SAYIN FAZIL TÜTÜNER
İçel Sanat Kulübü, bana göre benzeri bulunmayan bir kuruluştur. Orda, o kadar geleceğin insanına dönük, üstün insan duyumları sergileniyor ki, akıp giden zamanda yerini yitirmesin istiyorum.
Biliyorsunuz, insanoğlu milyon kere milyon yılların belleğini taşıyarak bu çizgiye ulaştı. Yazısız dönemlerin kültürü, yazılı dönemleri bilim kayıtları, şu garip yalnız dünyamızda tek tutunacağımız dalımızdır. Bu sorumluluğun bilinciyle sizlere bu yazıyı yazma cesaretini gösterdim. Ben hiçbir zaman kendimde bir değer aramadım ve de bulmam da.. Tek özelliğim, doğaçlama, bazen de hayali olabilen alternatif fikirler üretirim. Çoğunlukla “uygulanabilirlik” güvencem ve cesaret nedenim olur. Beni böylece anlarsan sevinirim.
Kuruluşumuzun bir üye kartoteks kütüğü olmalıdır
İlk bilgileri üye niçin bu kuruluşu seçtiğini, neler katabileceğini ve detayları vermelidir.
Karteksleri değerlendirecek, gelecek zamanlara kusursuz ve tahrifatsız aktarabilmek için, seçimler üstü, iki kişilik onur kurulu liyakatı, edimleriyle sabit değerlerden oluşmalı, ölüm veya önemli bir nedenle boşalan yerlerine, faal yönetim kurulu birini önermelidir.
Onur kurulu bir disiplin kurulu olmadığı için özgürdür. Onur kurulu, İçel sanat Kulübü adına üyelerin yaptığı kalıcı ve geleceğe örtüşen çalışmalarını kartekse işlemelidir. Yine bu karteks kayıtları seçilmişlerin, yani faal yönetim kurulunun elinden uzak tutulmalıdır.
Böylece kulübümüzün gelecek güzel günlere aktarılacak bir belleği oluşacak. Kanıma göre bu bellek ve bilince, İçel Sanat Kulübü layıktır. O sadece keder ve kıvancın ılıman soluğu değil, gelecek insanımızın yaşamsal sıvısıdır.
Akşam yemeğinde sayın Kodallı ile oturmuştum, zaman ilerledikçe büyüdüm, büyüdüm, zodyaklara ulaştım, sonra gözümü aşağılarda gezdirdim, sizler, bizler, hepimiz orada o atmosfer içinde idik, gülüyor konuşuyorduk. Zaman yine akıyordu ama pırıl pırıl, dolu dolu ve de birlikteliğin, o kapsamı anlatılamaz mutlu atmosferinde yüzüyorduk.
Yine benim kanıma göre, kıymetler görüldükçe, yerlerine ulaştırıldıkça insan büyür, insanlık ve bizler büyürüz.
Siz liderliğin geniş kapsamlı yoğun uğraşları içinde bu detayları atlayabilirsiniz. İşte ben bu nedenle devreye girdim.
12Ocak bu dahinin, bu bulunmaz zatın doğum günü idi, bir çağrı aldığıma göre bir yemek veya jübile yapamadığımızın üzgüsü içindeyim.
Karteksin gerekliliği adına sanırım çokça konuştum, halbuki yapılmasını düşündüğüm daha çok ham fikirlerim vardı.
Birinci sayfanın birinci adayını ben size sunuyorum, değerlendirilirse sevinirim. Öperim
E. Aydın, 18Şubat1996
Sayın Fazıl Tütüner
İnsanlar yaradılıştan yüksek amaçlar için programlanmıştır. Doğuştan her birey iyidir, asildir, saygı duyulacak sonsuz gen taşırlar.
Ancak özgürlük ortamında gelişebilirler.
Sanılırki sonsuz özgürlük anarşidir. Halbuki anarşi, baskının karşıtında oluşur, aslında istenen şey değildir. Özgürlük bireylerde özben’i güçlendirir. Özben ise, sen, ben, biz, siz düşüncesini kavrar. Böylece toplum şuuru oluşur. Bu şuur empatiyi getirir (kendini karşındakinin yerine koymak). İşte ezeli terazi çalışmağa başladı. Tartıda çok az kusurlar olacaktır. Ona da tolerans denir.
Bizler genelde sindirilmiş bir toplumuz. Düşündüğümüzle söylediğimiz kusurun izlerini taşır.
İçel Sanat Kulübü kısmen arınabilenlerin yan yana gelişlerini vurgular. Bu seçkin potansiyeli sezen Fazıl Tütüner, zamanın nabzını duyabilen, uyumlu, ılımlı, yön verici gücünü ortaya koydu. Öznel gereksinimlerini bir kenara iterek koperasyon şuurunu değerlendirdi. Bugünki İçel Sanat Kulübü yakalanmış nabzın tiktaklarıyla birleşik şuurun kazanılmasının doyumsuz ve ulaşılamaz yüceltisidir.
Mersin insanı size minnettardır. Yeni yılınızı candan kutlar sevgiler saygılar sunarım.
Çam sakızı çoban armağanı örneği şu küçük hediyemi lütfen bir duvarınıza asmağı düşünürseniz sevinirim.
E. Aydın
Fazıl bey,
Bütün yaratılmışlar için geçerli bir sözcük vardır: Nostalji.
Nedendir bilmem ama bu sözcüğü çok severim. Sözlükler kapasiteleri ölçüsünde açıklama yaparlar. Yine de bireyler göre bir anlamı içinde saklı kalır. Bana göre bu sözcük, geçmişi bugünün vereleri ışığında tekrar incelemek sorgulamaktır. Buna neden gereksinim duyarız sorusuna gelince, sanıyorum, yaşanan günde bir eksik taraf buluruz, kendimizi birşeyleri kaybetmekte gibi duyarız. Onun için eski hesapları tekrar gözden geçirmenin gereksinimi öne gelir. Bütün canlı cansız dediğimiz varlıklar bu duygudan soyutlanamaz. Bir nirengilerdeki ağaç, bir kaya parçası, özlüce yaşanmış bir zaman kesiti, hemen herşey, bu sözcüğün denetimine ister istemez girer.
Yine sanıyorumki, İçel Sanat Kulübü gibi soylu kuruluşlar da bu sentezin ışığında yol almaktadır. Yine bundan neden, verdiğiniz özverili çabalar da saygıdeğerdir. Dahası, sizi daha iyi anlıyor ve seviyorum. Tümceyi bireysel olarak kullanmadım. Nostaljinin özüne uygun içeriğini kapsadığı için yazıyorum.
Sevgi bağlamında mutluluk küçük küçük kristallerden oluşur. Kristal ise yapısı toplumun öz ve insana dönük değişmezleri kromozomsal bir özellikle taşırlar. Janjanlıdırlar ama değişken değildirler. Görülür ve duyulurlar, blok haline getirilemezler. Kendime ait özyargıya gelince: görürüm, duyarım ama yansımayı sizin kadar beceremem. (*)
Yazı bitti. Öperim
E. Aydın
İÇEL SANAT KULÜBÜ PLASTİK SANATLAR KOLU BAŞKANLIĞINA
Bu eleştirel yazı başkana karşı değil, benimde içinde bulunduğum sanat kurulunadır. Doğal olarak her kuruluşun başkanı vardır, o, sadece yönlendiricidir.
Yaz aylarının durağanlığını saymazsak, sorumlusu olduğumuz yılın yarısındayız. Bu güne kadar yaptığımız toplantılar, görev bölümü ve yapacağımız işler üzerine bir proje belirlemiş.
Konumuz sanat olunca, sayın kurulumuza bir takım sürükleyici görevler de kendiliğinden oluşuyor. Geride kalan süre içinde gerçekçi olarak, (amacımız nedir?), üyelerimize ulaşmak mı?, Mersin'e hizmet vermek mi?, yoksa Taşeli’ni kapsayan, hatta Türkiye ve dünyayı amaçlayan utopik projelerimiz mi olacak? Kararverme durumundayız.
Gördüğüm kadarıyla, hiç birimiz elini taşın altına koymuyor, bundan neden, haklı eleştiriler alıyoruz. Parasal nedenler, bir gönül kuruluşunda hiç bir zaman birincil neden olamaz.
Bu kadar dinamik güç yan yana gelmiş projeler üretmemiz, gerçekçi, edilgen olmamız kaçınılmazdır.
Her toplantıyı bir öncekinin kayıtları üzerine gündemleştirerek çalışmaya başlarsak bizden sonra gelenlere de ışık tutmuş oluruz.
Bana göre kısa mesafede neler yapabiliriz:
San kulüp olarak, valilik kanalıyla, akılcı gerçeğimizi de anlatan, Mersin okullarındaki resim öğretmenleriyle bir toplantı düzenlemek, yaklaşımın sürekliliğini karara bağlamak, sorunları paylaşmak, kulübümüze katkılarını konuşmak, onlar da isterlerse seçkin öğrencileriyle ilgilenmek.
İlkokulların en yakınlarından başlayarak, Resimİş derslerini incelemek, gerekirse örnek çalışmalar yapmak, çeşitli koleksiyon yapımına özendirmek, sanat sokağı çalışmaları yapmak.
Başlanmış kursların pedagojik anlamda sürdürülmesini denetim altına almak.
Üyelerimiz için neler yapabileceğimiz:
Anlaşmalı bir sinemaya, sanatsal (plastik sanatlarla ilgili filimler) getirtmek, daha önceden üyelere duyurmak.
Bale, opera, tiyatrolara üyelerin indirimli ulaşmalarını sağlamak.
Resim sergilerinde sanatla ilgili kartlar satmak
Afiş ve reprüdüksiyon sergilereri açmak, sanat kitapları köşesi kurmak, sokakta dia gösterileri, bir kısım sergilerin sokakta açılması.
Açılışların coşkulu müzik eşliğinde yapılması.
Sohbetli sanat yemekleri düzenlemek.
Şimdilik bu önerilerimi öncelikli buluyorum. Saygılar.
E. Aydın
Dostları ilə paylaş: |