Dosya no: Danıştay 11. Daire-2007/341e yüRÜtmeyi durdurma talepliDİR. Daniştay başkanliğI’na davaci



Yüklə 243,66 Kb.
səhifə4/5
tarix07.04.2018
ölçüsü243,66 Kb.
#47157
1   2   3   4   5

a) Meslekî eğitim merkezlerinde;

1) Büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçelerde 24 saati,

2) Diğer il ve ilçelerde 18 saati,

b) Diğer okul ve kurumlarda;

1) Büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçelerde 20 saati,

2) Diğer il ve ilçelerde 16 saati,

geçmemek üzere okutabilecekleri azamî ek ders saatleri kapsamında verilir.” hükmüne yer verilerek işletmelerde meslek eğitim kapsamında öğretmenlerin yürüttükleri görevlere bağlı olarak ödenecek ek ders ücretlerinin miktarının belirlenmesinde gerek eğitim kurumlarının türleri gerekse eğitim kurumlarının bulunduğu hizmet alanı itibariyle farklılıklar oluşturulmuş ve bu kapsamda mesleki eğitim merkezlerine büyükşehirlerde olanlar yönünden 24 saate diğer il ve ilçelerde olanlar yönünden ise 18 saate, mesleki eğitim merkezi okul ve kurumlardan Büyükşehir kapsamındaki ilçelerde bulunanlar açısından 20, diğer il ve ilçelerde bulananlar açısından ise 16 saate kadar bu kapsamda ek ders görevi verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Yapılan bu farklılığın oluşmasına imkan sağlayacak bir hükme gerek 439 sayılı Kanunda gerekse 657 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde yer verilmediği gibi esasen karar kapsamında ek ders ücreti ödenmesi öngörülen diğer ders görevleri yönüyle kurumların türleri ve bulundukları hizmet alanı yönüyle bir ayırım yapılmadığı açıktır. Sonuç itibariyle işletmelerde mesleki eğitim kapsamındaki koordinatörlük görevini yürüten öğretmenlerin bu görevlerin gereklerini yerine getirmek konusunda aynı tür yetki ve sorumluluklara sahip olduğu ve gruplardaki öğrenci sayıları yönüyle bir farklılık oluşturulmadığı da göz önüne alındığında madde kapsamında yer verilen görevlerin yürütülmesine bağlı olarak kurum türü ve kurumun bulunduğu hizmet alanı yönüyle farklılık oluşturulmasının kamu yararı ve hizmet gerekleri ile örtüşmediği gibi eşit işe eşit ücret ilkesinin hilafına bir düzenleme olduğu da açıktır.
Diğer taraftan, işletmelerde mesleki eğitim faaliyetinde koordinatörlük görevini yürüten öğretmen ve yöneticilerin diğer mali ödemelerinde (maaş, yolluk, tedavi gideri, özel hizmet tazminatı vb) bu yönlü bir ayırıma gidilmezken bu göreve bağlı olarak ödenebilecek ek ders ücretinin üst sınırı yönüyle bu neviden bir ayırım yapılmasının tutarsızlık oluşturduğu açık olup söz konusu düzenlemenin bu görevler için ödenmesi öngörülen en yüksek miktar (24 saat) esas alınmak suretiyle kurum türü ve kurumun bulunduğu hizmet alanı ayırımı olmaksızın ortam miktar olacak şekilde belirlenmesinin hukuka uygun olacağı değerlendirilmektedir. Bu nedenle, 15 nci madeninin ikinci fıkrasının (a) bendinin birinci alt bendinde yer verilen “24 saati” ibaresi hariç olmak üzere (a) ve (b) bentleri ile bu bentlere ait alt bentlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için gereken şartların oluştuğu değerlendirilmektedir.
17- Kararın “Ders görevinin yapılmış sayılacağı hâller” başlıklı 16 ncı maddesinde; “(1) Bir öğretim yılında 90 günü geçmemek üzere, bu Karar kapsamında bulunan personelden;

a) Bakanlıkça veya verilen yetki uyarınca valiliklerce yurt içinde düzenlenen her türlü eğitsel gezi, konferans, kurs ve seminerlerde görevlendirilenler; fiilen yerine getirdikleri bu görevleri süresince, görevlendirildikleri tarihte kendilerine verilmiş ek ders görevleri varsa bu görevlerini yapmış sayılırlar ve buna ilişkin ek ders ücretleri kadrolarının bulunduğu kurumca ödenir.

b) İl düzeyinde millî ve mahallî bayramların kutlamaları için kurulan hazırlık komitelerinde görevlendirilenler ile söz konusu bayramların hazırlık çalışmalarına ve törenlerine öğrencilerle birlikte katılan yönetici ve öğretmenler, hazırlık çalışmalarına sınıf veya okul bütünlüğünde katılan öğrencilerin öğrenim gördüğü eğitim kurumlarının yönetici ve öğretmenleri, bu sürelerde üzerlerinde bulunan aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim ve hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılırlar.” hükmüne yer verilerek ders görevinin yapmış sayıldığı hallar ve bu kapsamda yapılacak ek ders ücreti ödemeleri düzenlenmiştir. Hükmün birinci cümlesi içerisinde “90 günü geçmemek üzere” ifadesine yer verilmek suretiyle (a) ve (b) bentlerinde belirtilen görevlere bağlı olarak ek ders ücreti ödenebilecek süre 90 gün ile sınırlanmış ve 90 günü aşan çalışma sürelerinin varlığı halinde herhangi bir ek ders ücreti ödemesinin yapılması engellenerek öğretmen ve yöneticiler açısından muhtemel mağduriyetler oluşturulmuştur. 90 günlük süre sonunda ücret ödenmemesi Anayasanın angarya yasağına ilişkin hükmüne aykırılık oluşturmaktadır. Kaldı ki, 90 günü aşan sürelerde yapılan çalışmalarda ilgililerin bu görevleri yürütmemek gibi bir seçeneği kullanmalarının söz konusu olmadığı ve statü hukukunun doğal sonucu olarak yüklendikleri görevin veya dahil oldukları kurs ve eğitim sürecinin devamını getirmek durumunda oldukları açıktır. Bu itibarla, idare söz konusu görevlerin 90 günden uzun sürmemesi yönüyle kendisini sınırlaması mümkünken kendi yetkisinde herhangi bir sınırlama yapmaksızın vaki özlük ve mali haklar yönüyle personele ödenebilecek ek ders ücreti yönüyle sınırlama yapması hukuka saygılı idare anlayışına aykırılık oluşturmakta olup bu nedenle bu sınırlamanın kaynağını oluşturan “90 günü geçmemek üzere” ifadesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için gereken hukuki ve fiili şartların oluştuğu değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan, maddenin (b) bendinde yer verilen “İl düzeyinde”, “öğrencilerle birlikte” ve “sınıf veya okul bütünlüğünde” ifadelerine bağlı olarak da eşitlik ilkesinin ihlali ve benzer durumdakiler arasında görev yapılan eğitim kurumunun bulunduğu hizmet alanı yönüyle hukuka aykırı nitelikte olmak üzere farklılıklar oluşturulması söz konusudur. Milli ve mahalli bayramların kutlanması amacıyla kurulan hazırlık komitelerinde görev alacak öğretmenlerin bu görevlerinin ders görevinin yapılmış sayılacağı haller kapsamında değerlendirilmesinde il düzeyinde kurulan komite sınırlılığının öngörülmesi ve ilçe nezrinde kurulan hazırlık komitelerinde görevli öğretmenler açısından bu neviden bir hükme yer verilmemesi eşitlik ilkesinin hilafına bir düzenleme oluşturmaktadır. Aynı bendin içeriğinde yer verilen “öğrencilerle birlikte” ve “sınıf veya okul bütünlüğünde” ifadelerine bağlı olarak ise söz konusu törenlerin hazırlık çalışmalarına ve/veya törenlere öğrencileri olmaksızın katılan yönetici ve öğretmenler açısından mağduriyetler oluşmaktadır. Hazırlık çalışmaları sürecinde görevli olduğu okul ve/veya sınıf katılmamasına karşın kendisi katılan yönetici ve öğretmenlerin bu çalışmalarda geçirdikleri sürelerin ders görevinin yapmış sayılacağı haller kapsamında nitelendirilmemesi sonucunu doğuracak olup bu sonuç ise bu konumda bulunan öğretmenlerin alabilecekleri ek ders ücreti yönüyle mağduriyete neden olacaktır. Bu bakımdan, okutmakla oldukları sınıf veya görevli oldukları okulun bütün olarak hazırlık çalışmalarına ve/veya törenlere katılmamış olması ya da öğrenciler olmaksızın söz konusu çalışma ve törenlere görevli olarak katılan yönetici ve öğretmenlerin, salt görevli olmaları ve bu görevlerini fiilen yerine getirmelerine bağlı olarak ders, ek ders , ders dışı hazırlık ve plânlama görevi ile ders niteliğinde yönetim görevlerini yapmış sayılmaları hukukun gereği olup aksi yönde sonuç doğurmasına imkan sağlayacak olan “öğrencilerle birlikte” ve “sınıf veya okul bütünlüğünde” ifadeleri ile bendin başlangıcında yer verilen “il düzeyinde” ifadesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali gerektiği değerlendirilmektedir.
18- Kararın “Ders dışı eğitim çalışmaları” başlıklı 17 nci maddesinde; (1) Ders dışı izcilik, beden eğitimi ve spor çalışmaları, halk oyunları ve güzel sanatlarla ilgili dallarda fiilen çalışma yaptıran öğretmenlere; aylık karşılığı ders, ek ders ve hazırlık ve planlama görevi saati sayısına bakılmaksızın, her bir saat çalışma karşılığında gündüz ücreti üzerinden, haftada azamî 6 saati geçmemek üzere, her bir ders saati başına 1 saat ek ders ücreti ödenir. Ancak, bir ders yılında bu kapsamda ödenecek toplam ek ders saati sayısı, okulun bir ders yılındaki toplam ders saati sayısının %5’ini geçemez. Bu etkinliklerde görev alacak öğretmenlerde aranacak nitelikler, her bir etkinlik için aranılacak en az öğrenci sayısı ile benzeri diğer hususlar Bakanlıkça belirlenir. Etkinlik programları okul müdürlüklerince hazırlanır ve millî eğitim müdürlüklerince onaylanır.

(2) Vekâleten atananlar dâhil yöneticilere, bu madde kapsamında ek ders görevi verilmez.” hükmüne yer verilmek suretiyle öğretmenlerin madde kapsamında belirtilen alanlarda fiilen yaptırdıkları çalışmalara bağlı olarak “ders dışı eğitim çalışması” adıyla haftada 6 saati geçmemek üzere (öğretmenler arasında egzersiz ücreti olarak anılan) ek ders ücreti ödenmesi hüküm altına alınmakla birlikte, bir eğitim kurumunda bu kapsamda yapılacak çalışmalara bağlı olarak ödenebilecek ek ders saati sayısı çalışmanın yapıldığı eğitim kurumundaki bir ders yılındaki toplam ders saati sayısının %5’ini geçemeyeceği yönünde bir sınırlayıcı hükme yer verilmiştir.
Kararın dayanağı olan 439 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “… Bu mecburiyet dışında muvafakatleri ile okullarında resmi ve özel dengi okullarda ikinci devre öğretmenlerine dokuz, birinci devre öğretmenlerine altı saate kadar daha ihtisasları içinde ücretle ücretle ek ders ve eksersiz çalışmaları verilebilir.”denilirken 6 ncı maddesinde ise; “Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında müdürlük, müdür başyardımcılığı, eğitim şefliği, müdür yardımcılığı yapan öğretmenler haftada 6 saat ders okutmakla yükümlüdürler. Bunlara, ihtisasları içinde veya muvafakat ettikleri takdirde ihtisasları dışında haftada oniki saate kadar ücretle ek ders ve eksersiz verilebilir.” hükmüne yer verilmiş ancak söz konusu eksersiz kapsamında ödenebilecek ek ders saati yönüyle okulun bir ders yılındaki toplam ders saati sayısı dahil herhangi bir ölçü esas alınmak suretiyle bu kapsamda ödenebilecek ek ders saati sayısını sınırlayan bir hükme yer verilmemiştir. Bu itibarla, üst hukuk normunda açık bir sınırlama hükmüne yer verilmemiş olması ve bu şekilde sınırlama yapılmasına imkan veren bir yetki hükmüne yer verilmemesine karşın Bakanlar Kurulunca üst hukuk normuna aykırı olacak biçimde ve yetkisiz bir şekilde 5 sınırlamasının getirilmesi hukuka uyarlık göstermemektedir. Diğer taraftan söz konusu sınırlama eğitim bilimi ve eğitim hizmetlerinin ilke ve yaklaşımları ile de örtüşmemektedir. Gelişmiş ve aydın toplum olmanın gereklerinden biri eğitim hizmetine yönelik olarak kamu maliyesinden aktarılan paranın yatırım olarak öngörülmesine yönelik düşünceye sahip olmaktır. Oysa madde içeriğinde yer verilen alanlarda yapılan ders dışı eğitim çalışmalarına bağlı olarak ödenebilecek ek ders ücretinde %5’lik sınırlama oluşturulması söz konusu eğitim faaliyetlerinin yatırım olarak değil gider kalemi olarak öngörüldüğünü göstermektedir.
Ders dışı eğitim çalışmalarına bağlı olarak ödenebilecek ek ders ücreti saati sayısının okulun bir ders yılındaki toplam ders saati sayısının %5’ile sınırlandırılması eğitimde fırsat ve imkan eşitliği ilkesinin ihlali sonucunu da oluşturmaktadır. Özellikle köy ve kasaba yerleşim alanlarında bulunan eğitim kurumlarının sınıf ve şube sayısının düşüklüğüne bağlı olarak yıllık ders yükünün düşük sayıda kaldığı bu düşük sayıya bağlı olarak %5’lik oran üzerinde oluşacak ders dışı eğitim çalışması ders saati sayısının da çok düşük seviyede kalacağı açıktır. Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse 25 sınıfı bulunan bir ilköğretim okulunda otuz iki haftalık bir ders yılı açısından yıllık toplam ders saati sayısı 25*30*32=24000 olacak olup bu kapsamda bu eğitim kurumunda bu ders yılında ders dışı eğitim çalışması kapsamında yürütülebilecek ders saati sayısı 24000*0,05=1200 saat olacak olup bunu otuz iki haftaya paylaştırdığımızda (1200/32=37,5) haftada 37,5=38 saat ders dışı eğitim çalışması yapılabilecek olup bu kapsamda bu eğitim kurumunda 6 öğretmene bu kapsamda ek ders ücreti ödenebilecektir. Oysa, 8 sınıflı bir ilköğretim okulu açısından hesaplama yaptığımızda durum; 8*30*32=7680(Bir ders yılındaki toplam ders saati sayısı), 7680*0,005=384 (bir ders yılı içerisinde ders dışı eğitim çalışması kapsamında yürütülebilecek ders saati sayısı) 384/32=12 (bir haftaya düşen ders dışı eğitim çalışması kapsamındaki ders saati sayısı) 12/6= 2 (ders dışı eğitim çalışması kapsamında ek ders ücreti ödenebilecek öğretmen sayısı) şeklinde bir sonuç ortaya çıkmaktadır ki bu sonuç eğitimde fırsat ve imkan eşitliği açısından hiç te küçümsenmeyecek bir sonucun söz konusu sınırlamaya bağlı olarak gerçekleşeceğini ortaya koymaktadır. Bu itibarla, üst hukuk normunda %5’lik sınırlama yapılmasına imkan veren bir hükmün ve yetkinin olmaması ve yapılan bu sınırlamanın eğitimde fırsat ve imkan eşitliği yanında öğretmenler arasında aynı neviden görevin yapılmasına imkan sağlanması açısından görev yapılan eğitim kurumun nicel verilerine dayalı bir farklılık oluşturulması nedeniyle ders dışı eğitim çalışmalarında ödenebilecek ek ders saati sayısının sınırlanmasına neden olan Ancak, bir ders yılında bu kapsamda ödenecek toplam ek ders saati sayısı, okulun bir ders yılındaki toplam ders saati sayısının %5’ini geçemez.” ifadesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için gereken hukuki ve fiili şartların oluştuğu değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan maddenin ikinci fıkrasında yer verilen hükümle eğitim kurumu yöneticisi olarak görev yapanların ders dışı eğitim çalışması yapmak suretiyle ek ders ücreti almalarını engelleyen hükümde gerek 439 sayılı Kanunun konuyla ilgili hükmüne gerekse eğitim kurumu yöneticilerinin asli niteliklerinin öğretmen olduğu gerçeğine aykırı bir düzenleme mahiyetindedir. 439 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında; “Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında müdürlük, müdür başyardımcılığı, eğitim şefliği, müdür yardımcılığı yapan öğretmenler haftada 6 saat ders okutmakla yükümlüdürler. Bunlara, ihtisasları içinde veya muvafakat ettikleri takdirde ihtisasları dışında haftada oniki saate kadar ücretle ek ders ve eksersiz verilebilir.” hükmüne yer verilmiş olup hükümde açıkça ifade edildiği gibi kanun koyucu eğitim kurumu yöneticilerine haftada 12 saate kadar eksersiz (ders dışı eğitim çalışması) kapsamında ek ders görevi verilebileceğini hüküm altına almıştır. Kanunun eğitim kurumu yöneticilerine tanıdığı bu imkanın normlar hiyerarşisi yönüyle daha alt seviyedeki Bakanlar Kurulu Kararı ile ortadan kaldırılması ve yok sayılması Kanuna aykırı düzenleme yapılması anlamını ihtiva etmekte olup salt bu neden dahi Kararın 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının yürütmesinin durdurulması için yeter ve gerek şart niteliğindedir. Diğer taraftan, eğitim kurumu yöneticilerine asli niteliklerinin ve kadrolarının öğretmen olduğundan hareketle aylık karşılığı olarak haftada 6 saat derse girme yükümlülüğü yüklenirken ders dışı eğitim çalışması yapmalarının ve bu kapsamda ek ders ücreti almalarının engellenmesinin Kararın hükümleri arasında da çelişki oluşturduğu değerlendirilmektedir. Bu itibarla, sonuç itibariyle fiilen yapılması kaydıyla yararlanılabilecek ders dışı eğitim çalışması kapsamındaki ek ders ücretinden eğitim kurumu yöneticilerinin yararlanmasının engellenmesi kamu yararı ve hizmet gerekleri ile örtüşmediği gibi çalışma ve gelir elde etme hakkının da kısıtlanması anlamı taşımakta olup bu gerekçelere bağlı olarak eğitim kurumu yöneticilerine ders dışı eğitim çalışması kapsamında ek ders görevi verilmesini engelleyen Kararın 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının yürütmesinin durdurulması ve iptali kararına varılmasının hukuka uygun olacağı değerlendirilmektedir.
18- Kararın “Kurul ve komisyon üyeliği” başlıklı 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında; “Her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları öğretmenlerine çeşitli mevzuatla verilen kurul ve komisyon üyeliği görevinin yarıyıl ve yaz tatillerinde de devam etmesi halinde bu görevler, yarıyıl ve yaz tatiliyle sınırlı olmak ve fiilen görev yapılmak kaydıyla ek ders görevinden sayılır ve karşılığında her gün için 3 saat ek ders ücreti ödenir.” hükmüne yer verilmek suretiyle madde içeriğinde belirtilen kurul ve komisyonlarda görev alan öğretmenlere söz konusu kurul ve komisyonlarda görev yaptıkları her gün için yarı yıl ve yaz tatilleri ile sınırlı olmak üzere 3 saat ek ders ücreti ödenmesi öngörülmüştür. Ancak madde içeriğinde öğretmenlere ifadesine yer verilmesi nedeniyle eğitim kurumu yöneticilerinin söz konusu kurul ve komisyon üyeliklerine bağlı olarak ek ders ücreti almaları engellenmiştir. Bu itibarla, kurul ve komisyon üyeliği görevi için öğretmenlere ücret ödenmesi öngörülerken yöneticilerin bu kapsamda ücretsiz olarak kurul ve komisyon üyeliği yapmak zorunda bırakılması eşit işe eşit ücret ilkesinin hilafına bir uygulamadır. Bu nedenle madde içeriğinde yöneticiler ifadesine yer verilmemesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali gerekmektedir.
Madde içeriğinde belirtilen kurul ve komisyon üyeliklerine bağlı olarak ödenecek ek ders ücretinin yarı yıl ve yaz tatilinde yapılması haliyle sınırlı olmak üzere ödenmesi angarya yasağına aykırılık teşkil etmektedir. Sonuç itibariyle anılan kurul ve komisyon üyeliği görevlerine bağlı olarak yapılan işin karşılığını günde 3 saatlik ek ders ücreti olarak belirlendiği gerçeği karşısında ders yılı içerisinde ve/veya ders yılı sürecindeki hafta sonu günlerinde gerçekleşen kurul ve komisyon toplantılarına katılan öğretmenlere (ve yöneticilere) bu kapsamda ücret ödenmemesi angarya kapsamında görev yaptırılması anlamına gelmektedir. Bu itibarla, günde 3 saat ücret ödenmesi öngörülen göreve bağlı olarak yapılacak ek ders ücreti açısından, görevin yapıldığı dönemler itibariyle farklılık oluşturulmak suretiyle yarı yıl ve yaz tatilinde yapılırsa ücret ödenir ders yılı içerisinde yapılırsa ücret ödenmez şeklinde bir uygulamaya sebep olacak şekilde düzenleme yapılması hukuka uyarlık göstermemektedir. Bu itibarla, ilgili mevzuatı kapsamında yer verilen hükümlere bağlı olarak yürütülen kurul ve komisyon üyeliği görevlerine bağlı olarak ek ders ücreti ödenebilmesi için söz konusu kurul ve komisyon üyeliği görevinin yarı yıl ve yaz tatilinde yapılması şartını ihtiva eden “görevinin yarıyıl ve yaz tatillerinde de devam etmesi halinde bu görevler, yarıyıl ve yaz tatiliyle sınırlı olmak ve” ifadesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için gereken hukuki ve fiili şartların oluştuğu değerlendirilmektedir.
19- Kararın “Kadrosunun bulunduğu okul ve kurum dışında görevlendirilme” başlıklı 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında; “Millî eğitim müdürleri; aylık ve zorunlu ek ders görevi saatlerini kendi okul ve kurumunda dolduramayan öğretmenleri, öncelikle isteklilerden, istekli bulunmaması durumunda ise hizmet puanı en az olandan başlamak suretiyle görev yerlerinin bulunduğu veya ikamet ettikleri belediye sınırları (büyükşehirlerde büyükşehir belediyesi) içinde kalmak kaydıyla öncelikle alanlarında veya ilgili öğretmenin girebileceği diğer alanlarda öğretmen ihtiyacı bulunan diğer okul ve kurumlarda görevlendirmek ve bu görevlendirmenin yerine getirilip getirilmediğini izlemek zorundadır.” hükmüne yer verilmek suretiyle, aylık ve zorunlu ek ders görevlerini kendi okul ve kurumlarında yerine getiremeyen öğretmenlerin görevlendirilmesinde uyulacak usul ve esaslar belirlenmiştir. Esasen bu hükme bu Karar kapsamında yer verilmesi bizzat Kararın kapsam maddesi ile çelişmektedir. Niteliği itibariyle öğretmenlerin ders ve ek ders saatlerine ilişkin usul ve esasları belirleyen bir Karar kapsamında bu yükümlülüklerin yerine getirilmesine yönelik olarak yapılacak geçici görevlendirmelere ilişkin usul ve esasın belirlenmesi kendi içerisinde bir çelişki oluşturmaktadır.
Hükmün görevlendirmeyi yapacak amir konusundaki belirlemesi de üst hukuk normlarına aykırılık oluşturmaktadır. Aylık karşılığı ders ve zorunlu ek ders görevlerini kendi okullarında dolduramayan öğretmenlerin bu kapsamda diğer eğitim kurumlarında görevlendirilmesine ilişkin yetkinin il ve ilçe milli eğitim müdürlerine verildiği dikkate alındığında atama ve geçici görevlendirme yetkisi verilmeyen ve atamaya yetkili amir sıfatına da sahip olmayan il ve ilçe milli eğitim müdürlerine öğretmenleri diğer eğitim kurumlarında geçici görevlendirme yetkisi tanınması üst hukuk normlarına ve hukuka uyarlık göstermemektedir.
Diğer taraftan, bu kapsamda görevlendirilecek öğretmenlerin geçici görevlendirilecekleri eğitim kurumlarının belirlenmesinde yer verilen sınırlama açısından da oldukça geniş bir coğrafi alan öngörülmesine imkan verecek şekilde Büyükşehirlerde görev yapan öğretmenlerin büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki herhangi bir eğitim kurumunda geçici görevlendirilmelerine imkan sağlanması kamu yararı ve hizmet gerekleri ile örtüşmemek yanında öğretmenlerin de mağduriyetine neden olacaktır. Yapılan değişikliğe bağlı olarak 50 kilometrakarelik bir coğrafi alanı içeren büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde geçici görevlendirme yetkisinin öngörülmesi idari yapılanmaya ilişkin mevzuatla da örtüşmemektedir. Zira idari yapılanmanın taşra teşkilatının belediye başkanlıkları kaynaklı değil İl (Valilik) ve İlçe (Kaymakamlık) şeklinde örgütlenmesi ve öğretmenlerin sicil ve disiplin amirlerine ilişkin değerlendirmenin de ilçe ve il yöneticileri şeklinde belirlenmesi karşısında geçici görevlendirmeler açısından büyükşehir belediyesi mücavir alanında bulunan eğitim kurumlarında görevli öğretmen açısından büyükşehir belediyesi sınırlarının esas alınması konuyla ilgili genel hükümlere ve fiili duruma uygunluk göstermemektedir. Büyükşehir belediyelerinin mücavir alanında bulunan metropol ilçelerin her birine münhasır Kaymakamlıkların bulunduğu ve ilçe milli eğitim müdürlüğü örgütü olduğu gerçeği karşısında kamu görevlileri ile doğrudan ya da dolaylı bir ilgisi bulunmayan büyükşehir belediye örgütü ve coğrafi yapılanması ile ilişkilendirilmek suretiyle geçici görevlendirilme yapılmasına imkan veren düzenlemenin hukuka aykırılığı açıktır. Bu itibarla, 20 nci maddenin ikinci fıkrasında yer verilen “(büyükşehirlerde büyükşehir belediyesi) ifadesinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve dava sonucunda iptaline karar verilmesinin vaki mağduriyetleri önleyeceği değerlendirilmektedir.
20- Kararın “Geçici görevlendirme” başlıklı 21 nci maddesinde; “Bakanlık merkez teşkilâtında Bakan veya yetkili kıldığı makam, taşra teşkilâtında ise Bakan veya valilik onayı ile ilgili mevzuatı uyarınca verilen görevleri yapmak üzere görevlendirilen yönetici ve öğretmenler ile Bakanlığa verilmiş bir görevi yürütmek üzere diğer kurumlarda Bakan onayı ile görevlendirilen yönetici ve öğretmenlere; 16 ncı maddede belirtilen görevler ile izinli ve raporlu olunan süreler hariç olmak üzere, görevlendirmeye ilişkin onay tarihinden itibaren, Bakanlık merkez teşkilâtındaki görevlendirmeler için 1 yıl, diğer görevlendirmeler için ise her altı ayda yeni bir onay alınmak ve fiilen görev yapmak kaydıyla, yarıyıl ve yaz tatilleri de dâhil haftada 18 saat ek ders ücreti kadrolarının bulunduğu kurumca ödenir. Alınacak onayda görevlendirilecek personelin adı, unvanı, görev süresi ve yapacağı görev ile diğer hususlar belirtilir.

Bu madde kapsamında ek ders ücretinden yararlandırılan personel aslî görevi için öngörülen ek ders ücretinden ayrıca yararlandırılmaz ve öğretmenlerin ilgili müfredatı kapsamında ders okutmak üzere diğer eğitim kurumlarında geçici olarak görevlendirilmeleri bu madde kapsamında değerlendirilmez.” hükmüne yer verilerek Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı ile Bakanlığa verilen bir görevi yürütmek üzere diğer kurumlarda geçici görevlendirilen yönetici ve öğretmenlere branş ve görev yaptıkları eğitim kurumları yönüyle değerlendirme yapılmaksızın (daha açık bir ifadeyle görevlendirilen yönetici ve öğretmenin bu Karar kapsamında yöneticilik unvanı ve/veya öğretmenlik alanı itibariyle alabileceği ek ders ücreti dikkate alınmaksızın) maktu nitelikte olacak şekilde haftada 18 saat üzerinden ek ders ücreti ödenmesi öngörülmüştür.
Madde içeriğinde yer verilen hükümler incelendiğinde geçici görevlendirilen personele ek ders ücreti ödenebilmesinin ön koşulu olarak söz konusu görevlendirmenin merkez teşkilatındaki kadrolar açısından Bakan veya yetkili kıldığı makam, taşra teşkilatı açısından ise Bakan veya Valilik onayı ile yapılması hükmüne yer verildiği anlaşılmaktadır. İl İdaresi Kanunu incelendiğinde Kaymakamların atama yetkisine haiz olmasa da ilçe içinde ihtiyaç duyulan hallerde görevlendirme yapma yetkisine haiz kılındığı açıktır. Bu itibarla Kaymakamlarca yapılan geçici görevlendirmelere bağlı olarak görev yapan personele ek ders ücreti ödenmemesi sonucunu doğuracak şekilde madde içeriğinde Kaymakamlık onayı ifadesine yer verilmemesi üst hukuk normlarına aykırılık oluşturduğu gibi kamu hizmetlerinin taşra teşkilatı aracılığıyla görülmesine ilişkin Anayasa hükmümün de hilafına sonuç doğurduğu açıktır. Bu itibarla, madde içeriğinde Kaymakamlık onayı ifadesine yer verilmemesinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali gerektiği değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan, geçici görevlendirmelere bağlı olarak ücret ödenmesi açısından söz konusu görevlendirmenin belirli makamlar tarafından yapılmasını ve belirli aralıklarla yenilenmesini öngören birinci fıkra hükmü de hukuka ve Kararın diğer hükümlerine uyarlık göstermemektedir. Kararın “Görevin fiilen yapılması” başlıklı 25 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Karar kapsamında ek ders ücreti ödenebilmesi için, ek ders görevinin fiilen yapılmış olması, ek ders görevinden sayılan veya ek ders görevinin yapılmış sayılacağı hâller bakımından ise bu Kararda belirlenen koşulların oluşması şarttır. …” hükmüne yer verilerek bu Karar kapsamındaki görevlere bağlı olarak ek ders ücreti ödenebilmesi için görevin fiilen yapılması temel şart olarak ortaya konmuştur. Bu itibarla, geçici görevlendirilen personelin geçici görev kapsamında yürüttüğü göreve bağlı olarak kendisine ek ders ücreti ödenebilmesi için görevlendirmenin belirli bir makam tarafından yapılması şartı yanında belirli aralıklarla yenilenmesi şartının aranması fiilen görev yapma şartının hilafına bir düzenleme oluşturduğu açıktır. Sonuç itibariyle geçici görev kapsamında yürüttüğü göreve bağlı olarak kişilere ek ders ücreti ödenmemesi ayrıca eşit işe eşit ücret ve angarya yasağı ilkesine de aykırılık oluşturmaktadır. Bu itibarla, geçici görevlendirilen personelin bu görevlendirmeye bağlı olarak yürüttüğü fiili göreve ilişkin ek ders ücretinden ancak görevlendirilmesinin madde içeriğinde belirtilen makamlar tarafından yapılmış olması ve belirli süreler dahilinde yenilenmiş olması şartıyla yararlanması hükmünü oluşturan ifadelerin hukuka aykırılık sonucunu oluşturduğu açık olup bu itibarla Kararın 21 nci maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Bakanlık merkez teşkilâtında Bakan veya yetkili kıldığı makam, taşra teşkilâtında ise Bakan veya valilik onayı ile”, “Bakan onayı ile”, “Bakanlık merkez teşkilâtındaki görevlendirmeler için 1 yıl, diğer görevlendirmeler için ise her altı ayda yeni bir onay alınmak ve” ifadelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için gereken hukuki ve fiili şartların oluştuğu değerlendirilmektedir.
Geçici görevlendirilen yönetici ve öğretmenlere, geçici görevlendirilmelerine bağlı olarak ödenecek ek ders ücreti yönüyle asli kadrolarına bağlı olarak aldıkları/alabilecekleri ek ders ücreti dikkate alınmaksızın maktu nitelikte haftada 18 saat üzerinden ek ders ücreti ödenmesi şekli yönden eşitliği sağlamak gibi görünse de derinlemesine inceleme yapıldığında söz konusu hükmün bazı yönetici ve öğretmenlerin mağduriyetine ve ek ders ücreti yönüyle gelir kayıplarına neden olduğu anlaşılacaktır. Şöyle ki; yatılı bölge ilköğretim okulunda okul müdürü olarak görev yapmakta olan bir eğitim kurumu yöneticisinin ilçe milli eğitim müdürü olarak geçici görevlendirilmesi halinde (yibo müdürü olarak kendisine ders niteliğinde yönetim görevi karşılığında haftada 30 saat üzerinden ek ders ücreti ödenirken ilçe milli eğitim müdürü olarak geçici görevlendirilmesi nedeniyle geçici görevlendirme kapsamındaki haftada 18 saat üzerinden ek ders ücreti ödenecek olması nedeniyle) haftada 12 saatlik ek ders ücreti kaybı söz konusu olacaktır. Söz konusu ilçe milli eğitim müdürlüğü görevine ek ders görevi bulunmayan ve bu nedenle kendisine ek ders ücreti ödenemeyen bir branş öğretmenin atanması halinde ise söz konusu öğretmen bu görevlendirmeye bağlı olarak ek ders ücreti açısından haftada 18 saatlik ek ders ücreti kazanımı oluşacaktır. Bu itibarla, geçici görevlendirilen personelin asli görevine bağlı olarak alabileceği ek ders ücretinin dikkate alınmaması sonucunu doğuran bu yaklaşımın oluşturacağı mağduriyetin giderilmesine yönelik olarak maddenin ikinci fıkrasında yer verilen “Bu madde kapsamında ek ders ücretinden yararlandırılan personel aslî görevi için öngörülen ek ders ücretinden ayrıca yararlandırılmaz.” ifadenin bu yönlü mağduriyetin giderilmesine yönelik olarak yukarıda yer verilen gerekçe kapsamında yürütmesinin durdurulması ve iptali gerekmektedir.
Yüklə 243,66 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin