MEKTUP 49 Tarih:11 Muharrem 1330
1-Ali'nin bu faziletlere sahip olduğunu itiraf etmek.
2-Faziletleri, hilâfetini iltizam etmez.
1-İmam Ahmet Bin Hanbel şöyle der: Resüllahın (s.a.a)
eshabından hiçbiri Ali kadar faziletlere sahip olmamıştır. İbn Abbas ise şöyle der: Hiç kimsc hakkında Ali kadar âyet inmemiştir.(1) Başka bir hadisinde de şöyle der:(2) Ali hakkında üçyüz âyet nazil olmuştur. Yine başka bir hadisinde şöyle der:(3)
"Cenab-ı Allah'ın bütün "Ey İman edenler" dediği ayetlerin, Emiri ve Perifi mutlaka Ali'dir. Allâhü Taâla Muhammed'in (s.a.a) eshabına birçok âyet'te sitem eder; Ali'yi ise yalnız hayır ve övgü ile zikretmıştir." Hadis... Abdullah Bin Ayyaş Bin Ebi-Rabia der ki: "Ali ilimde olağanüstü bir hazza sahıptı.
Ayrıca İslam'da kıdemliliği, Peygambere (s.a.a) akrabalığı, sünnet'teki fıkhı, harpteki başarısı. cömertliği gibi faıiletlerde ona kimse erişemezdi.(4)
İmam bin Hanbel'den Ali yi sordular, dedi ki: Ali'nin düşmanları çoktur düşmanları bir gün onun hakkında konuşmak için, onda bir kusur ararlar, bulamayınca kendisiyle savaşmış olduğu bir adama giderler ve mahsus onun önünde Afı'yi överler. Hadis... Tabi ki maksatlan acaba o bir kusur bulur da onu ağızlanna sakız yaparlar; ama nerden?
Kadı İsmail, Nesâi, Nisaburi ve başkaları derler ki: Sahâbelerin hiç biri hakkında Ali gibi iyi senetler vârit olmamıştır.
2-Bu hususta elbette kimsenin itırazı olamaz. Ama Peygamberin (s.a.a) kendisinden sonra, onun halife olmasını tavsiye ettiğine dair sarih sünen'ler meveut değildir. Ancak bu sünenler imamın, rakamlara sığmayacak kadar çok ve kendisine has olan faziletlerini içermektedir. Biz ;ı.aten onun (kerremellahu vechehü) bu faziletlere ve daha âlâsızıa layık olduğuna inanmışız. Sizin zikretmedikleriniz hunlann daha kaç mislidir'?... Bu faziletler, onu hilafete aday göstermekten yoksun olmayabilir ama biliyorsunuz ki, aday göstermck tâyin etmek demek değildir. Vesselam.
DİPNOT
1) İbn Asâkir ve Sü'nen sahiplerinin blr çoğu tahric eder.
2) Ytne İbn. Asâkir"iıı tahrıc ettiği hir hadisten.
3) Tabarâni ve Ebîı-Hatim'in Sünen sahiplerinden daha başkalarinın da tahric ettiği bir hadistir. Aı'rıca İbn Hacer "Savâik"inde hunu ve daha evvelki üç hadisinde nakleder.
(FAsıl. 3; Bah. 9 5. 76)
4)"Sünen" ve "Haber" sahipleri İbn Ayyaş'tan naklederler.
Kezâ "Savâik" te de meveuttur.
MEKTUP 50 Tarih:13 Muharrem 133
"Sahip olduğu husisiyetlerde imâmetine (hilafetine)
delâlet eden taraflar.”
Sizin gibi harikulâde ileıi görüşlü, kelâmın nasıl vârit ve sâdır olduğunu iyi bilen; Peygamberin (s.a.a) beliğ hikmetine, nübüvvetinin sırlarına sâkıp nazarla bakabilmiş, sözlerini ve fıillerini takdir etmiş, onun şahsi arzusuna uyarak konuşamıyacağını takdir eden bır ıatın, bu "Sünen"lerın maksatlanm idrak etmemesi mümkün olmadığı gibi bunlann örf ve akla dayanan gerekleıini de bilmemesi düşünülemez.
Siz ki, Arapça'nın dayanaklanndan biıisiniz. Bundan dolayı siz bu sünenlerin Hz. Ali yi çok yiiksek derecelere çıkardığını ve , bu derecelerı, Cenab-ı Allah ve Peygamberlerınin, ancak halifelerine bahşedeceklerini bilirsiniz. Ve haşa (!)
Peygamberlerin efendisi bu yükseki dereceleri Vasi'si ve Velıahdi olmayan birine versin... Kaldı ki, Ali'ye tahsis edilen "Sünen"lerin tümünü insaf ve itidalle tetkik eden herkes çoğunun ya Gadir ahdi ve benzeri nas'lardaki uygunluk delâletiyle, ya da daha önce Mektup 48'de zikrettiğimiz, Peygainberin (s.a.a) "Ali Kur-an'la Kur-an'da Ali ile beraberdir' (1) ve "Ali benden başımın bedenimden olduğu yerdedir”
(2) hadislerinde bulunan iltizâmî delâletle vurgulandığını görür. Ve Abduırahman bin Avfın hadisindeki şu sözleri (3)
(s.a.a): "Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ya nainazı kılmaya zekât vermeye devaın edersiniz, yahut size benden veya nefsim yerınde olan birini gönderirim." Hadis...
Ve hadis'in sonu şöyle, "Ali'nin elinden tutar ve "o budur” der.”
Bu sünenlerin benzerleri sayılmayacak kadar çoktur...
Burada büyük bir fâide vardır ki ona, hakikatleıin derinliğine dalan, önülü olanları sçan ve bahislere kendi nefsi için giren her şahsın dikkatini çeker, hiçbir hisse kapılmadan mukaddes sünenleıin icablarından yalmz anladıklannı benimsemesini tavsiye ederim, vesselam.
DIPNOT
1) Hâkim "Müstedrik'in (C. 3; S.124)'de tahric eder. Ay nı sayfada Zehebi de zikreder ve her iklsi de doğru olduğunu açiklar. Zaten bu herkes tarafından konuşulan bir hadisttr. Hz All'nin Kur'anla, Kur'anın da onunla olduğunu kabul ettikten sonra kfm inkâr edebilir ki...
2) Hatib. Berâ hadfsinden, Deylemi ise ibn Abbas'ın hadls'lnden tahric eder. Ayrıca ibn Hacer'ln "Savaik"tnin 75.
sayfasında vârit'tir.
3) Kenz'ul-ummal'ın 6133 hadisidir; (C.6;S.405) Hz.
Ali'nin "Mübâhale" âyetlnde Peygamberfn (s.a.a) Nefs'i (zâti)
gibi gösterilmesi sizi tatınin edecek derecede 'Hüccettir herhalde; ki, Râzl, büyük tefsirinde çok açık tefsir eder. (C.2; 5.488)
MEKTUP 5l Tarih:14 Muharrem l33
"Deliller'e aynısıyla muârız olmak.”
Şâyet hasımlarınız, üç "Hülafa'nın" faziletleriyle bezenııHş vârıt sünenlerle size muânz olurlar. ve yine, şâyet "Mühâcirin”
ve "Ensâr"dan kıdemli olanlarının faziletlerini içeren "Sünen"leii ileıi sürerlerse, cevabınız ne olur acaba?..
MEKTUP 52 Tarih:15 Muharrem 1330
"İtiraz davasını rededmek”
Biz, kıdem sahibi Mühâcir'in ve Ensârın (RA) (hepsinin)
faziletlerıni kahul ediyoruz. Elbette faziletleri sayılmayacak kadar çoktur. Kur'an'ı Keriızi de onların hakkında nâzil olan âyetler ve "Sahih"lerin içerdiği hadisler onlara yeter de artar bile... Biz bütün bunları tahkik ve tetkik ettik: fakat Allah şahittir ki, Hz. Ali hakkındaki "Nass"lara muârız oldukl ını hatta onun hususiyetlerınin hiç birine muâraza teşkil etti ini görmedik. Evet hasımlarımız, faziletler hususunda bizce sâbil olmayan bazı hadisleri hakkında bizden farklı düşünebilirler.
Fakat bize doğrudan muârız olmalarını ancak inatçı ve mütehakkim bir davranış sayanz. Zira böyle bir muârazaya hiç bir şekilde itibar edemeyiz. Çünkü görüldüğü gibı biz hasımlarımıza, bize has olan rivâyetlerle muârız olmadık, Aksine kendilerine hep kendi yollarından şâhitler getirdik.
' Örneğin "Gadir" hadisi gibe denmıuâra â namınaa birzşey hadislerıni tetkik ettik, hiç bir bulamadık. Aynı zamanda "hilâfet"e delâlet edecek hiç bir işarete rastlamadık. zaten oun için üç halife'nin hiç biri "Halifelik" konusunu herhangi bir hadise isnat etmiş değildir. Vesselam.
Dostları ilə paylaş: |