Dinlerarasi diyalog tuzağI ve Dinde reform



Yüklə 1,16 Mb.
səhifə62/67
tarix21.12.2017
ölçüsü1,16 Mb.
#35568
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   67

Boş durana selam vermedi

Dilimizde çok güzel deyimler vardır. Sayfalarca izah etmek isteseniz o bir cümlelik deyimin taşıdığı manayı veremezsiniz: “ Hem şoför mahalli, hem yirmibeş kuruş!”, “Ne kadar para o kadar köfte”, “Ayağını yorgana göre uzat!” gibi.
Bu ve buna benzer sözlerde, herkesin haddini, yerini bilmesi; buna göre hareket etmesi öğütleniyor. Boş durulmaması, mutlaka çalışılması ve herkesin çalıştığının karşılığını alması, fazlasına göz dikmemesi tavsiye ediliyor.
Dînimiz de, çalışmayı emretmekte; boş durmayı, kişinin dünyasına veya âhıretine faydası olmayan iş yapmayı yasaklamaktadır. Peygamberimiz bir gün Eshâbıyla beraber giderken, yol kenarında boş oturan bir kimsenin önünden, selâm vermeden geçti. Dönüşünde aynı kimseye, aynı yerde yine rastladılar. Bu defa Peygamberimiz ona selâm verdi.
Bu olay Eshâbı kiramın dikkatini çekti. “Yâ Resûlallah! Giderken selâm vermediniz, şimdi selâm verdiniz. Bunun hikmeti nedir?” diye sordular. Peygamberimiz, “Giderken bomboş oturuyordu. Dönüşümüzde ise boş oturmuyordu. Bir meşguliyeti vardı. Onun için selâm verdim” buyurdu.
Hz. Ömer, boş olarak oturan bir topluluk gördü ve kendilerine boş oturmalarının sebebini sordu. Onlar, “Bizler, Allaha tevekkül ediyoruz.” dediler.
Bunun üzerine onları azarladı: “ Hayır, sizler tevekkül etmiyorsunuz, hazır yiyicilersiniz! Tevekkül eden bir kimse, tarlasını nadas edip, tohum atan ve gerisini Allah’tan bekleyendir. Siz, başkasının sırtından geçinmeye hevesli tûfeyli gürûhusunuz! Dağılın karşımdan!” dedi.
Boş durana selâm bile vermeyen bir Peygamberin ümmeti olarak; meşguliyeti olmadan oturanlara, “Siz tevekkül etmiyorsunuz” diyen bir Sahâbînin yolunda olan bizlerin, bütün zamanlarımızı dînimizin emrettiği gibi değerlendirmemiz gerekmez mi?

İnsanın, hem dünyada hem de âhirette rahat edebilmesi çok çalışmasına bağlıdır. Allahü teâlâ çalışmayı emrediyor. Çalışmamak, yan gelip yatmak dînin emrine uymamak olur. Çalışmak, aynı zamanda kul olmanın gereğidir.

İnşirâh sûresinde, “İşlerin de bittiği vakit, tekrar çalış ve yorul! Boş durma! Bir işi bitirince diğerine giriş! Her işinde ancak Rabbine sarıl, O’ndan iste!” buyurulmuştur.

Dinimiz, Müslüman olsun veya olmasın herkese çalışmasının karşılığının verileceğini bildirmektedir. Avrupalılar, Amerikalılar, böyle çalıştıkları için, dünya nîmetlerine kavuşuyorlar. Ortaçağda, Müslümanlar, böyle çalıştıkları için, medeniyetin rehberi olmuşlardı. Osmanlıların son zamanlarında çalışma durdu, rehavet çöktü. Ve çöküş kaçınılmaz oldu.

Herkes çalışmadan kazanmak isterse ne olur? Millet olarak, devlet olarak bugün içinde bulunduğumuz acınacak hale düşülür. Dış devletler kıs kıs güler, sizinle alay ederler. Dünyaya rezil olursunuz. Hiçbir konuda ciddiye alınmazsınız.

Nitekim geçen hafta ünlü Fransız Liberation Gazetesi, ‘‘Türk iflası’’ manşetiyle çıktı, ‘‘Türkiye nefesi bitmiş bir cumhuriyet. Otoriter model artık uymuyor’’ diye yazdı.

Sadece bu mu? Fransız basınının önemli gazetesi Le Figaro da birkaç gündür arka arkaya üç haberde Türkiye'deki sıkıntılara geniş şekilde yer verdi. Sıkıntının Türkiye'deki ekonomik krizin, kurumların iflasından kaynaklandığını, ekonominin zayıflığının tüm kurumlarda krize sebep olduğunu, şubat ayından beri işten çıkarmaların ve iflasların katlanarak devam ettiğini yazdı.

Peki Devlet böyle de, fertler, şirketler bundan farklı mı? Ne gezer. Biz topyekün bu hale geldik. Bütün bunların sebebi, az kazanıp çok harcamak veya hiç kazanmadan çok harcamak. Yani israf, haksız kazanç.

Tarih tekerrürden ibarettir. İbret alınmazsa, tarih olmuş, batmış devletler, müesseseler safında yerimizi alırız. Kimse gözümüzün yaşına bakmaz!..



MAKSATLARI ÜZÜM YEMEK DEĞİL; BAĞCIYI DÖVMEK


Son yıllarda Kurban Bayramlarında çatlak kafalardan çatlak sesler yükselmeye başladı. Çok değil 15-20 sene önce böyle tartışmalar olmazdı. Herkes haddini bilirdi, 1400 yıldan beri, kurban hangi tür hayvanlardan nasıl kesiliyorsa, eti, derisi nasıl dağıtılıyorsa her müslüman böyle yapıyor dolayısıyla manevi bir huzur içinde bayramlar idrak ediliyordu. İslamiyete, kurbana inanmayanlar da haddini biliyor, “Bu bir inanç meselesidir, herkes dininin emrettiği şekilde yapmalıdır” diyerek Müslümanların işine karışmıyorlardı.

Daha sonra ne olduysa, nereden emir aldılarsa, topyekün dine müdahaleye, saldırıya geçtiler. Yapılanlar akla uygun değil iddiası ile dine, ibadetlere yön vermeye kalkıştılar. Maksatları, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek; dini önce tartışmaya açmak, yıllardır dinden uzak bir şekilde yetiştirilen cahil kitlelerin kafalarını karıştırmak. Sonra da dine iki de bir müdahale ile, dinde reform yaparak dini oyuncak haline getirmek. Oyuncak haline getirdikleri dini, halka gösterip, “işte sizin inandıklarınız” diyerek, bunları dinden uzaklaştırmak. Adı islamiyet olup, İslamiyetle ilgili olmayan, insanların uydurdukları bir felsefi düşünce sistemi meydana getirmek.

Gelelim şimdi Kurban tartışmalarına: Daha önceki seneler ‘kurban kesmek vahşettir’ fikrini işlemeye çalıştılar. Bu tutmayınca da, kurban sadece, sığırdan, keçi, koyundan olmaz: horozdan, tavuktan da olur saçmalığını ortaya attılar. Bu sene de, kurban kesmeye lüzüm yok, bunun yerine bedelini fakirlere vermek daha sevaptır, fikrini gündeme getirdiler.

Bununla ilgili fakir, muhtaç kimselerin yaşayışlarını sergileyerek, halkın saf vicdanını etkilemek istediler. İslamiyetle ilgisi olmayan birçok köşe yazarı günlerce bunu işledi. Açılan kampanyalara öncülük ettiler. Şimdi bunlara sormak lazım; Müslümanlar, sizin yaşayışınıza, noel kutlamalarınıza karışıyorlar mı, istismar ettiğiniz fakirler sıkıntı içindeyken, lüks otellerde, lokantalarda, şampanya patlatmalarınıza su gibi para harcamalarınıza müdahale ediyorlar mı?

Lafa gelince, herkes uzmanlık alanında konuşsun diyorlar, kendileri ise, Diyanetin, “ Kurban kesmek yerine bedelinin tasadduk edilmesi, bu ibadetin yerine geçmez.” fetvasına rağmen dini konularda ahkam kesip Müslümanları yönlendirmeğe kalkışıyorlar.

Neymiş efendim, fakirler muhtaç iken, kurban kesilirmiymiş. Bunlar elmayla armudu toplamaya çalışıyorlar. Tabii ki muhtaçlara yardım etmek lazım. Nasıl ki kurban kesmek dinimizin emri ise fakirlere yardım etmek de dinimizin emridir. Fakat onun yeri başka. Devlete vergi borcu olan, bizim mahallede çok zor durumda olan kimseler var, ben vergimi bunlara vereceğim, diyebilir mi? Elli milyon vergi borcuna karşılık fakirlere 300 milyonluk yardımda bulunsa, vergi borcundan kurtulabilir mi? Vergini de vereceksin, fakirlere yardım da edeceksin. Zengin, üçyüz milyonluk kurban yerine fakirlere, üç trilyon yardım yapsa, kurban kesmeme günahından kurtulamaz. Bunu onlar da biliyorlar, fakat maksatları başka: Dinimizin önemli bir emri olan kurban ibadetini ortadan kaldırmak.

Dinin emir ve yasaklarını değiştirmek isteyenler, hep aklı mantığı öne sürüyorlar. İslamiyette, aklın ermediği şeyler çoktur. Fakat, akla uymayan birşey yoktur. Âhıret bilgileri ve Allahü teâlânın beğenip beğenmediği şeyler ve Ona ibâdet şekilleri, eğer aklın çerçevesi içinde olsalardı ve akıl ile doğru olarak, bilinebilselerdi, binlerce Peygamberin gönderilmesine lüzum kalmazdı. İnsanlar, dünya ve âhıret saadetini kendileri görebilir, bulabilirdi ve Allahü teâlâ, hâşâ Peygamberleri boş yere ve lüzûmsuz göndermiş olurdu.

Hiçbir akıl, âhıret bilgilerini bulamayacağı, çözemiyeceği içindir ki, Allahü teâlâ, her asırda, dünyanın her tarafına, Peygamber göndermiş ve en son ve kıyâmete kadar değiştirmemek üzere ve bütün dünyaya, Peygamber olarak, Muhammed aleyhisselâmı göndermiştir.

Bunun için, her müslümanın akla, mantığa vurmadan, dinimizin bildirdiklerine inanmak ve yapmak zorundadır. Bunlar da ancak, Peygamber efendimizin varisleri olan âlimlerimizin yazdığı fıkıh, ilmihal kitaplarından öğrenilir. Dini bozmak, yok etmek için çalışan reformcuların, dinsizlerin kitaplarından öğrenilmez.



Yüklə 1,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   67




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin