, ne kötü dönüştür!Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: Size,(bu azap ile)korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi?diye sorarlar(Mülk: 67/6-8)

Ayette cehennem ateşine “Teğayyüz ve zefir” yani öfkeli ve uğultulu bir ses nispet edilmiştir ve cehenneme beşeri bir şahsiyet özelliği yüklenerek bir teşbih-i temsil yapılmıştır.bir insanmış gibi, öfkeleniyor, feveran ediyor, ehli cehennemi cezalandırmak için adeta, yerinde duramıyor.400


139-Yeryüzünün Omuzları


Yeryüzünü size boyun eğdiren O'dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır.” (Mülk,67/15)

Ayette ki bu teşbihle “zelul” ifadesiyle arz, her türlü istifadeye müsait olarak binilen ve kimseyi incitmeden taşıyan uysal bir binit halinde tasvir edilmiştir. Arzın omuzları temsili ise arzın insana itaatkar olmasına bir meseldir. Çünkü ayetin metninde geçen “menakip” ifadesi “devenin sırtı” anlamındadır. 401


140-Yüz Üstü Sürünenler


Şimdi (düşünün bakalım), yüz üstü kapanarak yürüyen mi (varılacak) yere daha iyi erişir,yoksa doğru yolda düzgün yürüyen mi?”(Mülk:67/22)

Ayet Mümin ve kafir ile alim ve cahil için temsil olarak değerlendirilmiştir.402 Hamdi Yazır’ın ifadesiyle, İnsanlığın gereği,süfli hayvanlar gibi yerde sürünmekte veya rızkı yerde aramakta değil, doğru bir yol ve istikametle hakka doğru düpedüz girmektir.403


141-Bağ Sahipleri


Biz yakında onun burnuna damga vuracağız (kibirini kırıp rezil edeceğiz). Biz, vaktiyle "bahçe sahipleri" ne belâ verdiğimiz gibi, onlara da belâ verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi.Onlar istisna da etmiyorlardı. Fakat onlar daha uykudayken Rabbi’nin katından gönderilen) kuşatıcı bir âfet (ateş) bahçeyi sarıverdi de,Bahçe kapkara kesildi.Sabah olurken birbirlerine seslendiler. "Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsulünüzün başına gidin!" diye. Derken yürüyorlardı; fısıldaşıyorlardı."Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın"diye. (Evet yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler. Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler. Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız! İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size "Rabbinizi tespih etsenize" dememiş miydim? Rabbimizi tespih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler. Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.(Nihayet) şöyle dediler: Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz. Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz (artık) Rabbimizi(O'nun hoşnutluğunu) arzuluyoruz. İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!”(Kalem:68/16-32)

Bu ayetlerde mesel olan kıssa, Yemen’de San’a yakınlarında Savran denilen yerde geçer. Orada salih bir adamın güzel bir bağı vardı. Ona iyi bakar ve ondan Allah hakkı olan kısmı fakirlere verirdi. Derken vefat etti ve bağ çocuklarına kaldı. Çocukları da bağı ürünlerinden fakir hakkı olan kısmı fakirlere vermediler. Neticede ayette ifade edilen olaylar oldu. Dillere destan olan bu olay ibretlik bir mesel olarak Kur’an’da yer almıştır. Araplar bu kıssayı iyi bildikleri için bunu onlara hatırlattı ve ibret almaları için bir uyarı yaptı.404



Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   41




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin