Doğu Anadolu Projesi (DAP) Ana Planında mali yapı ve bankacılık sektörüyle ilgili olarak yapılan değerlendirmede Bölge’nin istikrarlı bir şekilde ve geçmişe göre çok daha yüksek hızlarda büyümesi, mali kaynakların yeterli düzeyde olmasına ve etkin kullanımına bağlı bulunduğu vurgulanmıştır. Bölge’deki kaynakların yetersiz olduğu ve mevcut kaynaklarında etkin kullanılamadığı tespit edilmiştir. Bu nedenlerle, hem yeni kaynakların yaratılmasına, hem de sistemin şeffaf ve etkin işletilmesine büyük ihtiyaç vardır.
Plan öngörülerine göre, Bölge’ye verilen teşvik ve kredi sistemi Bölge’nin özellikleri göz önüne alınarak, gelişmiş yörelerdekine görece farklılaştırılmalı, bir Bölgesel Kalkınma Bankası (BKB) kurulmalı, ya da Türkiye Kalkınma Bankası (TKB) bir bölgesel kalkınma bankacılığı anlayışı içinde yeniden yapılandırılmalıdır. Özellikle tarıma verilen krediler “yayım ve eğitim teknik paketi” ile desteklenmiş proje oluşturma kriterleri ile şekillenmelidir. Bu anlayışta kredinin geri dönüş oranı, finansal başarının tek başına yeterli ölçüsü değildir. Bunun yanı sıra, üretim faaliyetlerinin yarattığı sosyal fayda da dikkate alınmalıdır. Geri dönse bile kredi veriliş amacından farklı bir amaç ve faaliyet için kullanılmışsa, bu krediye sübvansiyonsuz faiz oranı uygulamalıdır. Bunun için kredilerin kullanışı sıkı bir şekilde izlenmeli ve denetlenmelidir.
Bölge ekonomisinin tüm sektörlerinde işletmelerin büyük bir bölümü, sağlıksız bir mali yapı içindedir. Bu durumun, en temel nedeni öz sermaye yetersizliğidir. Özellikle istihdam açısından, Bölge ekonomisinin en büyük sektörü olan tarım sektöründe; işletmelerin çok küçük ölçekli olması, verimliliğin düşüklüğü, çok tarım ürününün ancak geçimlik düzeyde üretiliyor olması, dolayısıyla pazara yönelik üretimin azlığı, endüstriyel bitki üretiminin yok denecek düzeylerde olması ve buna bağlı olarak destekleme alımlarından yararlanamama gibi olumsuzluklar, özsermaye yetersizliği sorununun başlıca nedenlerini oluşturmaktadır. Bunlara ilave olarak; tarımsal ürünlerin, özellikle de Bölge tarımında önemli yer tutan canlı hayvan fiyatlarında yaşanan istikrarsızlıklar, bir taraftan üretim yapmayı caydırıcı etki yaratırken, diğer taraftan bu küçük işletmelerin nakit akışları konusunda planlama yapmalarını engelleyerek, yılın birçok döneminde finansal darboğazlar yaşamasına yol açmaktadır. Benzer durum, Bölge’deki imalat sanayi işletmeleri için de geçerlidir. Bu işletmelerin büyük bir bölümü, ya hiç ücretli işçi çalıştırmayan, ya da çok az sayıda ücretli işçi çalıştırabilen şahıs işletmeleridir. Genellikle yerel ve bölgesel talebe yönelik üretim yapan bu işletmeler, sermaye malı donanımı bakımından yetersiz bir yapıya sahiptirler ve içsel ve dışsal ölçek ekonomilerinin eksikliğinden ötürü, Bölge dışından gelen rekabete karşı koyamamakta ve ulusal ekonomideki dönemsel durgunluklardan son derece olumsuz bir biçimde etkilenmektedirler.
Ölçeğin küçüklüğünden ötürü uzman ve profesyonel yönetici çalıştırma olanağı bulunmayan bu işletmelerde, girişimcilik ruhunun eksikliği de önemli bir problemdir. Ayrıca bu işletmelerin ekonomik durgunluk dönemlerinde yeni pazarlar arama ve bulma, ürün çeşitlendirme ve benzeri çözüm yollarını araştırma konusunda içinde bulundukları ataletin başlıca nedeni ‘’yenilikçi olmama’’ özelliğidir.
Bölge’de sermaye birikiminin yetersizliği, yatırımların öz kaynaklarla finanse edilmesine imkan vermediğinden, işletmelerin dış finansman kaynaklarını kullanması zorunluluk haline gelmektedir. Bununla beraber özel bankacılık sistemi, bölgesel üretimi artırarak verimliliği yükseltecek ve kapasite artırımı sağlayacak yatırımları finanse etmekten uzaktır. Esasen özel bankalar tarım sektörüne hizmet vermediği gibi, imalat sanayi işletmelerine yönelik orta ve uzun vadeli yatırım kredisi de sağlamamaktadır. Özel bankaların, Bölge’deki küçük işletmelere kredi vermemelerinin en büyük nedeni bu işletmelerin yüksek risk taşımasıdır. Dolayısıyla özel bankalar, kredi taleplerini geleneksel bankacılık kriterleri ile değerlendirmekteler ve Bölge’deki durumu yüksek riskli olarak algılamakta, gayri menkulü bile çoğu kez ipotek olarak kabul etmemekte ve topladıkları mevduatı, Hazine bonolarına yatırmakta, ya da Bölge dışı girişimcileri kredilendirmektedirler. Özel bankalar, bölgesel üretimin artırılması ve yeni yatırım kapasitelerinin oluşturulması için gerekli fonları sağlamaktan uzaktır. Özel bankaların, Bölge’deki işletmelere yönelik kredi hizmetlerini geliştirmeleri amacıyla teşvik edilmeleri gerekmektedir. Bölge’deki tasarrufları, Bölge’de krediye ve yatırıma dönüştürme çareleri aranmalıdır. Ayrıca yeni kaynak yaratılmalıdır.
Bölgesel kalkınmanın finansmanı, büyük ölçüde; Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Türkiye Kalkınma Bankası (TKB)’nca gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu kamu bankalarının bölge sektörlerinin ihtiyaç duyduğu fonları sağlamakta son derece yetersiz kaldıkları ve kredi hizmetlerinin ‘’bölgesel kalkınma boyutu’’ taşımaması, bölgesel kalkınmanın önünde önemli bir engeldir.
Her şeyden önce, geri kalmış bir yöreden beklenebileceği gibi, Bölge’de mevduatın, gelire ve gayri safi hasılaya oranı düşüktür. Mevduat-gelir oranının düşüklüğü, Bölge’de tasarrufların düşük olduğuna ve/ya da tasarrufların bir kısmının, mevduata dönüşmeden başka nakit ya da nakit olmayan varlıklarda tutulduğuna işaret etmektedir. Mevcut kredi ve teşvik sistemindeki bu olumsuzlukları giderebilmek için izlenecek temel stratejilerin şu özellikleri taşıması gerekir:
-
Bölge’nin temel karakteristiğini oluşturan küçük ölçekli işletmeleri dışlamayan, bir kredi teşvik sisteminin geliştirilmesi gerekir.
-
Teşvikli kredilerin kredi alanların aktif katılımını gerektiren teknik paketler ve girdiler şeklinde verilmesi yararlı olacaktır. Böyle bir uygulama; kredilerin amaç dışı kullanımını önleyici, sermayenin Bölge içinde kalmasını sağlayıcı, fertlerdeki sosyal bilinci yükseltici ve Bölge içi gelir farklılıklarını azaltıcı etki yaratacaktır.
-
Mevcut Kredi Garanti Fonunun mevcut yapısı korunarak güçlendirilebileceği gibi, Fon’a; Halk Bankası dışındaki diğer kamu bankalarının ve özel bankaların, Bölge’de yer alan Sanayi ve Ticaret Odaları gibi sivil toplum kuruluşlarının katılımı da sağlanarak Fon’un Bölge’ye daha etkin hizmet vermesi sağlanabilir.
-
Teşvikli kredilerde, kötü projelere kredi verilmesini engelleyici ve amaç dışı kullanımı asgari düzeye indirici tedbirler alınmalıdır.
-
Kredi talepleri ve değerlendirmelerinin, yerel toplumun ilgi ve denetimine açık tutulacak biçimde geliştirilmesi de olumlu etkiler oluşturabilecektir. Saydamlık, geniş kamu denetimine olanak sağlayacaktır.
-
Ziraat Bankası tarımda küçük işletmeler için mikro-finansa önem vermeli ve müteselsil kefalet yoluyla gerektiğinde hiçbir ipotek almadan kredi vermelidir.
-
Ziraat Bankası ülke geneli için geliştirdiği tip projeleri, Bölge için yenilemeli ve Bölge şartlarına uygun hale getirmelidir.
Küçük tasarrufların Bölge’de değerlendirilmesi ve KOBİ’lere finansman sağlanması için KOBİ’lerin anonim şirketler olarak örgütlenmeleri teşvik edilmelidir. Kurulması önerilen Ekonomik Kalkınma Ajansı (EKA), KOSGEB veya alternatif bir örgüt bu konuda KOBİ’lere danışmanlık hizmeti verebilir, onları yönlendirebilir. Ayrıca, DAP Bölgesi’nin kalkınmasının finansmanında AB fonları kaynak olarak kullanılmalıdır.
1.12.1Değerlendirme
Doğu Anadolu Projesi (DAP) Ana Planında mali yapı ve bankacılık sektörüyle ilgili olarak yapılan tespitlerin büyük bir kısmı bugünde geçerlidir. Fakat son yıllarda Sanayi ve Ticaret Bakanlığının KOSGEB aracılığıyla ve DAP Planı’nda da öngörüldüğü üzere ‘’Kalkınma Ajansları’’nın bölge düzeyinde kurulması sonrası KOBİ’ler çeşitli destekleme argümanlarıyla desteklenmektedir. Fakat mevcut durumda, Bölge’deki KOBİ’ler başlangıç sermayelerini çoğu zaman firma sahiplerinin ya da onların yakın çevresinin kişisel tasarrufundan sağlamaktadır. Genellikle kısıtlı sermaye imkânlarıyla çalışan KOBİ’lerin sermaye imkanlarına ve finansman kaynaklarına erişimleri nispeten de olsa halen kısıtlıdır. Kredi formalitelerinin ağırlığı, kısa vade oranları ve yüksek faizler bunda etkili olmaktadır. Diğer bir kaynak da Esnaf Kefalet Kooperatifi Kredileridir (TESKOMB). Kullanımı kolay olsa da faiz piyasa şartlarına göre belirlenmektedir ve vadeler kısadır. Ancak kısa süreli işletme sermayesi eksikliğini karşılamaktadır. Erzurum’da Ekim 2008 itibariyle çalışmaya başlayan Kredi Garanti Fonu İşletme Araştırma A.Ş. Şubesi açılmıştır.
Doğu Anadolu Bölgesi ve özellikle Erzurum son yıllarda nakit kredi kullanım meblağlarının yüksekliği ile de dikkatleri çekmektedir. 1997- 2007 yıllarını kapsayan 10 yıllık döneme ilişkin araştırmalar Erzurum’un kamu ve özel bankalar tarafından verilen kredilerle ayakta durduğu ve son yıllarda kullanılan nakit kredi tutarlarında hızlı bir yükselişin hakim olduğu görülmüştür. Nakit kredi kullanım hacminin son yıllarda yükselmesi iş fırsatlarının gelişmesiyle de açıklanabilir.
Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki mali sektörün geliştirilmesi için DAP Ana Planında vurgulanan sorunlar ve çözüm önerilere ilave olarak aşağıdaki görüş ve öneriler geliştirilmiştir:
1. Bazı özel bankaların Doğu Anadolu Bölgesi’nde kredi isteyen küçük ve orta büyüklükteki işletmelere kredi vermemeleri önlenmeli ve bunun için etkili politikalar geliştirilmelidir.
2. Bankaların bölge çiftçilerinden İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde gayrimenkul teminatı istemeleri engellenmelidir.
3. Bölge KOBi’lerinin mali sektöre olan borçları yeniden yapılandırılmalı ve mevcut borçlar daha uzun vadelere yayılarak veya faiz oranları düşürülerek KOBi’lerin rahat bir nefes almaları sağlanmalıdır.
4. Mali sektörün reel sektöre kaynak oluşturması için bankalara tanınan KOBİ kredi havuzu genişletilmeli ve bu havuzdan yararlanma şartları daha elverişli hale getirilmelidir.
SONUÇ
Doğu Anadolu Bölge’sinin kalkınması için hemen hemen tüm sektörlerde iyileştirmeler yapmak gerekmektedir. Bununla birlikte, Bölge’nin sosyoekonomik kalkınmasında dinamo rolü oynayacak sektörler belirli formüllerle ifade edilebilir. TRA1 Bölgesinin dinamo sektörleri: Tarım ve hayvancılık, turizm, gıda sanayi, konfeksiyon ve giyim sanayisi, toprağa dayalı sanayi, sağlık ve eğitim sektörleridir. Bu sektörler Bölge’nin kalkınmasında lokomotif rolünü üstlenecektir. Bu sektörler aynı zamanda stratejik öneme sahiptir. Devlet, teşvik uygulamalarında ve AB projelerinin dağıtımında bu sektörlere öncelik vermeli ve bunlara yönelik avantajlı durumlar yaratmalıdır.
Bölge’de, DAP sonrası insan kaynaklarının geliştirilmesi konusunda ciddi bir değişim olmadığı görülmektedir. Bölge yine göç vermekte; kadın, sosyal hayatta neredeyse hiç yer almamakta, eğitim oranları konusunda Bölge, bölgelerarası sıralamada gerilerde kalmaktadır. Bölge sıralamasının önde olduğu tek alan sağlık sektörüdür. Erzurum, Bölge İhtisas Hastanesi başta olmak üzere sahip olduğu yirmi iki hastane, diğer sağlık kuruluşları ve helikopter ambulans hizmetiyle ulusal ve uluslararası bir sağlık üssü olma yolunda ilerlemektedir.
Çevrenin korunması ve etkin çevre yönetiminin sağlanmasına yönelik DAP kapsamında belirlenen kurumsal, yasal ve yönetsel yapının geliştirilmesine, yerel ve merkezi yönetimlerin kapasitelerinin geliştirilmesine yönelik öncelikler günümüzde de güncelliğini korumaktadır. Bunun yanında, DAP sonrası kentsel altyapı hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik olarak merkezi ve yerel yönetimler tarafından yürütülen projelerle, tespit edilen sorunların bir kısmı için çözüm aranmıştır. Ancak, bölgede çevre kirliliği, kentsel altyapı eksikliği, çevre bilincinin yetersizliği, kurumsal ve yönetimsel eksiklikler en temel çevre sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bölgede HES’ler enerji sektöründe en önemli kalem olarak öne çıkmakta olup son düzenlemelerle birlikte özel sektör HES yatırımına büyük ilgi göstermektedir. HES inşaatlarının besleyeceği yan sanayi dallarının bölgede faaliyet göstermesinin bölge sanayisine canlılık getirmesi beklenmektedir. Buna ek olarak bölgede yoğun şekilde karşılaşılan elektrik kaçakçılığı önlenmelidir. Bunu sağlamak için de halk eğitilerek bilinçlendirilmeli, caydırıcı cezalarla kaçakçılığın önüne geçilmesi hedeflenmelidir.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde ticaret sektöründe karşılaşılacak en büyük sorunlardan biri üretileni pazarlama olup, etkin pazarlama kanallarının geliştirilmesi ve daha kaliteli ürünlerin tüketicilere ulaştırılması açısından ortak hareket edebilme kültürü, bilinçlilik ve pazar araştırması ön plana çıkmaktadır. Ticaret sektöründe dar boğazları aşabilmek ve eş zamanlı olarak da tarım ve sanayi sektörlerinin önünün açılması için, ulaşım altyapısının iyileştirilmesi, nitelikli elemanların yetiştirilmesi, danışmanlık hizmeti vermek ve yatırımcıyı yönlendirmek için sinerji odakları oluşturulmalıdır.
Bölgeye son yıllarda özellikle karayolu alanında büyük yatırımlar yapılmıştır. Bu yatırımların devam ettirilmesi ve yeni güzergahların kullanıma açılması beklenmektedir. Bölgede şehir içi yolların altyapılarının iyileştirilmesi ve yenileme çalışmalarının sürekli devam ettirilmesi gerekmektedir. Demiryolu altyapısının iyileştirilmesi ve Trabzon Limanı’na demiryolu ile bağlanılması bölge için kritik öneme sahiptir. Havayoluyla ulaşım için mevcut altyapı yeterli seviyededir. Ancak direkt uçuş noktalarının sayısı arttırılmalıdır.
Keşfedilmeyi ve tüm dünyaya sunulmayı bekleyen doğal zenginliklere sahip Bölge, geniş yelpazeli turizm tip ve biçimlerinin geliştirilmesi, kompoze turların düzenlenmesi, turizm çeşitliliğinin sağlanması, 2011 Üniversitelerarası Kış Olimpiyat Oyunları gibi tanıtıcı büyük organizasyonların düzenlenmesi, ulaşım altyapısının geliştirilmesi ve Bölge’nin nitelikli tesis ve donatılara kavuşturulması ile bir cazibe merkezi olacaktır. Dolayısıyla yörede devlet tarafından yapılan turizm yatırımların tamamlanması, Bölge’deki teşviklerin çeşitlendirilmesi ve arttırılması gerekmektedir.
Bölge’nin en temel ekonomik faaliyeti olan tarım ve hayvancılıkta, DAP kapsamında belirlenen sorunların çözümüne yönelik stratejiler bugün de geçerli olup, gerek Tarım ve Köyişleri Bakanlığı gerekse diğer organizasyonlar tarafından yürütülen projelerle birlikte, Bölge’de tarım ve hayvancılıkta önemli ölçüde gelişme sağlanmasına rağmen, henüz istenilen seviyeye ulaşılamamıştır. Bölge’nin kırsal kesiminde yoğun göç olması nedeniyle öncelikli olarak göçü önleyecek projelerin hayata geçirilmesi, tarımsal faaliyetlerden elde edilen gelirin artmasıyla, yaşam seviyesinin yükseltilmesi gerekmektedir. Tarım ve hayvancılıkta; modern teknikler, güçlü altyapı, geliştirilmiş pazarlama olanakları ve sektörde istihdam edilecek eğitimli-nitelikli çalışanlarla daha başarılı sonuçlar elde edilecektir.
Sonuç olarak, Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı olarak, TRA1 Bölgesinde gerçekleştirdiğimiz saha çalışmaları sonucunda, DAP Planı’nda tespit edilen sorunlar ve bunların çözümü için öngörülen strateji ve projelerin bugüne kadar çeşitli nedenlerle uygulanamadığı ve DAP Planı ile Ajansımızca hazırlanan TRA1 Bölgesel Gelişme Planında yapılan tespit ve önceliklerin büyük ölçüde örtüştüğü görülmektedir. Dolayısıyla, DAP Planı’nda ki stratejiler ekseninde öngörülen projelerin en kısa zamanda hazırlanacak ‘’Doğu Anadolu Projesi Eylem Planı’’ ile uygulamaya geçirilmesi, Bölge’nin sürdürülebilir kalkınması ve ulusal kalkınmaya katkı sağlanması açısından büyük bir önem arz etmektedir.
Kaynakça
-
Varol, Ç., Eceral, T. Ö. 2008. Türkiye’deki Bölgesel Kalkınma Planlarının Uygulanma/uygulanamama Süreçlerinin Değerlendirilmesi TEPAV Bölgesel Kalkınma ve Yönetişim Sempozyumu 27-28 Kasım 2008, Mersin.
-
Anonim 2000. Doğu Anadolu Projesi Ana Planı. T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı. 570 sayfa. (http://www2.dpt.gov.tr/bgyu/bkp/dap.html Erişim tarihi: 26.05.2010; 21.48)
-
Anonim 1992. Doğu Anadolu Projesi (DAP) Hazırlık Raporu. Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK). Erzurum.
-
Bingöl, A. F., Varol A. -2002. Bölgesel Kalkınmada Doğu Anadolu Projesi (DAP) Yaklaşımı Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 12 (2) 313-324.
-
Koşan, A. 2006. Doğu Anadolu Bölgesi “Sürdürülebilir Kalkınma” Yönlü Turizm Projeleri ve Bir Değerlendirme. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (SBED). 8 (2). (http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/SBED/article/view/375/369; Erişim tarihi 27.05.2010; 10.50)
-
Anonim 2008. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine Yönelik Sosyoekonomik Kalkınma Önerileri. MÜSİAD Araştırma Raporları No: 53. Kurtiş Matbaacılık, İstanbul.162 sayfa.
-
Anonim 2005. Erzurum - Erzincan - Bayburt Bölgesel Gelişme Planı. Ekonomik - Toplumsal - Mekansal Örgütlenme İçin Dar Bölgeli Polarize Model. United Nations Development Program (UNDP), T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Atatürk Üniversitesi (AÜ). Tayf Matbaacılık Ltd. Şti. 4 Cilt. İstanbul.
-
Anonim 2010. Ön Bölgesel Gelişme Planı. Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı. Zafer Ofset. Erzurum. 74 Sayfa.
-
Anonim 2009. Erzincan İli Turizm Stratejik Planı Erzincan Turizm İl Müdürlüğü.2009
-
Balıkesir Ulusal Turizm Kongresi Bildirgesi.2008
-
1.Ulusal Pazarlama Kongresi Bildiri Kitabı. Çukurova Üniversitesi.2008
-
UNDP-Atatürk Üniversitesi Ortaklar Diyaloğu Semineri.2010.Erzurum
-
Doğu Anadolu Bölgesel ve Yerel Kalkınma Sempozyumu Turizm-Ulaştırma Komisyon Raporu.Ulusal güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Derneği.Erzurum.2003
-
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine Yönelik Sosyoekonomik Kalkınma Önerileri. MÜSİAD Araştırma Raporları: 53. 2008
-
Erzincan Gelecek Stratejileri Raporu. TEB.2009
-
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Sosyal ve Ekonomik Öncelikler. TESEV.2006
-
Sertesen S. Bölgesel Gelişmede “Yeni” Bir Politika Aracı: Cazibe Merkezleri. TEPAV
-
Koşan.A. Güneş.A. Gönüllülük ve Erzurum 2011 Üniversitelerarası Kış Oyunları.Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.2009/13-2
-
Koşan.A. Doğu Anadolu Bölgesi Sürdürülebilir Kalkınma Yönlü Turizm Projeleri ve Bir Değerlendirme. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.
-
Palandöken Dağları ve Sarıkamış Çevrelerinin Bilimsel Eğitim Amaçlı Kullanımı. Tübitak.2006
-
Erzurum Sanayı Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü .2007
-
Erzurum İlinin Kalkınma Sorunu. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası.2008
-
Erzurum Yatırım Ortamı ve Yapılabilecek Yatırımlar Projesi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı.2008
-
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Sosyo-Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Yapı Araştırması: Sorunlar, Beklentiler ve Çözüm Önerileri. Bahçeşehir Üniversitesi. İstanbul.2009
Dostları ilə paylaş: |